Tekil Mesaj gösterimi
Alt 31-05-2012, 01:01 AM   #1 (permalink)
house
Yüzbaşı
 
house - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2011
Bulunduğu yer: Evren ;)
Mesajlar: 420
Tesekkür: 192
502 Mesajinıza toplam 1,995 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
house is a jewel in the roughhouse is a jewel in the roughhouse is a jewel in the roughhouse is a jewel in the rough
Standart Son'suz Mutluluk...

Uzun süredir yoktum forumda dedim ki bir şeyler başarayım halledeyim öyle geleyim ve sonunda oldu nasıl olduğunu da paylaşmak istedim. Umarım hoş geldim :))))


Son’suz mutluluk ya da sonsuz mutluluk…Sonu olmayan ya da ebedi süren mutluluk…Her nerden bakarsanız bakın aynı şey…İmkansız gibi geliyor kulağa farkındayım çünkü hayat “genellikle” kötü gidiyor öyle değil mi? Hastalıklar, ölümler, kazalar, terkedilişler vs…Bunlarla baş etmek hele ölümle hiç kolay değil elbette ancak önemli olan “yas” tutma sürecinin ve idrakın kısa sürede oluşması gerektiğinin farkına varmak… Çünkü oturup dövünmek, ağlamak, sinir krizleri geçirmek ne gideni geri getiriyor ne bizim bir şey elde etmemizi sağlıyor.Acınızı çekin ama bunu hayatınızın odak noktası haline getirmeyin her ne olursa olsun…Ben bunları boş forum lakırdısı olsun diye yazmıyorum.Yaşadıklarım, biriktirdiklerim ve üstesinden geldiklerimin özeti olarak yazıyorum.
Lütfen durup bir beş dakika düşünün; Hayatta “kurban” olmayı mı? “Kazanan” olmayı mı tercih ediyorsunuz? Sürekli sızlanmayı, kaybettiklerinize ağlamayı, bir türlü dönmeyen şansınıza ağlamayı, kadere türlü türlü küfürler sıralamayı mı tercih ediyorsunuz? Falanca şöyle bir iş buldu, filanca falanca ile evlendi, ben hala yalnızım demek mi güzel geliyor? Acı çekmek çok havalı değil mi? Herkes ah ah vah vah dese ne de güzel olur anlık bir ilgiye gark olmak….! Çok uzun zaman önce bende böyleydim. Başladım kişisel gelişim muhabbetlerine dalmaya her okuduğum kitapla her okuduğum makalede anında gaza geliyor bir iki gün bulutların üstünde geziyor sonra hooop pat diye gene dibe dalıyordum.Sonra bir gün farkına vardım.Çevremdeki insanlarında bu idrakım konusunda bana bilmeden epey katkıları oldu. Farkına vardığım gün olaylar şöyle gelişti, benim gibi sızlanmayı pek bir seven arkadaşlarımla buluştuk. Ben başladım hayatım şöyle boktan böyle kasvetli telinden çalmaya, ben sustum öteki aldı eline sazı; “O da bir şey mi esas ben neler yaşıyorum bir bilsen..!” Son noktayı da üçüncü koydu; “Siz gene iyisiniz, benim yerimde olsanız ölmek isterdiniz!” O an dank etti bir şeyler kafama biz o kadar çok seviyorduk ki acı çekmeyi…Birde acılarımızı yarıştırmayı…Bir düşünün hele, şu annelerimizin yaptığı günleri ele alın mesela durmadan dedikodu yapılır o dedikoduların içeriği ne olur? Bilmem ne hanımın kızı bilmem ne müdürü ile evlenmiş, falancanın oğlu bilmem nerde işe girmiş epeyde yüklü maaş alıyormuş! Benim kocam şöyle kötü, hayır hayır benimki daha berbat…! Oğlumda hayırsız zaten bak şu kadının evlatları ne de hayırlı! Anladınız mı? Biz toplum olarak seviyoruz acı çekmeyi, başkalarının “iyi” giden hayatlarına dışardan bakıp hayıflanmayı…Denemesi bedava gidin bir arkadaş ortamına başlayın yakınmaya hemen bir –iki kişi çıkıp “acı yarıştırmaya” başlayacak bile sizinle…Çünkü bize küçüklükten beri hep kazanmak aşılandı belki de ama bir yandan da akıl almaz yakınmalar, diğer başarılı çocuklarla kıyaslanmalar, aşalamalarla büyüdük. Başarmamız telkin edildi, okulda, işde, evlilikde ama şunu hep atladılar; Mutluluk aslında ebeveynlerimizin bize zorla aşıladığı gibi değildi, mutluluk başkalarının mükemmel hayatlarında değildi içimizdeydi. Bize hep hayatın zorluklarından bahsedildi, insanlara güvenmememiz gerektiği söylendi,ki bu bir yere kadar doğru evet ama gitgide bu güvensizlik bilinci etrafımıza kötü enerjiler yaydı hep kötü insanları çektik yanımıza…
