![]() |
ingilizce konuşurken yapılmış en büyük salaklık başıma gelmiş bir hadisedir. hiç türkçe konuşamayan doğma büyüme londralı bir ingilizce öğretmenime derdimi anlatırken not here yerine almanca nicht hier deme gafletinde bulunmuş ardından da anlaşıldığımı düşünerek hocamın şaşkın bakışlarına rağmen kendisinden cevap beklemiştim. taksimde yönünü bulmaya çalışan bi grup turiste hali hazırda hazırlıkta okuyan fakat henüz hazır olmayan itünün gururu öğrencilerimizin yaptığı gibidir.. hilton oteli tarif etmek için tarzan-jane diyaloğuna döner hadise... parmak yardımıyla da işe konulur.. -go go go...downstairs..a little go..right..right..up to town.. -!@#$$%#@??? -you're welcome..ne zaman istersen canım..ne zaman.anlamında) ben de bir anımı paylaşmak istiyorum. inglizce dersinde tahtadayken, zor anlamına gelen difficult kelimesini difikült şeklinde telaffuz etme gafletinde bulunmuştum. tabi sonrasında bütünsınıf iptal.. -phuahahaha!! -çocuklar gülmeyin. olabilir.. reklam kelimesinin ingilizcesini bulamayıp bunu reklım diye okuyan bir arkadaşımın ulaştığı son nokta. reading dersinde okuyan arkadaşın how how how diye geçen diyaloğu hızlı okuması. marmaris'te bir gece kulübünde dans eden arkadaşım bikaç biradan sonra turist gibi gördüğü iki güzel kıza yaklaşır ve gayet normal biçimde kelimeler ağzının suyuyla birlikte kaymadan where are u from diye sorar. kızlardan gelen cevap şöyledir biz almanya, sen where are u from ? bir arkadaşım titanic'in buzdağına çarptıktan sonraki durumunu anlatmak için ''the ship was injured'' cümlesini kurmuştu, o gün bugündür hala alay ederiz o derece... vidanjör'ün vaydencır diye okunmuşluğu varmış, söyleyenin yalancısıyım. hoca kişiden kompozisyon ödevi olarak odasını betimlemesini ister. ertesi gün getirdiği ödevinde şu akılalmaz cümleye rastlar: ... and there is a desk in my bedroom and there's a lot of shaking hands on my desk... hoca düşünür düşünür, shaking hands olayına bi mana veremez. ne kadar mana vermek istese de gözünü kapattığında oluşan elleri titreyen birkaç parkinson hastası görüntüsünü silemez... saatlerce düşünür, düşünür... cevap çok basittir. öğrenci sözlükten toka sözcüğüne bakmıştır. fakat türkçesi bu kelime ile aynı yazılan ama anlamı farklı olan tokalaşmak manasına gelen shaking hands kelimelerinin saç tokası manasına geldiğini her nasılsa zannetmiş ve futursuzca kompozisyonunda yer vermiştir. hoca rahat bi nefes almıştır. bir de ı'm busy cümlesini ayem bazi şeklinde okuyan bir arkadaşı nice to meet you i'm max çilekli şeklinde ezmişliğimiz vardır.. çocukluk işte... ya successful kelimesini saskesful olarak okuyan arkadaşa ne yapsaydık... hocacağızın uğrayacağı dumur ve idrak yollarında oluşacak geçici iltihap hiçe sayılarak tarafımdan zavallının yüzüne karşı söylenmiş onevery*kelimesidir. dudak hareketleri yaparak ingilizceyi daha iyi telafüz ettiğini sanmak. hiç bulunmadığın ülkelerin aksanıyla konuşmak gibi vezir oldum sanarken rezil olmana sebep olan durum türkçe konuşmanın yasak olduğu matematik dersinde a lineal got broken diye hocaya seslenmek ve anlaşıldığını zannetmek. not: lineal, laynıl şeklinde telaffuz edilmiştir zapping esnasında rastladığım bir görüntü: acun denen tv yaratığı, karşısındaki güzel hatun kişiye yazma aşamalarında iken: kız ingilizce konuşur... acun: you are speaking english as river, dedi. bıraktım kaçtım. Kaynak: İtüSözlük |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:51 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.