Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| 315 dönem yedek subay sınavı 1-2-3 nisan 2007'de yapılacak olan sınavdır.
bu durumda bana torun getirecek sınavdır. ayrıca daha gitmeden beni havaya sokan başlık olmuştur.
şahsım adına askerliğie ilk adımım olacak sınavdır, lakin full çıkarmak mı iyidir yoksa boş kağıt vermek mi sorusuna bir cevap halen daha bulunamamıştır.
şahsımın da tuzla yollarında icazet ediceği ve başlığı görmemle heyecan seviyemi daha fazla bir arttıran sınavdır.
yedek subay veya ksd olup olmayacağınız hakkında karar vermek maksatlı yapılacak sınavdır. ancak unutulmaması gereken nokta şudur ki gönüllü komando olmak isteyenler sınavda başarısız dahi olsalar atğm. aday adayı olarak komando eğitim birliğine gider, başarı gösterenler atğm. olarak vatani görevlerini yaparlar.
pis bir 1 nisan şakasına kurban gitmemek için 2'sinde girmeyi düşündüğüm sınavdır. sakata gelmeyelim...
2 nisan'da girerek ortayı bulmayı düşündüğüm sınavdır ve bana kısa dönemin kapılarını formalite icabı da olsa açmasını istediğim sınavdır, gençlik buluşalım, kışla itü'lü görsün.
üstüne hayaller kurduğum, acaba bana üniversite yıllarında yaşadığım sınavları bir parça hatırlatır mı? diye şeklinde umut beslediğim, uzun sayılabilecek bir askerlik maratonun ilk ayağı.
yok ilk gün gidenleri kesin uzun dönem alıyorlarmış yok üçüncü gün gidenlerin içinde patlıyormuş yok ikinci gün gidenlerde gizli eşcinsellik varmış falan filan. kafa mı siktiniz lan! her götten bir ses çıkıyor. soruların hepsini yapma diyen mi ararsın yoksa boşlukları rotring kalemle doldur şeklinde direktif veren mi hepsi mevcut yahu.
ben takmıyorum ama bunları. sınav sözcüğü anılarımı canlandırdığından bu duyguyla yetinmek yetiyor bana. hiç bir şey bilmeden sınava girmenin derin hazzı. kaybedecek bir şey olmama duygusuyla rahatça kopya çekme. sağa sola laf atıp taşak geçme. hocanın beni sınavdan atıp sonra kıyamayıp çağırması. genç kızların kayser kayser diye bağırışları...
yahu bu sınav da acaba onlar gibi mi? ya şunu okuyamıyorum. bu soru bi tuhaf ama. şeklinde abuk subuk bahanelerle sürekli asistanları yanıma çağırır fısır fısır konuşurdum. kızılından esmerine kadar hepsinin parmüm kokusunu ezbermiştim. hastayım kadın kokusuna. masum bir cilveleşme geçerdi aramızda. otu boku onlara danışır, kopya çekerken yakalansam da sonuna kadar inkar eder, sürekli sınavın içine sıçardım.
ulan askerimi çağıracağım yanıma yardım etsin diye? ıyyy traş losyonu... komutan bey şu soruda takıldım yardım eder misiniz diyen ibneler olur mu bilemem tabi. süre bittiğinde mesela hocam 5 dakika daha daha diye yalandan bağırıp milletin kağıdına bakar, gider hocanın masasında ayaküstü bir şeyler karalardım. bu sınavda yalandan süre isteyip kime sarabilirim ki? bir sürü dallama zaten etrafta. hepsi erkek. kime ne şirinlik gösterip dikkatini çekmeye çalışacağım ? askerliğin beni tek rahatsız eden yanı kadınsızlık. asılmak sulanmak sevgili olmak için değil ama, tarzım değil zaten böyle bir şey, asılmak yani, daha önce hiç denemedim, sadece çevremde güzel bir kadın olmadan motive olamıyorum ben hiç bir şeye, soğuyorum, hepsi bu.
