Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Sözlük (http://www.hayatimdegisti.com/forum/sozluk/)
-   -   delikanli (http://www.hayatimdegisti.com/forum/sozluk/172228-delikanli.html)

bluemoon24 11-01-2009 11:22 PM

delikanli
 
* türkçe dostu olduğunu öğrendiğim zaman kanımın kaynadığı rumuzunun hakkını veren yazar.



* sözlüğe "delikanlımühendis" rumuzuyla başlangıç yapan, sonradan ekşi sözlüğün saldırısı neticesinde aynı rumuzu 7 kişinin daha almasına ve küfürlü yazılar yazmasına üzülüp artık sözlüğe "delikanlı" rumuzuyla giriş yapan ve eski rumuzunu çok özleyen yazar..



* kanı deli deli aktığı için bu ismi alan,çocukluktan çıkmış genç erkeğe verilen isim.



* bu kesinlikle doğuştan gelen yapısal bir özelliktir. delikanlı olmak her babayiğidinin harcı değildir.



* bir de bunun sözlük yazarı ve mühendis olan türü mevcuttur.



* insan ruhunun en dip köşelerini olağanüstü iyi anlatan bir dostoyevski romanı, dostoyevski romanlarında görülen ödipal karmaşanın en belirgin olduğu romandır ve bazı yönleriyle karamazov kardeşler'e epey benzemektedir.



* kişinin bir tepki vermeden evvel düşünmediği zamanları anlatan terim. ataklığın kan a bağlanması ilginçtir. yaşanan tecrübelerle alakalı olduğu bir gerçektir.



* DAYAK YEMEYEN DEĞiL,HER NE OLURSA OLSUN YEDiĞi DAYAĞI HAKETMEYENDiR.



* sevmek çay, sevilmek ise şeker gibidir. delikanlı adam çayı şekersiz içer.



* dünyayı umursamayan, günlerini canının istediğini yapmakla geçiren...kısacası kendini düzene ve sıkıya sokmayan insandır.



* şu sıralar anlamı yitirilmis kavramdır. önüne gelen delikanlıyım diyor. hatta pesine bir iki adam takıp,elinde bıcagı olan delikanlı zannediyor kendini...



* yalnızlıktan ve dış dünyadan kopmaktan özel bir ruhsal kıvama ulaşan genç ve tipik bir fyodor mihailovic dostoyevski kahramanının hikayesidir. yazarın en büyük kitapları arasında hiç sayılmayan bu romanı ilginç yapan şey, tıpkı kahramanı gibi yazarında büyük amaçlarla kendi akıl karışıklığı arasında bölünmüş gözükmesidir.



kitabın kahramanı küçüklüğünde yatılı ve özel bir okulda eğitim almaktadır. ailesi okul ödemelerini geciktirmiş ve okul müdürü bu duruma iyice sinirlenerek roman kahramanına sert davranmaya başlamıştır. burdan yola çıkarak şöyle bir kesiti vardır romanın







"elinde mektupla içeri girdi. altı arkadaş oturup bir şey ezberlemeye çalıştığımız büyük, meşe masamıza yaklaştı, omuzumdan kuvvetlice yakalayıp havaya kaldırdı beni. defterlerimi toplamamı istedi. içinde derme çatma bir masa, hasır bir sandalye, muşamba kaplı bir divan olan hol ün solundakii küçük odayı göstererek, "senin yerin burası değil orası" diye bağırdı. son derece şaşkın yüzüm kıpkırmızı yürüdüm. daha önce hiç kaba davranmamıştı bana. yarım saat sonra tuşar



* sınıftan çıkınca arkadaşlarımla bakışmaya, gülüşmeye başladık.



kuşkusuz bana gülüyorlardı, ama ben bunu fark edemiyor neşeli olduğumuz için gülüştüğümüzü sanıyordum. Hakaretin ne olduğunu bilmiyordum henüz..."







okunmalıdır. muhakkak.



* delikanlı piskopat değildir. zira delikanlılık kavgayla dövüşle ölçülebilecek bir şey değildir. yani delikanlı demek eli kanlı demek değildir.



tanım olarak çocukluktan çıkmış erkeği karşılar iken bir de mecaz anlamı vardır ki o da sözünün eri insandır. namusu şerefi için yaşayandır. bunu da cümle içinde kullanacak olursak: delikanlı hata yapmayan değildir, yaptığı hatayı kabul edendir. yeri geldimi özür dilemesini de bilendir. *



* yaşla değil ruhla ilgili .



