Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| arabeskleşme şu anda içinde bulunduğumuz süreç.
yarrak varmış gibi koşa koşa akın edilen bir metropol--->medeni olmanın yegane ölçütünün feodal değerler sisteminin doğurduğu tarım kültürünün kendi köyündeki egemenliğine başkaldırmasından geçtiğini düşünen ve bu yolda milletin efendisi payesinden ucuz hesaplarla vazgeçen bir yığın--->sanayi toplumunun değerler sistemine sahip kentsel bir kültürü benimsemeyi de reddeden bir baba/pembe dizi sapığı bir anne--->erkek evlat: tesbihli clubber/kız evlat: potansiyel dostum daha önce zonguldaklı diye verildi videolarının teen oyuncusu.
yozlaşmaya açılan kestirme yol arabeskleşmedir. çünkü en yüce değer para olarak bellenmiştir. iktidara yakın olmak ise büyük rüya. iktidar saplantısının doğurdukları da ilgi çekici:
adaptasyon sürecinden layıkıyla çıkamayan baba toplum içinde ezilir--->toplum içinde ezilen baba pembe dizi sapığı anneyi bir bahaneyle döver--->pembe dizi sapığı anne hırsını çocuklardan çıkarır--->tesbihli clubber esrara başlar--->bu esnada adultforumların gülü bekaretini kaybetmemek için anal ve oral seksi tercih etmektedir. çok hazin.
ratinge göre televizyon, tiraja göre gazete denetimcisi ve şarkıların angaralılığına göre sanat sevicisi baba günü gelince ev sahibi olur. binasının önündeki sandalyede pinekler. hangi kiracının kaç misafiri geliyor apartman kerhaneye çevrilmesin - semranım'ın kızı mahalleden kimlerle konuşuyor aman apartman namusuna halel getirmesin - bu piç kurusu bu kıyafetleri nereden buluyor kiracı oğluna alıyor, ben alamıyorum. yani
benim gereksinmelerim, benim haklarım, benim huzurum. öteki diye bir kavram yok onun için. sanırım özünü unutmak demek, eski alışkanlıkları, gelenekleri rafa kaldırmak veya köye para göndermeyi bırakmak değil öteki olduğunu unutup yeni ötekiler yaratmak.
popüler kültür veya demokrasi adına bir de savunulur bu arabeskleştirenler. bu savunmalar anlaşılmaz değildir ancak dilin, dinin, müziğin, edebiyatın, yani her türlü toplumsal ve kültürel yaşam özelliğini bozduklarında, deforme ettiklerinde ve tüm sloganların içlerini kah mezar başında kah miting alanında kah kahvehane masasında boşalttıklarında ağlaklık yapılması da hüzün vericidir. tabii bu ailelerin kısa yoldan cool olmaya çalışan erkek evlatları size en yüce değeriyim ben buraların, toprak kokusunu da bilirim şehrin kaosunun da hastasıyım, hatta şu an size skimi sallıyorum dediklerinde bunu yağız köy delikanlısının özgüvenine bağlayıp yelkenleri suya indiriyorsanız bu durumdan memnunsunuz demektir. keza bana göre tarihin en skik kentsoylu çakması kendisi. üzgünüm ama sizinle anlaşamayacağız.
arabeskin kelime anlamının arap etkinliği olduğuna dair bir ciyaklama gelir mi bilmem. konumuzun başka bir şey olduğunun anlaşıldığını sanıyorum.
feat. emre kongar veya kiliseli serap
artık hangisi size uyarsa.
arabeskleşmenin en cool hali ağlak edebiyatçılar zümresinde beden bulur. öyle şeyler yazalım ki varoştaki de, şehirdeki de kendinden bir şeyler bulsun diye yola çıkarlar. basitleştirirler, ortalamaya oynarlar. buradan da anlıyoruz ki basitleştirmek arabeskleşmenin temel öğelerinden biridir.
klasik müzik konseri sonrasında bir adamın diyarbekir diyarbekir olalı, böyle eziyet görmedi açıklamasını hatırlarsınız. işte o ağabeydedir bu işin kökleri. bir şeyi değerlendirirken anlamlandırmaya çalışmak yerine kestirmeden basitleştirip bok atmak, dalga geçmek, öteki yapmak bu akımın yegane silahıdır.
peki oxford vardı da biz mi gitmedik?e ne demeli. işte yakalamaya başladık izlerini. oxford'a gidemedi belki ama meclise girdi, girecek.
arabeskleşme, çakma sarışınlar, ibne delikanlılar yaratır. gitgide kaybeden herkesi sarıp onları boktan yapılmış heykellere çevirir. acı olan da bu bok heykellerin an be an çevremizi sarışıdır. her taraf kokmaya başlar. ve kokuda boğulursunuz.
