| ||||||||||
|
Serbest Kürsü ve Sözlük en güzel aşk şiirleri Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız aşk şiirlerinin vazgeçilmezi: ben sana mecburum ben sana mecburum bilemezsin adını mıh gibi aklımda tutuyorum büyüdükçe büyüyor gözlerin ben sana mecburum bilemezsin içimi seninle ısıtıyorum ağaçlar sonbahara hazırlanıyor bu şehir o eski istanbul mudur? karanlıkta bulutlar parçalanıyor sokak lambaları birden ...
ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Sözlük telkin cd indir izle İstanbul Sözlük nerededir kimdir Sözlük çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Sözlük hipnoz Sözlük olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Sözlük hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Sözlük kuantum düşünce kitap haberi
![]() |
![]() ![]() | LinkBack | Seçenekler | Stil |
![]() | #1 (permalink) |
Albay ![]() Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() | ![]() aşk şiirlerinin vazgeçilmezi: ben sana mecburum ben sana mecburum bilemezsin adını mıh gibi aklımda tutuyorum büyüdükçe büyüyor gözlerin ben sana mecburum bilemezsin içimi seninle ısıtıyorum ağaçlar sonbahara hazırlanıyor bu şehir o eski istanbul mudur? karanlıkta bulutlar parçalanıyor sokak lambaları birden yanıyor kaldırımlarda yağmur kokusu ben sana mecburum sen yoksun sevmek kimi zaman rezilce korkudur insan bir akşam üstü ansızın yorulur tutsak ustura ağzında yaşamaktan kimi zaman ellerini kırar tutkusu birkaç hayat çıkarır yaşamasından hangi kapıyı çalsa kimi zaman arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu fatihte yoksul bir gramafon çalıyor eski zamanlardan bir cuma çalıyor durup köşe başında deliksiz dinlesem sana kullanılmamış bir gök getirsem haftalar ellerimde ufalanıyor ne yapsam ne tutsam nereye gitsem ben sana mecburum sen yoksun belki haziranda mavi benekli çocuksun ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden belki yeşilköy'de uçağa biniyorsun bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor belki körsün kırılmışsın telâş içindesin kötü rüzgâr saçlarını götürüyor ne vakit bir yaşamak düşünsem bu kurtlar sofrasında belki zor ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden ne vakit bir yaşamak düşünsem sus deyip adınla başlıyorum içim sıra kımıldıyor gizli denizlerin hayır başka türlü olmayacak ben sana mecburum bilemezsin... attila ilhan hadi gel. tanışalım. samimimsi merhabaları kulağıma çınlat. sevgi parçacıkları çıtlat. orjinalci gülüşler at bana. bana kendimi hissettir. sevdiğimi, gerildiğimi hatta sevildiğimi acıyı tattır bana. hayatımdan zaman çal. hayatımı ödünç al. gerektiğinde göz yaşlarımı üret gerektiğinde şiir defterimi tüket. işte istediğim tek şey bu ya da istedikleriniz. tabiri caizse aşk… gerçeğini bilemediğim hiçbir zaman bilemeyeceğiniz. yalancı bir sevgi tabakası. yine de onu hep seveceğiz. şehirden bir çocuk sevdin yine savruk yillarin soldurdugu bedenime dokun yine masum hirslarini sevdanin ateşinde yaktin, şehirden bir çocuk sevdin yine ah! seni ona taşiyan çocuk ayaklarin işte geliyorsun, haylaz, vefali ellerin şehrin dalgalarini okşuyor ah! seni ona taşiyan gözlerindeki susuzluk şehirden bir çocuk sevdin yine... omuzuna astigin çantani görüyorum buradan. havai taragin, komik anahtarliklarin, yarim rujun, yoksul fihristinden her harften iki-üç isim, uçurumda sahipsiz birkaç tokan, gözyaşlarinla parçalanmiş mendillerin. yaktin masum hirslarini geliyorsun oysa bir bilsen, seni ona taşiyan şehir saçini bagladigin iple bile alay ediyor ah! bir bilsen herkes tetikte sense böyle hesapsiz, böyle sevinçle ah! bir bilsen sadece güzelligin tutuyor acimasizligin kapilarini yaktin masum hirslarini geliyorsun, şehirden bir çocuk sevdin yine... cezmi ersöz her gün seninle güzel olan her günü seninle tekrar tekrar yaşamak erimek yarını olmayan zamanlarda durdurmak bir yerde bütün saatleri bütün kuralları kırıp parçalamak sonra varmak o yerlere mevsimlere dur demek kar yağarken çiçek açtırmak ağaçlara güneşi bir akşam saatinde tutup bırakmamak sonra doldurmak ay ışığını kadehlere delicesine içmek ve unutabilmek her şeyi ansızın sevmek seni en yücesiyle sevgilerin birlikte geçmiş, gelecek bütün çağları aşmak güzel olan sevmek seni tanrılar gibi seninle tanrılaşmak... bir gün bu akan sele dur diyeceğim, göreceksin ne bu şehir kalacak ne bu duygusuz sürü bu korkunç kalabalık her vapur seni getirecek bana bütün istasyonlarda seni bekleyeceğim kapılar sana açılacak senin için söylenecek şarkılar şiirler senin için yazılacak her evde bir resmin