Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01-11-2009, 01:17 AM   #8 (permalink)
gulumser
Üsteğmen
 
gulumser - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Oct 2009
Mesajlar: 175
Tesekkür: 1,567
183 Mesajinıza toplam 930 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
gulumser will become famous soon enoughgulumser will become famous soon enough
Standart kuantum düşüncede islami motifler

13- OBJEKTİF BAKIŞ - ÇARPITMA

Ego gözünün önüne perde çekmiştir. Her şeyi sınırlı görür. Perde bolluğu kıtlık, kolaylılığı zor gösterebilir. Sevgiyi nefrete dönüştürür. Ego her baktığı yere yargılarını taşır. Öz; daha derinlemesine görür. Olayların içselliğine indikçe ısığı, sevgiyi, güzelliği fark eder.

Perdesi olmadığı için çirkin ve sınırlı görmek öz için söz konusu değildir...

"O Rahman'ın yarattığında hiçbir nizamsızlık göremezsin. Haydi çevir gözü(nü), görebilir misin hiç bir çatlak, bir kusur?"(Mülk-3)

"Baslarına bir bela geldiğinde: "Biz Allah'a aitiz, sonunda O'na döneceğiz." derler."(Bakara-156)

"Aklı ve Mantığı sat da Hayranlığı satın almaya bak!"(Mevlana)

Ego penceresinden kainata, insanlara, olaylara bakanlar; gelişmeleri çarpıtır, duygularına göre hüküm verirler. Bu nedenle isleyen sistemdeki mükemmelliği, ibret noktalarını hiç mi hiç göremezler.

Objektif bakanlar; olumlu-olumsuz görüntüleri değil arka planda kusursuz isleyen sistemi ve onu isleteni görerek ders alır, kötülük karsısında yıkıma uğramaz, daima morali yüksek olurlar. O sebeple, akıl ve mantık yarıştırmak yerine, Mevlana'mızın dediği gibi hayran olmayı öğrenmeliyiz. (Objektif bakışla ilgili olarak daha önce çıkmış bir yazımızı okuyabilirsiniz:

http://www.sufizmveinsan.com/konuk/gorece.html

14- YARATICI DÜŞÜNME - TEKRARLAMA Ego tutucudur. Stratejileri sınırlı ve tekrarlar üzerine kuruludur. Olaylar için yeni çözüm üretemez. Öz, her olay için yeni projeler geliştirir ne kadar zor olursa olsun bir çözüm olduğunu düşünür.

"Allah gece ile gündüzü ardarda çeviriyor. Şüphe yok ki, bunlarda gözü olanlar için kesin bir ibret vardır."(Nur-44)

"Sonra bütün meyvelerden ye ve Rabbinin kolay kıldığı yollara koy. İçlerinden çesitli renklerde bir içecek çıkar ki, onda insanlar için şifa vardır. Şüphesiz ki, bunda düşünen bir topluluk için büyük bir ibret vardır".(Nahl-69)

İbret almayı; kıssalar, ayetler, hadisler karşısında duygulanıp ağlamak olarak düşünüyoruz.

Oysa ibretten kasıt bu değildir. İbret almak, o olaydaki harikalığı fark edip yeni bir kesif ve yaratıcı düşünce kapısı aralamaktır. Mucize-keramet ve hatta İslam Prensiplerine bu gözle bakabilseydik NASA bir Müslüman kurulusu olur, teknoloji ve bilimin süper öncüleri İslam Ülkeleri olurdu.

15- ANDA YAŞAMA - GELECEK VE GEÇMIŞ KAYGISI

Öz, geçmişi ve geleceği düşünmeden, şimdiki anı yaşar ve onun tadını çıkarmaya olabildiğince verimli olmaya çalışır. Böyle olunca da zaman onun için genişler ve bereketlenir. Ego ise geçmişi düşünerek hayıflanır, pişmanlık duyar, gelecek için kaygı çeker. Keşke ve eğerlerle yasamak onun hayat tarzı olmuştur. Bu sebeple yeni çözümler üretemez. "Geçmişe üzülmek, gelecekten tedirgin olmak, Allah'la arandaki perdedir. O perdeyi ateşe at ki ardından Allah görünsün."(Mevlana)

"Düne üzülmem çünkü geçmiştir. Yarına kaygılanmam çünkü Allah bilir. Ben sadece içinde olduğum anı değerlendiririm"(Prof.Dr.Muhammed HAMIDULLAH)

Kur'an'da Asr (Zaman) adında kısa ama oldukça anlamlı bir sure mevcut. Ve o surede "insan ziyandadır" diye zamana yemin ediliyor. Zamanı iyi değerlendiremediği, geçmişe takılı kaldığı, gelecekten kaygı duyduğu için ziyandadır insan şeklinde de düşünmek mümkün.

