2 days in paris
 

* 2007 Belçika -Mons Film Festival- Coup de Coeur Ödülü'nü alan film.



* 2007 filmekimi'nde 23 Ekim Salı saat 16.00'de izlenebilecek film.







--spoiler--



http://www.iksv.org/filmekimi_2007/



--spoiler--



* julie delpy'nin before sunset'ten sonra bir kez daha senaryo yazmaya girişmesi sonucu ortaya çıkan leziz romantik komedi. ilk yarı gülmekten kırılırken ikinci yarıda duruluyor, ilişkilerin klasik sorunlarına göz tanığı oluyorsunuz. üstüne paris'in güzellikleri ve fransız kÜltürüne yakın bir bakış da cabası. julie delpy gerçekten "olmuş" ve bu tarzda birkaç senaryo daha yazarsa, adı eminim ki sinema tarihinde ayrıcalıklı bir yere yazılacaktır.



yönetmenliği de kendisi eline alan delpy, başrolü before sunrise'ın başında, uyuyan bir yolcu olarak cameosunu görebileceğiniz adam goldberg'e vermiş. mükemmel bir seçim. ethan hawke veya bir başkasıyla bu film olmazdı, olsaYDI DA mizah unsuru eksik olurdu.







--spoiler--



"before sunrise sonrasında aşıklar buluşamadığında ne olduğunu" before sunset'te görmüştük. burada da hiç ayrılmadıklarını, birlikte birkaç yılı devirdiklerini ve kızın memleketine, fransa'ya 2 günlüğüne ziyarete gittiklerini varsayıyoruz ve film bu iLiŞKiLENDiRME babında daha da leziz bir hal alıyor.



--spoiler--







önceki iki filmi sevmiş olanların kayıtsız kalamayacakları bir film 2 days in paris. tüm sevenlerine önerilir.







http://www.imdb.com/title/tt0841044



* bir ilişkinin ekstrem öğeler içermeden de başarılı bir şekilde perdeye aktarılabileceğini gösteren film. tam olarak doruk noktası, teninize dokunan yerleri şuradadır, julie delpy'nin ağzından dökülüverir.







--spoiler--



it always fascinated me how people go from loving you madly to nothing at all, nothing. it hurts so much. when i feel someone is going to leave me, i have a tendency to break up first before i get to hear the whole thing. here it is. one more, one less. another wasted love story. i really loved this one. when i think that it's over, that i'll never see him again like this.. well yes, i'll bump into him, we'll meet our new boyfriend and girlfriend, act as if we had never been together. then we'll slowly think of each other less and less until we forget each other completely. almost. always the same for me. break up, break down. drunk up, fool around. meet one guy, then another, fuck around to forget the one and only. then after a few months of total emptiness start again to look for true love, desperately look everywhere and after two years of loneliness meet a new love and swear it is the one, until that one is gone as well. there's a moment in life where you can't recover any more from another break-up. and even if this person bugs you sixty percent of the time, well you still can't live without him. and even if he wakes you up every day by sneezing right in your face, well you love his sneezes more than anyone else's kisses.



--spoiler--



* bir ilişki nasıl bu kadar relax olur yada herleyt nasıl bu kadar rahat irdelenir ve konuşulur insanı şaşırtan film. gerek sevgililerin diyaloğu, gerek aile fertleriyle geçen belden aşağı sohbetler bunların dışında kadının sevgilisinin yanında sokakta rastladığı eski sevgilisi olan adamla samimiyeti ve bunun üstüne yeni sevgilisine blow job itirafları ama herşey biryana partideki hitler bıyığı ve faşist vajinalar diyalogunun beni gülmekten kopardığı filmdir. he bu arada eğer yabancı bir sevgiliniz varsa gün gelirde onun ülkesine gitmeniz gerekirse o ülkenin dilini öğrenmeye bakın mesajı verir film. zira bindikleri ikinci taksideki adam, kadının sevgilisinin fransızca bilmemesinden yararlanarak asılma olayını azıtıp olayı baya ileri götürmüştür.