İnsan Beyni.... Bir sır olmaya devam ediyor hala. İnsan beyni ile diğer canlıların beyni kıyaslandığında ene gelişmiş yapı insandadır. 100 milyar hücre ve bu hücreler arası sayısız bağlantı.
İnsan beyninin "cortex" adı verilen bölgesinde hemen hemen vüzudumuzun her organına ait bir projeksiyonu mevcuttur. Bu projeksiyonlardan biri de motor cortex denilen insanın hareket sistemini oluşturan yerdir.
Resimde buna ait bir görünüm vardır. Burada dikkat çekici birkaç nokta bulunmaktadır. İnce, detay vb. gerektiren hareketlerin yapıldığı organlar motor korteks de büyük alan kaplamaktadır. Örneğin dil, yüz,gırtlak ve el-özellikle başparmak. Peki bunun nedeni ne olabilir? Bebeklik ve çocukluk döneminde de her nekadar bu alan olsa da zaman içerisinde yaş ilerledikçe bu şekli alır. Çünkü burada sinir hücreleri ve arası bağlantılar fazlalaşır. Peki bu alan yetmez ise ne olacak? İşte o zaman beynin diğer bölgeleri devreye girmektedir. Yani pre- ve post- motor alan. Tabii olarak olay bu kadar basit değildir. Bunun yanında daha nice bağlantı ve merkezlerle de alkalıdır bu alan. Bu grafiksel çizim bize şunu göstermektedir: Sık kullanılan organların beyindeki projeksiyonu geniş olmaktadır.
İnsan beyninin %90-95 lik bir kısmı atıl durumda olduğu düşünülürse yeni merkezlerin oluşması hiçte zor olmasa gerek. Kişinin hayatı boyunca edindiği tüm bilgi, deneyim vb. şeylerin hepsi beyinde depolanmaktadır. Hatta ömründe bir defa duyduğu veya gördüğü birşey bile. Sadece buna ulaşması güç olmakta. İnsan beyninde 100 milyar sinir hücresi olduğu düşünülürse Atakan Bey'in ifadesi ile beyinde yeni fabrikaların açılması hayli kolaydır. Fakat bu fabrikalrın açılması biraz da kişiye bağlıdır. Yeterli çalışma ve istek olmalıdır. Akan suyun önüne set yapılırsa belli süre sonra biriken su seti aşarak akmaya devam edecektir. İşte insan beyninde de yeterli sinirsel uyarı olmadan yeni alankarın açılması çok zordur. "Yapıyorum-çalışıyorum olmuyor" ifadesi hemen hemen hepimizin hayatında kullandığı kelimelerden biridir. Kişiden kişiye değişmek üzere bu süre çok farklılık gösterir. Yeterli elektriksel uyarı alan atıl durumdaki beyin bölümleri belli eşik değeri geçtikten sonra kullanıma açılır.
Hiç kamyon yada tır kullanmayı denediniz mi? Çok zor bir olay aslında. Upuzun bir kasa enli bir araç. Tır şöförlerine baktığımızda sanki elindeki küçük araba ile oynuyormuş gibi kullanır. Hatta daha ileri götürürsek Dar ve uçurum dolu yollarda çift lastikli arka terleğin dışta olanını uçuruma getirerek yol alacak biçimde araç kullanır. Nasıl olmakta bu. Şöförün beyninde bir kamyon modeli bulunmaktadır. Tüm dışsal ileti araçları ile bu modelin her noktası denetlenmekte ve bu değerlendirme neticesi araca yön verilmektedir. Hani derler ya gözüm kapalı giderim diye. Aslında bir bakıma bu doğrudur; çünkü şöförün beyninde kamyon ve yolun modeli mevcuttur.
Konu çok detaylı. Kısa ve anlaşılır tutmaya çalıştım..
Sevgi ve saygı ile ....