Üsteğmen
Üyelik tarihi: Mar 2009
Mesajlar: 425
Tesekkür: 590
607 Mesajinıza toplam 3,768 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Eskilerim ; 03-03-2007 sıkıldım kabullenmelerden...içimdeki küskün militan isyan etmek istiyor...
önce açmalı pencereleri, havalanmalı içerisi...''bu son ışık'' deyip sarıldığım,bir türlü bırakmayı beceremediğim ne kadar gölge varsa silinmeli...ve sonra kapanmalı teker teker tüm kapılar ve pencereler...davetsiz hüzünler sızmamalı artık kapı aralıklarından...valizlerinde bolca gözyaşı varken hele...birazdan kalkacağım yerimden usulca, perdeleri çekeceğim, kilitleyeceğim kalbimi üstüme,
...ve geçmesini bekleyeceğim... 05-03-2007 cehennemim...
senin olduğun yer cennetken bana, yanıyor olmayı umursamayacağım...ellerin diye uzanacağım alevlere...ateş kırmızısının yerini gözlerinin mavisi alacak...canım yandıkça ''şükür!'' diyeceğim; yanımdasın diye...
değişmeyeceğim dipsiz çukurları,sensiz cennetlere...savrulayım karanlığın sonu gelmezliğinde,başımı dizine koyduğumda dinleneceğim...
sensizliğin cehennemindeyim...tutar mısın ellerimden?..korkuyorum.... 06-03-2007 öldürüyor sensizlik...
öldürüyorsun yokluğunla...
şikayetim yok ama..
öldükçe sana dirileceğim,
öldükçe senle dirileceğim... 07-03-2007 ALINTI
Alıp başını gitmek istersin.
Bilmediğin, bilinmediğin,
Çözmediğin, çözülmediğin bir denkleme...
Biraz ürkek düşünürsün...
Biraz kekeme.... ' Üstüme gelme hayat!
Bundan sana ne...? ! '
Kekemeliğin korkularındandır...
Giderken bile; gidene değil de
Geride kalana aklın takılır...
Bir yanına yatarsın ' git.. ' der
bir yanın ' kalmalısın... '
Geceleri hep uykusuz kalırsın...
Ayağına pranga olur tüm düşündüklerin...
Gitmeden daha
Sen; gider gider gelirsin... ' Üstüme gelme hayat....
beni bilirsin....'
Kaldığın bu yerde
Harcadığın yılların gelir aklına...
Bir bir sayarsın...
Toplarsın, çarparsın,
Böler, çıkarırsın...
Bakkal defteri kadar kalın...
Bakkal defteri kadar karmaşa...
İçinden bin bir küfür
' Sümme haşa...! Sümme haşa...! '
Farkedersin ki hayatı
Arka sokaklarda dolanarak yaşarsın...
Kabarmış hesabından kaçarsın... ' Üstüme gelme hayat...!
Daha neyi alacaksın..? ! ' Hep sevmişsindir aslında...
Hep ama hep sevmişsindir...
Birini sevmişsindir sonra...
Sonra birini daha...
Birini daha...
Daha....! ?
Her gelip geçen gemiye aşık olmuşsundur..
Gemiler gitmiş
Sen yorulmuşsundur...
' Üstüme gelme hayat....!
Gemi olmuşmusundur..? '
Kocaman bir mahalleden
Daracık bir sokağa.
Sokaktan ufacık bir eve
Evden odaya.... Yağlarından tiksinir gibi
Kurtulmak ister gibi
Kapatmışsındır kalabalıklara kendini...
Gitgide yanlız kalmışsındır...
Yalın yaşanan gecelerde
Gitmekle kalmak arasında dolanırken...
Beynine bir silah gibi dayamışsındır korkularını...
Yalnız...Korkak...Kekeme....
' Üstüme gelme hayat...!
Kıyarım kendime....! '
///Cafer YILMAZ 11-03-2007 sussun şimdi herşey...müzik bile..
giremesin senle aramıza hava bile..
sen içimin hayat ışığı, sen gözlerimin nemi, sen yaşama sebebim...uzanayım şimdi yanına..farketmez mezarda bile olsak...ruhum ısınsın ruhunun tanıdık kokusuyla...ve gözlerin bakmasın benden başkasına...
kelimeler de kaybetsin kendini, dansetsin bu gece, uçuşsunlar havada, aşkla...bak işte böyle... 22-03-2007 biz ''tutunamayanlar'' için bir gece daha sona yaklaştı...sabah olduğunda, bilmem kaçıncı saçmalık döngüsü başlayacak yine...hayat koşacak bizim yerimize...biz ölümü soluyacağız hepinizin yerine...
en yaşarken hem de...
''biz'' diyemeyecek kadar yokum şimdi...kalabalık olduğumu sanırken de var değildim...
biraz karışık, farkındayım...ve fazlaca anlamsız...ne yapayım, daha fazla anlamlandıramadım...hayatı...
birkaç kırık cümle işte...susuversin şimdi...çoktan olması gerektiği gibi... 23-03-2007 sabahtan beri bir kına kokusu burnumda...çocukluğumun en özel kokusu...hani ''uyumazsan kınan tutmaz!'', ''köpekler havlamadan uyuman lazım..''masallarıyla harman edilen,avuç içimi buruş buruş boyayan,heyecandan uyutmayan kına...
bir ara da kiraz kokusu gitmiyordu burnumdan...iyice sınıra yaklaştım demek ki...ya da çoktan geçtim de farkında değilim...delilik zor zanaat...
farkında olduğum; çok özlediğim...cevizler daha yeni oluyorken bahçenin kuytularında ellerim ceviz lekesi...kiraz ağacının en tepesindeyken,çıkıveren rüzgar...binbir merakla kazılan bahçe köşeleri...ırmak kenarında balık tutma sohbetleri...okul sonrası forma bir tarafa fırlatılıp çağla ağaçlarıyla yarenlik...ellerime dikenler bata bata toplanan böğürtlenler...evin çatısına çıkılıp gelene geçene fırlatılan cevizler...
ve derin bir sessizlik...acaba anılar eskidikçe mi oluşuyor bu sanı,yoksa gerçekten her istendiğinde bulunuyor muydu ıssız bir köşe?
upuzun çamaşır yıkama günleri...günün sonunda bahçede bir leğende yıkanacağını bilmenin çaresizliği...( )
ve kirlerin yıkamakla çıkacağını bilmenin huzuru...
sıcak,uykulu öğleden sonraları...uykunun ne ele geçmez nimet olduğunu bilmeme saadeti...bahçenin her yanını dolaşan küçük su arklarını koca nehirler gibi hayal etme özgürlüğü...ve o koca nehirleri çocuk adımlarınla aşmanın mutluluğu...
çocukluğum...insanlığım...yok,insanlık daha sonraya rastlıyor..önce melekliğim... 25-03-2007 nasıl bağıra bağıra ağlamak geliyor içimden...nasıl ıssız bir yere ihtiyacım var şimdi anlatamam...
içim öyle acıyor ki,acaba diyorum şöyle çok acı biber yesem,bastırır mı?
görünürde hiç sebep yokken,ya da sebebi bulamadan gitmek istediniz mi hiç?en uzağa..orası neresiyse artık...sizi geriye,buraya mesela,bağlayan hiçbir bağınız olmadan...bir el valizi hafifliğiyle...dönmemecesine hem de...
ağlamak istiyorum...ağlaya ağlaya gitmek...sebebi de biliyorum üstelik...öyle çok eksiğim var ki,fazlayım buralarda...
giderken kendini de götürmek isteyebiliyorsan kolay...ya kaçmak istediğin kendinse?!
gidecek yer yok o zaman...belki cehennem...o da korkutmuyor,tadını biliyorum çünkü... 25-03-2007 bu,bahar değil anne...buraya bahar gelmiyor...kışla ısıtmaya çalışıyorken henüz ruhumuzu,yaz kavuruveriyor ayazıyla...
kiraz kuşları ötmeden bahar gelmez ki oysa...erik çağlalarını günbegün çocuk sabırsızlığıyla ölçmeden büyümüş mü diye...papatya sarmamışsa her yanı...toprak kokmuyorsa tüm benliğin?
çimen görmüyorsam nasıl anlarım baharın geldiğini...sen bahçemizde ocak yakıp sacta börekler pişirmiyorsan bahar kokar mı orası?bu kaçıncı bahar, iki mi,üç mü?babam bahçemizi çapalamıyor değil mi artık?sen de gizlice özlüyor musun anne?özlemek gururuna dokunuyor mu senin de?
bazen susmak bile yoruyor mu seni de? 26-03-2007 ne eksildi yine?fazla gelen neydi peki?
sen ''nefes almak'' için gittin benden...bense sensiz nefes almayı bilmiyordum...bilmiyorum!
sen ''özgürlüğü'' seçtin...bense gölgenden başka saltanat tanımıyordum...tanımıyorum!
sen ''uzakları'' vatan ettin kendine...bense sensizlikten başkasını gurbet görmüyordum...görmüyorum!
sen yaşıyorsun...bense................................ ..............................
........
off neyse ne!... 29-03-2007 tutunduğum eller bir bir bıraktı uçurum kenarlarında...ellerim en iyi, ayazın sıcağını bilir bu yüzden...olsun,alıştım ben...
bir duvar dibi lazım bana şimdi...yol ortasında rüzgarın tokatladığı olmaktan yoruldum...köşeye çekilmek istiyorum...susmak sadece...ölüm kadar sessiz kalmak...
senden geriye baş ağrıları kaldı, bir de akşam üstleri aniden gelen ağlama nöbetleri...sebepsiz...
atlatırım bunu da değil mi?atlatır mıyım? 01-04-2007 mektuplar biriktirdim sana,sayfalarca...ben yokken...
içimin tüm coşkusuyla gevezelik ettim seninle...ve içimin tüm hüznüyle sustum günlerce...sustum ve omzunda ağladım...sen yokken...
bildiğim tüm kelimeleri unutana kadar döktüm içimi sana...senden ne kaldıysa...
bazen öyle kırdın ki beni, olmayışınla, kavga ettim senden başka herkesle sen yerine...yine de bir sen bildin gözyaşımın nedenini...
sorular sordum sana,senin asla cevap vermediğin...benimse cevap vermeye cesaret edemeyeceğim...
çok şey beklemedim senden...küsmedim de sana hiç...bütün gün sürmüşse de kavgamız biz barışık girdik yatağa...hep affettim ne varsa aramızda ve öyle sarıldım yokluğuna...
ve her gece dualarla emanet edip seni Allah'a, adaklar adadım var olman için...
__________________ Evrenin sonsuz seçenek ve sınırsız bolluktan oluştuğunu biliyorum. Ben, yaratılışım itibarıyla, hayatta her şeyin en iyisini hak ediyorum… Sonsuz bolluk içinde, benim ve ailemin ihtiyaçları fazlasıyla ve kolaylıkla karşılanır ve ben sevgiyle hayatıma alırım. Ben, şimdi, kendim ve ailem için, zenginlik ve refah içinde olmanın özgürlük ve güven duygusunu hissetmeyi seçiyorum.(ismira insanından hediyedir!) |