tesaduf

[bluemoon24]

* Yalnız ihtimallere bağlı olduğu düşünülen olayların kesin olmayan,değişebilen sebebi.Rastlantı,rast geliş.



* Asla olmayan hadise.Dünya üzerinde hiçbir olay tesadüf değildir.



* aziz yildirim'a göre galatarasay'ın uefa kupasını alması durumudur.



galatasaray'lıların da cevabı hazırdır.



"sana göre tesadüf, bize göre s*ke s*ke..



sen rüyanda göremezsin, kupa bizim müzemizde." *



* rast



* görükle'deki hoş bir kafeteryanın adıdır.



* dünyanın varolma sebebidir bazılarına göre ama hicbirsey tesaduf eseri olusmaz



inanmayan harun yahya ya sorsun



* allah ın varlığından gafletle neticeyi rastlansal sebeblere bağlamak



* Tesadüf dediğimiz, doğanın kurgusu. Suskun çığlıklar arasında çağırdıklarımızın görüntüsü. Her an, başka bir an'a vesile. Her korku bir mutluluğa, her acı bir seviye. Hoş geldin dediğimiz her can, bir doğuma gebe, bir müjdeye.



* fenerbahcede bulunan genelde irc aleminin takıldığı, gitme tenezzülünde bile bulunmadığım cafe



* tesadufler bir daha tesaduf olamayacak kadar tesadufi seylerdir



* hayatımızın gidaşatını belirleyen bir sonraki adımın ne olacağı konusunda belirleyici bir faktör olan an kesişmesi, hayattaki herşey bir tesadüftür, herşey değişebilir.





* mükemmel yazılmış senaryodaki* bize ilginç gelen olaylara verilen isim.



* şaşırıp ta inanmak istemediğimiz ve hiç yoktan sebebe bağladığımız ve adına da tesadüf dediğimiz olay karmaşası.



* sans'ın yol arkadaşı.



* londra üniversitesi uzmanları ve ünlü ingiliz tarihçiler,geçtiğimiz iki yüzyıl içinde yaşanan tesadüfleri araştırmışlar.işte onlardan biri: ingiltere'nin bristol limanı açıklarında 5 aralık 1668'de bir şilep batmış.yalnızca hugh williams adlı bir yolcu kurtulmuş.1784'te aynı bölgede yeni bir kaza olmuş ve 60 denizci arasında yalnızca ikinci kaptan hugh williams kurtulmuş.1952'de aynı yerde üçüncü bir şilep batmış ve kurtulan tek yolcunun adı hugh williamsmış.*



* Su arıtma cihazı satan bir öğretmen yün atlet vs. satan bir adamın dükkanına girer. * dört tane dize takılan yün bilmemne alır.



+ Amca indirim yapmayacak mısın? ben öğretmenim bu sıcakta ikinci bir işte koşturuyorum.



- A evladım ben de edebiyat öğretmeniyim.



* "tesaduf, tanrinin fark edilmeden gecip gitmek icin burundugu bicimdir."







jean cocteau **



* kasvetli bir haftasonu sabahına uyanılıp, ilk iş olarak camdan bakılınca aşağıda babanın işe taksiyle gittiğini belgeleyen arabasını görmek. telefonları kimse aramasın diye kapatmak, kahvaltı bile etmeden arabaya atlayıp, kafanın estiği yöne doğru bilinçsizce arabayı sürmek. sonunda herhangi bir yoldan sapmak, uzunca geçilen ağaçlıklı yollarda "yalnızlık ömür boyu" dinlerken, onlarca yıllık uzun çınarların arasından, doğduğunuz köşke ulaşmak, yakacık'ta olunduğunu farketmek.







yaşlanmış bekçiyle karşılaşmak, onun sizi "küçük oğlan" diye sevinç çığlıklarıyla karşılaması. eve girmek. eskimiş ve toz kokan evin 4. katında, 5 yaşınızdayken, şimdi hasta yataklarında yatan halanızın sizi "kuzum" diye severken elinize tutuşturduğu ufak oyuncakla rastlaşmak. gözünüzün önüne bahçelerde koşan 6 yaşındaki halinizin gelmesi.







pazar sabahları rum kadının hazırladığı müthiş kahvaltıyı kocaman bir aileyle yemek için indiğiniz mutfağın şimdiki bomboşluğunda eski bir teybe rastlamak. teybi açınca bu su hic durmaz ın son notalarını duymak. gözlerinizi kapatıp, yaşlarınıza engel olmaya çabalarken, bir anda "yalnizlik omur boyu"nun başlaması.







ilk odanıza çıkıp ormanı seyretmek.







eve gelince "ne yaptın oğlum bugün?" diye soran anneye sadece sarılmak.







...







tesadüfler eski bir fotoğraf gibi şimdi. ömür boyu ve yalnız.



* yazılanı yaşamaktır. kimi kader der, kimi alın yazısı oysa hepsi bir. tesadüf saati vurunca olandır. saati ve anı.







" tesadüflere inandım hep. güzel şeylerdi tesadüfler beni hayata bağlayan. bir küçük yavru kedi tatlılığında. hiç dokunamadığım gözümle sevdiğim, ciğerden sevdiğim.







5 dakika ile kaçırdığım otobüs ile fakültenin arka kapısından içeri girmemdi belki kaderi mi yazan, günaydın demem hiç tanımadığım bir kıza. sonra dünyada olmaz dediğim biri ile yeni yılda bir şekilde tanışmam hepsi bir tasadüftü. acaba ?







kanal değiştirirken sürekli aynı klibe denk gelmek miydi tesadüf!







tesadüflere inandım inanmak istedim. güzel rastlaşmalar olsun istedim. adı şans olsun istedim. balık gibi, kısmet açsın, güneş olsun yolunu aydınlatsın.







sen benim en güzel tesadüfümsün, ellerinle çizdiğin. ve çizik attığın belki. artık şansı ya döndür ya güldür. bekleniyorsun. umrunda mı? bir küçük tesadüftür beni sana bağlayan. karlı bir okul günü çayın buğusuna sesini katıp içmek ve ısınmak.







sen de tesadüflere inan. "



* aziz yıldırım'a göre tekrarlanmayan, yinelenmeyen başarılar tesadüftür.









* tesadüf nedensiz, başıboş değildir. kontrol altındadır fakat bu bilgi herkeste yoktur. evrimsel farklılıklar çok inanılmaz mekanizmalar, binlerce etkileyen ile ortaya çıkar, karmaşıktır, bu yüzden tesadüf denir. yani tesadüf bağımsız değil aksine birçok şeye bağımlı yüce yaratıcının kontrolunda olan bir şeydir.



* rastlantı gibi bir anlamı olmakla beraber aslında varolmayan birşeydir.herşey bir işaret ve bunu ayarlayan bir güç var.tesadüf hiçbir zaman olmadı.biz sadece piyonuz.yaşamamız gerekiyor ve yaşıyoruz.duygular ve akıl insanı sonsuzluğa götürüyor.hayal dünyasına taşıyor ve orda piyonlar vezir oluyor.gerçekmiş gibi düşlüyorlar ama insanlar bu kadarını anlayabiliyor sadece.anladıklarını tesadüf olarak adlandırmış piyon ama bu basite indirgemek sadece.