![]() |
EBRU sizce ne demek, EBRU size neyi çağrıştırıyor? * Suya Aşk Düştü Suya aşk yazan adamlar gördüm. Suya aşk yazan kadınlar. Kitre dolu kaba narin parmaklarını daldırıp suya şiir okuyan kızlar. Topraktan renk devşirip, renkleri suya dokuyup daha sonra onu kâğıtlarda okuyorlardı. Önce "Aşk" suya düştü, Sonra da "Su" aşka yenik düştü. Ruhun dinginliğini anlamak için ebru yapılan suya bakmak yetecektir. Duru, sessiz, sukut gibi fırtınayı bekleyen bir su. Kabaracak, coşacak, dalgalanacak sevinçlerin yada hüzünlerin habercisi olacak. Biraz sonra üzerine damlalar düşüveriyor, değişik renklerde ve tonlarda. Daha birkaç gün öncesinde yollarda ciddiye alınmadan üzerine basılan çiğnenen topraklar şimdi suyun yüzeyinde başlayacak bir fırtınanın hebercisidir. Düşen her damla daireler çizer. Gücünün yettiğince. Ardından gelen damlaya yer açar daralır sonra. Edebin anlatıldığı mekandır bir bakıma suya düşen her damla. Açılır aşkla ve kapanır utanarak. Hesapsızdır düşen damlalar atanın attığıyla kalır ve genişleyebildiği kadardır dünyadaki yeri. Fırça darbeleri Ebrucunun haleti ruhiyesini bir nebze olsun yansıtır, tedirgin, sakin, çılgın, dingin. Her bir kelime bir tarzı yada Ebrunun ruh halini yansıtır aslında. Ve bu hareketler sona giden yolda atılan birer başlangıç adımıdır. Ardından renk renk çeşit çeşit ebrular geliyor, akın akın yürek yürek. Her çeşidin bir hikayesi bir ad vereni var ömürlerini vererek adlarını bırakmışlar. Hatip ebrularıyla ölürken, bugün onun mirası yeni nesillerin ellerinde ölümsüzlüğe koşuyor. Suyun saçlarını tarıyor ebrucular, suyun rüyasını görüyorlar suyla birlikte. Gidip gelirken tekne boyu, aşka adıyorlar çizdikleri suyu. Ve laleler bahçelerden önce teknelerde açan laleler. Ardından kağıtlarda yaşayan laleler. Boy boy renk renk boyun bükmüş divana durmuş laleler. Ellerin mahareti yüreklerin genişliğince güzel, yapanın titizliğince hassas laleler. Her ne kadar öğretilmiş hareketler olsa da her sanatkarın kendine has bir lalesi ve ruhunun aynası var. Çünki her Ebrudan dünyada bir tane var. Çünki İnsanların ruh hallerinden de bir tane var. Hangi mutluluğumuz yada hangi hüznümüzün tekrarı varki. Her şey aynı bile olsa ya mekan yada gün değişmiştir. Ve her hüzün yada her sevinç bir defalıktır aslında. Tekneye yazılan her ebru gibi. Ve güller bütün güzelliğiyle sözü susturan güller. Ve saygıyla birlikte biraz sukut… Suda açarken suya ah ettiren güller. Aşk dedirten yar dedirten. Sevgiliye verilirken başka söze luzum bırakmayan güller. Sevgiliye göz atan, sevgiyi en güzel anlatan güller. Ve onu çağıran ve Ona çağıran güller. Ve Ebrucu Gül işliyor suya Muhammed'i (s.a.v.) çağrıştırsın diye ve Lale Allah (c.c.) ' a yakarsın diye eğilen dallarıyla. Bu suyun renklerle oynadığı bir aşk oyunu. Bu oyunun senaristi Ebrucu. Ebrucu daha çok yüreğini yansıtıyor suya. Renkleri serpişiyle, renklere hayat katışıyla ve sonunda aşkını gülle, laleyle ifade edişiyle önce dokunan, sonra okunan bir aşk oyunu bu. Önce "Aşk suya düştü," Sonra "Su aşka yenik düştü"… Bana birşeyler hatırlatıyor ama ne? ebru isminin bana hatırlattığı tek şey karamsarlık....o kızdan nefret ediyorum sevgiilimi elimden aldı[img]/images/smilies/biggrin.gif[/img] çok gıcığım demi:P EBRU benim için kardeşten daha ote o benim can dostum onu çok sewıorum ROMALI BEKIRI ıle barışır inşallh herzamn benm yanımda oldunu bılmek bana mutluluk werıo herkese ALLAH bole bır dost wersın he bu arada cokta ınatcı çocuga bı tamam demıo ya... EBRU SENİ ÇOK SEWIYORUMM EBRU YAŞAR.konservatuarlı assolist Ebru ebemkuşağı, gökkuşağı, rengarenk. Süsleme sanatı... nakş ber âb derler...muhayyel bir iğne ile suyun üzerine ilmikler geçer...tenin altına binbir ateşin nefes nefes girdiği gibi... suyun altında nefes yoktur...suyun üstnde hayatın rengi, nakşı, derûnunda bir nazar, suretinde hüsün, siretinde sükût, zahirinde rengin istğrakı, zatınında ruhun istiğnası vardır... nakş ber âb derler...sâkit suyun üzerine kızgın boya dökerler...mânâ odur ki...bu dünyada arındıran sudur...diğer dünyada arındıran âteş...ruhu temizliyen ebru'dur...zira ki öfkeden arınmak, nefsini susturmak vardır...o ki sükûtu musikiden iyi bilir, minyatürden derinlği ve dalgayı, mimariden rengi, hattan çizgi ötesini... âb-rû...suyun üstü...ve dahi mahir ellerden nakş ber-âb...hadi efendim sükût ile temaşadayız...bir lâle verin bize istanbul sahilinden.... Uzun zaman oldu yapmayalı.. Teknem metruk, gül dalım mahrum.. Ben yaralı.. Efendim tam ebru zamanı... güzel bi isim ama cok ya herkeste var onun icin migdem bulunayor artik daha güzel isimlerde var mesela rojdaaaaaaaaaaaa Kaynak:Antropoloji |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:08 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.