işine saygı duymayan ter kokulu garsonlar, yılbaşında taksim'deki açıkhava partisinde turist kıza on kişi dalan canavarlar yaratır. gece yürüyemez olursunuz sokaklarda çünkü arkadaşlarınız bıçaklanmıştır. evde paranoyak koyun olursunuz çünkü eviniz soyulmuştur. çünkü arabeskleşme hayatınıza tecavüz etmiştir. çünkü arabesk olan kendi acısından yola çıkar. ve onu dindirmek için gerekirse sizi siker.
aslında uzun zamandır içinde bulunduğumuz, hatta bulunduğum süreç.
kimse yanlış anlamasın zoruma gittiğinden değil de, belki daha iyi anlaşılır diye kendimden, tanıdıklarımdan, bildiklerimden birkaç örnekle mevzuyu izah edeyim. belki karşıdakinin gözünden bakarsanız içinizden hımmm diyeceğiniz yerler olur.
18 yaşında iken köyünden çıkıp istanbul'a okumaya gelmiş biriyim ben . sadece ilk zamanlar değil, aradan 10 yıl geçmiş olmasına rağmen şimdi bile batılı hayat tarzı ile doğulu hayat tarzı arasında sıkışmış bir vatandaşım. benim gibi okumak için memleketinden çıkmış çok gençle bu mesele üzerinde dururduk, sık sık tartışır, hangisi doğru diye sorgulayalım mı, yoksa gidişine mi bırakalım derdik. nikime inat, hâlâ tam anlamıyla uyum sağlayamadığım, sen köylüymüşsün diye şakkadanak kategorize edildiğim yaşamlarla, onun temsilcisi yaşam formlarıyla karşılaşırım.
yazdıkça farkediyorum ki mevzu uzun aslında. burada uyumsuzluklarımıza dair örnekler vermeye kalksam giriyi yazmak saatler sürer. zaten biliyorsunuz: okumaya gelenler dahi kahveden çıkmayan baba, pembe dizi manyağı anne, tesbihli clubber, evinde kısmet bekleyen, buarada bekâreti bozulmasın diye anal ve oral seks tercih eden kız gibi insanlardan sadece birkaç adım uzaktadır. inandığı değerler hemen değişemez. peki niye?
şimdi şöyle: şu veya bu sebepten, belki de sadece sikinin keyfinden köyünden kalkıp büyükşehire yerleşen bir vatandaşın bir anda yaşam ortamına adapte olmasını bekleyemezsiniz. adaptasyon süreci öyle ha diye atlatılacak bir şey değildir. misal, o kadar modern olan bir vatandaşı tutup bir dağ köyüne koysam, oradaki hayat tarzına hemen adapte olabilir mi? üstelik, orada şehre nazaran adapte olması gereken çok daha az şey varken? he?
olamaz tabi. her insanın bünyesi hemen kaldırmaz o süreci.
peki şehre gelen vatandaş ne yaptı? yapay bir kültür yarattı. sizin arabeskleşme dediğiniz, iğrenç, arada kalmış bir kültür. nasıl yarattı? kendi gibi olan insanları buldu, onlarla beraber kozasını ördü, içine saklandı, metamorfozunu orada geçirdi. niyet iyiydi kendince özünden kopmayacak, ailesini de koparmayacaktı. gelin görün ki netice berbattı.
arada bir hadise anlatayım: felsefeci bir vatandaşla tartışıyorum bir gün. hep tespit, sorun tanımlama işi sizde. bu hususta mükemmelsiniz. neden çözüm önerisi yoktur sizde azizim diye sordum. yanıt iyiydi: öyle bir misyonumuz yok bizim
konuya dönersek, bizim gibiler sizin gibilerin yaşantısında birer kara leke. her şeyinize karışıyoruz: askılı giyen sevgilinize laf atmak bizde, yaptığınız seksin nümeratörlüğü bizde, görüntü kirliliği bizde, ulan hatta yazın yağan yağmurdan, kışın esen rüzgârdan, gece yarısı olan hırsızlıktan, her şeyden biz sorumluyuz. belki yerimizde kalsak, size kasalarla domates göndersek, endüstri toplumu ile tarım toplumunu bıçak gibi ayırsak, buralardan siktir olup gitsek ne iyi olurdu.
ama yok işte, mal oturmuş, olay bitmiş. adamı kaldırıp götüremezsin, o yaştan sonra da değiştirmen zor. peki bunun oğlu, kızı yaşken eğilen fidan. kaçının elinden tuttun da kardeş bak böyle böyle daha güzel oluyor dedin? burun kıvırmaktan öte, eleştirmekten kelli bir faydan dokundu mu adama? bunlar hep bencil derken kendi bencilliğini de aynı biçimde eleştirebildin mi? senin onlardan rahatsız olduğun kadar onların da senden rahatsız olma ihtimallerinin var olduğunu düşündün mü?
haydi arabeskleşiyoruz, çözüm önerisi nedir?
not: askerlik dönüşü istanbul'a bir daha gelmemeye karar vermiştim. en azından birimizden kurtulmuştunuz. gelin görün ki geri dönmem gerekti. ayı, haftaya istanbul'da olur. gözünüz aydın. bir kişi eksilemedi.
köyden kente göç eden herkesin söz konusu akımın varlığına katkı sağladığına dair bir genelleme yapılmadığı açık olmasına rağmen yine küçük bir sorun peydah olmuş. bu yazın modası olduğundan şaşırmıyoruz ve yetmeyen lebin lebisini yazıyoruz.
batı ve doğu arasında sıkışmamak değil köyden kente göç edenlerin, yedi kuşaktır istanbul'da yaşayanların bile haddine değil. kültürel emperyalizmden etkilenmek için şarkın bağrından kopup gelmek gerekmiyor. sistemin tek tip insan ideasına ulaşma yönündeki gayretlerinin sonuç vermediğini düşünmek ahmaklık olur. ister istemez hepimiz bundan etkileniyoruz. ancak ben buna sosyolojizm diyorum. arabeskleşme başka bir olgu ve her ikisini de ayrı ayrı kendimce açıkladığımı düşünüyorum.
arabeskleşme sürecinin tetikleyicisi muhakkak ki sistemdir. medyanın ve hatta üniversitelerin çoğunun para ve iktidar için yaşamak mottosunu zihinlere kazımaya çalıştığı da açık. eleştiri, bu söylemi hayata geçirmek amacıyla kendi değerlerinden bir çırpıda vazgeçen ve ister istemez ortaya çıkan yeni kültürü tutarlı kılmak yerine birer kentsoylu çakması olmayı tercih edenleredir. konu adaptasyon sürecinin kısa veya uzun olması değil. hatta şehir hayatına adapte olup olmaması da değil. konu bu süreçte homojen yapıda yeni bir oluşumun ortaya çıkması ve bu oluşumun ait olmak için durmadan kendi özünden ödün vermesi, değerlerinden bir çırpıda vazgeçmesi ve böylelikle kent hayatını da yaşanılmaz kılması. aslında açıklayıcı bir örnek verdiğimi düşünüyorum. bekareti önemsemeyenlerle bekaretini korumak için anal seksi tercih edenlerin arasındaki fark çok şeyi açıklıyor.
duruş sahibi olmayan her insan köyde de yaşasa, kentte de yaşasa öteki olmaya mahkumdur. kız kaldırdığı için kendisiyle gurur duyan sözde kentsoyluların peşinden gidip, şehirli olmanın yegane ölçütünün yaptığı ahlaksızlıklarla gurur duymak olduğunu düşünen ve kaldıracağı* kadınlar oldukça yaşadığını hisseden kişi arabeskleşmenin müsebbiblerindendir. bu kişiler, şehirdeki lümpenlerden kendilerini ayıracak olan sıfat seksen yıl önce milletin efendisiyken bunu bir kenara bırakıp kendine kuyruk salladı diye hande yener gözlüğü takan platin saçlı kızcağızların cüzdanı olduğu anda kendisini şehirli addeden zümrenin üyeleridir. ait olduğu tek yer mesela aynı sloganı attığı için yanyana durduğu kişilerle duygusal bağlar edindiği kapalı tribünü olabilir. halbuki neden bir yere ait olmak zorunda olduğunu düşünse belki meseleyi çözecek.
herkes bir dönem çizgilere basmadan yürür ama sadece kendisinin bunu yaptığını sanır. inadına çizgilere basanlarla karıştırılmamaları gerekir.
batılılaşmanın dayatıldığı ülkemizde " gelenek ve modernizm" arasında sıkışıp kalan büyük bir kitlenin hem batılılaşıp hem de geleneklerine bağlı kalması sonucu ortaya çıkan bir kavram, arabeskleşme. küçük bir kesim modernizmini dışa vurabilmiş bunun aksine büyük bir kesim de gelenekleri arasında sıkışıp kalarak, arafta kalmış kişilikler ortaya çıkmıştır. arabeskin kelime anlamına baktığımız zaman araplarla ilgili, araplara özgü gibi anlaşılsa da aslında bu batılılaşmanın yarattığı bir kavram olup, doğunun üzerine atılmıştır.
köyünde işsizlik, geçim sıkıntısı, terör korkusu dolayısıyla daha iyi bir yaşam standardına kavuşmak isteyen insanları, mıknatıs gibi büyükşehirlere çeken belediye başkanları, parti başkanları oy kaygısı gütmekten vazgeçseydi, bu sorunları görmezden gelmeyip gerekli alt yapıyı oluşturabilselerdi, bugün bu sorunları yaşamıyor olurduk.
tepen inme batılılaşmanın yarattığı sonuç, arabeskleşmedir. eskiyi silmeye çalışırken yeniye adapte olamayan insanımızın, yeniyi reddederken de eskiyi koruyamamasının hazin bir sonucu olarak sadece izleyebiliyoruz olanları.
arabeskleşmekten olumsuz emir.
Kaynak: İtüSözlük Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |