TESLİMİYET
“Teslimiyet içindeyim ve rahatım”
Her zaman sonsuz ve sınırsız evrensel
akıl ile işbirliği içindeyim.
Bırakıyorum ve teslim oluyorum.
Biliyorum ki , bilincim bir
kerede sadece dokuz ya da beş birimlik
bir detayı hatırlar ve düşünür.
Oysa sonsuz bilinçaltım benim
düşünmediğim şeyleri bilir,
hatırlar ve anlar. Ben bilinçli olarak
çaba sarf etmeden o, binlerce
işlemi bir saniyede yapar.
Ben ona güvenirim. Bir şey hatırlamak
ve öğrenmek istediğimde kendimi bırakır
ve gevşerim.
Sadece neyi bilmek istediğimi
ve hedefimi net olarak ifade eder ve
sonra bırakırım. Ve sonra mesaj
kendiliğinden bir anda geliverir.
Ve Evrensel Zekâ hep işbirliği içinde
olduğum sonsuz akıldır.
Ben niyetlerimi , isteklerimi ve planlarımı ona
açık olarak bildirdiğimde, o da kendi
planını bana sunar işaretlerle.
Bazen bir konuşma, bazen bir kitap,
bazen de bir duygu olarak. Gelen mesajı
dikkatle değerlendirir ve uygulamaya koyarım.
Asla hedeflerime ve planlarıma katı sınırlar
koymam. Bir şeyin mutlaka sadece bir
şekilde olmasında ısrar etmem.
Bırakırım, beklerim ve uyum sağlarım.
Bilirim ki onun aklı, benim aklımın
binlerce katıdır. O halde bu büyük
akılla akıllanmak en büyük akıllılık olur.
Nasıl bir hasta doktora teslim oluyorsa,
bir öğrenci öğretmene güveniyorsa,
ben de o büyük akla güvenirim.
Dalgalı denizde sörf yapan bir usta gibi,
ben de yaşam denizinin üzerinde keyifle
kayar-giderim. O mükemmel zekânın yarattığı
dalgalarla bir oyuna girişirim.
Evrense zekânın her bir adımına ben de
yeni bir adımla karşılık veririm.
Onun işaretlerini okurum.
Biz evrenin müziği ve ritmine uymuş dans
eden iki aşık gibiyiz.
Bu güzel danstan ortaya çıkan şey, sadece
uyum ve güzelliktir. Sadece keyif ve neşedir.
Bu yüzden bırakıyorum ve teslim oluyorum.
Evrensel zekâyla dostluğumu adım adım
geliştiriyorum. Aramızdaki güven ilişkisini
yavaş yavaş oluşturuyorum. Ve giderek
bu güven duygusuyla gücümün arttığını,
aklımın katlandığını görüyorum.
Bu zekâ asla abes iş yapmaz. Her zaman
beni ilerletecek ve geliştirecek olayları
hayatıma sokar.
Bu olaylar tam vaktinde, tam da benim
onları anlayabileceğim anlarda
ve benim için en uygun şekilde gelişir.
Bu yüzden ben, bu zekâyla birlikte
akar ve çoğalırım.
Bu yüzden ben, her zaman rahat
ve sakinim.
Bu yüzden ben, sadece kaldırabileceğim
kadar yükü omuzlarım, gerisini ona bırakırım.
Bu yüzden ben, her zaman hafif ve neşeliyim.
Bu yüzden her şey zorlamasız bir
çabayla oluverir.
Ve bu yüzden ben, her zaman tahmin
ettiğimden ve beklediğimden
fazlasını alırım.
Bırakıyorum ve teslim oluyorum.