arkadaşlar astral seyahatle ilgili internetten bulduğum bazı yazıları sizinle paylaşacağım... eminim benim gibi konuyu bir şekilde duymuş ancak tam olarak fikir sahibi olmayanlar için konuya biraz açıklık getirecektir bu paylaşımım:)
Astral seyahat terimi
Okültizm’de ve
Teozofi'de kullanılan bir terim olup, kişinin uyku gibi ruh ve beden bağlarının gevşediği hallerde
esîrî beden ya da astral beden (Spiritüalizm’de
duble) denilen süptil maddelerden oluşan bedeniyle fiziksel bedeni dışında, bilinci yerinde olarak, başka mekanlarda dolaşmak üzere yaptığı yolculuğu ve bu bedeniyle geçirdiği deneyimleri ifade eder.
Parapsikoloji'de bu, "beden-dışı deneyim" anlamındaki "out-of-body experience" (OBE) olarak,
Metapsişik'te ise "
şuur projeksiyonu" olarak adlandırılır.
İrâdi olarak gerçekleştirilebilmesi ve deneyim sırasında bilinçli olunması sebebiyle diğer beden-dışı deneyimler arasında özel bir yeri vardır.
Parapsikoloji laboratuarlarında yapılan deneylerde kişinin deneyim sırasında 5 duyu organı ile algılanabilecek bilgilerden daha fazlasına ulaşabildiği gözlemlenmiştir. Astral beden için duvar gibi fiziksel nesneler ve uzaklık bir engel oluşturmayacağı ileri sürülür. Yani, kişi bu bedeniyle bir anda kıtalar arası yolculuk yapabilir ve maddi engellerin içinden geçebilir. Fiziksel bedenden çıkıldığında öte-alem varlıklarının görülebileceği de ileri sürülmektedir. Uyku sırasında yapılan astral seyahat fiziksel bedene dönüldüğünde bir
rüya tarzında anımsanmaktadır. Astral seyahatin, okült ve teozofik kaynaklarda ve birçok araştırmacının çalışmalarında "irâdi olarak fiziksel bedenden ayrılma" şeklinde tanımlanmasına karşın (Dr.Scott ROGO, Leaving The Body, 1983), İngiliz parapsikolog Celia Gren bir ayrım yapmış ve “fiziksel beden-dışı deneyimler”den kendiliğinden (irade-dışı) oluşanları için ekzomatik deneyim (ecsomatic experience) terimini ortaya atmıştır.
Konu hakkında en fazla araştırma yapmış kişilerden biri araştırmalarını "Journeys Out of Body" adlı kitabında aktaran
Robert Monroe’dur. Halen
Amerika Birleşik Devletleri'nde Monroe Enstitüsü adıyla bilinen bir kurum bu konuda çalışmalarını sürdürmektedir. Astral seyahat hakkında ayrıntılı bilgi, Ege Meta Yayınları'ndan çıkan Astral Seyahat Teknikleri isimli kitapta bulunabilir.
***
Beden dışı deneyim (OBE - out of body experience) öldükten sonra ruhun yaşamına devam etmesi zihnin vücuda bağımlı olmadığını gösterir. İslam inancında da ölüm sonrası yaşam, kabir azabı ve benzeri inançlar öldükten sonra da tam bir bilinçlilik içerisinde olunduğuna kanıt teşkil edebilir. bu kavrama göre zihin bazı yönlerden bağımsız bir bütündür. Bu da zihnin ölümden önce vücuttan ayrılabileceği ve vücuda herhangi bir zarar vermeden dönebileceği gibi bir olasılığın varlığını gösterir. Bir araştırmaya göre Oxford Üniversitesi'nde görüşmeye alınan öğrencilerin %34'ü kimi zaman vücutlarının dışından kendilerini seyretmeleri gibi bir tecrübe yaşadıkları saptanmıştır. Ernest Hemingway, Arthur Koestler, Vircinia Woolf, D.H. Lawrence gibi yazarlarda bu tür tecrübeleri yaşadıklarını belirtmişlerdir. Cenk Koray'da kendi başından geçen bir olayda koltukta otururken birden koltuktaki fiziksel bedenini seyrederken bulduğunu söylemişti. Vücuttan ayrılma olgusu, yaşamın tehlikede olduğu yada tehlikedeymiş gibi göründüğü zamanlarda, aşırı fiziksel gerilim koşullarında, genellikle kendiliğinden çıkış bir çok defa söylenmiştir. Bu tür insanlar olay sırasında (rüyadaymış gibi) olaya ilgisiz bedenlerini izlemişler çoğu kez uzun bir süreden sonra kendi vücutlarına baktıklarının farkına varabilmişlerdir. Demek ki farkındalık her yerde olduğu gibi burada da büyük rol oynuyor. Tipik bir boğulma olayından yaşama dönen bir kazazede vücuttan ayrılma tecrübesini söyle aktarıyor: "Babamın teknesinde çalışırken kardeşlerimi büyük bir korkuyla ayak bileklerime asılırken gördüm, bedenim denizin dibine doğru çekiliyordu, boğulmak üzereyken babamın da yardıma geldiğini korkuya kapılmış kardeşlerinim eve doğru koştuğunu gördüm. Babamın bütün uğraşı beni kurtarmaktı ve bende vücuduma dönmeye çalışıyordum." O halde, vücut dışı deneyim (Astral Seyahat) var mıdır? Tabii ki kişi kendisi böyle bir deneyim yaşamadan tam bir inanç sahibi sanırım olamaz. zaten böyle bir deneyim geçirdikten sonrada inanmış değil bilmiş oluruz. Bazen de bir kimse ölmek üzereyken yada öldüğü anda bir yakınına hayalet biçiminde görünür. Buna benzer bir olay hermetics.org yazılar bölümünde mevcut. Eski Mısır'lılarda ruhun yada Ba'nın ölümden sonra vücudun üstüne yükselen ve kuşa benzer bir varlık olduğuna inandıklarını dair duvar resimleri mevcuttur."İNSAN, GİZLİ KALMIŞ ŞEYLERİ BİLMEK İÇİN NE KADAR ÇABALASA DA, GERİYE SAYILAMAYACAK KADAR ÇOK ŞEY KALIR Kİ HAKKINDA ANCAK "SANIRIM" DİYE KONUŞABİLİR"
Friedrich Von Logan.
Cadılıkta Astral Seyahat'in yeri ve önemi büyüktür. Özellikle Engizisyon Mahkemeleri farklı bölgelerde yaşayan bir çok cadıyı sorguladıklarında cadılar belirli zamanlarda Astral Boyutun belirli bir bölgesinde ayin yaptıklarını söylemeleri kayıtlara geçmiştir. Austen Osman Spare de "Cadı Annem" (küçük yaşta kendisine okült konularda yardım etmiş bir cadı) dediği kişiyle yılın belli zamanlarında Astral ayinlere katıldığını söylemektedir. A.O. Spare'i incelediğimizde en çok üzerinde durduğu konu "uyku uyanıklık arası" dönemidir. Bu da söylediklerini bana göre destekler niteliktedir. Çeşitli kayıtlara göre cadılar "uçma merhemi" denilen bir ilacı kullanarak, astral çıkışı gerçekleştiriyorlardı. Bir yağda kaynatılmış yabani havuç, baldıran otu, beş parmak otu, köpek üzümü, güzel avrat odu, adamotu, kaplan boğan, boru otu gibi zehirli ve uyuşturucu maddeler içeren bu merhem çıplak vücudun her yerine iyicene ovularak sürülür ve bu sayede merhemde kullanılan bitkilerin yardımıyla cadı koma haline benzer bir hal alır, Fiziksel Beden'den Astral Beden ayrılır. Astral boyuta çıkıldıktan sonra kendilerine verilen koç, keçi, süpürge türü Astral araçlarla ayin yerine uçarak gittikleri orada dünyanın farklı bölgelerinden gelen bazılarına göre 100 bazılarına göre daha fazla cadıyla ayine katıldıklarını söylemeleri ve hepsinin de yaklaşık aynı cevabı vermeleri gerçekten ilgi çekicidir. Fakat Engizisyon Mahkemeleri bu cadıları suçlu bulup canlı canlı yakma cezasına çarptırdığı için bu cadıların bir çok bilgisi bu zamana ulaşamadan ne yazık ki yok olmasına sebep olmuştur. (Bu tür tarifler günümüzdeki okült kaynaklarında halen mevcuttur ama ne kadar işe yararlar...?)