ESKİ ARKADAŞLARIMLA GÖRÜŞMEK İSTEMİYORUM:(Hikayelerimizi Anlatalım ve Üyelerin Hikayeleri ESKİ ARKADAŞLARIMLA GÖRÜŞMEK İSTEMİYORUM:( Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Kendimi tanıma girişimine başladığımdan beri, 12yıldır nerdeyse hergün beraber olduğum ve aynı mahallede oturduğumuz çok sevdiğim arkadaşlarımın hiçbiriyle görüşmek gelmiyor içimden.
ilk başlarda kitap okuduğum için zaman ayırmak istemediğimi düşünüyordum beni çağırdıklarında yok valla birsürü kitap aldım onları okumam gerek ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Üyelerin Hikayeleri telkin cd indir izle İstanbul Üyelerin Hikayeleri nerededir kimdir Üyelerin Hikayeleri çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Üyelerin Hikayeleri hipnoz Üyelerin Hikayeleri olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Üyelerin Hikayeleri hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Üyelerin Hikayeleri kuantum düşünce kitap haberi |
|
01-05-2009, 09:10 AM
|
#1 (permalink)
| Teğmen
Üyelik tarihi: Apr 2009 Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 37
Tesekkür: 173
36 Mesajinıza toplam 372 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| ESKİ ARKADAŞLARIMLA GÖRÜŞMEK İSTEMİYORUM:( Kendimi tanıma girişimine başladığımdan beri, 12yıldır nerdeyse hergün beraber olduğum ve aynı mahallede oturduğumuz çok sevdiğim arkadaşlarımın hiçbiriyle görüşmek gelmiyor içimden.
ilk başlarda kitap okuduğum için zaman ayırmak istemediğimi düşünüyordum beni çağırdıklarında yok valla birsürü kitap aldım onları okumam gerek diyordum ama ara sıra buluştuğumuzda anladımki asıl neden bu değil; asıl neden onların hayata bakışı ve ve sürekli şikayet edip sızlanmaları. eskiden bi araya gelip saatlerce sızlanırdık hatta bu konuda onlardan hiçde geri kalmazdım...
ağzımdan dökülen her kelimenin ürettiği duyguyla beraber geleceğimi şekillendirdiği inancı sayesinde artık şikayet etmek şöyle dursun biri bana nasılsın dediğinde pek iyi hissetmesem bile çok şükür çok çok iyiyim diyorum.
arkadaşlarımla en son bir araya geldiğimizde ayıp olmasın diye onların anlattıklarını dinlemeye devam ettim ama eskiden olduğu gibi onları onaylayıp hak verici cümleler söylemedim hiç sadece sessizce dinleyip içimden sürekli bu ortamdaki hiçbir olumsuz duygu ve düşünceden etkilenmiyorum diye tekrarlarken buldum kendimi ( ve şu anda bunu yazarken FARKETTİM ki artık bu cümleyi kullanmıcam çünkü olumsuz bir cümle yeni cümlemse şu: ben bulunduğum her ortama neşe ve bolluk saçmama izin veriyorum.) zaten onlarda bunun farkında ne öyle ruh gibi dinliyosun bişe söylesene gene o kitaplar dimi diyolar bana:)
aslında öğrendiğim herşeyi onlarla paylaşıyorum ama buna pek inanmıyorlar ve denemek için en ufak bir istekleri yok, demekki zamanı var.
kısacası hiçbir şikayetim yok bu konuda ama onları gerçekten sevsemde olumsuz duruşları devam ettiği sürece sanırım bir araya gelme cesaretini gösteremicem uzunca bir süre. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. | Offline
| |
01-05-2009, 10:15 AM
|
#2 (permalink)
| Üsteğmen
Üyelik tarihi: Jan 2009
Mesajlar: 284
Tesekkür: 2,835
289 Mesajinıza toplam 1,631 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: ESKİ ARKADAŞLARIMLA GÖRÜŞMEK İSTEMİYORUM:( Senin adına çok sevindim doğru yoldasın:)senin yaşadıklarını bende yaşıyorum olumsuz cümlelere hayatımda artık yer vermiyorum olmusuz düşünen arkadaşlarımada en azından sık görüşmüyorum ve görüşlerimi onlarada anlatmaya çalışıyorum ne kadar etkili çok değil herşeyin bir zamanı var.
__________________ sizi seviyorum | Offline
| |
15-05-2009, 03:18 AM
|
#3 (permalink)
| Teğmen
Üyelik tarihi: May 2009 Bulunduğu yer: somewhere in planet...
Mesajlar: 34
Tesekkür: 17
33 Mesajinıza toplam 116 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: ESKİ ARKADAŞLARIMLA GÖRÜŞMEK İSTEMİYORUM:( Dayanamayıp yazmak istiyorum artık...
Burada herşey güllük gülistanlık filan takılıyor herkes... İnanılmaz bir kaçış var... Benim ve benim gibilerin kalabalıktan yalnızlığına kaçması gibi. Ama yönlerimiz çok ters, zıt... Bi gerçeği atlıyoruz burada, "acı gerçekler". Evet acı. Hayat her zaman hülalay hülolop olmaz, olamaz, olmamalı... Tamam sizi anlıyorum pozitif düşün pozitif şeyler yaşa mantığı ama bu insanı deli ediyor... Kendine ne kadar yalan söyleyebilirisin ki? İşte bu noktada iplerim kopuyor benim... Hayatta acı da olmalı, hatta bu olayı düşünce olarak korkunk bir şekilde abartmıştım. Ortaokuldan beri, uğraştığım müzik tarzını dinliyorum. Metal. Çok hoş bişey değil, sizlere göre. Bana göre de öyle. Ama aynı anlamda değil, onu çekici ve bağımlılık derecesinde kılan o "iyi olmaması" gerçekliği. Her zaman açan çiçeklerden, uçan böceklerden bahsetmez. Kapalı havalarda evine kapandıkları zaman, geceleri, sabaha karşı gökyüzünün o taze maviliğinde herkes yarı ölü modundayken biz mucizeye şahit oluruz, acılarımızı düşünürüz, aldığımız nefesi sonuna kadar yaşarız. Ama acıyla, gerçeklerle... Bu müziğin bağımlılık yapması da bu bahsettiğim ortamda hissettiklerini aştırıp, yeni şeyler gösterir ruhuna, hayata dair, insanlara dair.
F.W. Nietzsche nin öğretisindeki gibi, acıyla mutlu olabilmeyi öğrendik biz. Bunu yapmak, yaşayabilmek inanın çok daha zor. Ama hayata bakışınız tamamen değişiyor. Değiştirmek için değil, benimsendiği için bu böyle... Hani Fight Club'ta Taylor Durden'ın dediği gibi; "bizler tarihin ortanca çocuklarıyız" gerçekten öyle... Depresiflik, karamsarlık aslında hayatın renklerini daha iyi özümsememizi sağlıyor. Bizler anlatılan mutluluğu yaşayamayız, eksiklik mi? hayır. Diğerlerine karşı bir üstünlük, ayrıcalık mı? Kesinlikle hayır... Overdoze gibi olur bu...Umarım anlatabilmişimdir.
Düşünün; sürekli mutlu olan, neşeli takılan birisi, mutluluğun değerini nasıl bilebilir ki? Örneğin, bowling oynamayı çok seven birisi olsun. Bu adama çoğunlukla bowling oynat, sıkılır bi süre sonra. Ama ayda bir yada haftada bir oynasa o, onun zevki olur, keyfi olur... Bıkmaz, sıkılmaz... Mutlulukta böyle bişey, aslında "Tanrının insanların ağzına bıraktığı bi naneli şeker gibidir" mutluluk. Emersin, nane tadı sarar beynini, süperdir, tazelik verir filan.. Emdin bitti. Ya sonra? Yine kekremsi bi tat yapışır ağzına... Mutluluk her zaman, her anımızda yaşanacak bişeyd değil, olmamalı da... Hüzünü ne kadar derinden yaşarsan, mutluluğuda aynı orantıda yaşarsın. Hüznün, acının, depresifliğin diyalektiğidir mutluluk.
