Alıntı:
burdayım2006 Nickli Üyeden Alıntı
demin birdenbire hüngür hüngür ağlamaya başladım 88
içimden bir ses dedi ki hepsi bitti,
bütün o sıkıntılar, bunalmalar, hepsi geride kaldı
uzun bir kabustan uyanıyormuş gibiyim
sevinçten ağlamak nasıl olurmuş
hüngür hüngür nasıl ağlanırmış sevinçten
bu telkinler, duyguları inanılmaz harekete geçiriyor |
Ağlamak güzeldir. Süzülürken yaşlar gözünden, sakın utanma. Ağlamak; öfke, delice nefret. Doruklarda aşk, doyumsuz sevinç, kahreden keder kısaca hayat...
Ağlarken belki sevinçten, belki de üzüntüden… ağlamanın güzel olup olmadığını düşünmeden akar gözyaşları, beden adeta “yeter bana bu kadarı fazla” der gibi atmaya çalışır fazla gelen duyguları.
Sevinç gözyaşları yaz yağmuru gibi… ama ya kederle akanlar? Tıpkı karabulutlar gibi içimizde biriktirdiğimiz, farkında olarak veya olmayarak kendimize yük edindiğimiz olumsuzluklar… gün gelir patlak verir bir yerlerden… kimi hiddetle, kimi şiddetle kimi de gözyaşıyla. Ağlamak kadına yakıştırılır hep, erkek adam ağlamaz derler. Ha kadın ha erkek ne fark eder ki ikisi de insan maya aynı maya. Ağlamaktan değil ağlayamamaktan korkmalı insan, içine taş gibi oturmuşluktan, yüreğinin katılığından, hissizleşmekten…
Ağlamak… tıpkı doğanın yağmurla temizlenişi gibi bedene. Ve arkasından güneş çıkışı gibi bir ferahlama…
Dipte köşede kalanları da telkinler sayesinde atıyoruz diye bakıyorum nedensiz ağlayışlarla…