insanı tanımak
 

en iyi yoltartışarak tanımaktır insanı..

kendi fikirlerini karşı tarafa sunup,onun karşıt düşüncelerini kendi özlük hamurunda eritip sonra da saldırıya geçmek, satır aralarından onun resmini çıkarmak.

birini tanımanın en iyi yoludur tartışmak..

zaaflar,kompleksler,fikirler,ideolojiler,doktrinle r çarpışır çünkü tartışmada.sonra karanlık sular çekilir,billurlaşır gerçekler,vurur insanın yüzüne yüzüne.tartışırken zayıf düşer insan,yaralanmaya açıktır,yaralamaya meğilli..

bir fırın ekmeği oturup beraber yemekle anlaşılabilecek şey. burada dikkat edilmesi gereken kişinin ekmeği nasıl yediği değil de, ekmeği nasl bölüştürdüğüdür.

insanı sevmekle başlayan eylem.

bir insanı tanımak için

mevkii veya bol para vereceksin

ya tatilde, ya da içki masasında olabilecek şeydir..

başka türlü on sene de geçse biraz zor olan..



zor iştir, herkesten iyi tanıdığınızı düşündüğünüz kişiden beklenmedik sözler duyup, beklenmedik davranışlarla karşılaşırsanız o kişiyi gerçekten tanıdığınızı zannetmekle ne kadar hata yapmış olduğunuzu fark edersiniz.

insan olmak insanı tanımak için ön şarttır.

hakkında söyleyecek iki üç anlamlı söz bulabilmektir, yoksa saçmalamak mümkün. öylesi sözler olmalı ki, vayy be dedirtmeli, nereden çözdü bu detayı, annem bile bilemez bunu vs...

her insan için değişen kavramlar bütünüdür aslında. kimse tek başına karar vermez bu tür şeylere. genelde arkadaşı, ailesi, abisi, ablası falan kişinin fikir değiştirmesine neden olur. bazıları da vardır tek başlarına, ki doğru olan budur, çünkü doğruyu da yanlışı da seçse kendisi seçmiştir, kızacak başka bir birey kalmaz. bir insanı tanımanın en iyi yolu bazısı için onunla yatmaktır.



diyelim ki yattın, seviştiniz falan.. ilişki bitti serdiniz kendinizi yatağa. yak bakalım şimdi bir sigara. ohh sigarayıda yaktın ne oldu? tanıdın mı? ilişkiden sonra o ne yaptı? mutluluk içinde gözlerine bakmaya devam etti mi? yoksa ben bi duş alıyım mı dedi? yoksa, ben bi duş alıyım istersen sende gel, mi dedi? yoksa beraber şarkılarmı söylemeye başladınız.. birbirinize güzel sözlerde söylemiş olabilirsiniz tabi.



en komik olanı sanırım bir insanı tanımak için falcıya gitmektir. yıllarca sen onu tanıyamamışsan falcı bir saatte onu nasıl tanıyacak.



bir de olayları akışına bırakmak vardır. çoğu insan bu yolu yani kolay olanı seçer. sonunda nolur. siz olayları akışına bırakırsanız, daha doğrusu sallamazsanız tanımaya çalıştığınız insan da sizi sallamaz. sonra geceleri yatakta ağlaya ağlaya gözyaşlarınızın tadına bakarsınız.



kızlar içinse bu durum ne kadar doğrudur bir şey diyemiycem çünkü kanımda yok. her neyse, kimileri içinse bir insanı tanımanın en iyi yolu onunla aynı evde kalmaktır. işte bu benim favorim. çünkü onunla aynı evde kalmak hayatın neredeyse %90 ını paylaşmaktır. hele bir de beraber çalışıyorsanız bu yüzde daha da artar. duygularını, tavır ve hareketlerini, neyi sevip, nelerden nefret ettiğini, size karşı gün geçtikçe ilgi ve alakasının ne kadar azalıp ne kadar çoğaldığını, yani kısacası sizi gerçekten seviyor mu, yoksa aşkımcılık mı oynuyor bunu daha açık ve net olarak görmeniz içten bile değildir.



zaten onunla uzun bir süre aynı evde kalmak demek, artık onu bırakın tanımayı çözmek demek anlamına gelir. ben kaç senedir sevgilimle aynı evde kalıyorum, ama hala onu tanıyamadım, hani göstermedikleri ikinci bir yüzleri var ya işte bu da ondan çıktı derseniz afedersiniz ama aptalsınız, yahut ona o kadar aşık olmuşsunuzdur ki aklınız başınızdan gitmiş, şu an fsm köprüsünde r amaçlı dolaşıyor demektir.



insanoğlu çiğ süt emmiştir derler ya ne kadar doğru söylemiş eskiler. erkek bir kızı tanımak için onunla yatmaz. her şey emeline ulaşmak, sonu getirmek, zevk almak veya ilişki daha uzun ömürlü olsun diye kızı kendine bağlamak amacıyla güdülür. erkek asla, seni seviyorum gel bi yatalım demez. diyenide abazan olur, derhal terki diyara uçurulması farzdır. bazı insanlar da sevişerek, yani ilişkiden sonra o zamana kadar aşık olmadığı kıza aşık bile olur, bu kanıtlanmıştır.



kimse kimseyi tam manasıyla tanıyamaz. tanıdığını zanneder, avunur. kişiliği oturmamış bir insan her an bir yamuk yapabilir, değişebilir, hiç ummadığınız yerde kişiyi sırtından vurabilir. tam tanıdım işte budur evlenicem deyip evlendiğiniz kişi ile daha dördüncü ayda ayrılmaya karar verebilirsiniz. ne oldu? hani tanımıştınız, hani artık o insanı çözmüştünüz? aldandınız, tanıyamadınız, kendinizi kandırdınız, tanıdım sandınız. evet şu an çok kötüsünüz, elinizi yüzünüzü yıkayın. unutmadan bir bakdakta soğuk su için lütfen.



eskiler nasıl yapmışlar efendim, evlilikleri nasıl bu kadar uzun ömürlü olmuş. mesela benim annem ve babam görücü usulü evlenmişler. ama hala ufak tefek tartışmalar dışında bir kavgaları olmadı. ki zaten bu tartışmalar her evde olur. olmazsa o evin tadı tuzu olmazmış zaten. demek ki her şey karşılıklı sevgi ve saygıdan ileriymiş. saygı olmazsa sevgi olmaz derler. demek ki doğruymuş. insanları tanımaya gerek yokmuş, her şey saygıda bitiyormuş. hayat bu kadar garip bu kadar basit mi? yoksa hayatı zor kılan biz zavallı insanlar mıyız?

doğa için bir canavarı bir virusu tanımaktır. hatta bizim korktuğumuz kenelerden farklı bir davranışımız yok dünya ve doğa için. sanırım kendi aralarında konuşuyolarsa insan zararlısı diye bahsediyolardır. bizi böyle tanımışlardır. ,



Kaynak: İtüSözlük