31.03.09 selam günlük
bir gün daha geçti hayatımızdan.
beynimde zaman ileri değil geriye doğru çalışıyor benim için artık. çünkü eskiye dönmeye ve geride kalanları gerçekten "geride" bırakmaya çalışıyorum. geride kalmazlarsa ilerim olmuyor çünkü. bende geriye gidiyorum olabildiğince geriye. bugünün temellerini attığım "an"lara.
bugün ilginç bir kadın örneği dinledim. yine geçenlerdekine benzeyen bir örnek. kendini kaybetmiş, elleriyle kişisel kıyamatini hazırlayan ve en kötüsü farkında bile olmayan bir örnek. kendini kaybetmişliğin, başkalarına da nasıl kaybettireceğinin örneğiydi benim için.
emin olamadım ama Allah'tan sürekli beklediğim işaretlerden biriydi belki bu. ben kendimi affetmekte bu kadar zorlanırken insanların neler yaşadıklarını ve neleri affetmeleri gerektiğini görmemi sağlayan uç bir örnekti. belki Allah bana "hey bak! en azından senin masumane çabaların vardı. hata diye adlandırdığın yaşanmışlıklarını çıkar için değil, sadece sevilmek için, onay için yaptın. bak ne kadar şanslısın ki farkına vardın ve önce kendini sevmen gerektiğini anladın! silkin ve kendine gel cezanı çektin!" şükürler olsun...
şükürler olsun ki ben ne olursa olsun farkındayım. bu bile kendimi ödüllendirmem için bir sebep.
ben anladım ve yaşadıklarımın da hastalıklarımın da sorumlusunun düşüncelerim olduğunu kabullendim. kabullenmekten öte HAREKETE GEÇTİM!!!!! her hastalandığımda mikropları suçlamadım. bildim sorunun "düşünce mikroplarından" olduğunu. hiçbir tahlilin hiçbir doktorun tedavi edemeyeceği bir hastalık olduğunu. olumsuzluk hastalığı, kendinden nefret hastalığı, suçluluk hastalığı, kaçış hastalığı... gider de gider..
şükür ki farkındayım. şükür ki Allah yanımda onu unutmaya başlamışken tekrar hatırladım. şükür ki bir ucundan tutum. şükür ki yaşadıklarımı yaşadım..
insanın yaptıklarının sorumluluğunu alması çok zor. doğrular için "ben" demek çok kolayken yanlışlar için zor, zordan da öte. ama ben farkındayım. ve sorumlulukları teker teker üstüme alıyorum. her şeyden önce kendime dürüst oluyorum. yalan söylediysem söyledim diyorum. ama şu şu olmuştu demiyorum. söyledim. bitti! güzel bir duygu bu. kontrol bendeymiş gibi hissettiriyor. ama kontrollü bir kontrol... (harika bir tanımlama)
ve en güzeli ne biliyor musun? Allah'a havale etmek. onun rolünü oynamaya çalışmadan, amaçsız ve bilinçsizce her şeyi kontrol etmeye çalışmadan, sadace yapabileceklerinin sınırını bilmek ve yapamadığın noktada güvendiğin yüksek bir merciiye havale etmek. bilmediğini kabul etmek. her şeyi yapabilir bilebilir gibi davranmamak. bazen bilmediklerinden de mutlu olmak. güvenmek ya.. güvenmek..
ben iyiyim günlük. benzin istasyonunu buldum. tın tın elimde bidonla yürüdüm. kontağı çalıştırdım tekrar. ayağım gazda...
__________________ more than just a girl... |