Sanırım aynı konuda farklı pencerelerden bakıyoruz. Sizin ne demek istediğinizi sanırım anlayabildim. İlk mesajda sanki ' erteliyorsanız o zaman yapmaktan vazgeçmelisiniz, bırakın o öyle kalsın, aslında onu istemiyorsunuzdur' gibi bir hava sezinlediğim için ani bir çıkış yaptım sanıyorum. Ama şimdi daha net bakabildim.
2. mesajınızda ise hala ertelemekte olduğunuz işe devam ediyor musunuz bilmiyorum ama zaten istemediğinizi sizde söylüyorsunuz. Ben biraz daha günlük pencereden baktım erteleme olayına. Yani tembelliğe varabilecek durumlara, ekmek almam lazım aman alırım derim ve o gece aç uyurum ertelerim, faturaları yatırmam lazım ertelerim suyum elektriğim kesilir vs. Ve bir hastalık haline dönüşür erteleme, yaşamsa kısır döngü.
Hayatınızdan verdiğiniz örneği zamanında çoğumuz az bir farkla yaşamıştır. Çok sevdiğimiz ve istediğimiz bir şeyi elde ettikten sonra onu bir kenara bırakarak, üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeyerek görevleri ertelemişizdir. Çünkü aslolan onu elde etmektir, elde etmenin verdiği hazdır, gerisi teferruattır. Böyle bir durumda erteliyorsam istemiyorumdur, istemiyorsam bırakırım yapmam. Zevk aldığım şeylere yönelirim. Neden kendime gizliden acı çektiriyim ki, sırf daha önceden tutkuyla bağlandığım ve onu elde etmek adına uğraştığım için.
Sonuç olarak benim için hoş bir sohbet oldu, kendi adıma teşekkür ediyorum.
Yanımıza hoşgeldiniz.
Sevgiler.
__________________ Ben Tanrı'nın bir çocuğuyum ve Dünya denen bu yerde olmaya layığım. Ruhun adına, şifamı birlikte-yaratıyor ve titreşimimin değişmesini seçiyorum. Tanrım, kontratımı gerçekleştirebilmem için bilmemi istediğin şey nedir? |