Administrators Atakan Sönmez
Üyelik tarihi: May 2006 Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 5,723
Tesekkür: 2,852
3,132 Mesajinıza toplam 17,384 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Barış Manço Biyografisi 2023'den farklı olarak oturmuş bir çekirdek kadronun maharetlerinin sergilendiği bu uzunçalarda belirgin bir jazz tınısı dikkat çekmektedir.
Bu uzunçaların tanıtımı ise 1978 Aralık'ında Şan Sineması'nda verdiği "Giderayak" konseri ile yapıldı. Avrupa turnesi öncesi yaptığı bu konserde, Aynalı Kemer, Gesi Bağları, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, Bir Selam Sana, Çoban Yıldızı, Kol Bastı, Lambaya Püf De, Acıh Da Bağa Vir, 2024, Yine Yol Göründü Gurbete, Ne Ola Yar Ola, Ham Meyva ve potbori şeklinde Dağlar Dağlar, İşte Hendek İşte Deve, Gamzedeyim, Nazar Eyle, Ben Bilirim,ayrıca Nick The Chopper, Kısa Bir Günün Öyküsü (Yeni Bir Gün) çalındı ve söylendi.
Yeni Bir Gün, Barış Manço'nun uluslararası kariyer anlamındaki savaşı sırasında ihmal ettiği Türkiye cephesine dönüşünü ve yerini sağlamlaştırmasını sağlamıştır. Manço, pek çok röportajında bu dönemi ustalığa geçiş olarak nitelendirmiştir. 1979 yılnda Cem Karaca'nın Türkiye'de etkinliğini yitirmeye başlaması da Manço'nun yeniden doğuşunu hızlandıran önemli bir faktördü.
1980'de 8 Kasım'da Emek sinemasında, 9 Kasım'da ise Suadiye Atlantik Sinemasında gerçekleştirilen "Özlenen Randevu" konserleri o yılın en fazla ses getiren Manço canlı performanslarıdır. Bu konserde daha önceleri Kaygısızlar döneminde Suzanne olarak konserlerde seslendirilen Şehrazat bu kez Korsakov'un eseri intro olarak seslendirilmek suretiyle yeni haliyle dinleyici karşısına çıkıyordu. Konserin bir başka süprizi ise Arapça olarak seslendirilen İşte Hendek İşte Deve idi.
1980 Ekim'inde ise daha önce Nazan Şoray tarafından plak yapılmış olan Hal Hal arka yüzünde önceleri Disko Manço'da editsiz olarak yer alan Eğri Büğrü ile birlikte yer alıyordu. Bu plakta Nejat Tekdal gruba dahil olmadığı için klavyeli sazları (Manço'nun deyimiyle tuşlu sentez çalgılarını) Barış Manço çalıyordu.
NEW WAVE DÖNEMİNDE YENİ ALBÜM
1981 yılında Temmuz ayında tamamlanan kayıtlar sonucunda funky tınılarla bezeli Barış Manço albümü Sözüm Meclisten Dışarı yayınlandı. Popüler ile avantgarde arasında garip bir yer işgal eden albüm geniş bir kitle tarafından kabul gördü.
O dönemde keşfedilemeyip gelecekte Manço'nun alameti farikalarından biri olacak olan Dönence, bir EMS synthesizer harikası olarak müzik dünyamıza kazınırken (Manço, bu cihazın kullanımını Almanya'da elektronik müzik eğitimi görmüş olan Gökçen Kaynatan'dan öğrenmiştir.), Moog solosuyla Türk dinleyicisinin kulağını anolog synthe tınısına açık kılan Gülpembe, rap denemesi Sözüm Meclisten Dışarı (açık bir ritminin olmaması sizleri yanıltmasın), uzun klasik introsuyla Şehrazat ve 2023 serisinin son halkası olan 2025 bu albümün geleceğe kalan sıradışı unsurları idi.
Kılıç Danışman'ın aralıklarla gruba girip çıktığı bu dönemde Manço'nun Egemen Bostancı ile 1002. Gece Masalları adlı bir müzikal tasarladığı görülmektedir. Bostancı ile anlaşamayan Manço bu çalışmanın ana temasını 1983 albümü Estafurullah Ne Haddimize kapsamında yayınladı.
