Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29-12-2008, 09:45 PM   #75 (permalink)
awayy
Guest
 
Mesajlar: n/a
Standart




(OSHO - Duygular)

Asla bir hayvanı savaşa giderken göremezsin. Elbette arada bir kavgalar olur fakat onlar bireysel kavgalardır; Doğu’nun tüm kargalarının Batı’nın tüm kargalarıyla savaştığı yahut Hindistan’ın tüm köpekleriyle Pakistan’ın tüm köpeklerinin savaştığı dünya savaşları değildir… Öyle değildir. Köpekler bu kadar aptal değildir, kargalar da.

Evet bazen kavga ederler ve bunda yanlış hiçbir şey yoktur. Eğer onların özgürlüğü ihlal edilmişse kavga ederler fakat kavga bireyseldir. O bir dünya savaşı değildir. Şimdi sen ne yaptın? İnsanlığı bastırdın ve bireylerin arada bir öfkelenmesine —ki bu
doğaldır
— izin vermedin.

Toplamda ortaya çıkan nihai sonuç herkesin öfkesini toplamaya devam etmesi, öfkesini bastırmaya devam etmesidir. Sonra bir gün, herkes o kadar çok zehirle doludur ki bu bir dünya savaşı olarak patlak verir. Her on yılda bir dünya savaşına ihtiyaç vardır. Ve bu savaşların sorumlusu kimdir? Senin sözde azizlerin ve ahlakçıların,
iyilikseverlerin; senin hiçbir zaman doğal olmana izin vermemiş olan insanların.

Bastırma, yaşaman gerekmeyen bir hayatı yaşamak demektir. Bastırma, hiçbir zaman yapmayı istememiş olduğun şeyleri yapmaktır.

Bastırma, olmadığın bir kimse olman demektir.
Bastırma, kendini yok etmenin bir yoludur.

Bastırma rdır; elbette çok yavaş bir şekilde ama çok kesin, yavaşça zehirlenmedir.

İfade etmek hayattır; bastırma rdır.

Niçin insan bu kadar çok bastırıp sağlıksız hale gelir?
Çünkü toplum sana dönüştürmeyi değil kontrol etmeyi öğretir. Ve dönüştürmenin yöntemi tamamıyla farklıdır.
Hepsinden önce o kontrol etme yöntemi hiç değildir, o tam tersidir.

Bastırarak zihin bölünür. Kabul ettiğin kısım bilinç haline gelir ve reddettiğin kısım bilinçaltı haline gelir. Bu bölünme doğal değildir, bölünme bastırma yüzünden oluşur. Ve bilinçaltına toplumun reddettiği tüm pislikleri atmaya devam edersin. Ancak unutma oraya attığın her ne olursa olsun giderek daha çok senin bir parçan haline gelir: O senin ellerine, kemiklerinin içine, kanına; kalp atışlarının içine siner.

Artık psikologlar hastalıkların neredeyse yüzde yetmişinin bastırılmış duygulardan kaynaklandığını söylüyor: Çok kalp rahatsızlığı kalpte bastırılan çok fazla öfke demektir, O kadar çok nefret var ki kalp zehirlenmiştir.

İlk şey: KONTROL ETMEDE BASTIRIRSIN, DÖNÜŞTÜRMEDE İFADE EDERSİN.

Fakat başka birisine ifade etmeye gerek yoktur çünkü “başka birisi” konu dışıdır. Bir dahaki sefer öfke hissettiğinde git ve evin etrafında yedi kez koş ve bundan sonra bir ağacın altında otur ve öfkenin nereye gittiğini izle. Onu bastırmadın, onu kontrol etmedin, onu hiç kimsenin üzerine kusmadın. Çünkü eğer bunu birisinin üzerine kusarsan bir zincir oluşur çünkü diğeri de en az senin kadar aptaldır, senin kadar bilinçsizdir. O senin üzerine daha çok öfke akıtacaktır, o senin kadar bastırılmıştır.
O zaman bir zincir ortaya çıkar: Sen onun üzerine kusarsın, o senin üzerine kusar. Ve her ikiniz de düşman olursunuz.

ONU HİÇ KİMSENİN ÜZERİNE KUSMA. Bu tıpkı kusma isteğinin gelmesi gibidir: Gidip birisinin üzerine kusmazsın. Öfkenin kusulmaya ihtiyacı vardır. Tuvalete gider kusarsın. Bu tüm bedeni arındırır; kusmayı bastırırsan bu tehlikeli olacaktır. Ve sen kustuğunda tazelenmiş hissedeceksin, hafiflemiş, rahatlamış, iyi, sağlıklı hissedeceksin.
Yediğin yiyecekte yanlış bir şey vardı ve bedenin onu reddediyor.
ONU İÇERDE KALMAYA ZORLAMA. Öfke sadece zihinsel bir kusmuktur.
İçine aldığın şeyde yanlış bir şey vardır. Ve senin tüm psişik varlığın onu kusmak ister. Fakat onu başka birisinin üzerine kusmana gerek yoktur. İnsanlar onu başkalarının üzerine kustuğu için toplum onu kontrol etmeni söyler.



  Alıntı ile Cevapla