keşke biri sınavda -bitiren çıkabiliyor mu? diye sorsa, ben de peki çıkan bitirebiliriyor mu? şeklinde espri yapsam. askerlik sanki herşeyi bırakıp gitme isteğini zorunlu olarak yerine getirme gibi geliyor bana. tuhaf bi güzelliği var yani. hani bazen hiç kimsenin kendisini tanımadığı bir yerde yaşama hayali kurar ya insan, sıfırdan kendini anlatmak, oradaki insanları hayatında ilk kez gördüğünden ve onun da o şekilde görüldüğünden gizemli bir mutluluk duymak. sanırım askerlik bende böyle bir hava yarattı.
bir misafirliğe gitsem,
bana temiz yatak yapsalar
her şeyi, adımı bile unutup
uyusam
heh. tam da melih amcanın söylediği gibi bir şey.
bugün 11:30 sularında girmek için mamak mebs okulunda hazır bulunduğum ve 12:30 sularında girip 17:00 civarında çıktığım sınavdır.
sorular güzeldi. mantık soruları ağırlıktaydı. kimisi sorulara bile bakmadan cevap kağıdı doldurdu. ben gibi sınav gördü mü dayanamayanlar ise 50 soru üzerinde kafa patlattı. ha nooldu,soruları okumayanlar 55 dakka etrafı seyretti,canları sıkıldı,biz 55 dakka soru çözüp beyin cimnastiği yaptık. 45 net falan bekliyorum.bilmiyorum tabi iyi bişey mi yaptım kötü bişey mi. ama gördüğüm o ki 6 ay öncesine kadar sivil olan asteğmenler bile kırk yıllık subay havasına girmişlerdi. çavuşa bağırıp küfüretmeyi marifet sayıyodu bir tanesi özellikle. biz bile gerildik. kaldı ki bize karşı misafir gibi davranıyolardı. idama giden mahkum gibi bir nevi. yemek falan verdiler hatta soğuk tavuk ve irenç bi börekten oluşan. bilmiyorum ne olacak sonumuz. insanı en çok delirtende bu belirsizlik işte. nereye gideceğim, ne olacağım...
sürekli sayan bir çavuş vardı ki, bana epey bir espri malzemesi verdi. gerginlikten ezilmiş bünyelerin arasında gene tam bir resital verdim. öncelikle rahattım. cooldum. özgüvenimle kendimi büyülediğim gibi diğerlerine de cesaret verdim. ne korkacağım yahu askerlikten, erkeğim ben, taş gibi hem de. taşak geçme özelliğim her zamanki gibi üst düzeydeydi, gerçi etrafta olan bitenlerden bana pek iş düşmüyordu ama neyse artık, sıraya girip-çıkma, oradan oraya sürüklenme, kısacası tüm angaryalar bana çalıştı.
ulan askerlik böylese yaşadık be dedim hatta. yahu herkes birbirine emanet. sürekli bir sayma muhabbeti. bu yüzden de benim arkamda ve önümde olan askerlere epey iş düştü. beni takip etmekten adamlar kendi işlerini halledemediler. bir bakıyorlar yapılan işe daha başlamamışım bile, millet bitirmiş sırada, sonra tuvaletteyim, hemen ardında bahçede, yavrucaklar beni kollamaktan telef oldular. grup 7'deydim ben, soranlara grup 84 ya da düş diyordum ama, böyle de ince esprilerim vardı.
ya o bir şey değil de sinema salonunda beklerken bir film izledik, pes yani, orduda sinemadan anlayan değil de, herhangi bir film izlemiş olan var mı diye tecessüs ettim. thetral oyundan zaten nefret ederim, ama bunlar aşmış, uzaklara dalıp gitmeler, boktan boktan planlar, he zaten gazeteci çocuğun kurtuluş savaşı günlerinde yazıyor yazıyor bilmen ne yazıyor derken ağzındaki teli gördüm ya orda kopmuşum, millete sardım o saaten sonra, derken çavuş geldi gene saydı bizi, numaram hala göğsümde, okşuyorum. das experiment ekolünden hissediyorum kendimi.
izmir gaziemir ulaştırma okulu ve eğitim merkezi komutanlığı'na sabahın erken sularında ulaşarak girdiğim sınav.
