Bir kaç sene önce İlkokuldan bir arkadaşımı gördüm.Pek parlak bir öğrenci değildi...Birlikte otobüse bindik...
Konuşmamız esnasında
-Atakan Gülseren Hoca benim kafamda nasıl sopayı kırdı hatırlıyormusun dedi...
Ben hatırlamıyordum.
Demek ki kafasında ilkokul 3'de sopa kırılması o kadar dokunmuştu ki halen onu her görenin bu olayı hatırladığını düşünüyordu...Zaten bu kafada sopa kırılması ters tepmiş ortaokulu bitirmeden bırakmış ve bir tuhafiye dükkanında çalışmaya başlamıştı.
Ben Serkan'ın kafasında kırılan sopayı değil..
Maksut'un bir basit matematik işlemini yapamadığı için İlkokul 3 de nasıl tekmelendiğini hatırlıyordum.Kimbilir Maksut şimdi nerede...
Gülseren Hocanın siyah çizmeleri aklımda kalmış...Ben en önde oturuyordum ve bir metre ötemde yaklaışk 15 dakika uğraşmasına rağmen işlemi çözemeyen Maksut vardı.Bir süre sonra masasında işleri ile meşgul Gülseren hoca gelmiş ve işlemin yapılmadıını görünce tekme tokat girmişti minik Maksuta...
Maksut için hangisi daha zor ve acıydı.Acaba o işlemi yapamezken geçen 15 dakika nasıl bitmişti.İçinden bir an önce gelsede bitse demişmiydi.Elleri ile yüzünü korumaya çalışırken çabucak yere düşmüştü.Ancak bu bile Gülseren Hoca'nin hiddetini azaltmamıştı ki tekmelere devam etmişti...
Maksut'da Serkan'da çok zeki değillerdi.Okuma yazma konusunda sıkıntıları vardı.
Ancak Gülseren Hoca'ya göre tembellerdi...Bu nedenle dayak yemeyi hakediyorlardı....
Ben Gülseren Hoca'dan dayak yemedim.Matematigim ,Sosyal derslerim iyiydi...
Bir gün yılbaşında herkes evlerine göndermek üzere kart yapacaktı.
Bende bir ev çizip Gülseren hoca'ya gösterdim.Onay beklerken hiddetle bağırmıştı..
-Sen hiç pencere ile duvarın bitişik olduğu ev gördün mü???Bu ne biçim kart çabuk al şunu yeniden yap diye...
Burada eğitim hayatım boyunca yaşadığımız gördüğümüz yanlışlıkarı anlatacak değilim.
Ancak eğitim verenlerin ruh sağlıklarının yerinde olması çok önemli...
Belki o öğreniclere kızan bağıran minicik 7-8 yaşında çocukların kafasında sopa kıran Gülseren Hoca eşinden dayak yiyordu.Kim bilir ne gibi sorunları dertleri vardı.Bu yazdıklarımı okuyunca Gülseren hoca'nın kaba saba birisi olduğunu düşünmeyiniz.Kendisi gayet güzel bir bayandı.Ancak demek ki kendi içerisinde sorunları varmış.
Şu an ise en azından uzaktan takip ettiigim kadarı ile Öğretmen olmak o kadar kolay değil.Daha önceden Liseyi bitiren öğretmen olurken şimdi Eğitim fakultesinde okumak bile yeterli olmuyor.Öğretmenler çok daha ilgili ve bilinçliler.Buda oldukça sevindirici.