Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Sözlük (http://www.hayatimdegisti.com/forum/sozluk/)
-   -   bu imtidad i cevre kim bahtin sitabi var (http://www.hayatimdegisti.com/forum/sozluk/88334-bu-imtidad-i-cevre-kim-bahtin-sitabi-var.html)

bluemoon24 02-01-2009 01:26 PM

bu imtidad i cevre kim bahtin sitabi var
 




* yasaklanmış şarkıdır. evet, bu ülkede bir dönem türk sanat müziği ve türk halk müziği yasaklanmış, bazı şarkılar ise özel olarak yasak edilmişti. bu yasaklardan birinin ve delinişinin hikâyesini beşir ayvazoğlu şöyle anlatıyor:



"istanbul devlet klasik türk müziği korosunun konserlerini takip edenler, seyirciye göre sahnenin solunda yıllardan beri viyolonsel çalan, gür beyaz saçlı ve kalın gözlüklü müzisyeni çok iyi tanırlar. adı fırat kızıltuğdur türk musikisine batı musikisinden geçen, dolayısıyla iki musikiyi de çok iyi bilen bu değerli müzisyen, aynı zamanda lâvta çalar, bestekâr, şair ve yazardır. güzel musiki hikâyeleri ve anekdotları anlattığı dildeste adlı sevimli kitabı geçen yıl ötüken neşriyat tarafından yayımlandı.

fırat beyin bu yazının yazılmasına da vesile bir özelliği daha vardır: hoşsohbetlik. ne zaman karşılaşsak tatlı bir sohbete dalarız ve kendisinden mutlaka bir şeyler öğrenirim. geçenlerde türk edebiyatı vakfında karşılaştık, söz dönüp dolaştı ve nasılsa –galiba demokrat partinin kuruluş yıldönümü olduğu için– merhum adnan menderesin türk musikisiyle ilişkisine geldi. ve tabii lemi atlının meşhur uşşak şarkısının nasıl yasaklandığına ve daha sonra bu yasağın menderes tarafından nasıl kaldırıldığına... şarkının sözleri şöyledir:



bu imtidâd-ı cevre kim bahtın şitâbı var

mihnet-medâr olan feleğe intisâbı var

eyler nesîm-i subhu bize gird-bâd-ı gam

bu rûzgâr-ı bî-mededin inkılâbı var



fırat bey, bu şarkıyı ilk defa 1950lerin başında radyoda alaeddin yavaşcadan dinleyince şaşırdığını söyledi. çünkü babasından bu şarkının yasak olduğuna dair bir rivayet duymuş. "oğlum, demiş babası, lemi atlının şarkısını ziya hurşit idam sephasında söylemiş. atatürke bundan bahsetmişler, üzülmüş ve şarkıyı yasaklamış. o günden beri yasak!"

alaeddin yavaşca bu hadiseyi yıllar önce biraz farklı anlatmıştı. çok etkilenmiş ve duygularımı galiba yine bu köşede okuyucularımla paylaşmıştım. merhum adnan menderesin nezaketi, ahlâkı ve karakteri hakkında da önemli ipuçları taşıdığı için aynı hikâyeyi izninizle bir daha anlatmak istiyorum:

yıl 1952 veya 1953. halk partisinden bir hanım milletvekili demokrat partiye geçmek istemektedir tbmm kürsüsünde etkileyici konuşmalarıyla tanınan, aktif, becerikli bir hanım... bunun için vaktiyle babasının yakın dostlarından olan refik koraltana aracı olması için ricada bulunur. ve ziraat bankası genel müdürü midhat dülgerin kalenderdeki büyük evinde yemekli bir toplantı düzenlenir. refik koraltan, bu toplantıda eşi mukbile hanımın akrabalarından alaeddin yavaşcanın da küçük bir konser vermesini istemiştir. ve toplantı günü gelir çatar. uzun yemek masasının etrafında kimler yoktur ki! celâl bayar, adnan menderes, fuat köprülü, refik koraltan, yani dört kurucu ve önde gelen bakanlar, milletvekilleri... hepsi de hanımlarıyla gelmişlerdir.

toplantıda, önce demokrat partiye geçmek isteyen hanım milletvekili söz alır ve özetle şunları söyler: "bir insan, ne yaparsa gençliğinde yapar. ama benim partim maalesef muhalefete düştü. üstelik şu anda muhalefeti bile yapabilecek güçte değildir. ben bu aktif dönemimde, aktif olan bir partide çalışmak, enerjimi demokrat parti saflarında harcamak istiyorum."

ardından refik koraltan, halk partili hanım milletvekilini öven ve partilerine katılma talebini memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden bir konuşma yapar. cumhurbaşkanı celâl bayar ve dışişleri bakanı fuat köprülü de yaptıkları konuşmalarda koraltana katıldıklarını ifade ederler. sonra sözü adnan menderes alır ve der ki:

"ağabeylerimin fikirleri benim için muhteremdir. fakat demokrasi tek ayak üzerinde duran bir rejim değildir, iki ayak üzerinde durmaya mecburdur: iktidar ve muhalefet. büyük bir şanssızlık eseri olarak muhalefet ayağı zayıf kalmıştır. halbuki takip ve murakabe edecek, iktidar olarak yanlış iş yaparsak bizi uyaracak bir muhalefet lazımdır. şimdi benim gönlüm, bu çok değerli ve cerbezeli politikacı hanımefendinin ezici bir çoğunlukla iktidara gelmiş demokrat partide değil, zayıf düşmüş olan kendi partisinde görev yaparak bizim karşımıza çıkmasını, bizi hiç çekinmeden enine boyuna tenkit etmesini arzu ediyoruz. bilmem yanılıyor muyum?"

menderes, her zaman olduğu gibi, o kadar güzel etkili konuşmuştur ki, diğerleri de ister istemez onun fikrine iştirak ederler. hanım milletvekilinin teşebbüsü böylece suya düşer.

sıra musikiye gelmiştir. alaeddin yavaşca, birkaç eser okuduktan sonra menderesin kalktığını görür ve fena halde alınarak "hiç konserin yarısında kalkılır mı, sevmiyorsan musiki istemeseydin?" diye geçirir içinden. fakat tam o sırada kulağında birinin nefesini hisseder ve bir fısıltı:

"sayın doktor, acaba repertuvarınızda ‘bu imtidâd–ı cevre kim bahtın şitâbı var şarkısı var mı?"

alaeddin beyi dinleyelim:

"dönüp baktım ki adnan menderes. meğerse arkadan dolaşmış. ‘var efendim dedim. ‘lütfen okur musun, rica edeceğim. dedi. ‘hayhay efendim dedim. gitti, yerine oturdu ve bu sefer aynı şarkıyı yüksek sesle istedi. düşününüz, bir sanatkârı, istediği şarkının repertuvarında bulunmaması ihtimalini düşünerek, kalabalık önünde küçük düşürmemek için gelip önce kulağına fısıldıyor. varsa isteyecek! ne büyük incelik! doğrusu içimden geçirdiklerimden utandım."

adnan menderesin söz konusu şarkıyı istemesi sebepsiz değildir. akrabasından dr. nâzım, izmir suikastına karıştığı iddiasıyla istiklâl mahkemesi tarafından idama mahkum edildikten sonra, mutad olduğu üzere, son arzusu sorulur. ünlü ittihatçı der ki:

"gidin paşaya söyleyin, ‘bu rüzgâr–i bî–mededin inkilâbı var."

bu, söz konusu uşşak şarkının dördüncü misraıdır.

dr. nâzımla ilgili idam kararı, atatürke marmara köşkünde imzalatılır, bir balo sırasında. refik koraltanın yavaşcaya anlattığına göre, rengi sararan atatürk kalemi elinden atar. ismet paşanın** "paşam zaaf göstermeyin!" ihtarı üzerine kararı istemeyerek imzalarken dr. nâzımın son arzusunun ne olduğunu sorar.

söylediklerini aynen naklederler. bunun üzerine, üzüntülü bir sesle "kaldırın bu şarkıyı!" deyiverir. ve şarkı repertuvardan çıkarılıp yasaklanır.

lemi atlının uşşak şarkısı üzerindeki yasak kalenderde yapılan o yemekli toplantıya kadar devam edecektir.

menderes, alaeddin yavaşcaya aynı şarkıyı bir defa daha okuttuktan sonra, "çok rica ederim doktor, bunu bir radyo emisyonunuzda okuyunuz ve okuyacağınız zamanı bana da bildiriniz!" der.

yavaşca, lemi atlı şarkısını, radyoda, bir öğle yayını için repertuvarına alır ve bunu adnan menderese de bildirir. yayın biter bitmez yavaşcayı arayan başbakan, heyecanlı bir sesle şunları söyleyecektir:

"ağzınıza sağlık aziz doktor, çok memnun ve mahzuz oldum. çok rica ediyorum, arkadaşlarınıza da eğer kendilerinde yoksa notalarını veriniz, repertuvarlarına alsınlar!"

lemi atlının şarkısı üzerindeki yasak böylece kalkar kalkmasına, ama "rûzgâr–ı bî–meded", bir gün bir "inkılab"la menderesi vurur.

imdi, her dinleyişte içimizi burkan bu dokunaklı şarkıyı idam sehpasında söyleyen ziya hurşit miydi, dr. nâzım mı? "ne fark eder ki?" diyebilirsiniz, haklısınız. ama yine de araştırıp soruşturmaya değer.""

Kaynak: EkşiSozluk


WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:35 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.