Biraz daha kendi hayatımdan hayatımı mahveden çekirdek inançlarımın nasıl oluştuğundan bahsedeyim. Bizim aile ben kendimi bildim bileli genellikle ne kadar “şanssız” olduğumuzdan, başkalarının her işlerinin ne kadar rast gittiğinden bizimse hep başımızda “yağmur bulutu” ile dolaştığımzdan dem vururlardı. Bilinçaltının en taze en alıcı konumundan yani küçücük yaşlardan beri bu telkinlerle büyüyen bir insanın çekirdek inancını anlamak çok da zor olmasa gerek! Böyle bir ailenin bireyi olduğum için “doğal olarak” bende “şanssız” olmalıydım. İşin en kötü tarafıda eğer şanssız olursam ancak bu ailenin koşulsuz bir bireyi olabilirdim. Şanslı, başarılı, sıkıntısız bir hayat geçirirsem sanki onlara ihanet edecektim! Ne acı! Bariz ortada kabak gibi duran ama bir o kadarda anlaşılması güç bir çekirdek inanç işte! O nedenle işe ailevi durumunuzdan küçüklükten beri duyduğunuz telkinleri çözümlemeyle başlayın.İnanın ki orada sizin hayatınızı değiştirecek garip inançlar bulacaksınız. Öte yandan ablamla yaşadığım buna benzer başka bir durum vardı. Hayatım boyunca benim ilerde ne kadar harika bir hayatım olacağından sıkıntı ile şikayet ederek bahsederdi.Şimdi diyeceksiniz ki bu güzel bir telkin! Hayır işin iç yüzü öyle değil! En son üniversiteyi bitirmeme yakın bana o kadar çok şu cümleleri kullandı ki; “Sen zaten benim gibi şanssız değilsin, hemen iş bulur çokda iyi birisi ile evlenirsin!” Seçim, algılayış ve farkındalık benim elimdeydi bunları “olumlu” birer inanç olarak bilinçaltıma kazıyabilir gerçekten bunları elde edebilirdim ama eskiden beri şanssızlık türküsü ile zaten dolu olan bilinçaltım ne yaptı dersiniz? Ablamı haksız çıkarmak için elinden geleni yaptı çünkü ben onu haksız çıkarmalı bir aile geleneği olan şanssızlığı sürdürmeli asla iyi bir iş ve eş bulamamalıydım! Gördünüz mü? Bilinçaltımız gelen telkinleri nasılda çarpıtıp hayatımızı mahvediyor…Neyi nasıl algıladığımız bununla nasıl bir inanç elde ettiğimiz ve bu inancın bize neler kazandırıp neler kaybettirdiğini basit örneklerle gösterdim.Bu kısmı bu kadar uzun tutmamın sebebi çarpık inanışların, acıya bağımlılığın ve mutlu olmanın suç gibi gösterilmesinin nelere mal olduğunu anlatmaktı. Çünkü hayatımızda bizi “sınırlayan” bu inançları bulmazsak yılın 365 günü 24 saat olumlama yapsak ortalarda Pollyanna gibi de dolaşsak hiçbir zaman hayatımız iyiye gitmez sonra da bu kişisel gelişim, düşünce gücü zırvaymış meğer der tekrar aslında hiç kurtulamadığımız kuruntulu hayatımıza geri döneriz. Bunun anlatıldığı kadar ya da secret filmindeki gibi basit olduğunu iddia etmiyorum zaten, bu hayalleri gerçekleştirmektende öte “kendi kişisel” devriminizi yaratmakla alakalı..Hayatın tadını çıkarmakla alakalı…Sadece ve önce kendiniz için yaşamakla alakalı ki bu asla bencillik değildir çünkü kendi iç dünyasında tatmin olmamış kendini sevmemiş kendiyle sürekli kavga eden bir insan zaten bir başkasına derman olamaz!
