Son günlerde arasıra tekrar takılmaya başladım siteye. Aklıma geldi yazayım dedim. Yeniden merhaba
en son olarak ne yazdığımı hatırlamıyorum, sıfırdan başlamış gibi yazmalıyım diye düşünüyorum sonuçta değişim için buradayım
ne kadar uğraşsan da bazen birşeylerin değişmediği hissine kapılırsın, sanki hayat hep aynı sıkıntılarla hep aynı sorunlarla tepene binen karabasan gibidir, ama değişim daima vardır unutma
insan bu değişimi bazen algılayamayabilir, evrim değişimin temel kanıtı, değişim ise evrimin kaynağıdır diyordu içimdeki bir ses
ses bazen bir o kadar yakın bazen de bir o kadar da uzak geliyordu. Okuduğum bir kamale kalmış hafızamın biryerlerinde
evren değişim geçiriyorsa insan da değişim geçiriyor. Çünkü her insan evrenin bir temsilcisidir. Bir dünyadır insan
ve bu dünya sahip olduğu atomlardan hüclere, hücrelerden dokularına varıncaya kadar belli bir sürece uygun hareket eder. Bu değişimin kaynağını veya hangi düzene göre gerçeleştiğini ne bilim çözmüştür ne de tıb
meraklandırmadan anlatayım nedir bu değişim? Bu değişim insanoğulunun dna'sındaki sarmal sayısının artabileceği ihtimalidir. Örneğin iki sarmallı bir dna'nın zaman içerisinde 7 sarmala kadar çıkacağı iddası atıldı bilimde
ilk başta hayretler içerisinde okudum bu bilgiyi, bu ne demekti, sadece iki sarmallı dna'sı ile dünyayı kasıp kavuran bir varlık olan insan 7 sarmallı daha komleks bir yapıya ulaşınca ne olacaktı? Birde bakmışsınki havalarda uçabiliyorsun
şu anki aklımın alamayacağı şeyleri yapabilmek anlamına geliyordu bu iddia. Uçmak, görünmez olmak, kaşıkları çatalları bükebilmek, bu günler gelecek miydi
tarihte böyle bir olay yaşanmadı bundan sonra da yaşanmaz diyordu diyordu içimdeki bir ses, değişim taraftarı bir diğer benle inatlaşarak
insanlık tarihinde uçabilen insan var mıydı yok muydu bilemezdim ama bilinç varsa inanmak da vardır eylem de
malesef fiziğin mutlak üstünlüğüne savunan bir yanım bunun olamayacağını sürdürüyordu, oyanımmucizelere inanmaktan yoksun
kendimle içsel konuşmalarımı yoğunlaştırdığım zamanlarda böyle bir ikilem de çıkıyordu ortaya. Zaman zaman kendi kendime üstad değimi hatırlıyorum. Ne kadar tuhaf bir hitap üstad
ömür buiçkonuşmalarla gecip gidecek miydi
mutlaka bir sonuca varmalıyım diye düşünüyordum, bu düşünce yankılanıyordu kafamın bir köşesinde çok derinden ama bir o kadar keskin
üstelik sürekli de
resmini çizmiştim adeta değişimin hayallerimde, nasıl bir ata dönüşebiliyorsa tay
girişte boş bir sayfaydı hayat, satırı, çizgisi başı sonu olmayan, temiz beyaz bir sayfa
ömürilerledikçe üzerine birşeyler karalıyorduk
zerre kadar küçük bir çizik bile sanırım etkiliyordu tüm hayatı
loşışıkta uzanmış yatan bir adamı anımsatıyordu hayatım, dingin, mat ve sarhoş
üzerimdeki sis perdesini tek bir şey aralayabilirdi onun adı umut
merakı da ekledik mi umuda, artık harekete geçme vakti gelmiş demektir. Yeniden yazabilmek için tüm sayfaları
...
Asla vazgeçmeyecektim değişimden, kapılarımı açtım. Tüm bunları yapmak için ihtiyacım olan şeylere sahiptim. En önemlisi ise sabır
yeni bir hayat demekti değişim, karalanması gereken yeni bir sayfa.
Şevkle yola koyulmalıydım
en güçlü duygu dediğim gururum da her zaman olduğu gibi yanımda
günler geçip gidiyor diyordum kendime ey muhterem zad
üzülmeye değer mi, kalk toparlan, kenara bırak tüm dertleri, değişim zamanla olur, anlık değişim olsun diye uğraşmak ne kadar mantıklı
lakin eksik birşeyler mi vardı hayatımda ve dönüp dolaşıp durduğum tek bir sonuca ulaşıyordum: neden