![]() |
itiraf başkalarının bilmesi sakıncalı görülen bir gerçeği saklamaktan vazgeçip açıklamak. zeki demirkubuz un karanlık üstüne öykülerinin 2001 yapımı 2. filmi. aldatma üzerine çekilen oyunculukların şahane olduğu başarılı bir türk filmi. bazen kendine bile dürüst olamadığın için yapamadığın şey yapılması ne kadar zor olsa da, yıllar geçtikçe insanın içinde küçük kar topunun çığa dönüşmesi misali gittikçe büyüyen ve dışarı atılması gereken bir hastalık halini alabilir. bu olay açık bir şekilde katillerde gözlemlenebilir. bir cinayet işlemiştir ve o kadar profesyoneldir ki arkasında hiç iz bırakmaz. hayatına kaldığı yerden devam etmek ister ama hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. yediği yemekten, yaşadığı hayattan zevk alamamaya başlayacak, günaşırı kabuslarla uyanacaktır. hepsinden kurtulmanın, zihinsel ve psikolojik olarak rahatlamanın yolunu itiraf edip teslim olmakta bulur. eğer amerikalıysa, elektrikli sandalyede kömür olup, ülke ekonomisine katı yakıt olarak geri döner. eğer biraz şanslı olup türkiye'de doğmuşsa birkaç yıl hapis yattıktan sonra genel bir af kapsamında dışarı salınır. zihinsel rahatlamayı bırak, uçuyordur artık. yepyeni cinayetlere hiç olmadığı kadar hazırdır. gidip birini öldürür ve döngümüz hiçbir sapma yapmadan insan ömrünün yettiği sürece böylece devam eder.. kiliselerde rahiplere yapılır, günah çıkarmak adı altında. zeki demirkubuzun diğer filmlerininbiraz gerisinde kalan filmi.ama taner birselin oyunculuğunun hakkını da vermek gerek öğrenilmesi halinde yaşanacak olumsuzlukların göz önüne alınarak geçmişe dair üzeri örtülen, örtbas edilen, saklanan bir takım gerçeklerin, yaşantıların açıga çıkarılması sürecidir. her insanın itiraf edecek bişeyleri mutlaka vardır. itiraf genellikle gizlenen, saklanan şeyi açıga çıkardığı ve bir güven esasına istinaden yapıldığındandır ki itiraf eden ve edilen arasında karşılıklı bir yakınlaşma ve sempati dogurur. kişinin karşısında samimiyet ve içtenlikten uzak olmadığını bilmek çok rahatlatıcıdır. çogunlukla da ilişkilerin sıhhati açısından yapılması gereken şeydir itiraf. bunu bildiklerinden olsa gerek, insanların geneli içgüdüsel olarak itiraf etmeye meyyaldir.. genellikle itiraf modunda olup da samimiyetsiz olanları kolayca farkedildigi için samimi olunmaya azami hassasiyet gösterilir. yalnız bir sorun vardır: itiraf edecek kişi bir itiraf portfoyu oluşturursa ne olacaktır? yani açığa vuracağı itirafları arasında bir öncelik sırası tayin ettiği durumda ne yapılması tavsiye edilir? yaptıgğ küçük hataları itirafmış gibi karşı tarafa anlatan şu imajı verir der ki aslında ben bu küçük şeyleri sana anlatıyorum ki büyük şeyleri yapmadığa ikna olasın. insanın üzerine lekeli elbise giymesi gibidir. lekeyi saklayamazsınız, unutkanlığınız yok olur davul gürültüsüyle birlikte gelen vicdanınızla. elbiseyi çıkardığınız da acaba üşür müyümü düşünmek yerine insanlar bu halde benim için ne süzecek kendilerine diye kurgularsınız. iki tarafta da rahatsızsınız. suya girip çıksanız komple hem elbiseniz üzerinizde, hem de lekeniz demir parmaklıklar arkasına girer mi? zeki demirkubuz'un karanlık üstüne öyküler üçlemesinin 2002 yılında gösterilen ikinci filmi.13. ankara film festivalinde zeki demirkubuz'a en iyi yönetmen ödülünü ve mahmut tali öngören özel ödülünü kazandıran film,harun karakterini canlandıran taner birsel'e de 21.uluslararası istanbul film festivali'nde en iyi erkek oyuncu ödülünü kazandırmıştır. zeki demirkubuz'un kendi tabiriyle en acımasız filmi. spoiler anlatım o kadar sade ki kavga sahneleri filmin geneli içinde bir aksiyon filmini çağrıştırmaya başlıyor. karakterlerin huzursuzluğu, yalanları insanın içine işliyor. öyle ki uzun uzun çalan telefonlar etrafa sıkıntı yayıyor. tıpkı in the mood for love'daki gibi. filmde sanki taner birsel felan yok. harun diye bir adam var, aldatılıyor ve demirkubuz adama fark ettirmeden onu kameraya alıyor. demirkubuz'un oyunculuk yönetimi konusundaki başarısı bu yüzden diğer tüm başarılarının önüne geçiyor belki. spoiler ellerimi, gözlerimi bağladılar.oda çok loş sigara dumanını görebiliyorum sadece, koklamaktan çok öte çünkü. kanım terime karışmış, derin derin nefes alıyorum. bir kibrit daha yanıyor duyuyorum. yere atılan bir kibrit çöpü daha. ne sorduklarını hatırlamıyorum çok fazlaydı be ve ben çok küçüktüm...boğazım düğüm düğüm bir solukta anlattım yuttum tüm düğümleri... ...pembe zamanlarda, üzerimde pembe elbisem, pembe panjurlu evin rüyalarında aldattım onu. aşık olmayarak...onun aşkının arkasına sığınarak.geniş omuzlarından kuvvet aldım, ivmesi fazlaymış birden yere çakıldım. dizlerim yara bere içinde o çok aşıkken ben kendi yoluma gittim. sarışındı, gözlerinde binlerce minik yıldız vardı. bir akşam vakti, kahve ile birlikte döktü bana içini. dertliydi hoşuma gitmişti. yalnız ben bilmeliymişim ertesi gün herkes duydu.saçları ve gözleri çok güzeldi, benimkiler o kadar değil. sırf beni benim istediğim gibi sevmedi diye kara gözlü minicik bir adam ölmesini diledim. öldü. en güzel bebekler karşı apartmandaki kızın bebekleriydi, bebeklerinin saçını kesen ben. yıllarca yalan dünyaların içine hapsolan, acıyan,acıtan,iflah olmayan yine ben... ellerimi, gözlerimi çözmeden bıraktılar beni. üzerinden yıllar geçti ama ben hala anlayamadım beni neden serbest bıraktıklarını. oysa bu bir itiraftı. itiraf ediyorum şeklinde başlayıp 46 yıllık evliyiz ve emeklilik tatilimizi silivri'de geçirirken, eşim şezlonga oturup oturmama konusunda kararsız. yalnızlığımızı traktörlerle paylaşıyoruz şeklinde devam eden ve son temennisi kokolojiyle uyuyup scrabble ile uyanmak istiyorum şeklinde olan herbişey. bir kedinin yatağa sıçramasını bekler gibi beklerken ölümü karım için çok üzülüyorum sertleşmiş solgun bedenimi görecek bir kez, belki de iki kez sarsacak: 'hank! ' cevap vermeyecek hank. ölüm değil beni endişelendiren, bu hiçlik yığını ile kalacak olan karım. ama birlikte uyuduğumuz bütün o gecelerin hatta yararsız tartışmaların bile harikulade şeyler olduğunu bilmesini istiyorum ve bu güne kadar söyleyemediğim o zor sözcükler artık söylenebilir: seni seviyorum. charles bukowski Kaynak: İtüSözlük |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:41 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.