En sevdiğim yazarlardan biri olan Necati Sarıalioğlu şöyle der; "dışta yaşanan mutluluk, aslında içteki mutsuzluktandır, dıştaki mutsuzlukta içteki mutluluktandır." Ağlayan palyaço'yu hiç duydunuz mu? Maskesi hep güler ama, maskenin altında hep ağlayan biri vardır... Makyajın arkasında acı vardır. Akan her gözyaşı, gerçekleri gösterir sahibinin yüzüne, yüzündeki sahte mutluluğu silerken... Bu yazdıklarımdan şu anlaşılmasın, tipik salak ergen bunalım tripleri. Hayır kesinlikle bu değil. Renkte vardır bizim gibilerin hayatında. Anlatmak istediğim acı ve gerçekler üstüne kurulu, ama mutluluğuda kapsayan "dengeli" yaşanan bir hayat tarzı. Tutunduğunuz bişey olmalı ama bu mutluluk olmamalı. Mutluluğa endeksli dolaylı bişey olmalı bu. Sizi yaşatmalı, nefeslerinize anlam katmalı. Bana kanser teşhisi konulduğu yaz, bunalımın dibine vurdum. Çok defa ......r girişimleri, depresyon... Ama kurtuldum bi şekilde. Sadece mutluluğun üstünde durarak değil. Mutsuzluğumdaki mutluluğu yakalayarak. Bu durumdan kurtulmayı hiç düşünmedim de, uğraşmadımda, sonunu da düşünmemiştim. Mutluydum çünkü... Bende sıkılıyordum kampüsteki ortamdan. Ota b*ka gülmeler filan, bu kadar ucuz olmamalıydı, aslında sakin düşünsen komik olmayan şeylere gülüyorlardı hep, tikky takılan tayfa ayrı bi katillik sebebi hiç bahsetmiyorum bile... Ne için yaşadığının farkına varamayan, "farkındalıktan" yoksun konuşan canlılar. Bu şekilde görüyordum onları. Bi tek ben değildim bu şekilde düşünen. Dipte yaşamak, dip yapmak bitiştir, yeni bir başlangıcın kapısında olmaktır. Sıfır noktasında olmak, sonsuz imkanlara sahip olmaktır.
Yazacağım çok şey vardı, geç oldu, şarj azaldı... Devamı daha sonra olsun...
P.S: yazı kimseyi hedef almamıştır.
P.S - 2 : http://tinyurl.com/pz2jhv
Bu linkte MurderKing topluluğunun "Sertap Erener - aşk" parçasının cover'ı (yeniden yorumlaması) var. Özellikle intro'ya dikkat edin, şarkıya giriş kısmı. NE hissediyorsunuz gerçekten merak ediyorum... Bunun gibi sizin yorumlarınızı merak ettiğim bi kaç parça var... Bakalım nasılmış? Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Teşekkürler...
__________________ Signatürü mü? Yok üvertür alıym ben... :F | Offline
| |
15-05-2009, 03:28 PM
|
#4 (permalink)
| Guest | Cevap: ESKİ ARKADAŞLARIMLA GÖRÜŞMEK İSTEMİYORUM:( Sevgili Motorhead,
Mutlulukla mutsuzluk terazide eşit kefendedir... Yani demek istiyorum ki, "mutluyum" dediğimiz zaman kendimizi kandırmış oluyoruz da, neden "mutsuzum" dediğimiz zaman gerçekleri söylemiş oluyoruz? İnsan zihni kendini devamlı kandırır.. Herşey bizim için beynimizle, duygularımızla, sezgilerimizle algıladığımız gibidir ama bunlardan hiç biri mutlak olarak "doğru" değildir... Bana göre hayat bu anlamda bir yanılsamadan ibaret. Kendi doğrularımıza inanıp güvendiğimiz ve başkaları da böyle yaptığı için bize normal gelen bir yanılsama... O halde mutluyum diye kendimi kandırmak varken, neden mutsuzum diye kandırayım ki?