Hayatta ne olmak, kim olmak, nerde olmak istediğinize karar verin, bunca zaman en çok istediğiniz şeylerin neden gerçekleşmediğini düşünün, hayatınızdaki kısır döngüleri bulup ortaya çıkarın mesela neden hep sizi aldatan erkek/kadını seçtiniz? Çünkü bu hayatta kimseye güven olmazdı değil mi? Eğer bu kısacık hayatta değerli ve hızla akan zamanınızı sızlanarak geçirmek istiyorsanız lafım yok! SEÇİM SİZİN! Düşünsenize her an her saniye hayat akıp gidiyor ne olurdu sanki kendinize acımak ya da ağlamak yerine oturup hayatınızın şifrelerini ortaya çıkarsanız? Üstelik bu o kadar zevkli ki kişinin kendiyle yüzleşmesinede yarıyor ve terapistlere yüzlerce lira vermektende kurtuluyorsunuz! Ben burda olumlama ve imgeleme teknikleri falan verecek değilim beni eskiden beri burda bilenler bilir ben her zaman bazı şeylere çok önem verdim kendini sevmek güvenmek ve affetmek gibi,zaten kişisel gelişimin müthiş puntolarla yazılan evren sana isteklerini getirecek wowwwwwwww gibi basit bir şey olduğunu düşünmüyorum daha ziyade “kişisel bir kişilik devrimi” olduğunu düşünüyorum ve biliyorum ki kendini seven değer veren bir insandan daha huzurlu bir başkası olamaz. O zaman yapmamız gereken şeyler belli ; Oturup önce hayatımızın nasıl gittiğinin bir haritasını çıkarmak hep nerde tökezliyoruz onu bulmak, sonra isterse günlerce sürsün bunu kendiniz için yapın, çocukluktan beri sizi üzen yaralayan kafanızı karıştıran negatif telkinleri bulmak, ki buna bir daldınız mı neler neler çıkıyor siz bile hayret edersiniz. Ve ne istediğinize karar vermek…Bunca zaman buna engel olan neydi onu bulmak ve kalpten bir inançla bunun olacağına inanmak işte bu kadar basit beynende demiyorum bakın “kalben” inanmak bir şeyin sizin olacağına bir kez inandınız mı bir kez kendinize inandınız mı elde edemeyeceğiniz şey yoktur…
Mesela hayatım nasıl gidiyor herhangi bir X kişisi üstünden örnek verelim; Parasızım, sevgilim beni aldattı, ailemle aram kötü, sevmediğim bir işde çalışıyorum, ne zaman istediğim bir işe baş vursam geri çevriliyorum, ne zaman bir ilişkim olsa ya aldatılıyorum ya bana yalan söylüyorlar. (Bu bir kişinin hayatında kötü gidebilecek olayların tipik ve sıradan bir örneği)
HARİTA : Ne nerde ne zaman oldu? Para ile ilgili yanlış kodlamalar; 7 yaşındaydım, hatırlıyorum annemden para istedim zorla verdi paranın ne kadar zor kazanıldığından zaten durumumuzun kötü olduğundan ve bunun hep böyle olacağından çünkü babamın adam gibi bir işi olmadığından bahsetti…Sonuç: Para zor kazanılır, babam annemin gözünde bir hiç, demek ki bir erkek parası olmadığı sürece bir hiçdir!
