[shamanic]

Sevgi kelimesi tek başına olduğunda da çok güzel kristaller oluşturmakta, ancak şükran kelimesi ile birlikte kullanıldığında adeta pırlanta gibi ışıldayan olağanüstü rafine bir kristali biçimlendiriyor.

Ayrıca sevgi ve şükran kristalleri, sevgi kristallerinden ziyade şükran kristallerine benziyor. Bu da, şükran kristallerinin titreşiminin daha güçlü ve daha etkili olduğu anlamına geliyor.

Sevginin daha etken bir enerjisi vardır. Birine koşulsuzca sevgi vermenin enerjisidir bu. Tam aksine, şükran çok daha edilgen bir enerjiye sahiptir. İnsanın kendisine bir şey verilmiş olmasından duyduğu çoşkunun enerjisidir; size yaşam adlı armağanın sunulmuş olduğunu bilmenin ve bu armağanı çoşkuyla kucaklamanın enerjisi.

Sevgi ve şükran duyguları arasında nasıl bir ilişki olduğu sorusunun cevabını ararken model olarak suyu kullanabiliriz. H2O simgesiyle temsil edilen bir su molekülü, iki hidrojen ve bir oksijen atomundan oluşur. Sevgi oksijen ise, şükran hidrojendir. Başka bir değişle, konuşmak için bir ağzımız vardır (sevginin etkenliğini hatırlayın), dinlemek için ise iki kulağımız (şükran duygusunun edilgenliğini unutmayın).

Duygularımızın ve heyecanlarımızın dünya üzerinde, kendi üzerimizde anbean etkisi vardır. Kelimelerimiz ve imgelerimiz, duygumuz olumlu ise olumlu bir dünyayı hem kendimizde, hem çevremizde, hem de dünyanın bütününde yaratmaktayızdır.

Korku korkuyu bu nedenle çeker, olumsuzlamalar olumsuzları bu nedenle belirler, mutsuz olduğuna inanan biri mutluluğu asla bulamayacaktır, yalnız olduğundan yakınan biri kalabalıklar içinde hep yalnız kalacaktır. Neysen “O”sun açıklaması “enerjin, duygun ve düşüncelerin ne ise “O” olursun” anlamına gelir.

Bir diğer çarpıcı gerçek daha var: ilgisizlik, yok farzetme.

Japonya’da binlerce kişi kendi aile bireyleriyle birlikte aynı deneyi evlerinde yaptılar. 3 tane pirinç dolu bardak alıp, birinci bardağa “teşekkürler”, ikinciye “aptal” derler.

Tüm aile bireyleri her gün bu bardakların önünde durup bunları tekrarlarken, yine hepsi üçü-ncü bardağı görmezden gelir.

Sonuç ne olur dersiniz? “Teşekkür” denilen bardakdaki pirinç malt benzeri benzeri olgunlaşmış bir koku salarak fermente olurken, “aptal” denilen bardakdaki pirinç çürümüştür. Ancak daha da çarpıcı olan görmezden gelinen bardakdaki pirincin “aptal” denilen bardakdan çok çok daha önce çürümüş olmasıdır.

Yok farz edilmenin, aşağılayıcı bir söze maruz kalmaktan daha büyük zarar vermesi gerçekten de çok ilginç bir bulgudur.

Bir şeye pozitif ya da negatif dikkat yöneltmek, enerji vermenin bir yoludur. İnsan davranışının en zarar verici biçimi, bir şeyden dikkatini esirgemektir.

Özellikle çocuklarımıza dikkatimizi vermeliyiz; onlarla iletişim kurup konuşmamız ruhsal gelişimleri için olağanüstü önemlidir. Sevgi sözcükleri evrenin dilidir.

Suyun kristallerinin fotografları, suyun, ruhumuzun aynası olduğunu gösteriyor. Peki aynadaki yansımamız neye benziyor?

Şayet içinizde büyüyen öfke, mutsuzluk ve ya nefret duygularıyla hastalanacak hale geldiyseniz, size şifa verecek olan duygu sevgidir.

Olumsuz duyguların yarattığı sağlıksız titreşimi kaydeden su, bedeninizin yüzde yetmişini kaplıyor.
Yani her mutsuzum dediğiniz anda, her öfkelendiğinizde, her içinize bastırdığınız kızgınlık, kıskançlık, huzursuzlukta, bedeninizin yüzde yetmişlik bölümünü deforme ederek kendinizi hastalandırmaktasınız.

Aynı süreci sevginin titreşimleri ile lehinize çevirmeniz mümkün. Yapılan araştırmalar gösterdiki kendinizi hiçe saymak, olumsuz duygulardan da kötü. Kendinizi ne yok farzedin, ne de olumsuz duygularların yüküyle zehirleyin, sevgiyle yıkanmaya başlamak için bugün harika bir gün.
(alıntıdır)

sevgiler...