Bu site bana da ilk başta çok yüzeysel gelmişti, ki ben depresyon tedavisi görme aşamasındayken doktorun kapısından dönmüş ve bu siteyle karşılaşmış bir insan olarak söylüyorum bunları. Burada the secret isimli kitap konusunda örneğin çatlak ses çıkaran insanlardan biriyim. Ama biliyorum ki bu sitede üslubuyla yazılmış her eleştiri, her yorum olgunlukla kucaklanıyor. Hiç kimse "vay efendim sen bizim pozitifliğimizi bozdun bize negatif yaydın" diyerek uzaklaştırmıyor sizi. O yüzden yazın. Hep yazın... ve bana göre bu sitenin felsefesi de (özellikle meditasyonla ve reikiyle uğraşan üyeleri adına söylüyorum) bahsettiğiniz diyalektiğin tam merkezinde. Bütünleştirici ve bağışlayıcı. Yaşamı olduğu gibi kabullenmeyi öğrenmiş insanların bakış açılarıyla o kadar sık karşılaşıyorum ki burda.
Yaşınızın da benden büyük olduğunu tahmin ediyorum o yüzden şunu da rahatlıkla söyleyebiliyorum ki bu sitede ruhu benimkinden de yaralı, benim yaşadıklarımdan çok daha fazlasını ve ağırını yaşamış ve bütün bunları tamir etmek için uğraşıp didinen pek çok insan var. Nasıl eliniz kesilip kanadığında onu iyileştirmeye çalışıyorsanız. Bu insanların çabasına ben çok saygı duyuyorum... Polyannacılık başlangıç seviyelerinde ortaya çıkan bir durum. Bu işin gerçek ustalarının böyle yapmadığını keşfettiğim için zaten aylardır buradayım.
Elinizden akan kanı yalayıp tadından haz almanız da mümkün tabi (metal müzik açısından oldukça güzel bir örnek olduğunu düşünüyorum zamanında ben de çok dinledim) ama bu da acı üzerinden dolaylı bir mutluluktur...
İnsanın bazen karanlık gecelerde, acısında, hüznünde, gözyaşlarında kaybolup gitmesinde de bir huzur vardır, kendini tanımanın anlamanın çözümlemenin en güzel yollarından biridir bu.. Ama bence bu mutluluğun çizdiği çerçevenin dışında bir edim değil, tam tersine tam da merkezinde. |
| |
15-05-2009, 05:01 PM
|
#5 (permalink)
| Teğmen
Üyelik tarihi: May 2009 Bulunduğu yer: somewhere in planet...
Mesajlar: 34
Tesekkür: 17
33 Mesajinıza toplam 116 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: ESKİ ARKADAŞLARIMLA GÖRÜŞMEK İSTEMİYORUM:( "Hayatı olduğu gibi kabullenmek" demek istediğim bu değildi. Hayatı olduğu gibi kabullenmek; düşünmemek, yorumlayamamak, sorgulamamanın sonucu oluşan bir tavır bence... Bahsettiğim, "farkındasızca" yaşayanların genel tavrı... Bende öyleydim ta ki üniversiteye başlayıncaya kadar, tek başıma eve çıkana kadar... Bu olaydan önce de evde kalıyordum ama tek değildim. Hani olmayınca olmuyor ya, aynen öyle oldu, güle oynaya çıktığımız ev, zindan gibi olmaya başladı, breyselcilik, kollektif yaşam bilincinin eksikliği... Sonra bu kararı verdim. İşte o yalnız kaldığım zamanlarda evim istasyon gibiydi, gelenim gidenim çok oluyordu. Ama gece olunca, yine tıpkı bir istasyon gibi sessizliğe bürünüyordu. Ben bugün ne isem, beni ben yapan şeylerin temelleri o zaman atıldı. Virüs gibi bu, kötü ama öldürücü değil... Benim yarattığım bir virüs. Aklımı kemiren, bakış açımı genişleten, düşündüren, yorumlatan, hatırlatan bir virüs... Çok gariptir, o zamandan sonra hayatı hiç düşünmediğim bir biçimde düşünmeye başladım, bir çok şey sanki yeni aklıma geliyormuş gibiydi. "Neden?" sorusunun batağına saplanmıştım, çıkamıyordumda... Cidden hayatta en zor cevabı verilecek olan soru budur. "Neden?"...
Bu süre içerisinde hissettiğim en güzel şey, gerçekten huzurlu olmamdı... Sinirlerim alınmış, hafiflemiştim. İnsanları "insan" olarak değerlendirmeyi bırakmış evrimini tamamlamaya çalışan yaratık gibi görüyordum. Matıklı mı? Evet kesinlikle... Hala bu böyledir benim için... Ama herkes için genel geçer bir tavır değildir benim için... Hani denir ya "insan çiğ süt emmiş" aynen öyle. İnsanların yaptıkları beni şaşırtmıyordu. Hayvansı bi yapımız vardı çünü, bazılarında bu hala var. Hatta hayvanlık bile değil onlarınki, daha zayıf, daha ilkel bişey...
Hayır, handırmaca yok, mutluluk gerçek olarak var, tıpkı mutsuzluğun gerçekliği kadar gerçek bir şekilde... Her ikiside canlı-, ruhumuızda nefes alıyor. Ağer her ikiside kandırmaca olsaydı neden yalan olan bişeyden, yine yalan olan bişeyle kaçma ihtiyacı arayalım ki? O yüzden her ikiside var. Yine Necati Sarıalioğlu'nun bir sözü vardır; Bulmaya çalıştığımız hakikat, kaçtığımızsa gerçeklerdir... İşte bu ironi içinde yaşıyoruz. Bu kadar değişken ve stabil olmayan bir düzen içerisinde her nefesle sona doğru geri sayım yapıyoruz. Önemli olan aldığımız nefesleri sonuna kadar anlayarak, farkına vararak yaşamamız. O gün gelip, son anlarımızı yaşarken, ardımıza dönüp baktığımızda eğer yüzümüzde bir gülümseme beliriyorsa, işte o zaman o hayat dolu dolu yaşanmıştır, ölüm haktır, nefes kadar gerçektir. Acı veremez hayatı anlayıp, hakkını vererek yaşayanlara. Birde şunu düşünelim, yine son anlarımız, ama bir acı, ızdırap, hatta yoğun bir pişmanlık... Tanrım, ne kadar ürkütücü... Anlatmak istediğim hayat salt olarak acı ve mutsuzluk üstüne kurulamaz, mutluluk üstüne de... Her iksininde gerçek anlamda anlaşılması ve o bahsettiğim hayatın dengesini kurarken yeteri kadar kullanılması. Diyalektik demiştim. evet, mutluluğu en iyi anlayanlar gerçek anlamda mutsuzluğu bilenlerdir. Mutsuzluk ki binlerce milyonlarca, milyarlarca sebebi olan bişeydir. O yüzden salt mutluluk yaşanması imkansız olan bişeydir. Hemen şunu da ekleyeyim aynı şey mutsuzluk içinde geçerlidir. Nihilistlerin mantığı bu nedenle saçma ve yersizdir. Ama şu var, acı her zaman ağır basandır... Önemli olan bunu mutluluğa çevirebilmek, ona sarılabilmek, gülümseyebilmek...
Bizleri hayata bağlayan kaynağın, yada tutunduğumuz şeyin mutluluğa endeksli ama mutlulukla dolaylı bağlantısı olması gerektiğinden bahsetmiştim. Evet, belki parmaktan akan kanı yalamak bir zevk olabilir, kanın tadı güzel de gelebilir. Ama şunu da belirteyim, metal bunları yapmak değildir. Metal bir karşı duruş, bilinenlerin dışında ezber bozan bir söylevdir. Eğer gerçek anlamda benimsenmişse, bir hayat tarzı olmuşsa. Açık yürekli olmaktır metal. Dio'nun efsane vokali ve kurucusu Ronnie James Dio'nun evinin her yerinde haç vardır. Çünkü adam kendisiyle barışık, ne olduğunu ne için yaşadığını biliyor. Tanrının bir öcü olmadığını, korkmaktan çok onu sevmenin asıl olduğunu biliyor. Şarkılarında O'ndan bahsediyor. Kimsenin söylemeye cesaret edemediğini o en melodik şekilde bir çırpıda söyeleyebiliyor. Korkmuyor ama korkmadığı kadar, daha çok seviyor. Bir çok topluluk bunu yapıyor, bir öz eleştiri. Kendilerini biliyorlar. İsyan etmiyorlar. Gerçekten, dikkate edin lyriclere, aslında kişisel gelişimi tetikleyen, hani "gaz" veren, adımlarınızı daha sağlamlaştıran sözlere rastlarsınız... Örneğin Motorhead "The Kings of King" inaılmaz bir parça, "time to play the game" aynı şekilde, kendine güvenin üst limitlerine çıkaran parçalar bunlar... Demek istediğim, bu müzikte hayatın gerçekleri var, meoldilerinden tutun lyriclerine kadar. Yaşanabilecek ne varsa... Burada yanlış anlaşılmak istemem. Kişisel tercihlerimi, kendi özelimi ön plana çıkarmak ve ucuz işler peşinde olmak değil amacım. Kesinlikle... (Böyle düşünenler olabilir, o sebeple)...
Aslında aynı şeylerden bahsediyoruz. Direkt olarak mutluluğa bağlanmamak. Acı olmalı ki, mutluluk anlam kazansın. Issız kumlardan serin sulara atlarcasına... :)
Forumda bu yazıyı yazmadan önceki yazdıklarımla bu yazdıklarım çok ters gibi gelebilir, ama salında çok iç içe...
P.S: şarkı yorumları ?
__________________ Signatürü mü? Yok üvertür alıym ben... :F | Offline
| |
17-05-2009, 12:23 AM
|
#6 (permalink)
| Üsteğmen
Üyelik tarihi: Mar 2009
Mesajlar: 425
Tesekkür: 590
607 Mesajinıza toplam 3,768 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: ESKİ ARKADAŞLARIMLA GÖRÜŞMEK İSTEMİYORUM:( konuyu açan arkadaşa hitaben; eski arkadaşlarımla ben de çok görüşmek istemiyorum..ailemle de çok görüşmüyorum zaten...aslına bakarsan eski arkadaşım pek yok...eeennn uzun süreli dostluk kurduğum arkadaşım bundan birkaç ay önce görev yaptığım okulun numerosunu bulup aramış, ağladı telefonda, seni çok merak ettim diye...ona söz verdim hemen o akşam bir mektupla başımdan geçenleri anlatacağıma...öldürüldüğümü falan düşünmüş yazık...ama hüff nasıl kızıyorum kendime, mektubu haalaa yazmadım... yaw o değil de arkadaşlar, ben hangi konuyu okusam kendimin bir garip birşey olduğuna daha çok inanıyorum! sevgi çok, vallahi seviyorum herkesi, ama vefa niye yok, niye özleyemiyoyum bir türlü anlamıyorum! çok canımı sıkıyor bu...içime şeytan mı kaçtı nedir?!! yeni gelen, şirin motorcu arkideşe hitaben; arkadaşım müziği dinledim, valla güzeldi...ben onun ilk halini de çok severdim...sertab erenerin sesi çok hoşuma gider zaten... benim müzikle diyaloğum da bir garip desem, bilmem ki demesem mi? bundan birkaç birkaç yıl önce asla dinlemem dediğim rap müziğin hayranı bir çocukceğiz vardı...çok severdim bu çocuğu...hala severim, ama görüşmüom () işte onun sayesinde ben birden rap müziği sevmeye başladım! benim facebook sayfamda metal müzik seven bir çocukceğiz var şimdi...esprilerini, hayatı hafife alışını falan seviyorum...tesadüfen bir yerde ben hayko cepkin severim dedim diye o beni metalci, bir kediseverler sitesinde kedisinden garip bahsetti diye ben de onu satanik sandımk..(yazım hatası değil, sadece karar veremedim.)işte o çocukceğizin yüzü suyu hürmetine de metal müziği sevmeye çalıştım ama.... yaw müzikte sorun yok, sorun bende...benden geçmiş artık, yaşlandım, başım götürmüyor vs...ne zaman metal birşey duysam annemle babanın yüksek sesli muhabbetleri geliyor aklıma! bak, o dönemde melankolik abimle aynı odayı zoraki paylaşmanın tesiriyle arabesk müziği bile sevmiştim... off arkadaşım ya, yarama dokandın şimdi, vallahi çok üzülüyorum ben neden bu müziği sevemiyorum diye! adamlar ne kadar içten bağırıyor, o volümlü aletler ne kadar candan çınnnnlıyor ama neden benim estetikten yoksun ruhum şu güzelim müzikten gıdalanamıyor! yine de tek tesellim sizin dolaylara yakın bildiğim dumanı seviyor olmam...