* Gerçek manada efendi insanlara uygun bir tabir olup günümüz gençliği bu kelimeyi götünden anlayarak takım elbise ile dolaşan, küpe takmayan, jöle sürmeyen, sevgilisi ile yolda yürürken elini tutmayan gençliğe mal etmiş bu da yetmezmiş gibi delikanlılığın sınırlarını genişleterek bunu namus bekçiliğine uyarlayacak kadar ileri götürmüştür. acıdır , kahredilesidir ama gerçektir ki bu adamlar plajda güneş gözlüklerinin arkasına gizlenerek elalemin karısını kızını dikizlerken bunu utanmanın,namusun sınırları dışında tutarlar , terkedilirken kız arkadaşlarını dövecek, sövecek kadar küçülürler elde tesbih ile şakur şukur milletin kulaklarının taa içine kadar sıçmak da ayrıca delikanlılığa özgü bir hal almıştır. eline allah rızası için bir kitap almaz okumaz okuyanlara da ya faşist ya kominist gözüyle bakar oysa gerçekte her iki kelimenin de ne anlama geldiğini bilmez ayda senede bir gazete okusa spor ya da magazin sayfasından öte aşamaz, ama iki üç delikanlı biraraya geldi mi devlet yıkar yerine yenisini kurar.



ve son noktayı bir delikanlı "gerekirse ben bu vatan için canımı feda ederim" sözlerini sarfederek koyar, oysa farkında değildir ki vatan vatan dedikleri o delikanlı yobazlar yüzünden bu hale gelmiştir.



* Delikanlı







Dinler isen sana bir şey söyleyim



Gönüllüye gönül ver delikanlı



Gönülsüz olanın gitme peşinden



Sana olmadığını der delikanlı







Gönülsüz gövdeye elin uzatma



Aman sakın böyle bir hata yapma



Zorbalık eyleyip yanlışa sapma



Biraz kendine gel, dur delikanlı







Yare yar olmadın kendini tanı



O zaman bilirsin canı,cananı



Tanı gönlümde yatan aslanı



Ona saygıyınan var delikanlı







Sevda ateeştende betermiş derler



Hasreti burnunda tütermiş derler



Her gönülde bir aslan yatarmış derler



Gönüldeki aslan yar delikanlı







Tepeden bakarak konuşma boşa



Dengesiz sevgiler gider mi boşa



Engin ol,aslanın gönlünü okşa



Eğer yaralıysa sar delikanlı







Garibim zorunan gönül alınmaz



Gönülsüz gönüle sahip olunmaz



Kıskançlık deliliktir, çare bulunmaz



Bunu bir bilene sor delikanlı







neset ertas



* yirmi beş yaşına girmeden mutlaka okunması gereken dosteyevski kitabı. sonra girilen yoldan dönmek için çok geç olabiliyor..



* delüğanlı şeklinde söylenmesi makbuldür.



* bıçkın delüğanlı şeklinde söylenmesi daha bir makbuldür.



* delikanlı denince hep 8-10 yaşlarında yaşadığım bir mazim gelir aklıma.



simit almak için camekanın yanında duran simitçi amca'ya doğru yanaştım. benden önce bir aile simit alıyordu ve 2 ufak erkek kardeş benim yaşlarımda, büyüğü aldı simiti, simitçi amca'da delikanlı kardeşinede varsene simiti paylaşın dedi ama delikanlı denen büyük kardeş simiti tek başına yemesi nedendir bilmem hep bende bildiğimiz bu delikanlılığın aslında çok iyi bir şey olmadığını fark etmişimdir. delikanlılığın tanımını çoğu insan yanlış bilir, senin bildiğinin doğru olmasını umuyorum.



yani senin benim bildiğim bu delikanlılık tespih çekmek, bi sorunun varsa gel koçum!



höyyyt deluğanlı bizede bak!, etrafta ahkam kesen, denmesi hep bi bu mudur serzenişleri yaratmıştır. türk dil kurumuna inat bir türkçe ile kelimenin yozlaştırılması diye ben buna derim.



oysa öyle mi olmamlı yaşıtlarına nazaran etrafındakilere örnek olması gerekirken. elde tespih, beyaz gömlek, siyah takım elbise, sivri topuklu ayakkabı ve etrafına fütursuzca emirler savuran kişiyse ben delikanlı diyemem bu insan evladına.


WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:52 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.