İlişki ile ilgili yanlış kodlamalar; Babam annemi aldattı, tartışırlarken duydum sonra annem gelip bana sarılıp ağlarken; “Erkeklere güven olmaz hep aldatırlar” dedi.Sonuç : Hayatım boyunca bende aldatıldım! Bir nevi elektra sendromuda denebilir 
İş ile ilgili yanlış kodlamalar; Ailem yapmak “istediğim” iş için bana engel koydu aç kalırsın dedi asla o işi yapmamam gerektiği konusunda bana baskı yaptılar. Sonuç: Hep sevmediğim işlerde çalıştım, ne zaman istediğim şeyi yapmaya kalksam kendimi zaten layık görmedim.
VS VS VS Bunlar sadece aklıma gelen basit örnekler elbette daha derin daha ayrıntılı olarak bu listeyi istediğiniz kadar uzatabilir hem hayatınızın tahlilini yapmış hem acı ve sıkıntılarınızla yüzleşmiş olur hem de çekirdek inançlarınıza ulaşmış olursunuz. Ben bu adımları izledim ve böyle başardım elbetteki bununlada bitmiyor…
NE İSTEDİĞİNİZE, NE YAPMAK, KİM OLMAK İSTEDİĞİNİZE KARAR VERİN! Onu da yazın deklare edin.Ve üstte bulduklarınızla karşılaştırın hangi çekirdek inanç uzak tuttu sizi hayalinizden? Artık çok daha basit öyle değil mi? Şimdi o kötü inançları ister devamlı surette “EFT” yaparak isterse bir kağıda yazıp ritüel şeklinde yakarak cehenneme gönderin ;) Görsel bir uyarı bilinçaltına daha çabuk ulaşacaktır.
Ve lütfen 21 günde değil her Allah’ın günü birkaç dakikanızı ayırıp aynada gözünüzün içine bakarak kendinize sevginizi belirtin kendinizi affedin ve büyük bir güvenle Allah’a sığının gitgide özgüveniniz yerine gelecektir. Bunun için Eft vuruş noktalarıda iyi bir itekleyici olabilir.Ve kendinizi layık görün, hakettiğinize inanın!
Ve her ne olmaya ya da her ne yapmaya karar verdiyseniz onun olacağına İNANIN!
Bunca sene zerre kadar bile değer vermediğiniz hatta nefret ettiğiniz insanların düşüncelerini bile kanun gibi kabullendiniz ve onların yanlış telkinlerine inanıp hayatınızı kararttınız ağlayıp sızlayıp kendinize şansınıza küfrettiniz neye yaradı? Kocaman bir hiçlik! Onların her dediği kanun oldu da siz onlardan daha değerli değil misiniz? Neden o kötü sözler hemen kazınıyorda kendinize iyi bir şey söylediğinizde inanmıyorsunuz? Kendinize daha ne kadar kötülük edeceksiniz? Siz izin verdiğiniz sürece kötülük eder insanlar size, ve sizin size verdiğiniz zararı dünya birleşse kimse veremez! O zaman denemeye değmez mi? Belki bu size olası gelmeyen huzurlu bakış açısı işinize yarar??? Benim yaradı. Artık hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığını hepsinin bir sebebi hepsinin benim inanç ve düşüncelerimden ortaya çıkan birer olgu olduğunu biliyor ve en ufak bir aksaklıkta sebebi bulup yok edebiliyorum inanın ki bu artık otomatiğe bağlandı sizde de böyle olacağından emin olabilirsiniz.Hiç şüphe yoktur.Sizde bunları uyarlayarak kendi özel yöntemlerinizi bulabilirsiniz ben 2 sene boyunca deli gibi okudum araştırdım insanlarla konuştum, eğitimlere gittim en sonunda kendi yöntemlerimin farkına vardım ve onları kullandım çünkü bir kütüphane kitapda okusanız dünyayı dolaşıp nirvanayada ulaşsanız kafayı ve kalbi değiştirmedikten “inanmadıktan” sonra hiçbir