leman penguen ve uykusuz arasında kalmak

[bluemoon24]

bölünerek çoğalan türkiye mizah geleneğinin başımıza musallat ettiği garip bir üçlemdir. eskiden doğru düzgün haftalık mizah dergisi olarak leman vardı, selçuk erdem olsun, kaan ertem olsun, lombak olsun, nihat genç olsun daha bir sürü yazar-çizerle geniş bir mizah menüsü sunuyordu okuyuculara..fakat daha sonra penguen çıktı, selçuk erdem ve erdil yaşaroğlu başta olmak üzere leman'ın ağır topları penguen'e geçti.



şimdi acaba geleneği bozup penguen'e geçsek mi diye düşünürken, geride de kaan ertem, metin fidan ve ahmet yılmaz gibi çizerleri bırakmak var..



bir müddet her iki dergi de alınır, bir ona bir buna derken yaşayıp giderdik..



daha sonra bu ikilem yetmezmiş gibi uykusuz'u da başımıza sardılar..hep mi bir insanın sevdiği çizerler ortadan ikiye bölünür, yarı yarıya paylaşılır? selçuk, erdil, genco bir tarafta umut sarıkaya ve diğerleri öteki tarafta..



durum her hafta üç derginin üçlemini paylaşmakla hat safhaya varırken, yaşanan bölünmelerin yeni solukları mizah dünyasına kazandırma becerisini görmezden gelemeyiz. şayet leman leman olarak tekil mizahına devam etseydi, umut sarıkaya, yiğit özgür, ersin karabulut gibi çizerlerle hiç tanışamayabilirdik..

mizah dünyasının gelişememe sebebidir. korsan kitaba bile 5 ytl veriyorsun, üç dergiyi de alıp 4.5 ytl vermek zor geliyor nedense. ayrıca kallavi mizah arşivlerinin üç kuruşa satılmasının müsebbibi de budur.



ayrıca bkz
üstesinden gelmenin çok da zor olmadığı durum.

öncelikle şunu bilmek gerekir: mizah dergileri bölünerek çoğalır.



adı geçen mizah dergilerini okuyan iki tane insan bulursunuz. şimdi üç kişi oldunuz. ne mi yapacaksınız? her biriniz bir dergiden sorumlu olacaksınız ve o hafta yanlızca almakla yükümlü olduğunuz dergiyi alacaksınız. diğerleri de kendi dergilerini almış olacaklar tabii. sonrası basit aldığınız dergiyi okuduktan sonra diğer arkadaşınıza verirken, o da size kendi aldığı dergiyi verecek. hem üç dergiyi de okumuş olacaksınız, hem de daha az para harcamış olacaksınız. üstelik dergilerin içeriğini de arkadaşlarınızla tartışma şansınız olacak.



kısır olmayan güzel bir döngü.



alttan gelenlere** yer açmak sebebiyle bölünerek çoğalan mizah dergilerinin yarattığı kafa karışıklığı.

öğrenci milletinin sıkça karşılaştığı durum.



bu üçlemeye fermuar dergisinide eklersek iyice içinden çıkılmaz bir hal almaktadır mevzu.



genellikle öğrenci olmakla, yani mali vaziyetler ile ilişkilendirilse de bu biraz yalan, pardon, yavan duruyor. örneğin, hırslısınız leman, penguen ve uykusuz'u her hafta alıyorsunuz. bir, iki, üç hafta derken aldığınız leman'ın kırışık pek sayfasının olmadığını, penguen'in bazı sayfalarının kırışık olduğunu vs. görüyorsunuz. içinizden az okuduğunuz bir dergiyi almak gelmez bir süre sonra. nıeh dersiniz, alıyorum da noluyor ? üstünde kahvaltı ediyorum, olmadı, tırnak kesiyorum dersiniz. seçim yapma vaziyeti de burada devreye giriyor otomatik şekilde ve isteyen, bu üç mizah dergisi arasından istediği seçimi yapıyor. yani, 1.5 liralık bir iç muhasebesi değil aslında olay. sizde içselleşmeyen bir dergiyi de almak aklınıza gelmez bir süre sonra. doğal da bir olay.





öte yandan, şöyle bir örnek var birebir, orijinal bir yorum olmasa da anlaşılan şekliyle şu biçimde:



her karesi her hafta göbek çatlatan komik karelerle, yazılarla, insanlarla dolu mizah dergilerimiz olduğunda hepsini gözümü kırpmadan alacağım !



bu burnundan kıl aldırmaz tavır gülünç duruyor biraz. şöyle bakıyorum: yoğun bir arada kalmışlık söz konusu sanki. biz bu dergilerin okuru muyuz, yoksa aynı şeylere güldüğümüz yahut bizden daha zeki veya dikkatli, yahut bariz daha komik veya donanımlı olan arkadaşımız mı bu çizerler bizim ? örneğin lan mına koyim, bu haftayı ali handan kurtarmış. çok kötü hepsi. yorumunu kim ya da ne olarak yapıyoruz ? rakip dergiden miyiz biz ? yeri geldiğinde ben çöp adam bile çizemiyorum yea dediğimize göre zor bir iş bu. her hafta aynı kalitede kalınması çok da kolay değil demek ki ? her şey bir tarafa haftayı kurtarmak nedir arkadaş ? hepimiz basın-yayın elemanıyız sanki. kurtulmasın hafta, ne olacak ? gülme yetimiz mi yitecek ? 1.5 liraya hayal kırıklığı satın almış olursun, ne kadar koyar ki ? hayır, ülkemizde profesyonel anlamda mizahın gelişimine izin verilmiş olsa, ya da izni siktir ettim, bu gelişim her daim engellenmiş olmasa , belki de şu an 2-3 mizah dergisi arasında kalma tribine girerek bu yayınlar üzerinde gittikçe kötüye gidiyor adamları olup kalite nabzı tutmak yerine bu işin içinde olurduk ? hepimiz komik çocuklar değil miyiz nihayetinde ? vakti gelince sözlüğün tozunu dumanına katmıyor muyuz ? belki de her şey farklı olacaktı ? valla çok merak ediyorum, bu konudaki tahammülsüzlüğümüz kime ?



eğer bu dergilerin ciddi bir okuru isek, zamanımızı, ilgimizi, hatta paramızı ayırdığımız bu dergiler üzerine zaten son günlerde sözlükte daha da belirginleşen durum tadında giriler girmez eğer gerçekten kötüye gidiyorsa bunu üzüntü ile yazar, iyi olduğunda ise sevinçle methiyeler dizerdik. hangi mizah dergisi başlığına bakarsak bakalım,

ali handan da ayrıldıktan sonra yüzüne bakmayacağım dergi,

şu sıra iyice bozulmuş dergi,

bölünerek çoğalan mizah dergileri ebiki ebiki

kalıbında yazılar görürüz. bu yazarların kankası yahut bu dergilerin okuru olarak, artık her ne isek, hani madem sözlüğüz, çok okunuyoruz diye seviniyoruz, ünlüler burayı okuyor diye götümüz kalkıyor, neden burayı okuma ihtimali olacak bu insanlara daha farklı, işlerine yarayacak, dikkatlerini çekecek değerlendirmelerin olduğu yazılar yazmıyoruz ? konu bu olunca derinlik kayboluyor mu, noluyor ? seviyor muyuz biz bu dergileri ? olsun mu bu dergiler ? vedat özdemiroğlu oldum ey okur, ne istiyoruz bu mizah dergilerinden ?



sevelim bence bu dergileri. ilgileniyorsak ilgilenelim. klişelerde boğulacaksak da yazmak için yazmayalım. ne kaybederiz ki ?



not: bu giride yardımlarını benden esirgemeyen ali handan bey, benim hayalî arkadaşımdır. başarılı bir çizerdir. kendisine teşekkürü borç biliyorum. komiklik bu kapağın altındadır.)

mecburen her hafta her üç dergiyi de almak ve okumakla sonuçlanmaktadır. bir dördüncü olarak gırgır tekrar çıkıyormuş, herhalde onu da almak ile sonuçlanacaktır.



Kaynak: İtüSözlük