uao den nevruz da tutuklanan cocuk icin kampanya
 

* uluslararasi af orgutu



* tarafından, 21 mart 2008 turkuye genelinde nevruz kutlamalari sırasında yaşanan hoş olmayan olaylar sırasında Hakkari de güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınıp tutuklanan ve kendisine polis tarafından işkence edildiği hususunda iddialarda bulunan 15 yaşında ki çocuk için başlatılmış olan, katılımcıların başta iç içleri bakanlığı ve insan hakları bakanlığı olmak üzere sorumlu mercilere söz konusu tutuklu çocuğun akıbeti hakkında ve adil yargılanması, güvenlik güçlerinin toplumsal olaylara müdahalesinde hukuk sınırlarını aşmaması, işkence ve kötü muamelenin önlenmesi vb. konular içeren mektupların gönderilmesi şeklinde gerçekleştirilmesi planlanan kampanyadır.







Görüldüğü üzere uaö, türk televizyonlarından tüm dünyaya yansıyan ve neredeyse newrozun kutlandığı tüm illeri bir savaş alanına çevirip de savaşı andırır manzaralar yaşatan olayları izleme sonrasında ve özellikle de 18 yaşından küçük daha çocuk suretlerin yetişkin muamelesi görüp de tutuklanması ve bir de tutuklananlara insanca muamele yapılmadığını bilakis işkence edilme başta olmak üzere türlü kötü muamelelerin reva görüldüğü bilgisi üzerine bizlerin yapamadığını yapmıştır.







Ne mi yapmıştır ? hukuk kuralları çerçevesinde yaşanıldığı ve medeni addedilen ama kimi uygulamalar sırasında beliren manzaralardan hukuksuzluğun ayyuka çıkarılmış tasarrufların ayan beyan ortalık yere dökülmesi karşısında bizzat bizlerin göstermesi gereken duyarlılığı göstermiştir. Ya bizler ne yapmışızdır ? hamasi nutuklar atıp faşist ağzı ile yaşanan her türlü hukuksuzluk, hak ihlalleri, anti demokratik uygulamalar ve nihayetine newrozda dayak yiyip de tutuklanan ve tutuklandıktan sonrada işkence görüp adil yargılanmaktan yoksun bırakılan 15 yaşındaki çocuğun tutsak kılınması karşısında alkış tutup gerdan kırmışızdır



* .







Hiç kuşkusuz söz konusu günde



* yaşanmış olan, televizyon karelerine yansıyan ve görülür bir biçimde içte var olan şiddeti dışa vurma biçiminde sergilenen ve demokratik bir hak olan gösteri hakkının suistimal edilmesi olarak gerçekleşen olaylar, bir takım niyeti bozukların tezgahladığı tasvip edilemez bir oyundu. Şiddet yanlısı bir kendini ifade biçimi olamaz, olmamalıdır da ve olursa demokrasi ve haklar ile bir alakası olmaz. Bu noktada ben de söz konusu günde yaşananlar nedeniyle tepki duymaktayım, şiddet sevicilere.







Ama olayın bir başka boyutu ise, her ne olur ise olsun, isterse bir kalkışma dahi olsa hukuk içerisinde yaşandığı ve hukuk kurallarının geçerli olduğu dillendirilen bir ülkede düzeni tesis etmek ve hukuku uygulamakla yükümlü olanlar, karşılarında beliren ve düzeni tersyüz edipte hukuksuzluğu var etmeyi amaçlayanlar ile bir seviyeye düşmemelidirler.







Nasıl mı düşmeyeceklerdir ? tabi ki, hiçbir suretler hukuktan sapmadan, keyfi tasarruflarda bulunmadan ve yetkileri ile ellerindeki güçleri bir anlık şahsi duygularının etkisinde kalıp da bunu davranışları ile icraatlarına yansıtmayarak gerçekleştireceklerdir.







Ancak bu şekilde tam anlamı ile demokrasi sağlanmış olur ve bireylerin hakları korunur.







Söz konusu kampanya dahilinde oluşturulan mektup da şu satırlar yer almaktadır:







[ "C.E.'nin bağımsız tıbbi muayeneye ve uygun tedaviye erişiminin sağlanması.







C.E.'nin polis memurlarından kötü muamele gördüğü iddialarının derhal, bağımsız ve etkili bir şekilde soruşturulması sorumluların yargı önüne çıkarılması.







Gösterilerde polisin uluslararası hukuk içinde davranması, ancak kesinkes gerekli olduğunda ve gerektiği kadar kuvvet kullanması." ] 1.







kaynak: [ bianet ] 1.



* akp kapatılırken yetis ab kapatiyorlar bizi diyen gerzekleri eleştirenlerin, gerzekçe dış dünyadan yardım talep etmesidir.







farkında mısınız başı sıkışan başka kapıda . eeee... başvurulanlar da haklı . bana da iki fıstık gelse ikisini de sırayla oturturum kucağıma.







yuruyun be kim tutar sizi