benn - 5

[bluemoon24]

* mallık beleş. margarita ve koca gözlü meksikalı kızlara selam. öküzler ironiden nasipsizdir. kelime bilgileri olsa da bunları tez babında ileri sürme gayretinden ziyade bir icraatları olamaz. ah bir de "alın bunu, asın bunu. nasıl kodum da helyum doldum." tavırları yok mudur sabaha karşı 3'leten. hiçbir somut delil sunamadan, salt tahmin temelli o'sun, bu'sun, şu'sunlardan öte gidemeyecek kokuşmuş didaktik bir jargonla sunulmuş safsatalar bütünü.







karşı yazarın fikren yetersiz olduğu savının delili de şahısca fikir olarak kabul edilemeyen şeklinde betimlenmiş başlık altlarında iddia sahibinin kendisini sayfalarca cevaben parçalaması şeklinde tezahür etmiş ki bu da işin stand up ve psikolojik travma yaşanmışlığının delil kısmı. aksi olsa, tüm yazılanlar cevap verilebilir kıymeti haiz olabilirdi.







zihnin son soyfalarına kayıt amacıyla incelenesi bir form aslında:



tahminleri döngüsel nedensellik şeklinde zuhur ediyor "o, bu , şu" diyerek tahmin olarak baştan savladıklarının ardından gelen ve değersiz bulunana kati yaklaşım tarzı olan ironi, sarcasm, nükte, hiciv cevaplara binaen yüzeysel tahminlerini "ben demiştim"le pekiştirip kaziyelerini nosyondan fersah fersah uzak mevkisine rağmen aksiyomlaştıran birey semptomların işaret ettiği üzere histriyonik kisilik bozuklugu'nun en üst aşamasında.







yine cevap verecek, yine yazacak, yine delirecek, yine bunun işi bitmişlere yaslanacak ve yine her daim yaptığı gibi ad hominem'i kendi sığ jargonu ile sav-unmaya dönüştürecek. bu durumun/rahatsızlığın çözümü basit her yazacağı mükerrer nevrotik bulgu mesabesinde olacağından işbu entry her son yazılanın altına copy paste suretiyle tedavi amaçlı lokasyon değiştirecek.







edit:



varan 1. varan 2. varan 3. varan 4.=

***



böyle bir başlık açaraktan, fare-kedi paradoksunu yaratmış, adnan hoca'yı sokrates, müridlerinide bahçe de sokrates'i pür dikkat dinleyen filozof adayları olarak betimleyebilme komikliğine imzasını atmış ve benimde bu betimlemeden yola çıkaraktan kendisinin biyografisini ele almış olduğum''radikal bir müslümanın yitirilen otonomisinin anatomisi'' isimli hazin ve duygu yüklü eseri yazmama neden olmuş, bu eserin yayımından hemen sonra, eser'in komik ve karikatürsel bir ambians'a sahip olduğunu düşünen leman tayfası tarafından, kötü kedi şerafettin'in manitası olaraktan lemanyak'a transfer olmuş yazardır.



Felsefe'ye dair yaratmış olduğu derinlik korkusunun ya da kedi-fare paradoksunun nedeni gerçekte felsefe değildir,bu yanılsama''derin olan kuyu değil, kısa olan ip.'' ya da ''fare, kedi'den korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar'' Şeklinde ki veci'zelerle daha anlaşılabilir bir konuma indirgenebilir.



Ayrıca aynı başlıkta yazılmış olan''felsefe itiraza ve bir diğer itiraza ve sonraki itirazlara itiraz etmek üzerine bina edilmiş itirazlar toplamıdır. bu sözü benn uydurdum. bence suffer oldu. aksini iddia edene itiraz ederim. zaten aksini iddia eden de itiraz etmiş olur. ve böylece benim önerme belit olur. işte felsefe böyle bir şeydir. çok hoşmuş d'mi'' şeklinde ki belirlenim, parmenides diyaloğlarında ki ''bir ister olsun ister olmasın : bir' in kendisi ve öteki nesneler açısından kendi ilişkilerine göre ve karşılıklı ilişkilerine göre hepsi her şekilde olur ve öyle olmazlar, öyle görünürler ve öyle görünmezler." Tez'inden araklama bir totoloji olduğunuda değerli kamuoyuna deklare etmektede büyük fayda var.



Ayrıca, marks'ın ''din kitlelerin afyon'udur'' belirleniminden devşirilerek ortaya atılan''felsefe insanları uyuşturan bir afyon'dur'' isimli skandal başlık incelendiğinde-ki bu başlık kendi içinde fazlalıklar taşımakta, bu fazlalıkta bu başlığı açan kişinin, transandantal'lık



* tan bi haber olduğunu göstermektedir, bu bi haber olan kişinin de kendini radikal bir Müslüman olarak değerlendirmesi ayrıca bir skandaldır. Bu başlıktaki ''uyuşturma'' kavramı zaten afyon'un transandallığının bir parçasıdır, uyuşturmak, afyon'un transandantallığının zamansal form'udur, doğa'sının etkisidir, bu bağlamda ''uyuşturan'' diye belirtmek bir gereksizliktir,. ''top yuvarlaktır'' denildiğinde yuvarlaklık zaten top'un transandantallığının bir bilgisidir, özünde bulunan biçimidir



* -, evet bu başlık sonuna kadar takip edilirse, felsefe'nin sert bir kahve, yağlı bir kazık, çift titreşimli bir vibratör..vb.. gibi , insanı bir anda kendine getiren form'lara bürünmüş bir şekilde nefes alıp verdiği görülebilir.



* iddia makamı yazarın, absürdlüğün marjinal safhasında varlığında nükseden alienation duyumunun ivmesiyle saplandığı alogisme batağından tahteşşuurun amoral içeriğine uyguladığı dominant darbeler neticesinde bir deve ile aynı zeka andırımında ikameti sabite zaptolduğu tekraren teşhisle tevdi edilmiştir.karşıt duruşa antropomorfizm teşbihi temelinden şakülü kayık hal ile okasyonalizm çatışkısından karşıt fikri transcendent mevkisine sevketmesi ise kendi aymazlığının entuisyonizm merkezli-şu'sun, bu'sun, o'sun iddiaları-yaklaşımı bu ampirik delille girift açmazlarda seyrettiğinin delil-i sabitidir.







eksik güdük epistomoloji ile ifadede yetersiz kalan çirkef yazar hermeneutike dayandırmaya çalıştığı fasaryalarla nominalizm tandanslı sentaks krizlere girip övünerek anlattığı kendi kültürel alt yapısını-alevilik-da yok saymak suretiyle dilemmanın ebesinin örekesini bir kulağından sokup diğerinden çıkarmaktadır. öreke bu devinim esnasında herhangi bir engele takılmadan diğer kulaktan hızlıca çıkış yapmaktadır. neden? çünkü rasyonalist bir ifade ile izaha yeltenirsek, egosu ancak kuduz höykürmelerde lezzet bulan iflah olmaz utilitarist bireyin iki kulağının arası boş.







ne oldu? tabii ki mevzuya konu olan yazar dahil kimse bi sik anlamadı.







o halde, teşhisin tekrarı için buyrun:



* uyuştunuz mu lan okurlar? neymiş, uyuşturuyormuş değil mi, sağlam afyon ha?







fareye gelince







çağımızın ünlü filozoflarından yiğit özgür'ün " kedi fare! fare! fare kedi!" diye kendini ortadan ikiye bölenlerle ilgili çok mükemmel bir analitik saptaması vardır:







- bey, kalk mutfaktan tıkırtılar geliyooo



+ boşver hanim faredir, takma kafana siktir et faredir, salla gitsin yorma kendini faredir, zamanını harcama ko götüne faredir...



- ay yeter tamam!



+ neymiş...?



- fare



+ ko götüne...



* ihsan oktay anar'ın yandan yemişi bir osmanlıca ile kavramların doğru yazılıp, fakat yanlış noktalara konumlandırılmasından ötürü anlamsızlaştıkları cümle yığınlarının birleşiminden çıkan, yazarın kendisininde dürüstçe davranıp deklare ettiği üzere, kimsenin bi siek anlamadığı, bu anlayamamadan ötürü yazara dair olarak yapılabilecek en mantıklı düşünümün, kendisini ''cannon bard teorisi ''nin altında incelenmesi gereken-ki yarattığı korku sanrısına en uygun çözümü bu teori sunuyor-, otonomisini yitirmiş ve bu yitirimin sonunda döt'sel belirlenimlerin had safhada olduğu aforizmalar üreten ''tanrının zıçtığı boak'' olarak ele alıp değerlendirmemize sebebiyet vermiş olduğu bu yazısında yada döt'sel aforizmasında yazarımız yine, bok attığı felsefenin ve yok saydığı tinsel bilimlerin kavramlarıyla yazıp, ortaya çıkardığı absürdlüğün farkında olmadan bık bık da bık bık diyerekten kendine dair yapılan belirlenimlerin tek birine bile cevap vermemek konusunda, ser veripte, sır vermeyen samurai mizacına bürünüp, '' yaw siz bırakın cevabı mevabı, benim derdim o mu mına koym, bakın nasıl sıçıyorum ama, siz bunlara yorum getirin'' diyerekten, kedi'nin kokusunu alıp, onu bulamayacağı, geçen günleri hesaben duvarlarına çentik atabileceği yeni delik'lere sığınacağını ve bunun sonsuz bir döngü içinde, utanmadan sıkılmadan devam edeceğini, kavga yolunda her türlü lağım deliğinde isyan türküleri söylemeye devam edeceğini buyurmaktadır.



Hayır, o değilde mına koym, lugatında ki tüm kavramları, alakasız bir şekilde fazladan fazladan, uysada korum, uymasada korum, kuduzlaştım mına koym diyerekten toğrağa tohum atar misali atmasını, karşımdaki kişinin otonomisini yitirmiş, heteronominin kucaklarında oturan bir kişi olduğunu bildiğimden dolayı anlayışla karşılarımda, ulen oraya''...duyumunun ivmesiyle saplandığı alogisme batağından ....'' şeklinde skandalvari bir cümle yazmış ya, artık yuhh mına koym, insan karşısındakinin yazdıklarından böyle bir sonuç çıkarır mı? hiç mına koym, bir damla biledemi tadımlayamaz yazılanlardan. havuz başına oturup, ayaklarını suya uzatıp sallamaktan başka-ki bunuda yaparken hiçbirşey zikimde değil benim, ben müslüman nihilistim diyen-, insansal alanın sığ yada derin sularıyla bir ilişkisi olmayan bir bünyede olsa bunu yazan, yuhhhh demekten kendimi alamıyorum.



* , nedensellik ilkesinin sadece duyumlar ile keşfedilemeyeceğini, bunun anlık ile duyumun beraber iş görmesiyle mümkün olabileceğini yazan bir adam ile ilgili kurulabilecek bundan daha mantıksızca bir değerlendirme olamaz, ulennnbir yuhhh daha.



Eleman ''alogisme''nin zirvesinde bir pozisyondan millete sesleniş konuşmasını yaptığının farkında değil, tanrıyı inkar eden bir adama ''sen alogismen'in batağındasın'' diyen bir bünyeye yuhhhh çekmekten başka ne yapılabilir mına koym. felsefeyi, sosyolojiyi, tüm tinsel bilimleri siktiredip, tek gerçek kurandır, islam en büyük yol göstericidir şeklinde, fanlarına vaazlar veren bir bünyenin alogisme'in zirvesinde olduğunun farkında olamamasına yazıktır, günahtır demekten başka ne denilebilir ki. hadi diğer kavramları absurd absurd kullanmasını anlıyorumda, alogisme batmışsın sen'' demsine götümle gülmekten başka şansım yok.



Hacım'ızın skandallar coğrafyası o kadar genişki, akıl sır erdirilebilecek gibi değil, sen gel felsefenin ve tin bilimlerinin bir zike yaramayıp, hiçbir lazımlılıklarının olmadığını benimse, islam'ın buyruklarından ve belirlenimlerinden başka hiçbir hakikat ölçüsünün olmadığını savla, insanları bu savın buyruklarına uygun yaşamaya davet et-bu arada kendileri bafileme ironileri, sahilde alem yapma ironileri kurmaktanda geri kalmıyor, buda anlaşılabilir bir tutum, sonuçta elimizde otonomisini yitirmiş bünye var-, islamın doğruları ve belirlenimleri için şehit bile olurum diye belirt...mına koym tüm bunlardan sonra da fikirlerini ifade ederken şu şekilde bir cümle kur''rasyonalist bir ifade ile izaha yeltenirsek..........'', daha öncedende belirtmiş olduğum gibi, tanrısının yarattığı değil, zıçtığı yazarın otonomisinin yitiriliş öyküsü devam edecek...



* Ateist argumanlarla yazan yazara''saplandığı alogisme batağından ....'' şeklinde artık absurd belirlenimler tarihinin görüp görebileceği en gürültülü''yuhhh mına koym''unu haketmiş bir belirlenim ortaya atmış yazardır.



kendine dair yapılan tüm belirlenimleri copy-paste ederekten, belirlenimleri belirleyen yazara kendi belirlemiymiş gibi yapıştıran bir bünyenin , hala ''silah elde, ölene kadar vuruşacağım'' diyerekten, bok'un içinden kıvrana kıvrana kıyıya çıkmaya çalışırken, bu çalışmanın üzerine çekilen sifon sesini duyar duymaz tekrar başlangıç noktasına dönüp, akabinde de tekrar kıyıya çıkmaya çalışma döngüsünü gördükçe



* , saplandığı bok'tan hiçbir zaman kurtulamayacağı çıkarımını yapmak çok da zor olmamakta. böylede olmaz ki mına koym, tanrısı sıçıyor, sifonu biz çekiyoruz...neyse çekeriz vesselam. ha birde ''tekrarcı'' diye yazmaz mı, ulan bu nasıl bir dünya böyle, yapıp yapıp salıyorlar sokağa, bir insan ancak bu şekilde, karşısındakinden yola çıkarak kendi bilinç altını bu kadar iyi dışa vurabilir. ha kavram karmaşalarına senin...



ateist ve alogisme öyle mi?, yuhhh mına koym yuhhh.



islam ve rasyonalizm öyle mi?



''nedensellik '' ilkesini savun, sonra da onu sadece duyuma indirge.



felsefe gereksizdir diye buyur, felsefi kavramlar ve onların belirlenimlerini kullan, yine yuhhh mına koym...



Transandantallık nedir bilme, numenal ve fenomenal alan arasında ki ilişkinin bilgisini mümkün kılan metafiziği sadece duyuma indirge, anlığı ziktir et, kategorileri ziktir et, sonrada tanrısal belirlenimler benim içimde de, ulan tanrısal zıçmadan ibaret bir bünyesin sen işte diye belirtincede kuduzlaşmış gibi saldır. hay senin algılamalarına.



edit: sen tanrının bitirme teziydin değil mi?, yani iddian bu yöndeydi, ulen ne yani, şimdi bizim tanrı, tanrı'lar okulundan seni zıçaraktan mezun olup, bu evren'in tanrısı mı oldu?, bu kadar ucuz bir yolla bu evrenin tanrısı olan tanrı'ya, felsefe dokunmayıpta ne yapsın?



edit2: silip tekrardan yaz etkinlikleri yeniden başladı ezik bünyede, aforizmalar ve vodvil'lerin kadrolu memuru tam gaz devam etmekte çelişkiye.



ha bir de silip silip tekrar yapıştırdığı entry'lerin sonlarına edit ler yazmaz mı, özenti tikky müslüman seni.



* enteresan bir yazar olduğu açık olan ve bir abi bir abla *gibi benim sediğim benden 3 nesil üstte olan kişi.



* vallahi çok netim. mesnetsizleri sikertir.



* ikinci nesil çaylak.









jet hiziyla caylak yapilir. -moderasyon-



* silik olamaz, olmamalı, olmasaydı keşke. bu sözlüğün en iyilerindendi. bu sözlüğün de değil, internette yazılarını okuyabileceğin tüm blogları, sözlükleri içine katarak söylüyorum en iyilerdendi bu adam. okumuştu, okuyan insandı. bu kadar gidenin ardından şimdi birbirimizin bokuyla oynayalım hadi.







tanım : dönmesini canı gönülden beklediğimiz yazar. o da olmazsa ekşideki hesabının onaylanması beklenen.



* bir kişi eksiğiz. *