[bluemoon24]

yalnız kalmaktır.

evde saatlerce zırlayıp dışarı çıkarken savaş boyalarını sürüp başı dimdik yürümektir.

erkekleri korkutan cinsten olmaktır.

tek başına ayakları üstünde durabilmektir.

kimseye muhtaç olmamaktır.

aynı zamanda birilerine çok muhtaç olmaktır.

ekonomik özgürlüğü olmaktır.

yalnız kalmaktır.

yalnız olmaktan ötürü işine daha sıkı sarılıp, deliler gibi çalışmaktır.

çok az arkadaşı olmaktır, olanlarla malesef sidik yarışına girmektir.

geceleri evine tırsa tırsa yalnız başına dönmektir.

üzüldüğünde sıcaklığı sadece kocaman bi yastık! omuzunda bularak ağlamaktır.

iş hayatında sert, otoriter olmaktır.

çevresine çelik zırhtan bir kabuk örmektir.

kimsenin bu kabuğu delmesine izin vermemektir.

o kabuğu delebilecek sadece ve sadece bir kişinin olmasına izin vermektir.

bu sert hale getiren insanı sonsuza dek unutmaktır.

yalnız kalmaktır.

anneyi daha çok özlemektir.

boğaz karşı gene yalnız başına sigara yakıp, demli bir çay içmektir.

kadere boyun eğmek, hiçbir şey değiştirmemeye çalışmaktır.

olayları akışına bırakıp su yolunu bulur demektir.

deliler gibi çalışmaktır.

çılgınlar gibi ev temizlemektir.

mutfak dolaplarında ki bütün ıncık cıncığı sonuna kadar temizleyip, parlatmaktır.

yalnız kalmaktır.

akıllı olmaktır.

zeki olmaktır.

erkekleri korkutan cinsten olmaktır.

ve son olarak ziyan olmaktır.



anne olmaktır.

ben bir mülteciyim

ben bir mülteciyim

kendi yüreğimden başka

sığınacak yerim yok yurdum yok



ben bir mülteciyim

yüreğime sığındım

burda savaş çıksa bile ölen yok



tüm hayallerin sonsuzluğa

ve sona erebildiği yerdeyim

tüm niyetlerin bedenleri varmışcasına

görülebildiği bir yerdeyim



ben bir mülteciyim

yüreğimde yaşıyorum

esir değil kul hiç değil

kendimde yaşıyorum



ben bir mülteciyim

burda aslında sınır yok

kazanmak kaybetmek yok

bu güçten daha büyük güç yok



artık eminim her şey içimde filizlenip

istersem büyüyor bakmazsam çürüyor

aşil topuğum aşktı,

başka yüreklerde mutlu olmadım, yaşayamadım



oysa içimde ne ok var ne de atan

ne yön ne arka ön

ister yaşa ister sön



ben bir mülteciyim

yüreğimde yaşıyorum

esir değil kul hiç değil

kendimde yaşıyorum



ben bir mülteciyim

burda aslında sınır yok

kazanmak kaybetmek yok

bu güçten daha büyük güç yok



ben bir mülteciyim

kendi yüreğimden başka

sığınacak yerim yok yurdum yok



tüm kitapların arasında kurutulup saklanan

anılarla dolu bir yerdeyim

tüm sözcüklerin cümlelerden kurtulmuş gibi

incitmeden özgür kalabildiği yerdeyim



şebnem ferah mülteci güç bundan ötesi olamaz sanırım ha bi de güçlü şirine vardır ki .

sabırlı olmaktır.

nurcan taylan gibi olmak.

kanımca çok saçma bir kavramdır. ruhsuzlaşıp, zengin olup, yalnız olup soğuk görünmek güçlülük ise güçlü olmak kadar saçma bir şey olamaz. demek mutsuz olmak iyi bir şey. aferim kadınlara hepiniz güçlü olun şimdi. ondan sonra ortada evi, 4x4 suv'u, pahalı marka kıyafetleri, diz hizasında etekli, beyaz gömlek ve ceketli, elinde diz üstü bilgisayar çantasıyla gezen, raptiye rap rap sert sert yürüyüp kimseye bakmadan, göklerdeki evine tek başına giden sorunlu 30'luk kadınlar geziyor. hayatta hiç bir halta da yaramazlar. nefes alıyorlar işte. nerelerini tatmin ediyorlarsa sanki. güçlü olmak kavramını doğru yerden anlamayan insanlar ancak avrupai modernlik masallarına, kariyer yapmak manyaklığına* kanıyorlar.

güçlü kadın sevdiğinin en kötü hissettiği, en zor durumda olduğu anda ona destek olabilecek kuvveti yüreğinde barındıran kadındır.

herkesin yapamayacağı yapanlardan da erkeklerin bunu hissettikleri anda arkalarına bakmadan kaçacakları kadınların hayata karşı duruşudur.

çoğu kişinin kaldıramadığı kadın tipidir

televizyon dizilerinden gösterildiği kadarıyla, çok parası olan, şirket yöneticiliğine gelmiş, acımasız, asan kesen kadın tipidir. bu açidan güçlü erkekden bir farkı yoktur. zaten her şekilde güçlü insan vardır, kadın veya erkek bunun bir çeşididir sadece. bunun da şartı tercih hakkına sahip olmaktır. yani yaptığı şeyi alternatifleri arasından seçerek yapmaktır olay, bence.

güçlü kadın olmak

kendine ve karakterine güvenmek

başkalarına benzemek ya da onlarla yarışmak gibi ezik şeylerle diil, kendi yapabildikleriyle gurur duymak

erkeklerle olan ilişkilerini kendini ezdirmeden, ama bunu kompleks haline de getirmeden yaşamak

aldığı duygusal darbeleri ve yaraları kapatabilmek ve onlardan dersler çıkarabilmek

ve en önemlisi de kendine ve etrafa saygı duyabilmek

kendi tarzını etrafa kabul ettirmek ama onay da beklememek

başıboş diil ama özgür olmak

demektir.

kendine güvenmek, erkekleri dize getirmek, maskeler altına saklanmak değildir. kimseye muhtaç, bağımlı olmadan yaşayabilmektir.



evde kalmak uğruna, doğru adamı bekleme cesaretini göstermektir.

tırnağını kırmak uğruna, kutu colasını açabilmektir.

evliliğe yan gelip koca parası yemek olarak değil, hayatı paylaşmak olarak bakmaktır.

ekmeğini taştan çıkarmaktır.

hayatla kıran kırana savaşmak ve asla vazgeçmemektir.



Kaynak: İtüSözlük