![]() |
malina ingeborg bachmann tarafından kaleme alınan mutlak aşkın romanıdır.iki kişinin hiçbir zaman aynı anda paylaşamayacağı, ancak iç dünyaların yoğunluğunda yaşanabilen bir aşkın romanı. lacrimosa'ya ait bir şarkı. sözleri, sevilen kişiye çağrı şeklindedir. nur erträumt doch so oft versäumt tief in mir schreit es laut nach dir hörst du nicht? ich rufe flehend dich! zu halten brenne ich! zu lieben lebe ich! nur für dich! siehst du nicht? mein herz erwartet dich! es kam zu lieben dich! doch jetzt verbrenne ich! siehst du nicht? hier in mir scheint die nacht über dir und der traum zerbricht wie so oft im licht hörst du nicht? ich rufe flehend dich! zu halten brenne ich! zu lieben lebe ich! nur für dich! siehst du nicht? mein herz erwartet dich! es kam zu lieben dich! doch jetzt verbrenne ich! siehst du nicht? ich glaube ich habe angst vor dir, vor mir, vor uns hörst du nicht? ich rufe flehend dich! zu halten brenne ich! zu lieben lebe ich! nur für dich! siehst du nicht? mein herz erwartet dich! es kam zu lieben dich! doch jetzt verbrenne ich! siehst du nicht? x2 ingeborg bachman'ın ölmeden önce todesarten-ölme biçimleri- başlığı altında yazmayı plandığı dizinin ilk kitabıdır. bachman'a göre faşizm önce günlük ilişkilerde ve iki kişinin arasında başlar.kıyımların, seri cinayetlerin arkasında yatan günlük cinayetlerdir.malina, mutlak aşkın ve bu günlük cinayetlerin sorgulandığı kitaptır. en sevilmeyen eserlerine bir göz atınca, bunların gayet iyi giriler olduğunu görüp şaşkınlığa düşmeme neden olan, bilgili, analizci, takip edilesi yazar. kötüleme üzerine gelen edit: sadece en sevilmeyen eserlerinin değil, bütün yazılarının çok iyi olduğunu düşündüğüm, takip edilesi bulmakla yetinmeyip, sürekli takip ettiğim yazar. kendisini bunaltmayacağımı bilsem sürekli tebrik mesajı atardım hatta. ve benim için asıl huzursuzluk kaynağı olan durum, varlığımın asla onu tedirgin etmemesi, varlığımı istediği zaman algılaması, söylenecek bir şey olmadığı zaman algılamaması sanki evin içinde sürekli birbirimizin yanından geçmiyormuşuz gibi, sanki günlük hayatımız içinde birbirimizi görmezlikten, duymazlıktan gelmemiz olasıymış gibi. o zaman bana öyle geliyor ki, malina huzurlu, çünkü ben onun için çok önemsiz artık çok bilinen bir ben'im beni bir çöp gibi, varlığı gereksiz bir yaratıkmışım gibi fırlatıp atmış sanki yalnızca onun kaburga kemiğinden yaratılmışım ve başlangıçtan bu yana onun için gerekli değilim... diyen i. bachmann faşizmin ne ilk atılan bombalarla ne de terörle olduğunu belirtir. faşizm: iki insan arasındaki ilişkide başlar, der. ve gün gelecek bütün insanlar kendi özgürlük kavramları karşısında da özgür olacaklar. malina böylesi bir aşkın böylesi bir özgürlüğün anlatısıdır. daha büyük bir özgürlüğün olması için. @1445768 no'lu girisi ile kopartan yazar. okunası girileri var, başarılarının devamını diliyorum. ''ıvan'ı düşünüyorum. aşkı düşünüyorum. damardan verilen gerçeği. ve bunun etkisinin ne kadar kısa sürdüğünü. bir sonraki, daha yüksek dozu. sessizliğin içinde düşünüyorum vaktin geç olduğunu düşünüyorum. iyileşmez artık.ve çok geç. ama hayatta kalıyorum ve düşünüyorum. ne gelirse gelsin farklı olacak. ben, ıvan'da yaşıyorum. ıvan'dan sonrasında değil.'' ne denilebilir ki..aşk üzerine yazılmış en anlamlı satırları barındıran kitaptır benim için.. bu hoşuma gitmiyor, böyle birşey tahmin etmemiştim zaten, ve burada, içinde yaşadığın şu mezardaki bütün kitaplar, başkaları da olmalı, olmak zorunda, exultate jubilate gibi örneğin, insan sevincinden havalara sıçrasın diye, senin de sık sık olur sevincinden havalara sıçradığın, o halde neden öyle yazmıyorsun? bu acıyı pazara çıkarmak, dünyadaki acıları