[Belgin ∞]

REHBER RÜYALARDA AŞAMALAR

Rehber rüyalarda 3 aşama vardır. Bu aşamalar bedeni ruh ve zihin gelişimi hakkında bize ayna tutuyorlar. Düzenli olarak tutacağınız rüya günlüğü sayesinde de resmin bütünlüğünü görecek, böylece sonuca daha çabuk ulaşacaksınız. Bir süre sonra ise rüyalarımız tamamen berrak bir hal alacak. Çok kısa süre içinde sorularınıza yanıt, sorunlarınıza çözüm bulacaksınız. Hayatınız inanılmaz kolaylaşacak. Yaşamınızda çok büyük iniş-çıkışlar olmayacak. Geleceğe, yarınlara odaklanırken, şimdinin tadını çıkarıyor, yaşadığınız her şeyin anlamını biliyor olacaksınız. Şimdiye kadar duymadığınız sonsuz bir güven içinde yolunuza devam edeceksiniz. Kendi hikâyelerinizle başka insanların yaşamlarının kahramanları olmalarını sağlayacaksınız.

BİRİNCİ AŞAMA- ALACAKARANLIK

ROL: KURBAN

DUYGU: BELİRSİZLİK

‘Kabuslar ruhun yolunu kaybettiğine dair işarettir.’ R. Şanal

Eve dönüş sırasında görülen ilk rüya çok önem taşımaktadır. Ben, ona çekirdek rüya diyorum. Bir ağacın tohumu gibi. Bizi tetikleyen, harekete geçiren. Bu aşamadaki rüyalar ürkütücü olabilir. Uyanışı sağlamak, merak uyandırmak, düşündürmek, harekete geçirmek için. Bu, anne karnındaki doğum sancıları gibidir. Yaşamımızı sorguladığımızda, kısır döngüler yaşadığımızda ya da her şey çok güzel gitmesine rağmen içinizde zaman zaman hissettiğiniz yarım kalmışlık ve suçluluk duygusu ağır basar. Hayatınızda kurban rolü oynuyorsanız, kendinizi ifade etmekte güçlük çekiyorsanız, kendi yaşamınızla ilgili üç maymunu oynuyorsanız, rehber rüyaların birinci aşamasına hoş geldiniz, derim.

Hayat Amacınızı gerçekleştirmek için sistem sizi anne karnından dışarı atar. Doğum, büyüme ve gelişme zamanı gelmiştir. Yaşamınızdaki tüm deneyimlerin anlamını da çözmeye başlamışsınızdır. Bu noktada uyku sürecinden ürkmek ya da gördüğünüz bu rüyaları kâbus, kötü, felaket olarak adlandırmak sorumluluktan kaçmaktan başka bir şey değildir. Rehber rüyalar Matrix filminde olduğu gibi size iki tane hap uzatıyor, birini aldığınızda bildiğiniz yaşama devam edecek, diğerini aldığınızda ise gerçeğe gideceksiniz. Size kimse cenneti vaat etmiyor. Aslında öyle bir yer de yok. Çünkü cennet bir yer değil, bir durumdur.

Gerçeğe uzanan yolda kandırmaca, kaçmaca yok. Yüzleşme arınma, sorumluluk alma var. Bu tarz rüyalar gördüğümüzde yapmamız gereken, kişilik yapımıza, uyanık yaşamdaki bize dönüp bakmamızdır. Yüzde doksan dokuz bir fark göremeyeceğiz. Bize rüyalarda tutulan ayna kendimizi bulmamız için uzatılan yardım elidir.

Birinci aşama rüyalarının en belirgin özellikleri; kendinizi çaresiz, yalnız hissetmeniz. Korku içinde görmeniz. Görüntülerin çok hızlı akması. Hareketsizlik duygusu. Yırtıcı, saldırgan hayvanlar. Daha çok duygulara yoğunlaştığımız rüyalardır. Rüya içinde tüm bu karışıklığa rağmen gözünüze çarpan bir farklılık olur. Size güvenle bakan biri. Renkli bir sembol. Cinsel olarak bastırdığınız duygularınız da bu aşamada size gösterilir. Birinci aşama ruhsal gelişmemiz bakımından en önemli rüyalardır. Bu çekirdek rüya, ruhumuzun yeniden inşasını gerçekleştirirken yapının ilk harcı gibidir. Çekirdek rüya üzerine düşünür ve gereken çalışmaları yaparsak çok kolay bir şekilde yol alırız.

Birinci Aşamadaki Bazı Ayrıntılar

Renk: Siyah, karanlık, gri.
Duygu: Korku, yalnızlık, boşluk, güvensizlik, saldırı korkusu, kaçma duygusu, sevdiklerini kaybetme ya da sahip olduklarını kaybetme korkusu, kaygı…
Yer: Bodrum katı, harabe evler, kapalı alanlar, mağaralar, hapishane…
Zaman: Belirsiz.
Hava: Karanlık, kasvetli.
Su: Bulanık, karanlık, çamurlu.
Toprak: Koyu, verimsiz, çorak.
Rüzgar: Sert, keskin.
Hayvanlar: Yırtıcı, daha çok koyu renk; siyah, kahverengi, gri.
İnsanlar: Sorunlu, saldırgan, bakımsız, aciz, pasif.
Semboller: Karışık, netlik yok.
Amacı: Kişiye beden, zihin, ruh sağlığıyla ilgili uyarılarda bulunmak. Yaşadığı sürece, duygularına ve düşüncelerine ışık tutmak. Uyanmayı sağlamak. Dikkat çekmek.

Birinci aşamadaki rüyaları gördüğümüzde yapılacak olan en güzel şey kendimize vakit ayırmak. Yürüyüşler, meditasyon, spor. Kendimizi büyüteç altına alıp, neleri erteliyoruz, hangi bedensel rahatsızlıkları yaşıyoruz, sürekli devam eden, çözemediğimiz sorunlarımız var mı? Hayatımızın sorumluluklarını alabiliyor muyuz? Etik miyiz? Olumsuz düşüncelerimiz, duygularımız neler? Hangi duyguları bastırıyor, görmezden geliyoruz? Bunları yanıtlamaya çalışmak.