1983 albümü Manço'nun ahlaki anlamda fütüvetnamelerden fırlamış gibi damıtılmış Manço sözlerinin yer aldığı bir albümdür. Köksüzlük ve liberal yeniden türediciliğin yükselen değer kabul edildiği 24 Ocak sonrası bankerzede günlerin içinde Eski Bir Fincan, Kazma, Halil İbrahim Sofrası bu zorlu geçişi yaşayan Türk halkı için tabiri caizse ilaç gibi şarkılardı. İlginçtir ki, Türklerin kendi değerlerinden kopmayı iyice kabullendikleri 90'ların ikinci yarısında Manço popülaritesi de ölümüne kadar ertelenecektir.
1984 yılında Jean Jaques Falaisse'in Kurtalan Ekspres'e katılımı ile uzun süredir özlemi çekilen klavyeci istikrarına 2 sene boyunca kavuşulmuş olur. Falaisse, Yamaha DX-7 ile grubun ilk digital synthesizer çalan elemanı oldu. Bahadır Akkuzu'nun askere gittiği bu dönemde grubun en kıdemli üyesi Celal Güven grubun sözcüsü olur. 24 Ayar albümünün maketini de ortaya çıkartan Celal Güven ve Falaisse olur. 24 Ayar albümü, Kurtalan Ekspres'in 2. plana itilerek Manço'nun grup müziğinden kopuşunun ilk göstergesi olmuştur.
Sözler itibarıyla zaman zaman mutasavvıf bir uslubun benimsendiği (Dört Kapı) albümde Manço, yaşadığı dönemin iyi bir gözlemcisi olduğunu göstermiştir. Albüm tınısı dönemin baskın türü new wave ve 80'lere özgü pop ve rock yaklaşımlarının anadolu pop ile sentezlenmiş halidir.
KURTALAN EKSPRES İLE YOLLAR AYRILIYOR
1986 yılının Barış Manço'su J.J. Falaisse'in ülkesine dönmesi üzerine Kurtalan Ekspres ile ilişkilerini yeniden masaya yatırmış idi. Bireysel anlamda popüler olan Manço, gelişen eşlik teknolojileri nedeniyle grubu sahnede koruyarak albümlerden çekme niyetindeydi. Bahadır Akkuzu'nun dönüşü ile birlikte sözcülük Celal Güven'den alınarak Akkuzu'yu verildi. Değmesin Yağlı Boya albümünde de süpervizörlük Bahadır Akkuzu'ya verildi. Albümde Caner Bora tamamen devre dışı bırakılırken klavyeli sazlara Garo Mafyan konuk müzisyen olarak katıldı. Manço'nun gelecekteki albümlerinin kara haberi olarak Mafyan iki şarkının düzenlemesini bizzat üstlendi.
Konserler ile sınırlanmış olan Kurtalan Ekspres'de Caner Bora aşamalı olarak devre dışında kaldı. Kurtalan Ekspres'in fiili olarak sona ermesi ise 1988 yılında Celal Güven'in gruptan ayrılması ile gerçekleşmiştir. Celal Güven'in yerini alan Hüseyin Cebeci'yi 1988 yılında Full Aksesuar Manço plağında Barış Manço'nun müziğine giren vokalistler Özlem Yüksek ve Yeşim Vatan takip etti.
1988 yılında yayınlanan son Barış Manço plağında Garo Mafyan ve Ufuk Yıldırım syntheclavier ve midi düzenlemeler ile yer alırken Bahadır Akkuzu zaman zaman cozz eden gitarıyla bu sounda katkıda bulundu. Yetişkin mi çocuk mu olduğunu anlayamadığımız hanım vokaller ise içimizi daraltmakta birebir etkili oldular.
1988 albümünde Barış Manço karizmasının bir parçasını oluşturan epik karakter Kul Ahmet ile grup müziğinden ziyade unutulan bazı değerleri dile getiren Barış Abi imajını sürdürmeyi yeğledi.
88 yılında Manço'nun televizyonda 7'den 77'ye programına başlamasıyla beraber, artık müzikle uğraşacak pek zamanı olmayan meşgul bir Barış Abi'dir full aksesuar Manço'muz...
1989 yılında Darısı Başımıza albümü ile yine mesaj veren ama müzik veremeyen bir Barış abi vardır karşımızda. Besteler kötü olmamakla beraber albümün yapım ve düzenleme aşamasında ruhsuz bir Manço vardır bu albümde.
