Sigarayı Bırakıyoruzz Sigarayı bıraktıktan sonra neler fark ettim?
* Herkes manyak gibi sigara içiyor. Hatta diyebilirim ki o sigaralar yeniyor. Havadan daha çok sigara dumanı giriyor ciğerlere... Ya da tek bir nefesleri yok ki içinde duman olmasın. Buna sevimli bir laf olan tiryakilik deniyor ama bu düpedüz manyaklık. Herkes ruh hastası. Yemin ederim...
Açık havada BİLE duman altı olunabiliyor. Bebek Kahve'nin bahçesinde üç saat oturmak beş sigara içmeye bedel. İnanılır gibi değil ama şemsiye bile olmayan, yüzde yüz açık hava bir yerde üstün başın leş gibi kokuyor, ha bire duman soluyorsun! Sigara dumanı, içmeyenin üzerine gider diye bir inanış da palavra çünkü dumanın gelmediği her hangi bir yön yok. Dolayısıyla rüzgar nereden eserse essin alıp getirecek bir duman buluyor. Neden Amerika'da açık havada bile sigaranın yasaklandığını şimdi anladım... Kesinlikle haklılar...
* Sigarayı bırakmak insanı birden "dünyayı kurtaran adam" moduna sokuyor. İnsanların yanına gidip "siz ne yaptığınızın farkında mısınız?" diyesim geliyor. Ellerine vurmak, "dur be adam, daha şimdi söndürdün, çüüüş!" diye haykırmak, herkesin sigarasına toplayıp denize falan atmak istiyorum. Hele sabah sabah sigara içenlere feci sinirleniyorum. Bari öğleni bekle be kadın! İnsanlara zombi gözüyle bakıyorum. Gözümün önüne on yıl sonra akciğer kanserinden kıvranmaları geliyor.. Hepsi elli yaşına gelmeden ölecek! Yazık günah!... Yazık günah!
* İkinci bir Prof. Dr. Orhan Kural vakası olacağım diye ödüm kopuyor... İnsanların sigara paketlerini denize attıktan sona yiyeceğim dayaklar gözümün önüne geliyor... İşin kötüsü dayak yemeye razı vaziyetteyim... İnsanların bağımlı olmasına dayanamıyorum. Feci bir şey bu! Allah'ım bana mukayyet ol!
* İçtiğim zamanlarda günde sadece beş tane sigara içtiğim halde (paket değil, dal!) sabahtan akşama kadar sigara hakkında düşünüyorum. (Bu da başka bir sapıklık tabii..)
* Sabahları hiç olmadığı kadar erken (sekiz buçuk), hiç olmadığı kadar olumlu düşüncelerle, neşe dolu ve enerjik uyanıyorum. Beş sigara vücudu bu kadar mı etkiliyormuş? Şaşkınlık içindeyim.
* Bundan sonra duman altı olmaya tahammül edemeyeceğimi anladım. Bu galiba en kötü safha. BİR) Sigara içilmeyen her hangi bir restoran, bar, kafe yok. Türk usulü dandik havalandırmalar bizim tiryakilerimize asla yetişemiyor. Açık havada bile duman altı olurken kapalı mekanda nasıl olmazsın... Bu, gidecek yerim yok manasına geliyor. İKİ) Sigara içmeyen sadece ve sadece dört tane arkadaşım var. Çok şükür dördü de en sevdiğim arkadaşlarım. İyi güzel ama... Hayat sadece onlarla ve birbirimizin evinde geçer mi? Geçsin anasını satayım.. Sigara içmeyen bir manita da yaptık mı... Daha ne...
***
Şimdilik durum budur... Kriz geldiği zaman gidip abur cubur da yemesem daha iyi olacak ama du bakalım... Onu da aşacağız evvel Allah..
alıntı. tuğçe baran |