her meydanda bir heykelin olacak ve sen kimi gün bir rüzgar gibi kimi gün denizler gibi, bulutlar gibi kopup ötelerden, ötelerden yalnız bana geleceksin bir gün bu akan sele dur diyeceğim göreceksin. ben eskimeyen tek güzelliği sende gördüm sende buldum erişilmez hazları yanında sıyrıldım korkulardan, yalanlardan duyguların en ölmezini sende duydum susuzluğum dudaklarında dindi yalnızlığım ellerinde çoğu gün unuttum açlığımı sende doydum... ilk defa seninle bütünlendim, anlıyor musun anladım yaşadığımı her nefes alışta seninle geçtim bütün zamanlardan seninle var oldum eridim seninle bir sonsuz çalkanışta. boynunda bir yer vardır, ben bilirim ne zaman oradan öpsem, değişir gözlerinin rengi yanar dudakların, terler avuçların dökülür kapkara aydınlık gibi omuzlarına saçların gitgide artar kalbinin vuruşları bir musiki halinde dünyamı doldurur ansızın bütün sesler kesilir zaman durur bir baş dönmesi başlar o en yükseklerde her gün seninle yeniden var oluruz eriyip kaybolduğumuz yerde... sesini duymadığım gün yaşanmış değil açan çiçek değil öten kuş değil yüzünü görmediğim gün içimde yıldızlar sönük güneşler güneş değil seni sevmediğim gün seni anmadığım gün olacak iş değil... her günüm seninle geçsin o güneşe en yakın kimsenin varamayacağı bir dağ başında uçsuz bucaksız uzak denizlerde insan ayağı değmemiş ormanlarda uzaklarda, en uzaklarda o gemilerin uğramadığı limanlarda ışığım ol, alınyazım ol benim vatanım ol, evim ol yeter ki bir ömür boyu benim ol her günüm seninle geçsin... ümit yaşar oğuzcan birisi bir şey var aramızda senin bakışından belli benim yanan yüzümden dalıveriyoruz arada bir ikimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki gülüşerek başlıyoruz söze bir şey var aramızda onu buldukça kaybediyoruz isteyerek fakat ne kadar saklasak nafile bir şey var aramızda senin gözlerinde ışıldıyor benim dilimin ucunda nahit ulvi akgün hep sevdiğiniz kişiye yakıştırmaya çalıştığınız, kendinize anlamlar çıkarmaya uğraştığınız, en sonunda dayanamayıp 'en iyi' sini kendinizin yazdığı şiirlerdir. sonuçta okuduğunuz o ünlü, büyük, derin aşk şiirlerini yazan şairler de sizin için değil kendi aşkları için yazmışlardır o şiirleri. en güzel aşk şiirleri kendi yazdığınız şiirlerdir bu yüzden sen öylece bırak kendini ismini bırakır gibi dalgaların evine ağacım de gölge veren rüzgarım de üzerinde esen suyum de saçlarından tenine dökülen isminle bırakırım kendimi ben de dalgaların evine ardından gelirim bilmediğim kentlere rüyadır belki deme sakın sen öylece bırak beni eğer öyleyse ismine doğduğum şu puslu evrende değmesin zamansız uyanışın arsız kederi aşka bulanmış yüzlerimize rüya değil ama sevgilim dalgaların evindeyiz işte… ... sen yoksun......... boşuna yağıyor yağmur... birlikte ıslanmayacağız ki..... boşuna bu nehir...... çırpınıp pırpırlanması..... kıyısında oturup göremeyeceğiz ki... uzar uzar gider.. boşa yorulur yollar.. birlikte yürüyemiyeceğiz ki.. özlemlerde ayrılıklar da boşuna öyle uzaklardayız.. birlikte ağlayamayacağız ki seviyorum seni boşuna.. boşuna yaşıyorum yaşamı bölüşemiyecegiz ki ... ... ucuncu sahsin siiri gozlerin gozlerime degince felaketim olurdu aglardim beni sevmiyordun bilirdim bir sevdigin vardi duyardim cop gibi bir oglan ipince hayirsizin biriydi fikrimce ne vakit karsimda gorsem oldurecegimden korkardim felaketim olurdu aglardim ne vakit mackadan gecsem limanda hep gemiler olurdu agaclar kus gibi gulerdi bir ruzgar aklimi alirdi sessizce bir cigara yakardin parmaklarimin ucunu yakardin kirpiklerini egerdin bakardin usurdum icim urperirdi felaketim olurdu aglardim aksamlar bir roman gibi biterdi jezabel kan icinde yatardi limandan bir gemi giderdi sen kalkip ona giderdin benzin mum gibi giderdin sabaha kadar kalirdin hayirsizin biriydi fikrimce guldu mu cenazeye benzerdi hele seni kollarina aldi mi felaketim olurdu aglardim atilla ilhan gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında yanlış adresteydik, kimliksizdik belki de sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı üşür müydük nar çiçekleri ürperirken gidersen kim sular fesleğenleri kuşlar nereye sığınır akşam olunca sessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunu sustuğun yerde bir şeyler kırılıyor bekleyiş diyorum caddelere, dalıp gidiyorsun adını yazıyorum bütün otobüs duraklarına öpüştüğümüz her yer adınla anılıyor birde seni ekliyorum susuşlarıma selamsız saygısız yürüyelim sokakları belki bizimle ışıklanır bütün varoşlar geriye mapushaneler kalır, paslı soğuklar adını bilmediğimiz