JAPONLAR, BARIŞ MANÇO’YA DOYAMIYORLAR
1991 yılında Japonya'yı keşfeden Manço, Kurtalan'a Elif Turhan ve Eser Taşkıran'ın da katılımıyla 3 klavyeli 3 perküsyonlu 2 vokalistli ışık gösterileriyle büyütülmeye çalışılan, ancak albüm kayıtlarından hallice ses verebilen bir yurttan sesler korosu eşliğinde Japonya konserleri verdi. Bu konser dizisi, 1996 yayınlanan Live In Japan albümü ile özetlendi. Böylelikle 1983'den o döneme kadar yayınlanmış gerçek anlamda ilk Kurtalan Ekspres albümü gerçekleşmiş oldu.
1992 yılında Mega Manço'yu yapan Barış Manço, Ayı, Süleyman gibi şarkılarla kendini dinletmeyi başarsa da 92 sonrası "pop patlaması" diye tabir edilen kör döğüşünde onun uyguladığı formülü uygulayan bir sürü yeni yetmenin kol gezdiği bir ortamda 1988 ve 1989 yılında uyguladığı bilgisayarlı formülün eskisi kadar prim yapmadığını farketti.
1995 yılında kendi içinde bir olumlu geri dönüş yapan Manço, Müsadenizle Çocuklar albümünde sac ayakları Garo Mafyan tarafından oluşturulmakla birlikte Kurtalan Ekspres elemanlarından katkılar almayı ihmal etmeden, 1989'dan beri ilk akustik tınılı albümünü yaptı. Ancak albümün popüler şarkısı Müsadenizle Çocuklar eski tas eski hamam formülüne rağbet ettiği için Manço'nun toparlanma yönündeki çabası gözlerden kaçtı.
Bu dönemde Barış Manço'nun 80'lerdeki apolitik tavrından sıyrılıp, 28 Şubat, 12 Eylül gibi demokrasinin kesintiye uğradığı dönemleri doğru bir yerden değerlendirerek "darbe" olarak nitelendirmiş ve bu dönemlerde halkın türküye sığındığını bir televizyon programında ifade etmiştir. Muhtelif üniversiteleri dolaşarak konferans verdiği bu yeni dönemde piyasa koşulları ve kendisini 88 yılından bu yana konumlandırdığı yer itibari ile fiilen emekliliğini ilan etmiş gibidir.
1996 yılında yayınlanan canlı albümün akabinde Manço'nun televizyon programlarına dahi özel TV kanallarından müşteri bulamaz duruma geldiğine şahit oluyoruz. Bu dönemde belgesel projelerini gerçekleştirme yönünde çalışan Manço, müziğe gerçek anlamda döneceği bir projeye soyundu. Kablumbağanın Öyküsü adlı bu albüm projesi dönemin iğrenç "nostalji" eğilimi nedeniyle Emre Plak tarafından geri çevrilmesi üzerine Mançoloji adlı bir "en iyiler" toplamasında karar kılındı.
EN İYİLER ALBÜMÜ YARIM KALDI
Mançoloji adlı "en iyiler" albümü için 1999 31 Ocak'daki ani ölümüne kadar yapılan kayıtlar 1990'lar boyunca yapılmış en iyi stüdyo kayıtları olmakla beraber yapımcı firma tarafından empoze edilmiş bazı düzenlemeler (örneğin alaturka Dağlar Dağlar yorumu) bu albümün tamamen Barış Manço albümü olmasını engellemiştir.
Manço'nun vefatının ardından oluşan rantın değerlendirilmesi amacıyla tekli bir albüm oluşturacak kadar iyi materyal içeren albüm, aceleye getirilmiş miksajıyla ve "o bizi çok sevmişti." tarzından salya sümük kapağıyla tam bir istismar vesikasına dönüştü.
Barış Manço, ülkenin algı kodları itibari ile kendini kilit bir yerde konumlandırması ve batılılaşma yönündeki kör ve sağır ilerleyişimizde bu topraklardan gelen güven verici bazı sıcaklılıkları oynadığı rolün içerisine özenle serpiştirmesi nedeniyle toplumsal güven arayışımızın bir simgesi gibiydi… |