gördüm ki bu sınav üzerine dönen efsaneler frp oyunlarında dönmüyor. dahası edinilmiş deneyimlerle çürütülmeyen teori kalmamış. buradan da gördüm ki insanlar kendileri için tamamen random ve açıklanamaz bir olayı mantığa oturtacağım diye ölüyor. tanrı'nın nasıl yaratıldığını anlamak için hayatlarına dair böylesi önemli bilinmeyenler verilen bir grup aciz insanı izlemek pek zihin açıcı, adeta hayatın hızlandırılmış ve ağırlaştırılmış versiyonunu izledik.
neyse sonuç itibarı ile hiçbir koşulda sınavı nasıl yaptığın bir şey ifade etmeyince, bunun bir formaliteden ibaret olduğu yönündeki ihtimal iyice kuvvetleniyor. değerlendirmeye tabii tutulduğundan çok şüpheliyim. insanların başarmak için çabalamak gibi ortak bir eğilimi olmayışı da bunun hem bir sonucu, hem de sebebi gibi.
askerde işlerin tuhaf yürüdüğü zaten işlerin başlangıcından belli. abi bir insan işe izin alarak başlar mı? ilk yaptığımız bu oldu, kapıdan girdik, gittik izin kağıtlarımızı alıp doldurduk. otobüse bile şişe gibi dizilerek biniyoruz, evraklarımızı organize edeceğimiz salonda bile böyle oturtuyorlar. sayıla sayıla, dizile dizile bir yarım gün geçirdik. böyle abuk bir şey bu yedek subay sınavı macerası.
öncekiler gibi yedek subaylık ya da kısa dönem askerlik kararına fazla etkisi olmayacağı iddia edilen bir sınavdır. yedek subaylık sınavlarında boş kağıt veren ya da soruların cevaplarını mahsus yanlış işaretleyen adaylar dahil, tercih etmedikleri halde yedek subay adayı olarak sınıf okullarına atanabilmektedir.
bu önerme ne kadar doğrudur, her yerde uygulanır mı bilinmez, ama askerlik yaptığım dönemde karşılaştığım onlarca asteğmenin de aynı husustan şikayetçi olduklarına bizzat şahit olmuştum. sınavdan önce yüzme bilen, fransızca bilen, paraşütçülük bilen ya da değişik aktivitelerle ilgilenen olup olmadığı sorulur, olumlu cevap alındığında ise sözkonusu öğrencinin bilgilerine not edilir ki muhtemelen bu tür adaylar direk meslek kurası çekmek üzere yedek subaylık okullarına atanırlar. genel kanı, ordunun ihtiyaca göre yedek subay miktarlarını ve sınıflarını belirlediği yönündedir.
'birinci gün girenleri asteğmen, son gün girenleri kısa dönem yapıyorlarmış' diye bir efsane dolaşsa da, her üç gün de sınava giren öğrenciler yedek subay adayları olarak sınıf okullarına atanabiliyorlar.
sınav sonuçlarının 10-11 nisan tarihlerinde açıklanması muhtemeldir.
sınav ve sınav sonrası ile ilgili detaylı bilgi için:
www.kkk.tsk.mil.tr adresi incelenebilir.
soruları çözüp çözmemenizin bir şeye yaramadığı sınav sonunda yaşanan şu diyalog ile anlaşılmıştır, sınav bitmiş yedek subay aday adayı yıldıztornavida nizamiyeye doğru yürümektedir,bir albay durdurup sınavın nasıl geçtiğini filan sorduktan sonra mezun olduğum okulu ve bölümü sorar,alınan cevap sonrası iyi bize de çevirmen lazımdı,10 güne görüşürüz demiştir.
merak edenler için bitirilen okul yıldız makina
gidileceği öngörülen yer zırhlı birlikler etimesgut ankara.
dıdıt: efendim yalan olduk,ankara mamak mebs'de görüşmek dileğiyle.
311. kısa dönem olarak mezar taşımız diye nitelendirebileceğimiz asker adaylarının sınavı
Kaynak: İtüSözlük Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |