Merhaba arkadaşlar...
Sizlerle bu güzel mekanda bulunmaktan çok mutluyum. Burada hiçbir forumda bulunmayan bir şey var. Kimse ben merkezli değil. Herkes tüm içtenliğiyle birşeyler paylaşıyor. Mesajlarınıza hemen cevap alabiliyorsunuz. Yalnız olmadığınızı hissediyorsunuz. Bu gerçekten harika bir duygu...
Siteyi uzun zamandır takip ediyorum. Gördüğüm en önemli şey, tüm üyelerin hayatlarında bir şeylerin ters gittiğine ve bunu düzeltmeleri gerektiğine inandıkları. İşte bu kişisel gelişimin başlangıç noktası...
Hepimiz sürekli bir şeylerden şikayet ediyoruz. Kendimizi eleştirirken, genellikle hep iyi yanlarımızı görüyoruz ama hiçbirimiz kusursuzuz diyemiyoruz...
Elbetteki hepimizin eksik kalmış yanları, hataları, kayıpları var. Biz gerçekten çok şanslıyız ki içimizde bunları düzeltme isteği var. Bir düşünün... Sizle aynı durumda olan ve "İnsan 7'sinde neyse, 70'inde de odur." felsefesiyle hareket eden kaç insan var. Ve bu insanların hepsi, "Böyle gelmiş;böyle gider..." diyerek, yaşadıkları herşeyin faturasını kadere kesiyor,hayatlarının geri kalanını da hep hatalar yaparak geçiriyorlar...
Bizler basit makineler değiliz. Hislerimiz, duygularımız var. Elbetteki bazen yağmur yağar. Şimşekler çakar. Hatta fırtınalar kopar. Ama sonra, aniden gökte yıldızlar parlar. Doğu verir güneş yeniden. Ve yeniden gözler parlar...
Herşey değişir... Biz farketmeyiz belki ama böyledir... Nefret ettiğiniz biri bir bakarsınız ki can dostunuz oluverir. Asla ayrılamam dediğiniz birinden aniden kopabilirsiniz...
Şuan siz bu yazıyı okurken, tahminen bir yanınız "Evet ya! İşte bu! Hep böyle gidecek değil ya. Yaradılıştan uğursuz değilim herhalde. Değişeceğim ve kendimi ben bile tanıyamayacağım diyor.".Ama eminim ki bunu duyan diğer yanınız "Saçmalama! Bugüne kadar denedin de ne oldu. Hayatının sonuna kadar böyle kalacasın. Senin fıtratın bu!" diyor. Ben bunlara "Melekler'in ve Şeytanlar'ın Sesi" diyorum. (Gerçekte de böyledir zaten.)
Kendinize şunu sormanızı istiyorum. "Ben kendi iyiliğimi istiyorum. Değişmek istiyorum. Yüce Yaratıcı da bana yardımcı oluyor. Melekler bana doğruyu fısıldıyor. Niye şeytanı dinleyeyim?"
Evet!.. Doğruyu biliyorsunuz. İçinizde bir yerlerde... Fısıldıyor... Onu rahatlıkla duyuyorsunuz. Bakın... İşte yine başladı... "Hiçbir şey seni korkutmasın. Tanrı seni seviyor. Sen iyi bir insansın. Kaldıramayacağından fazla yük taşımayacaksın. Sen değerlisin. Boşuna mı yaratıldın? Kendin için en iyi olanı düşünebilecek ve yapabilecek şekilde yaratıldın. Haydi onu yap!!!"
Her zaman, her yerde, her an... Kendiniz için en iyi olanı biliyorsunuz... Değişim, sizi bekliyor. Ve siz, kendinizi olumlu fikirlerin içerisine güvenle bırakıyorsunuz... Günden güne değişiyor ve gelişiyorsunuz... Ve bunu kendinizle birlikte, size bakan herkese gösteriyorsunuz...
Haydi... Değişime inanın ve onu yürekten isterseniz neden olmasın?
İNSAN İSTERSE MUTLAKA YAPAR!!!
Gece saat 9:00. İçimden bunları yazmak geldi. Yazdım... İnanın hayatımda herşey eskisi gibi, hatta gereğinden fazla normal... Ama ben değiştim! Telkinleri dinlemiyorum. Gelişmek için onlara ihtiyacım yok! Herşey bende bitiyor çünkü! Çok şükür ellerim, kollarım, tüm bedenim sağlıklı. Sakat değilim. Rahatlıkla nefes alabiliyorum. Biliyorum ki nefes aldığım her an değişiyorum. Nefes aldığım her anda dünyayı değiştirme gücünü tutuyorum belki de avuçlarımın arasında. Yaşamı seviyorum! Yaşam içerisinde güvenle ilerliyorum. Sorunlarım olduğunda bunları hayatın küçük sınavları olarak görüyor ve tam puan alarak vermeye çalışıyorum... Bence siz de öyle yapın. Çünkü hayat, uğrunda üzülmeye değmeyecek kadar kısa... Hem ağlayınca ne olacak. Bağırsan, çağırsan... Hareket etmek istemedikten sonra,debelenmenin ne anlamı var?
Zaten hayat çok kısa;değmez bu kadar kasmaya...
...Kalın sağlıcakla...