__________________ Evrenin sonsuz seçenek ve sınırsız bolluktan oluştuğunu biliyorum. Ben, yaratılışım itibarıyla, hayatta her şeyin en iyisini hak ediyorum… Sonsuz bolluk içinde, benim ve ailemin ihtiyaçları fazlasıyla ve kolaylıkla karşılanır ve ben sevgiyle hayatıma alırım. Ben, şimdi, kendim ve ailem için, zenginlik ve refah içinde olmanın özgürlük ve güven duygusunu hissetmeyi seçiyorum.(ismira insanından hediyedir!) | Offline
| |
17-05-2009, 10:07 PM
|
#7 (permalink)
| Teğmen
Üyelik tarihi: May 2009 Bulunduğu yer: somewhere in planet...
Mesajlar: 34
Tesekkür: 17
33 Mesajinıza toplam 116 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: ESKİ ARKADAŞLARIMLA GÖRÜŞMEK İSTEMİYORUM:( =)Şirin Motorcu arkidiş :F çok güldüm valla... "Turşucuk" gibi bişey oldu bu:)
Nedense metal dinleyenler hep çok genç yadaergen yaşlardaymış gibi algılanır... Bunun en büyük nedeni yaşı ilerlemiş headbanger abilerimizin net aleminden nefret etmeleri ve sessiz sakin, havası temiz yerlerde hayatı yine son gaz yaşamaları olabilir, hatta bir çoğu cep telefonu ve saat bile kullanmıyor. (bkz:utopik dünyalar yaratmak)
Aslında bu işin yaşı, yeri zamanı yok... Benimsemek önemli... Ergen triplerine bağlamadan önce tanıştığım bu müziğin ömrü "geçici" yada "büyüyünce bırakır" olarak tahmin ediliyordu... Ve kader ağlarını örmüş, inatla ilk gitar alınmış, daha çok bağlanılmış ve daha seçici olunmaya başlanmıştır. Öyleki; korkutucu hayat tarzları benimsenmiş, kendi ütopik dünyasını yaratmak için kolları sıvadığı vakit yaş 25 sularını geçtiği görülmüş, camiadan "ömür boyu headbanger" vizesi almış biri olarak en büyük duam, ölene kadar bu müzikten kopmamam... Çünkü daha karavan alıp, kuzey yarım küre gezisi yapıcam. Hayatı sonuna kadar yaşayabilmek, onu, sizin gözlerinize bakarken "lütfen durr, yapmaa, uuahhhhhh" nidalarını bizans kralı konstantin gibi atarcasına duymak ve kara muratmışcasına acımamak. Hayat bizi şaşırtacağına biz hayatı şaşırtalım. Yaşlandık beeahhh (sömürük sımayl) dememek için, illaki anew clinical exorsist kiremlerinden kullanmanıza, yada Andie McDowell gibi Loreal manyağı olmanıza gerek yok. İçinizdeki çocuğu aldırmamak için, öldürmemek için, genç kalabilmek için bu müzik şart. Günde çok kere aç/tok, alkolle tüketilmesi etkisinin hızlı görülmesine neden olabilir. Alkol olmasa da olur, sade az şekerli bir ice coffe ile de olur... Yaaa tamam çayla da olur... Her türlü olur... Ama sahleple ve bozayla hiç gitmiyor benden demesi...
Duman... Bu abileri bir zamanlar evvel zamanda dinlemiştim, sarmıştım da... Fakat türkçe işlerde yaşanan kalite sorunu ve son zamanlardaki bazı demeçleri kendilerinden ciddi anlamda soğutmuştur bizleri. Ama şu var, kimse inkar edemez, bok atarlar ama illki bi ara gizli saklı yada alelende olsa duma dinlemişleridir. Ben dinledim, baya da bi dinledim ama kesiyor mu? Hayır... Çünkü etrafta çok duyuyoruz seslerini, insana bi darlanma geliyor bi noktadan sonra... en sonunda "komşulaaaaaaarrrr yetişinnnn" nidaları yükseliyor odamızdan... Unique takılmak en güzeli, saklı kalmış, arkada kalmış, gözden kaçmış isimleri dinlemek en büyük zevkim türkçe metal/rock tarzında...
Murder King, Buz, Pickpocket, Kırmızı, Pin-Up, VoodooMedicine vs... Myspacesağolsun, kucaklaşıyoruz onlarla hep orada... Şanslıysak gidip canlı canlı dinliyoruzda...
Yukarda çok dağınık bahsettim olaydan, puzzel gibi oldu, artık parçaları birleştirip manzaranın tadını çıkarma zevkini size bıraktım... (bkz: güldürürken düşündürmek)
Eğer bi mesaj kaygısı taşıyacak olsaydım, "en kalbi (!) duygularla"* şunu derdim ulusa seslenişte;
olmuyorsa uğraşma, bırak dağınık kalsın...
*©2009 Kullanım hakları R.T.E oğla gemi alma sanayii ltd.şti.asp.mp3 şirketine aittir. R.T.E "Ananı da al git deme hakkını saklı tutar"...
__________________ Signatürü mü? Yok üvertür alıym ben... :F | Offline
| |
17-05-2009, 10:26 PM
|
#8 (permalink)
| Üsteğmen
Üyelik tarihi: Mar 2009
Mesajlar: 425
Tesekkür: 590
607 Mesajinıza toplam 3,768 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: ESKİ ARKADAŞLARIMLA GÖRÜŞMEK İSTEMİYORUM:( çare yok seveceğiz bunu da... ömür boyu ev arkideşim olan şahıs, (aynı zamanda son model hayat arkideşim) bu müziğe bayılır...O, ritmi, bası içinde hissederek dinler...ben Onun kadar rahat yetiştirilmediğimden midir nedir, böyle coşkulu şeyler bende sadece kafa bölgesinde kılların tikenleşmesi etkisi yapar o kadar...dedim ya çok utanıyorum kendimden, çok üzülüyorum bu zamana kadar sevemediğim için...ama daha vakit geç değilmiş madem, ölmeden önce mutlaka birgün seveceğimdir... ilgili, uzun cevabınız için minnettarım arkadaşım...
__________________ Evrenin sonsuz seçenek ve sınırsız bolluktan oluştuğunu biliyorum. Ben, yaratılışım itibarıyla, hayatta her şeyin en iyisini hak ediyorum… Sonsuz bolluk içinde, benim ve ailemin ihtiyaçları fazlasıyla ve kolaylıkla karşılanır ve ben sevgiyle hayatıma alırım. Ben, şimdi, kendim ve ailem için, zenginlik ve refah içinde olmanın özgürlük ve güven duygusunu hissetmeyi seçiyorum.(ismira insanından hediyedir!) | Offline
| |
17-05-2009, 11:58 PM
|
#9 (permalink)
| Teğmen
Üyelik tarihi: May 2009 Bulunduğu yer: somewhere in planet...
Mesajlar: 34
Tesekkür: 17
33 Mesajinıza toplam 116 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: ESKİ ARKADAŞLARIMLA GÖRÜŞMEK İSTEMİYORUM:( Ne demek efenim... Aşk ile anlattık... Müzik de canımı al...
__________________ Signatürü mü? Yok üvertür alıym ben... :F | Offline
| | |
Yetkileriniz
| Konu Acma Yetkiniz Yok Cevap Yazma Yetkiniz Yok Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok HTML-Kodu Kapalı | | | ESKİ ARKADAŞLARIMLA GÖRÜŞMEK İSTEMİYORUM:(Hikayelerimizi Anlatalım ve Üyelerin Hikayeleri ESKİ ARKADAŞLARIMLA GÖRÜŞMEK İSTEMİYORUM:( Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Kendimi tanıma girişimine başladığımdan beri, 12yıldır nerdeyse hergün beraber olduğum ve aynı mahallede oturduğumuz çok sevdiğim arkadaşlarımın hiçbiriyle görüşmek gelmiyor içimden.
ilk başlarda kitap okuduğum için zaman ayırmak istemediğimi düşünüyordum beni çağırdıklarında yok valla birsürü kitap aldım onları okumam gerek ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Üyelerin Hikayeleri telkin cd indir izle İstanbul Üyelerin Hikayeleri nerededir kimdir Üyelerin Hikayeleri çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Üyelerin Hikayeleri hipnoz Üyelerin Hikayeleri olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Üyelerin Hikayeleri hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Üyelerin Hikayeleri kuantum düşünce kitap haberi WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:10 PM.
|