halk sozluge akin etti vatandas entry giremiyor

[bluemoon24]

* 3 yıl önce bir yerden okuyup sözlüğe taşıdığım bir başlığın



* 3 yıl sonra karşıma çıkmasıyla istemsizce aklıma gelen, dandikten bir kelime oyunuyla üretilmiş bir sözün 3-4 yıl boyunca kafamda oluşmuş sözlük hakkındaki yargılarımı kökünden dinamitleyebileceği hiç aklıma gelmezdi. ama oldu.



yeni gelen herhangi bir spesifik nesile hiçbir zaman nefret duymadığımı, hatta bu kişilerden çok, bütün enerjisini bu yeni gelenlerle didişmeye, onlara ukalalık yapmaya adayanlara tepki duyduğumu biliyorum. belki de eskiden nesil diye birşeyin olmamasındandır bu. 2nci nesil olduğumu kaç zaman sonra öğrendim hatırlamıyorum. bu yüzden bir 2nci nesillilik bilinci oluşmadı bende. yani demem o ki, belki de bu yüzden, belki de kendimi bir nesilin üyesi olarak tanımlamadığım için benden sonra gelen nesillerle ilgili bir genellemem, değerlendirmem, vesairem yok.



öteyandan sözlükte eskiden de olmasına rağmen tekrar sayısı az olduğu için çok rahatsızlık vermeyen bazı gıcık entri, cümle ve davranış kalıplarının, sözlüğün nüfusunun artmasıyla birlikte birer virüs gibi yayılması neşeyle geçirdiğim sözlük saatlerimi bir sıkıntı ve daralım yumağına çevirdi adım adım. işte bu can sıkıntısı içindeki günlerimde, bu sıkıntının bütün nedeninin sözlüğün gittikçe artan nüfusu olduğunu düşünüyordum. bana göre bu durumdan kurtulmanın yolu, yeni gelecek adayların öyle 10 basit entriyle falan değil, çok detaylı bir inceleme sürecinden sonra alınıp alınmamasına karar verilmesinden geçiyordu. huzur ve güven ortamını sağlamanın ikinci önemli noktası da, detaylı incelemeden geçirildikten sonra kabul edilen bu kişilerin yazdıklarına çok çok gerekmedikçe müdahale edilmemesi, bir entrinin sözlük formatına uygun olup olmadığının yazarlarının kendi inisiyatiflerine bırakılması, arada bir sözlük formatı dışına çıkmalarına bile gözyumulması, özet olarak entri yazarların iyi seçildikten sonra özgür bırakılmasıydı. bu sayede entri yazarları sadece anlatacakları şeylere odaklanacak, ufak tefek hatalar yüzünden entriler silinmeyecek, o an bir entriyle uğraşan beyinler çöp lambasının ışığıyla kesintiye uğramayacak, herşey çok güzel olacaktı. iyi niyetli olmadığı, tek amacının sözlüğe zarar vermek olduğu düşünülen kişiler de, bir-iki uyarıdan sonra aynı davranışları sergilemeye devam ederlerse tüm entrileriyle birlikte tamamen uçurulmalıydı.



fakat ssg az, öz ve özgür yazar şıkkını değil, "herkesin her konuda yazabileceği bir yer" şıkkını işaretlemiş en başta. bu tercihini anlıyor fakat benimsemiyordum. ta ki düne, yani "halk sözlüğe akın etti, vatandaş entri giremiyor" sözünün istemdışı bir şekilde beynimde belirdiği güne kadar bu benimsememe hali devam etti. sözkonusu başlığa zeytin'in verdiği "seçkinci gerzekçilik" bakınızı da kurşunu beynime sapladı. "allahım ben acaba seçkinci bir gerzek miyim?". seçkinci gerzek oldukları konusunda şüphe duymadığım, plaja halkın akın etmesinden şikayet eden kişilerle kendim arasında çaresizce bir fark aradım durdum ama bulamadım. akın sonrası onların da keyfi kaçmıştı, benim de. bu vatandaşların keyfi suda abartılı bir şekilde yüzen, kahkahalar eşliğinde arkadaşlarına su sıçratan, su altından birbirlerinin bacakları arasından geçen, "bak boy veriyorum", "gel lan boyu geçmiyor ehüüeüe" gibi cümlelerle eğlenen kişiler yüzünden kaçmıştı muhtemelen. onların eğlence anlayışlarını garipsiyor, belki de bu kadar rahat olmalarını, bu kadar kolay yoldan eğlenebilmelerini kıskanıyorlardı hatta. benim durumum da bundan farklı değil ki. ben de gelen binlerce yeni kişinin birçoğunun tamamen aynı formatta yüzlerce espriyi sıkılmadan üretip eğlenmelerini anlayamıyordum mesela. bu rahatı kaçan vatandaşlar muhtemelen şöyle şeyler de konuşuyorlardı aralarında: "evet, biz de birbirimize su sıçratırdık ama bu halk gibi değil elbette. en azından bu kadar yüksek sesle gülmezdik". eee? işte ben de çoğu zaman buna benzer düşünmüştüm işte, "ben de benzer formatlarda çok entri yazdım, formata sadık kalıp bir çok başlığın anasını belledim ama bunlar gibi abartmamıştım ama ben" gibi mesela.



evet, hiç kaçarı yok arkadaş, seçkinci bir gerzekmişim işte. kabul etmek lazım. halkın akınından şikayet eden vatandaştan zerre farkım yokmuş lan benim.



durumun bir vahim tarafı da, bu insanlardan şikayet eden kendimin de başkalarının rahatını kaçırmış olabildiğim ve bu ihtimali pek aklıma getirmemiş olmam. belki de sözlükte şuursuzca eğlenirken bir sözlükçünün gözüne su kaçırdım, denizin dibine dalıp kum çıkarmaya çalışırken bir kişinin bacağına toslayıp ürküttüm. ama gerzek olduğum için bunları farketmedim tabii. seçkinci olduğum için de hep benim gözüme su kaçıranlardan şikayet ettim.



dünden bugüne geçen sürede kendimce güzel bir yere geldim fakat. öncelikle kabul etmek gerekiyor ki sözlükte herkesin eğlence anlayışı farklı, dünyaya bakışı farklı



* . hoşa gitmeyen, beğenilmeyen entri türleri olabilir, fakat bu tür entriler sürekli tekrarlanıyorsa belli ki bir grup insanın hoşuna gidiyor, onların sözlükte eğlenceli vakitler geçirmesini sağlıyor. temel insani değerlere saldırmadıkları sürece görmezden gelinebilirler. insan bu tür beğenilmeyen tarzda entrilerin girilmemesini isterken mesela, kendi yazdıklarını da beğenmeyecek "ulan böyle de dandik entri mi olur" diyebilecek kişilerin varolduğunu düşünmeli önce. sözlük bir halk plajı, kimsenin bir ayrıcalığı yok, birilerinin kaşını gözünü çıkarmadan yüzüp olabildiğince eğlenip öğrendiysen ne ala.







* not: sözlüğe yazdığım en samimi entrilerimden biri oldu bu. umarım elimde patlamaz)

Kaynak: EkşiSözlük