25-12-2009, 09:06 PM
|
#109 (permalink)
|
Banned
Üyelik tarihi: Jun 2009
Mesajlar: 362
Tesekkür: 7,119
668 Mesajinıza toplam 4,252 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: fgceker'in günlüğü :) Yeni yıla girmemize sadece 6 güzel gün kaldı.Adı bile güzel yeni yıl…En yenisinden en gıcırından bir arabanın bile vereceği mutluluktan daha fazlasını veriyor bana…Yeni heyecanlar, yeni başarılar,yeni bir AŞK—HAYATIMIN AŞKI---,yeni hüzünler,bazen mutluluk bazen de hüznün sebep olduğu gözyaşlarım… sadece 6 gün kadar uzağımda önümdeki yeni yılın içinde…. Her şey sanki bir anda sıfırlanıp kendiliğinden hallolacakmış gibi gelir insana..Günlüklerin ilk sayfasında hep yazılan klişe sözler..Bu yıl yepyeni biri olacağım,şunu yapıp bunu yapmayacağımla başlayan cümleler….Oysa oraya en önemli şeyi ‘’bu yılda kendim olacağım ve kendim gibi davranacağım’’ ‘’mutlu olup etrafımdaki herkesi de bir o kadar mutlu edeceğim ve mutluluğum katlanarak büyüyecek ‘’ bu sene de sahip olduğum her şey için binlerce kez şükür edeceğim ‘’İ yazmayı hep unuturuz …. Nedense hep cümlelerimizi olumsuzluklarla başlayarak yönetmeye alışmışız…Kafamızı gömdüğümüz kumdan bir kaldırabilsek,aslında yapmamız gereken tek şeyin sadece kendimizi keşfetmek olduğunu anlayıp derin bir ohhhh çekip yola koyulabilmek için derin bir nefes alıp kendimiz olamamanın omzumuza yüklediği tüm yüklerden bir çırpıda kurtulmaya başlayabileceğiz…. Kendimiz olmama adına, etrafımızdakileri memnun edebilmek için ne bedeller ödüyoruz oysa … Şöyle bir dönüp baktığımda geriye pek çoğuna değmediğini görüyorum.Aslında değmemiş demekte bana dokunuyor,çünkü biliyorum ki yaşadığım her güzel şeyde olduğu gibi attığım her yanlış adımda da,attığım her canımı yakan kapandı sandığım ama hala kapanmayan yaralarımı tekrar tekrar açtığım zamanlarında bana ve kişiliğimi oluşturan her bir parçama pek çok güzel şey kattığını…yaşadıklarımın harmanlanıpta beni yani özbeni yarattığını,hayata karşı duruşumu belirlediğini çok iyi biliyorum.Ama işte her insan gibi zaman zaman,hatta bazen sık sık bende egoma yeniliyorum ve başıma gelen bir haksızlıkta isyan etmekten kendimi alamıyorum.----artık isyan etmemeyi,bakalım bunda ne gibi bir hayır var deyip beklemeyi yavaştanda olsa öğreniyorum---- Şöyle dönüp geriye bakıyorum da ne kazandıysam hep kendim olmakla kazandığımı görüyorum. En mutsuz olduğum anların hep ya zorunluluktan bulunduğum mekanlar da ya da onaylamadığım insanların yanında geçirmek zorunda olduğum zamanlarda yaşandığını fark ettim.Ve bunun için 2 hafta önce harekete geçtim.Zaten normalde hayır demesini çok iyi bilen ve kendine güveni tam bir insanım fakat en büyük zaafımın insanlara baştan çok güvenip onları ceplerinde 100 puanla hayatıma sokmak olduğunu gördüm.Çünkü şimdiye kadar canımı en çok yakanlar hep bu şekilde güvendiklerim olmuş… İnsanın kendi hayatını bir tiyatro sahnesinde oynatırmış gibi şöyle koltuğuna oturarak önyargısız izlemesi ne zor işmiş. Yapması dile kolay ama uygulamada çoook zor olan.Zorluğu aslında yapmakta değil…olayları karşında oynatırken tarafsız davranabilmekte yatıyor.Canımızı çok yakan bir olayı defalarca tekrar tekrar izleyip öğrenmen gereken dersi bulmaya çalışmak bazen çok hem de pek çok acı veriyor insana. Ama biliyorum ki ancak bunu yaparak bir takım negatif enerjilerle kendime tutsak ettiğim insanları bağışlayıp kendimden özgürleştirebilirim.Belki ilk başta insanın canı yanıyor ve yeter artık işte bende hata yok klişesinin ve karşımızdaki insanı suçlama basitliğinin arkasına sığınıvermek defalarca beynimizde dolaşıyor ama bu şeytana yenilmeyip yoluma her devam ettiğimde kazanan hep ben oldum.Hatalarımı görüp bazen de haklılığımı hayrete düştüğüm pek çok an oldu…ama işte dedim ya bu işten ben galip çıktım…Çünkü sürekli yanımda taşıdığım şu çürük patateslerden kurtulmanın zamanı çoktan gelip geçmişti…omzuma yüklediğim,hayatıma soktuğum insanlarında omuzlarına yüklediğim fark edemediğim onca yükten ve bağdan kurtulmanın zamanı çoktan gelip de geçmişti…Bugüne kadar izlediğim en saçma,en duygusal,en aksiyonlu,en komedi ve dram filmi kendi hayatıma ait olandı … Ben yeni yıla sıfır kilometre bir kalple ve negatif bağlarının çoğundan kurtulmuş bir kalp ve ruhla hazırım. Gelecek olan yeni yılla ilgili bildiğim bir şey varsa oda olabilecek her şeye tam teşekküllü bir şekilde hazırlanmış olmam ve yeni yıl temizliğimi önceden yapmış olmanın gururuyla ortalarda salınmam. Ağzına kadar dolu ve bir o kadarda karmaşık olan gönül çekmecelerimi tamamen boşalttım.Olması gerekenleri yerlerine özenle tozlarını alıp yerleştirdim,ama orda olması gerekmeyenleri;sadece kendime yük yapıp olumsuz bağlarla bana bağlanmalarına sebep olduklarımı da aramızdaki olumsuzlukları çözümleyerek özgürlüklerine bıraktım…. Her sene bahar geldiğinde dergilerde okuduğum ilk kelime --gardolabınız da temizlik zamanı geldi --olur.İşte bu söze bakarak bir heves dolabımızı düzenlemeye girişiriz.Eskiyenleri atar,giymediklerimizi giyebilecek insanlara ulaştırırız kısacası alacağımız yeni kıyafetler için dolabımızda yer açarız…Açarız açmasına da hayatımızdaki en önemli şeyler için kendimize bir yer açamayız.Biz ki söz konusu bir kıyafet olduğunda bile ona gerekli yeri açmazsak alamayacağımızı akıl ederken,hayatımıza sokmak istediğimiz şey ömrümüzün geri kalanını geçireceğimiz,ruh eşimiz,can yoldaşımız eşimiz olduğu zaman ona hayatımızda bir yer açmadan hayatımıza giremeyeceğini aklımızın ucundan bile geçirmeyiz….. Ben evrenden istedim ve isteğimin olabilmesi için ona açmam gereken yeri açıp bir güzel temizledim…yani işin bana düşen kısmını fazlasıyla yaptım….Artık biliyorum ki doğru zamanda evren beni can yoldaşım olacak o çok kıymetli ruh eşimle bir araya getiriverecek…belki çok komik bir olayla,belki de hiç ummadığım bir anda …..kim bilir |
Offline
| |