Zamanı, anı kullanmanın önemi Allah'ın zaman adına yemininden anlaşılmıyor mu?..

16- SEÇİM ÖZGÜRLÜGÜ - KADERCİLİK

Öz yaşamın kendi kontrolünde olduğunu, kendine seçim özgürlüğü verildiğini hisseder. Bu sebeple çalışır, planlar ve inanarak yapar. Ego ise istiyorum ama yapamam hele su isler bitsin, zamana bırakalım demeyi seçer. Onun için hayat kendi elinde değildir. Baskaları onu yönlendirmektedir. Kaderi hiçbir zaman değişmeyecektir.

"İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır"(Necm-39)"

"Herkes ne iş için yaratılmış ise, o fiillerde bulunur; kendisi için ne kolaylaştırıldı ise, onu yapar!.."(H.S)

"Ameller niyete göredir"(H.S)

Klasik kader inancımızı çoğu kere olumsuzluklarla karşılaşınca kullanır ve "Hepsi Allah'tan" sözünü başarısızlıklarımıza teselli perdesi yaparız. Akıl ve mantık verilen insan çalışmalı, dilemeli, niyet etmeli, gayrete gelmelidir.

Allah'ın dilemesi insanın dilemesiyle paralel ise; vermeyeceği şeyi istetmiyor, kabul etmeyeceği duaya el açtırmıyorsa elimizde müthiş bir güç var demektir. Haydi o gücü kullanmaya niyet edelim!..

17- NEŞE, COŞKU - KEDER, ÇÖKÜNTÜ

Öz bilinç uyandıkça kainatın insanın yararına islediğini fark eder. Onun için korku yoktur. Ne olursa olsun kazançlı bir yön mutlaka vardır. Bu sebeple hayatı coşku ve neşe içinde yaşar.

Ego ise kâr-zarar, iyilik-kötülük bakısını atamadığı için keder, sıkıntı, üzüntü yasar. O adeta kendisine herkesin tavır aldığı düşman bir dünyada yasamaktadır. "Allah sana bir keder dokundurursa, onu O'ndan başka açacak yoktur. Eğer sana bir hayır dokundurursa O, her şey üzerinde güç sahibidir."(En'am-17)

"Korunup sakınanları Allah, kendi başarıları yüzünden kurtarır. Ne kötülük dokunur onlara ne de kederlenirler."(Zümer-61)

"Allah size keder üstüne keder verdi ki, elinizden uçup gidene de size isabet edene de üzülmeyesiniz. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır."(Ali İmran-153)

18- AKIŞA UYMAK - DİRENMEK

Öz olana teslim olur, akışa direnmez, uyumlu olmayı seçer. Değiştiremeyeceği koşulları zorlamadan işbirliği yapmayı seçer. Bu onda teslimiyet gücünü geliştirir. Ego her şeyin kendi çıkarına gelişmesini ister. Aksi olduğunda tepki verir, kızar, üzülür, öfkelenir. Aslında bu duygular onun enerjisini yiyip bitirir ama farkına varmaz.

"Allah'ındır bütün göklerdeki ve yerdeki! Dayanılacak ( vekil) olarak da Allah yeter!"(Nisa-132)

Onun için sen yüzlerine vurmaktan vazgeç de Allah'a havale et! Allah vekil olarak yeter!(Nisa-81)

"Müslüman; kendisiyle iyi geçinilen kişidir"(H.S)

"Deme ki niye öyle / Yerindedir o öyle"(Eşrefoğlu Rumi)

Uyumlu olmak, işbirliği yapmak, değişen şartlara adapte olmak olgun kimsenin özelliğidir.

Egosuna uyanlar; gelişime, değişime direniş gösterirler. Aslında her şey kusursuz islemektedir ama onlar sadece kendi ufuklarından baktıkları için ileriyi göremez ve içten içe sancı çekerler.

19- GEÇİRGEN - KIRICI, KIRILGAN

Ego kolay kırılır, en küçük eleştiride yenildiğini hisseder. Bu yüzden insanları kolay kırar, kırdığı zaman kendisini savunduğunu düşünür. Sonunda herkesi kırdığı için yalnızlığın demir parmaklıkları arasına tutsak olur. Öz tamamen geçirgendir. Eleştirinin doğru olanını yararınadır diye düşünür. Yanlış ve haksız eleştiriye hiç alınmaz geçer gider diye bakar.

