keskin_38, bunu bi erkeğin yazmış olması gerçekten beni çok şaşırttı ve çok güzel...müstakbel eşin çok şanslı..
başlığı görünce yazmadan geçemedim.. doğduğumdan beri ankara'da yaşadım. ankarayı sevdim bana hep güvenli ve düzenli geldi. annem babam memur olduğu için memur hayatı hep böyledir. İstanbul'a tatillere gezilere sık sık geliyordum.(istanbulun bütün müzelerini tekrar tekrar gezmişimdir.) Hep bana çarpık itici ve kirlenmiş geliyordu. (o kadar ankara düzeninden sonra doğal olarak) Sonra orhan pamuk'un Kara Kitap'ını okuduk eşimle birden kara bulutlar aralandı diyebilirim. Kirli istanbul gitmedi ama tarihle harmalanmış eşsiz bir metropolitanı tanıdım. Her geldiğimde başka gözlerle hayranlıkla izlemeye başladım. Masumiyet Müzesi'ni ankara'dan istanbul'a taşınırken başladım. yaklaşık 1 hfta önce bitirdim.Tek kelimeyle mükemmeldi. İstanbulu tanımlayışı, karakterlerine bir şehrin bu kadar sinmiş olması. Kitapta sevdiği kızın yürüdüğü sokakları, duyduğu gemi seslerini bile o kız yüzünden seviyor. sevgili keskin_38'in yazısı bana bunları hatırlattı.
hala ailem arkadaşlarım bize nasıl bu kadar çabuk adapte olabildiniz diyolar. Evimizi ve işimizi taşıdık. Hayatımıza sadece birikim ve bilgilerimizi yanımıza alarak sıfırdan başladık. Çünkü olmamız gereken yerdeyiz şu anda. Bu büyülü şehri çok seviyorum.
İnsanlarını, boğazını, kargalarını (hiç bu kadar çok görmemiştim), gemi ve martı seslerine uyanmayı, muson yağmurları gibi yağmurun günlerce bitmemesini (ankarada su sıkıntısını biliyorsunuz). Ne kadar tüketmeye çalışsakta istanbul her seferinde daha da güzelleşiyor, daha da kültür açısından zengileşiyor bence. Kıymetini bilmemiz lazım. Sadece bana insanları ürkek ve korkmuş geliyor?? acaba sebebini bilen var mı? herkes kapalı, birbirlerinin yüzüne donuk bakıyolar. sanki günaydın demeye bile yanaşmıyorlar. Acaba bizim burda mı öle??
herkese sevgiler ve mutlu günler...