En güzeli yazmaktır.Kırtasiyeden kocaman bir harita metod defteri alırsın.Tercihen kareli.Özellikle doksan sonrası nesil belki harita metod defterini duymamış olabilir.Bildiğiniz okul defteri.
İlle günlük şeklinde olmasına gerek yok.Ben mesela yazıyla kendimi daha rahat ifade ettiğimi düşünüyorum.Özellikle duygu dalgalanmalarının çok olduğu zamanlarda içimi dökmeme vesile oluyor.
Birde şöyle bir şey var.Kendini ifade etmekten kasıt insanlarla iletişime geçmek mi?Kendi duygularını ve düşüncelerini ifade etmek mi?O zaman sanatın pek çok dalı özellikle enstrüman çalmak bu işe fevkalade yardımcı olur.Resim yapmak bir şeyler çizmek gibi.
Biraz ilgili bir insan sizin fırçanızdan veya melodinizden ne hissettiğinizi ve neyi vermek istediğinizi anlayabilir.En basitinden dayarsınız bütün minör gam ve akorları.Şarkınızdan hüzünlü olduğunuz anlaşılır.
İçinizi dökersiniz.
Model gemi yapmak veya modelciliğin hepsi , bıçak yapmak vs hep bir plan üzerinden yapıldığı için sadece sizin beyninizi rahatlatır ve motor becerilerinizi artırır.Eğer masa başı bir iş yapıyorsanız ve beyniniz kazan gibi oluyorsa bu tarz elinizi kullandığınız veya bedenen çalıştığınız işler sizi rahatlatacaktır.Misal bahçe ile uğraşmak , sebze ve meyve ekmek.
Yine de bence pek kendini ifade etmek gibi durmuyor.Neticede amiral Nelson'un sancak gemisi HMS Victory hep aynı.Sen de ben de aynı gemiyi yapıyoruz.Ancak çok ilerleyince bir stiliniz oluşur.(yoğurt yiyişi)Onu da ancak sizin gibi bir modelci fark eder.
Domates veya kimi pembe sever kimi kırmızı ama domates yine domatestir.
Yine her insanın bir uğraşı ya da zanaatı olmalı.Motor beceriler denilen el göz koordinasyonu yüksek tutan şeyler çok önemli.Boşuna Osmanlı'da tüm şehzadelere bir zanaat öğretilmemiş.Bu ayrı bir zeka türü ve beynin farklı fonksiyonlarını çalıştırıyor.Bu şekilde beyinde gelişiyor.Duymuşsunuzdur elinden her iş gelir diye.Mesela babam.Elektrik tesisatçısı ama piyasada kendine usta diyen pek çok boyacıdan daha iyi boya yapar , alçı çeker hatta duvar örer.Yaptığı iş sırıtmaz.El melekeleri çok gelişmiş çünkü.Bir iki kere izlediği bir işi kendine kendine ben bu işi becerirmiyim demeden yapar.
Günümüzde çocuklar ki isterse meslek lisesi mezunu olsun çekiç , pense ve tornavida tutamıyor.Çünkü maalesef yeni nesil bu şekilde yetiştiriliyor.Karpuz kesmesini bilmeyen elma soyamayan gençler var.Hep sen dur ben yaparım demiş ebeveynleri.Neredeyse soyulmuş meyve ağzına tıkılmış.Bilmem kaç yaşına kadar anası kaşıkla beslemiş.O eller hiç bir şey tutmamış , nasırlanmamış.
Almanya mesela lisede zorunlu staj gibi çalışma ödevi var.Hangi lisede olursa olsun bir sene belirli saati bir iş yerinde çalışarak doldurmanız lazım.Sistem sizi part time çalışmaya teşvik ediyor.Bunu da zorunlu kılıyor.Zengin olmanız veya tıp okumayı istiyor olmanız durumu değiştirmiyor.
Bizde ise bedenen çalışma maalesef hor görülüyor.İşte öyle bir şeyler.Konun özünden fazla sapmayalım.