Çünkü artık o kişilik olarak şeffaflaşmıştır. Haksızlık karsısında savunma gereği duymaz.

Çünkü bir gün er yada geç hakkın yerini bulacağına inanır.

"Müslüman; elinden ve dilinden insanların güvende olduğu kimsedir."(H.S)

"Sizin en iyi huylunuz insanlara karsı yumuşak muamelede bulunanlardır"(H.S)

"Öyle bir hayat yasa ki; ölümün halka matem, sana şölen olsun"(Hz.Ali)

"Dövene elsiz gerek / Sövene dilsiz gerek / Derviş bağrı taş gerek / Koyundan yavaş gerek"(Yunus Emre)

"Avam; İncinir ve incitir - Havas; incitmez, incindiğini belli etmez - Has ül Havas; incindiğini belli etmeyi bile incitme sayar"(La Edri)

Öze eren kişi insanları kırmamaya, kendisine yanlış yapıldığında da kırılmamaya özen gösterir.

Onun kırılmama nedeni; yapılan yanlışın elbet yapana döneceğini, insanın karsıya bir şey yaptım sanırken kendi geleceğini hazırladığını bilmesindendir.

20- KAZANMAK, KAZANMAK - KAZANMAK, KAYBETMEK

Ego "Biri kazanırsa, ben kaybederim" diye düşünür. Çıkarların hep çatıştığını algılar. Bu sebeple kaybetme ihtimaline karsı hep tedirgin ve stres içinde yasar. Bunun sonucu gastrit, ülser, bas ağrısı ve uykusuzluk hayatının baş aktörleri olur. Öz ise hayatın her alanında insanın verdikçe kazanacağını, paylaşmayla verimliliğin artacağını düşünür. Onun için hayatının ilkesi kazanmak- kazanmaktır.

"Allah yolunda harcama yapın / nimetleri paylasın; kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın! Güzel düşünüp güzel isler yapın! Çünkü Allah, güzellik sergileyenleri sever."(Bakara-195)

"Ne oldu sizlere yardımlaşmıyorsunuz?"(Saffat-25)

21- İLKE MERKEZLİ - EGO MERKEZLİ

Ego için tek ölçü kendi çıkarıdır. Bir gün doğru dediğine ertesi gün yanlış diyebilir. Çıkarı için onuru ve ilkelerinden taviz verir. Öz kendisiyle insanların ve evrenin aynı yapıya sahip olduğunu bilerek ilkelerden, onurdan, dürüstlükten beslenir. Yeri geldiğinde insani ilkeleri kendi çıkarından üstün tutar.

"Ey İman edenler, Allah'a ve Rasülüne(B sırrı ile) İman ediniz!"(Nisa-136)

"Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman edip de dürüstçe çalışırsa, artık onlara korku yoktur ve onlar üzülecek de değillerdir." (Maide-69)

"Her kim Allah'a iman edip dürüstçe çalışırsa, onu, içinde ebedi kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Allah ona gerçekten güzel bir rızık vermiştir."(Talak-11)

"Ok gibi doğru olursan, hiçbir yay seni tutamaz. Hakça ol ki, nefis yayından hakikâte fırla."(Mevlana)

"İnandığınız gibi yasamazsanız; yasadığınız gibi inanmaya başlarsınız"(Hz.Ömer)

22- OLMAK - SAHİP OLMAK

Ego kendi varlığını sahip olmakla ayakta tutar. Güce, paraya, bilgiye, karsı cinse sahip olduğunda değerinin olacağını aksi taktirde bir hiç olduğunu düşünür. Ona göre çok şeye sahip olanlar mutlu, huzurlu ve saygındır. Öz ise sahip olmak yerine olmak kavramını ilke edinir. Onun için seven biri olmak, güvenilir olmak, bilgili olmak, topluma yararlı olmak vazgeçilmez değerlerdir.

"Sanır ki, malı kendisini ebedileştirmiştir.(Hümeze-3)

"Ona ne malı fayda verdi, ne de kazandığı."(Leheb-2)

"Bütün o göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır; hem bütün gidiş O'nadır."(Nur-42)

Sahiplik duygusu bir anlamda Allah'la yarışa kalkışmaktır. Tek sahip O ise; insan dünya ve içindekilerin fani olduğunu unutmamalı, maddi birikim yerine manevi değerlere sarılmalıdır.

Sair ne güzel der "Baki kalan bu kubbede / Bir hoş seda imiş!"