şey mümkün olmuyor. Her şey bizim elimizde bunun büyüsünün farkına varmak için daha ne bekliyorsunuz? Ben inanmanın o kadar garip hediyelerini aldım ki! Aslında bunlar olması gerekendi, sıradandı çünkü inanıyordum ama ilk başlarda büyü gibi geldi…Sizde oyuna katılın, hayata evet deyin, sonrası o kadar zevkli ki sizi temin ederim. Zaman akıp gidiyor ve siz hala köşenizde kaçırdığınız fırsatlara, size kazık atan insanlara ve durumunuza yanıyorsanız üzülürüm. Seçim sizin, ya şimdi yeni bir hayata başlayın ya da bir ömrü sızlanarak geçirin.İnancın büyüsünü yaşayın, elbette bu arada fiziksel olarakda eyleme geçin.Mesela hayatınızın aşkını beklerken kendinizi palaspandıras hallere sokmayın, bakımlı olun her an onunla karşılaşacağınıze emin dolaşın etrafda. Onun dürüst biri olmasını istiyorsanız sizde dürüst olun unutmayın ki benzer benzeri çeker…Karşı tarafda beklediklerinizi önce kendinize katın.Kendinizi sevin değer verin ki insanlarda size değer verip saygı duysun. Unutmayın ki ortak bilinç diye bir kavram var sizin kendiniz hakkında yargılarınız bu alanı etkiler ve insanların size karşı davranışları belirler. Parayı dilerken her an bunun ne kadar ulaşılmaz olduğunu düşünmeyin. Unutmayın İmkanıda imkansızlığıda sizin beyniniz yaratır. Bir arkadaşım vardı deli gibi sarı renkli spor arabaları beğenirdi ya da ne biliyim arabalara ilgim olmadığından tam hatırlamıyorum durmadan her gittiği yerde o arabaları görürdü ben ise fark etmeden yanından geçerdim arabaların ve ama o ,sonunda bir tane edindi. Çünkü bilinçaltı o arabanın farkındaydı ben öylesine yanından geçerken onun hemen gözüne çarpıyordu, anlatabildim mi? Bilinçaltınız neye yönlendirilmişse gider ve ona nokta atışı yapar. Bunu bedeninizi değiştirmek için bile kullanabilirsiniz, bundan yüzyıllar önce günümüzün çok basit hastalıklarından insanlar kırılıyor toplu ölümler yaşanıyordu. Doktorların bazen yaşamaz dediği insanların kanseri yenmesi gibi ya da sıkıntıdan bir gecede beyazlayan saçlar gibi…Bedeniniz her 11 ayda bir kendini yeniler o zaman sahip olmak istediğiniz beden için bilinçaltınıza emin bir şekilde emir verin ve inanın…İnanç ile herşeyi başarabilirsiniz. Norbekov’un levitasyon deneyleri buna kanıttır araştırıp okuyabilirsiniz. Ben sarsılmaz bi biçimde kurduğum inanç sistemim sayesinde bundan bir yıl önce rüyamda bile göremeyeceğim şeyleri bizzat yaşıyorum şu an, elbette arada derede şeytana uyup kötü düşünüyorum ama hemen susturuyorum o sesi…
Son olarak Vecd halini yakalamaktan bahsetmek istiyorum; yani” kuantum sıçrama” yapmak,bu hale bürünmek bunu yakalamak çok çok önemli. Vecd halini bir çeşit meditasyon, konsantrasyon gibi de düşünebilirsiniz. Tamamen dış dünyadan arınarak amacımıza odaklandığımız ve ona canı gönülden inandığımız bir an bunu suni olarak yaratabileceğimiz gibi anlık tepki ve korku durumlarında kendiliğinden gelişen bir olaydır. Robert Collier’in kitabında çarpıcı örnek şu şekilde okuyanlar bilir iki genç delikanlı kocaman bir ağaç kütüğünün altında kalan kardeşlerini kurtarmak için hiç düşünmeden bu ağırlığı kaldırıp kardeşlerini kurtardılar. Ertesi gün daha fazla adamla gittiklerinde kütüğün bir ucunu bile kıpırdatmaya güçleri yetmedi. Anlatabildim mi? O an kardeşlerini kurtarma hissi o kadar kuvvetliydiki başka çareleri yoktu inandılar ve yaptılar ertesi gün ihtiyaç ortadan kalkmıştı bu nedenle gizli güç ortadan kalktı…Bunun benim bahsettiğim vecd hali ile bir farkı yoktur bu bir kere olur belki ama o an o kadar güçlü o kadar inançlı olursunuz ki kuantumsal alana etki etmiş olursunuz, evrensel bilinçle iletişime geçersiniz ya da adına her isterseniz onu deyin bu sizin inancınıza, düşüncenize kalmış ama ne olursa olsun ortak noktamız zaten; “İnanç” Vecd halini yaratmak biraz zorlu bir süreçtir hele ki kendinizi yılgın ve hiç bişeye sahip olmayacakmış gibi hissederseniz o nedenle ya bunu başarmak için üstte sıraladığım gibi motivasyon yöntemleri belirledikten sonra yapın ya da kendinizi motive edin bu basit bir şekilde de gelişebilir mesela çok sevdiğiniz ama kesinlikle acıklı olmayan bir müzik dinlerken ya da meditasyon yaparken ki gibi. Vecd halinin tam olarak yakalanması halinde her ne ile ilgili yapılıyorsa yapılsın o şey gerçek oluyor. Bunda inanılmayacak, imkansız bir yan yoktur sadece kalbinizin derin isteği ve inancınızın ışığı vardır o kadar….Ben bunları yazarken bile heyecanlanıyorum aslında…İnanmak ve yaşamak o kadar güzel, o kadar büyülü bir şey ki…Hayatınız sizin, hayatınız sizin elinizde…İnanın ve inancınıza göre yaşayın belki sadece dua edin namaz kılın her ne şekilde olursa olsun inanmak ve sadece kendi doğrunuza teslim olmanız hayatınızı değiştirecektir sizi temin ederim ben bunu yaşadım sizde yaşayabilirsiniz. Haydi şimdi seçim sizin ya gidip ağlamaya devam edin ya da milyarlardan değerli zamanınızı kendinize ayırın…Sevgi ve Işıkla….

DİPNOT VE KİTAP TAVSİYELERİM : Vecd halini diğer bir deyişle ve çok güzel anlatan bir alıntı; “Tam rezonans halini yakalayabilen(dileklerin olabileceği sırada, tam enerjiyi, bağlantıyı kurabildiğimizde) ve sonrasında onu emin olup salabilen, ardından gelecek vesveseleri elinin tersiyle itebilen kişi, mutlak ama mutlak, yolunda olabilecek ne diliyorsa, her şeye sahip olur….Zor mu, evet ilk adımları zor görünebilir ancak bize adım adım yapışmış ne kadar negatiflik varsa, aynı sabırla bir bir eksiden artıya atacağız. Zamanla ne kadar çok yol alındığı hayretlere düşürüyor insanı…”

1) ÇAĞLARIN SIRRI : ROBERT COLLIER
2) İNANCIN BÜYÜSÜ : CLADUE M. BRISTOL
3) BİLİNÇALTININ GÜCÜ : JOSEPH MURPHY
4) KUANTUM DÜŞÜNCE TEKNİĞİ : R. ŞANAL GÜNSELİ
5) KUANTUM VE KURAN : R.ŞANAL GÜNSELİ
6) HADDİNİ BİLMEZİN ANNESİNİN NİKAHI NEREDE KIYILDI : MİRZAKARİM NORBEKOV (Oktav Egzersizleri için…)

Son olarakda Z-POINT yöntemide çekirdek inanç bulmada birebir, protokolü okuyup, kuyruk kelimenizle beraber çalışmaya başlayınca bakın bilinçaltınız size sizin bile unuttuğunuz ne hatıralar sunuyor ve o hatıralar bütün çekirdek inançların kökü oluyor….

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

house isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla