25-02-2009, 04:42 AM
|
#19 (permalink)
|
Teğmen
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 22
Tesekkür: 7
22 Mesajinıza toplam 163 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Alıntı: EŞİNİ DOGRU SEÇ
Dogru es her zaman uzun zaman flört ettigin kisi degildir. Önemli olan kisa zamanda da olsa fikirlerinin uyustugu, yasam tarzlarinin benzedigi, espri anlayisinin yakin oldugu, Zor zamanlarin da hep yaninda olacagini bildigin,Dertlerini, sevinçlerini paylaşabilecegin, fikirlerine, olaylara bakis açisina güvendigin, senin fikirlerine saygi duyan, konusmaktan SIKILMAYACAGIN, hayata küstügün zaman seni kabugundan çikartip eglendirebilen, gözlerine baktiginda ne söylemek istedigini> anladigin, ayni zamanda iyi bir arkadas, fiziksel görünüsün disinda da seni sen oldugun için sevebilecek ve bunu kaldirabilecek birini es olarak seçmelisin! Dünya da böyle biri var mi? diye sorabilirsiniz simdi. Emin ol var! ! Tabii ki sayilari fazla degil. Hatta hayatta insanin karsisina ya 1 ya da 2 kere çikar, belki de hiç çikmaz. Önemli olan onu fark edebilmek. Eger bu satirlari okundugunda aklindan bu özellikleri barindan bir isim geçirmissençok sanlisin. Ne olursa olsun onunla birlikte olmak için elinden> geleni yap.Çünkü bir daha onun gibisini bulma sansin çok az emin ol. Bütün aptal asiklar gibi ilk hareketi ondan beklersen çok geç kalirsin. Eger bu satirlar sana böyle birini çagristirmiyorsa ya da su an evliysen yapacak bir sey yok.Ama henüz bekarsan onu aramaya hemen basla! Onu fark edebilmek için sadece etrafina bakman yeterli olacaktir. Çünkü o da sana bakiyor olacak! ! !
| ahhh..keşke...okadar kolay olsa veya öyle biri olsa hatta aramakla bulunabilse!..ama hep derler ya insanoğlu çiğ süt emmiş diye aynen öyle..hayat hiç durağan değil ve her doğru her zaman işe yaramıyor yazıkki.. bu yazıdaki yazılanların çoğunluğunun bir ilişkide, karşılıklı olduğunu varsayalım(ki ben de oldu) ve bu dengenin kurulduğunun da farkında olduğunu farzedelim(aslında kendimi anlatıyorum)...nasıl bir yol izlerdiniz ..sonrasında alternatifler.. 1-en kısa zamanda evlenelim ve birlikteliğimizi herkeze ilan edelim 2-hemen evlenmenin anlamı yok. bu ilşkiyi çılgınca yaşayalım. nasıl olsa artık benim gözüm senden başkasını görmez. herşeyinle seni seviyorum. vs,vs,vs 3-(erkek) önce ekonomik olarak kendimizi garantiye alalım.ev,eşya,iş,para vs...sonra tamam evleniriz. 4-(kız)tamam ama en kısa zamanda. bu böyle devam eder..................... tamam buraya kadar bir sıkıntı yok olağan şeyler. .bir insanı gerçek anlamda tanımak sizce ne kadar zaman alır? veya bu mümkünmü?böyle bir derdin olmalımı? amaç evlilik ise eğer, bu sorular akla gelir. hani diyoruz ya gözüne baktığında ruh halini bilecek, hayatla ilgili alışkanlıklarını, ortak buluştuğunuz noktaları, hani telefondaki sesinden anlayacak ya durumunu..vs. sizce her anlamda dolu dolu yaşanmış bir 8 yıl yeterli olurmu.?hııı duyamadım... beki böyle bir birlikteliği bukadar yıl boyunca sorunsuz götürüp(ufak tefek sorunlar elbette olur) sonun da tamam artık fazla uzatmanın anlamı yok..artık bu birlikteliği resmiyete dökmenin zamanı geldi.(evlilik) düşünceleri beyninden kelimelere dökülmek üzere iken. birden herşeyin tepetaklak olduğunu ve bunun mantıklı hiçbir açıklaması olmadığını düşünün.. nasılmı..?bunca yıl ondan hiç bir şekilde görmediğiniz ve görmeyide ummadığınız, tavırları göstermeye başlar bir anda..tabi olarak bir sıkıntısı olduğunu düşünüp. alttan alırsınız bir süre ve zaman verirsiniz..ama o arada tabi ''seni herşeyinle çok seviyorum, sen benim için şöylesin böylesin, seningibi insanı ben hayatımda birdaha bulamam..vs..'' sözleri havada uçuşuyor..hani bir sıkıntı yok..neyse çok ayrıntıya girmicem lafıda fazla uzatmadan... sonuç ''onursuz'' bir ayrılık...bunu öfke ile söylüyor değilim.. hani daha öncesinde aşık olmuşundur. ayrılmışındır. belki de defalarca..ama hepsinin sen de iyi kötü bir anısı kalır. yeri gelir hatırlarsın... bu ayrılıktan kalan ise 8 yıllık bir boşluk okadar..ne eksik ne fazla... aşk-sevgi sana hazzın ve mutluluğun zirvelerinde gezdirir. ama gittiğin de bütün bu verdiklerinide alır götürür.izi bile kalmaz... sende yıllarca calışıp emekli ikramiyesini bir hırsıza kaptıran memur gibi kalırsın.öyle.artık sıtajında bittiği için bu anlamda, kolay kolay inanmazsın her nekadar istesende, daha ne diyeyim .... neyse ya döktüm içimi bu arada kusura kalmayın... benim çıkarttığım sonuç;
hiç kimseye herşeyini açma ve fazla kaptırma kendini, biraz özelin de, bırak sende kalsın.
en yoğun duyguları yaşarken bile aklının bir tarafında şüphecilik herzaman bulunsun.
ve hiç bir insanı tam anlamıyla tanıyamayacağını bil..yaşanmışlığında, birlikte geçirdiğin zamanında çok önemi yok..bu anlamda..
ve bayanlar eleştirebilirler fakat yine de söyleyeceğim..
duygusal konularda bayanların her gösterdiği tavra direk inanma ve yönlendirmeye asla gelme..
çünkü bir bayan(kız) aslında anlamsız bir konuda bile seni etkileyebilmek(yönlendirmek,..vs) için hüngür hüngür ağlayabilir de, bu özellik onlara doğuştan verilmiştir..ve erkek bunu asla yapamaz..
işin özeti ince mevzularda bayanlar erkelerden herzaman daha tecrübeli ve organizedir.....
çizdiğim olumsuz ve yaşanmış bir tablo evettt..
ama ben yinede karamsar değilim..imkansızın peşin de koşmaya devamm. |
Offline
| |