arttırmak, tiksinti verici birşey bu, bütün kitaplar tiksindirici. nedir bu saplantı, hep bu karanlığa saplanıp kalmak, her şey hep hüzünlü, ve bu sayfalar aracılığıyla daha da hüzünlü kılıyorlar. şuna bak rica ederim: bir ölüler evinden, özür dilerim ama benden uzak kalsın. evet ama, diyorum ürkek ürkek. aması yok, diyor ivan, hep aynı anda bütün insanlık için ve insanların yarattığı huzursuzluklar için acı çekiyorlar, savaşları düşünüyorlar ve daha şimdiden yenilerini tasarımlıyorlar, ama benimle kahve içtiğinde, ya da birlikte şarap içtiğimizde ve satranç oynadığımızda, o zaman nerede kalıyor savaş, nerede kalıyor açlık çeken, ölüme giden insanlık, ve senin çektiğin acının nedeni gerçekten bunlar mı, yoksa yalnızca partiyi yitirdiğin için, ya da biraz sonra ben çok acıkacağım için mi acı çekiyorsun, ve neden gülüyorsun şimdi, yoksa insanlığın şu anda gülmek için çok mu nedeni var? ... kitaptan mutlak aşk'ın romanıdır. üzerinde en çok sözü söylemek için tüm gücünüzü harcasanız da, kendini size asla teslim etmeyen romandır. öteki ben malina, kişideki bütün dünyevi aşk pratiklerini saf aklın duvarına asar. bu noktada, hayat, aşk ve ölüm arasında pek fazla fark olmadığına sanısına kapılırsınız. bachmann imdadınıza yetişir: herkes aşık olamaz çünkü aşk, bir sanat eseridir. mutlak'a okumak gerekir. 4. nesil yazar . biliyorum kızacak bana nickaltı yazdım diye . istemiyor çünkü. gıcık oluyor nickaltı durumuna. neyse gıcık etmekten hoşnutum . önce onu belirteyim .güzel adamdır. adam gibi adamdır bu. sohbeti iyidir. bilgilidir çünkü. işkembe i kübradan atmaz. düşünür de konuşur. düşünür de yazar. doneleri vardır , değerlendirir de yazar. okurum bu adamın yazılarını. severim de kendini. fikirlerine önem verdiğim insanlardan biri. neyse bakın bir yazılarına anlayacaksınız ne sağlam kalemi olduğunu . daha fazla yazmayayım döver beni şimdi neme lazım .. yılgınlık ve yabancılaşmaya dair ettiğimiz karşılıklı kelamlardan sonra adorno'nun şu sözlerini hatırlayıp alıntılamama neden olan yazar: zararsız hiçbirşey kalmadı. küçük zevkler, düşünme yükümlülüğünden azade tutulduğunu sandığımız bütün o yaşam belirtileri, artık yalnız dikkafalı bir bönlüğü, inatçı bir körlüğü yansıtmakla kalmıyor, kendi karşıtlarına da hizmet ediyorlar. çiçeklerin üzerine düşen dehşet gölgesi algılanmadığı anda bahar dalı bile tatlı bir yalana dönüşür ne kadar hoş gibi masum bir ünlem bile mide bulandıracak kadar nahoş bir varoluşun mazereti olur. artık güzellik ve avunu yoktur -korkunç olanı gören, ona dayanabilen ve olumsuzluğun avunusuz bilinci içinde yine de daha iyi bir dünya olasılığına bağlı kalan bakıştan başka...... geçtiği yollardaki kirleri üzerinde biriktirip de sağ salim onu her daim kanayan kutsal topraklara ulaştıracağına inandığı gelinliği baştan sona kan ile temizlenmeye çalışılmış pippa bacca'nın yarılmış bacakarası ve çamura boğulmuş cennetsel bedeninin yerin 70 santim altından çıkarıldığı bu toprakların artık ona çok ağır gelmesi sebebi ile sözlüğe bir süre yazamamaya karar vermiş yazardır. adorno auschwitz şiir birlikteliğini şu ana kadar her zaman sivas-madımak ile ucundan da olsa yakınlaştırıp da bunun sıkıntısı içine zamandan zamana girerken bunun yanına artık pippa'nın göksel cesedi yerleşmiştir, ve hiç bir zaman mümkün olmamakla birlikte, bir süre bunu hazmetmeye çalışması gerekmektedir. saçımın tek bir telini bile şimdi daha iyi tanıyor değilim ve kendime eskiye oranla tek bir adım bile yaklaşamadım. arkamdan hep meçhul bir kadın izledi beni, bir başka meçhul kadınla birleşmek üzere. Kaynak: İtüSözlük |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 01:28 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.