dostlar kalır yalnız yüreğimize alırız onları, ısıtırız gardiyan olamayız kendi ömrümüze her akşam gidersen kar yağar avuçlarıma bir ceylan sessizliği olur burada aşklar fiyakalı ışıklar yanıyor reklam panolarında durmadan çoğalıyor faili meçhul cinayetler ve ölü kuşlar satılıyor bütün çiçekçilerde menekşeler nergisler yerine kuş ölüleri bir su sesi bir fesleğen kokusu şimdi uzak yangınları anımsatıyor genç ölülere artık bulvar kahvelerinde arabesk bir duman sis ve r çöküyor bütün birahanelere bu kentin künyesi bellidir artık ve susuşun isyan olur milyon kere, hiç bilmez miyim sokul yanıma sen, ellerin sımsıcak kalsın devriyeler basıyor karartılmış evleri yine gidersen yıkılır bu kent kuşlar da ölür bir tufan olurum sustuğun her yerde şimdi sen kalkıp gidiyorsun.git gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar.gitsinler oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin oysa allah bilir bugün iyi uyanmıştık sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin,sırf onaydı bir kuş konmuştu parmaklarıma uzun uzun ötmüştü bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti yoktu dünlerde,evvelsi günlerdeki yoksulluğumuz sanki hiç olmamıştı oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı istanbullular şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların, dünyaların öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi ki sevmek ki karaköy köprüsüne yağmur yağarken bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti çünkü iki kişiydik oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız seni bir kere öpsem ikinin hatrı kalıyordu iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde memelerin vardı memelerin kahramandı sonra sonrası iyilik güzellik. cemal süreyya ben sana mecburum ben sana mecburum bilemezsin adını mıh gibi aklımda tutuyorum büyüdükçe büyüyor gözlerin ben sana mecburum bilemezsin içimi seninle ısıtıyorum ağaçlar sonbahara hazırlanıyor bu şehir o eski istanbul mudur karanlıkta bulutlar parçalanıyor sokak lambaları birden yanıyor kaldırımlarda yağmur kokusu ben sana mecburun sen yoksun sevmek kimi zaman rezilce korkuludur insan bir akşam üstü ansızın yorulur tutsak ustura ağzında yaşamaktan kimi zaman ellerini kırar tutkusu bir kaç hayat çıkarır yaşamasından hangi kapıyı çalsa kimi zaman arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor eski zamanlardan bir cuma çalıyor durup köşe başında deliksiz dinlesem sana kullanılmamış bir gök getirsem haftalar ellerimde ufalanıyor ne yapsam ne tutsam nereye gitsem ben sana mecburum sen yoksun belki haziran'da mavi benekli çocuksun ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden belki yeşilköy'de uçağa biniyorsun bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor belki körsün kırılmışsın telaş içindesin kötü rüzgar saçlarını götürüyor ne vakit bir yaşamak düşünsem bu kurtlar sofrasında belki zor ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden ne vakit bir yaşamak düşünsem sus deyip adınla başlıyorum içim sıra kımıldıyor gizli denizlerin hayır başka türlü olmayacak ben sana mecburum bilemezsin bu duvarlar yetmiyor bizi ayırmaya bilesin... bu parmaklıklar, bu demir kapılar, bu hava, inan... bazen bir yumrukta yıkacak kadar güçlü, bazen bir serçe kadar güçsüzsem, bir nedeni vardır... hangi zorluğu yenmemiş insanoğlu. hele taşıyorsa içinde bu insanca sevgiyi. güzel günler zorlu duraklardan geçer sevdiğim. damla damla birikiyor insan. damla damla sevgili... bir gün akıp gideceğiz hayata... duvarlar yıkılacak, açılacak bütün kapılar bilesin. benim yüreğim sensin şimdi, seni vurur durur... ve yine damla damla çoğalıyorsun içimde Kaynak: İtüSözlük
Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir. |
![]() | ![]() |
![]() |
Bookmarks |
| |
Serbest Kürsü ve Sözlük en güzel aşk şiirleri Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız aşk şiirlerinin vazgeçilmezi: ben sana mecburum ben sana mecburum bilemezsin adını mıh gibi aklımda tutuyorum büyüdükçe büyüyor gözlerin ben sana mecburum bilemezsin içimi seninle ısıtıyorum ağaçlar sonbahara hazırlanıyor bu şehir o eski istanbul mudur? karanlıkta bulutlar parçalanıyor sokak lambaları birden ...
ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Sözlük telkin cd indir izle İstanbul Sözlük nerededir kimdir Sözlük çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Sözlük hipnoz Sözlük olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Sözlük hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Sözlük kuantum düşünce kitap haberi