23- ESNEKLİK - KATILIK

Ego katı ve dar bir çerçeve içinde yasar. Değişimi sevmez. Değişime direnir, olaylara tek yönlü bakar. Bakısı katı olduğu için hareketleri de katılaşır, sert ve tutuk yasar. Öz ise berrak bir su gibi akışa uyar. Çocukla-çocuk, büyükle-büyük olur. Hareketlerinde estetik ve endam vardır. Kolay güler, espri yapar. Bulunduğu topluma neşe saçar.

"Göklerde ve yerde bulunan herkes, O'ndan ister. O, her an yaratma halindedir."(Rahman-29)

"Sizden birinizin kardeşine tebessümle bakısı, hal hatır sorması da bir sadakadır"(H.S)

"Rasülullah'a 10 yıl hizmet ettim. Yanlışlarım olduğunda bir kez bile beni azarlamadı, suratını ekşitmedi"(Enes b.Malik)

Öze eren kimse her kulun kendi kapasitesi nispetinde hareket ettiği bilinci ile kimseye kızmaz, kimsenin isteğine sert tavır almaz, kimseyle münakasaya girmez. Çünkü ona göre insanlar bir şey yapmamakta, insanlar aracılığıyla Allah hükmünü icra etmektedir. Bir anlamda insana kızmak, sert davranmak; Allah'a kızmak, baş kaldırmak değil midir?!.. Bu ince noktayı lütfen iyi düşününüz!..

24- TEVAZU - GURUR

Ego gururludur. Eleştiri kabul etmez. Fikrini kolay değiştirmez. Kim ne derse desin, kendi bildiğinden şaşmaz. Onun için kendi kişiliği dokunulmaz, yaptıkları tartışılmaz, inançları eleştirilmezdir. Öz ise her an değişime, yeni bakışa hazırdır. Ego böyle baktığı için gurur köşkünde otururken, öz toprak gibi tevazuyu seçer.

"O küfre sapanlar bir gurur, ayrılık ve bütünden kopuş içindedirler."(Sa'd-2)

"İnkârcılar bir aldanış / gurur içindeler"(Mülk-20)

"Ona, "Allah'tan sakın!" dendiğinde, gurur kendisini günaha götürür. Böylesine, cehennem yeter. Gerçekten ne kötü yataktır o!"(Bakara-206)

"Ey insan! O sonsuz cömertliğin sahibi Kerîm Rabbine karsı seni aldatıp gururlu kılan nedir?!"(İnfitar-6)

"Kim Allah Teâla hazretlerinin rızası için bir derece tevazu izhar eder(alçak gönüllü) olursa Allah, onu bu sebeple, bir derece yükseltir."(H.S)

25- BIRLESTİRİCİLIK - AYRIMCILIK

Öz farklılıkların çesitliliğin sinerjisinden yararlanır. Farklı görünenlerin uyumunun mümkün olabileceğini düşünür. Onun için is hayatında farklı yetenekleri mükemmel biçimde bir arada tutar. Dinlerdeki ortak özü de fark etmiştir. İnsan, inanç, renk, ırk ayırımı yapmaz. Ego farklı sözlere, farklı insanlara kafayı takmıştır. İnsanları iyi-kötü, güzel-çirkin, zengin-fakir, dindar-dinsiz diye ayırır durur. Adeta gerilimden haz alır. Yenilikler yaratmak ona göre değildir.

"Su bir gerçek ki, müminler sadece kardeştirler. O halde kardeşleriniz arasında barısı sağlayın ve Allah'tan sakının ki, size merhamet edilebilsin. Öz benliklerinizi ayıplamayın / kendi nefislerinizde ayıplar aramayın; birbirinize lakaplar yakıştırmayın. İmandan sonra sapıklıkla adlanmak ne kötü şeydir! Ey insanlar! Biz sizi, bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve örfler yoluyla tanışıp kaynaşasınız diye sizi milletlere, boylara ayırdık. Hiç kuskusuz, Allah katında en seçkininiz, sakınılması gereken şeylerden en çok sakınanınızdır. Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır."(Hücurat-10-13)

"Elif okuduk ötürü / Pazar eyledik götürü / Yaratılmışı severiz / Yaratandan ötürü" (Yunus Emre)

"Gelin tanış olalım / İşi kolay kılalım / Sevelim sevilelim / Dünya kimseye kalmaz"(Yunus Emre)

alıntıdır
__________________
"Geçmişe üzülmek, gelecekten tedirgin olmak, Allah'la arandaki perdedir. O perdeyi ateşe at ki ardından Allah görünsün."(Mevlana)
gulumser isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla