Konu: Eskilerim ;
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07-04-2009, 02:01 AM   #6 (permalink)
Siyahça
Üsteğmen
 
Siyahça - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Mesajlar: 425
Tesekkür: 590
607 Mesajinıza toplam 3,768 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Siyahça has much to be proud ofSiyahça has much to be proud ofSiyahça has much to be proud ofSiyahça has much to be proud ofSiyahça has much to be proud ofSiyahça has much to be proud ofSiyahça has much to be proud ofSiyahça has much to be proud ofSiyahça has much to be proud ofSiyahça has much to be proud of
Standart Cevap: Eskilerim ;

01-04-2007

gittin...boğuyordum seni sevgimle...''nefes almalı''ydın...sen nefes al diye ben tuttum nefesimi...önemli değildi...

ben yaşardım bir şekilde, nefes alıp verişlerimin adı değil miydi yaşamak?...

yine de...

giderken çok şey bırakmadın bana...sadece, artık nefes almayan bir SEN!...




06-04-2007

duramıyorum melek bakışlım, susturamıyorum hıçkırıkları...ama büyüdüm artık, burnumu koluma silmiyorum...

söz vermiştik beraber ölmeye...yine mi tutmayacaksın sözünü? beni de götür lütfen,her nereye gideceksen...melekler cennete giderdi değil mi?ben gelemem ki o zaman...

canını vermek istediğinin yanında olamamak nasıl birşeydir biliyor musun?ya O'nun canının seni istememesi?O senin canındır,sense O'nun istemediği...

ben nefesimi tutuyorum sen gittiğinden beri...bundan sonra da gereksiz artık...istemiyorum senin olmadığın herhangi bir hayat!...

seni çok seviyorum...ama affetmeyeceğim, yanında olmama izin vermediğin için!...

şimdi tek duam: lütfen önce ben!...







07-04-2007

lütfen hasret bırakma artık beni sana...ve kırma artık gururumu...paramparçayım...

çok mu şey istiyorum?bir nefes sadece...birlikte son nefes....

Allah'ım içim kanıyor!çektim cezamı!razıyım ateşine!alıver artık beni...ben beceremiyorum gelmeyi...




11-04-2007

öyle itmişsin ki uzağına, yaklaşamıyorum yanına artık...

sen ''nefes alırken'', ben açtığın yarayı iyileştirmeye çalışıyordum...gördük ki, insan aşka balıklama atlarsa, kafa üstü çakılmaya da hazırlıklı olmalı...ben asla hazır olamadım...

olsun...öğrendim senden DE birşeyler...sen kızarsın o -de bağlacına...yok, merak etme,yarışamaz kimse senle...senden hayatımın en büyük dersini aldım ben!

-sev-me...
-sev-sen de as-la bel-li et-me...
-gururunu mukaddes bil herşeyden...aşktan bile!

dilenmeye alışmak yeterince kötüydü...ama en kötüsü boş çevrilmeye alışmak oldu!




12-04-2007

sırtını dönmen için izin almanı şart koşan bir terbiyenin etkisiyle;

arada kilometreler varken de uyunur birlikte..

uzağına attığından beri, zorla toprağına tutunan köklerim yeniden savruluyor...küstüm sana...sırtımı dönebilir miyim şimdi?





16-04-2007

hiçbir şeyim olmak için ne çok uğraştın...herşeyim olmak yetmedi sana değil mi?

şimdi madem kimsem değilsin,bırak beni kimsesizliğimle...iz kalmasın senden...

kabuk bağlayacağın günü bekliyorum, ölmeyi beklediğim gibi...






17-04-2007

yerimdeyim...ben bıraktığın yerdeyim...bıraktığın gibi değilim pek...sen seviyorsun diye uzattığım saçlarımı kestirdim bugün...tebessümün anlamını unuttum epeydir...arada bir, gereksiz histerik bir kahkaha...yok,delirmedim henüz...

en neşeli nota bile ''ağla!'' komutu veriyor sanki gözlerime...engel olamıyorum kendime...engel olmuyorum...birşeylerin diyetini ödediğimi biliyorum...senle canlanan yaşama isteğimin belki...hayat yabani bir peri kızı gibi, kendini sevenleri mutlaka pişman ediyor...ya da bana kastı var...yaşadığımı belli etmeden yaşayıp gidiyorum işte...yok,delirmedim henüz...

bütün gün koşturdum,çırpındım; sen gelme aklıma diye...ama gece yalanı sevmiyor...gece emrediyor; senden başka şey düşünmüyorum...başka şey de bilmiyorum...yok,delirmedim henüz...biraz daha vakit var...




22-04-2007

iki tarafını, dalları gökyüzüne değen ağaçların çevrelediği koyu gölgeli bir yolda yürüyorum...başım önümde ama üzerime düşen gölgelerin dansedişlerini hissedebiliyorum...yalınayağım...ayağıma batan çakıl taşları var, görüyorum ama acıyı algılayamıyorum...

üzerimde ''herzamanki gibi'' beyaz tülden bir elbise var...hem yürüyorum hem bu giysinin bilinçaltımdaki anlamını çözmeye çalışıyorum...ve buluyorum sebebi...neden yara etmiş bu?oysa kendim seçtim gelinlik giymemeyi...etekleri uçuşuyor beyaz elbisemin...aldırmıyorum...

yürüyorum...yolun nereye çıkacağını merak ederek...aslında merak sayılmaz bu...içimde bir yerlerde var bunun cevabı...ama bu sefer korkuyorum cevabı aramaya...başım sanki boynuma rapdedilmiş gibi kaldırmıyorum yerden...belki baksam göreceğim...bakmıyorum...

iki yanımdaki ağaçların hareketliliği çarpıyor gözüme...mevsimler değişiyor!yapraklar savruldukça önüme, üşüyorum...yaz arkada kalıyor, dönemiyorum...ve bahar hiç gelmeyecek, biliyorum!...ağlıyorum...

beni gören birileri var mı diye tedirgin oluyorum...ağlamak ayıptı çünkü...sonra buz gibi bir gerçek çarpıyor yüzüme...yalnızım!...içim titriyor...ve tutmuyorum artık kendimi...hıçkırıyorum...

yürüyorum...durup dinlenmek istedikçe sert soğuk bir rüzgar arkamdan itiyor,hissediyorum...yorgunum...ayaklarımdan sızan kanların oluşturduğu, yerdeki izlerime bakıyorum...biri benim buradan geçtiğimi bilecek...gülümsüyorum...biri? kalbimizin aynı anda aynı ritmle attığı birini düşünüyorum...yüzyıllar kadar eski sanki...unutuyorum!...





03-05-2007

uyuyor musun gözümün bebeği?

ben ağzımda o kurşun tat, gözlerimi sıkarken ağlamayayım diye...ben gecenin en dibinde, kimsesizliğimin devasalığından korkup titrerken...

sen de korkuyor musun ölümden?koşa koşa varmak istediğin yer, kabusun oluyor mu bazen?sen söyle sırrım;ölüme yaklaştığını bilmek arttırıyor mu vedaların hüznünü?büyüyor mu yetimliğin?

hayatın gözlerini acıtan ışıltısından kaçmak isterken bir gölge serinliğe, en dipsiz siyahlıkta alev almak...varacağın yerin dehşetinden eminsen yola çıkmanın heyecanı kalmıyor değil mi?yine de durmuyor ayakların...

hiç susmayacak mı içimizin yargıcı?kaç darağacı daha lazım aşkın temizlenmesi için?kaç af lazım vicdanın hücresinden azad olmaya?

bitecek mi birgün?

bittiğinde ben kalacak mıyım?

uyu gözümün bebeği...uyuyabilirsem rüyama gel bir kerecik...yüz yıl azap için son bir günah daha...elimi tut bu gece.............................




03-05-2007

öyle yorgunum ki, hemen burada bırakasım var...topu topu birkaç anı çocukluğumdan...başka şey almayayım yanıma...geri kalan ne varsa bağışlayayım ömrü kısalara...

soruların olmadığı,cevapların aranmadığı yere...suskunluğun cezasının ''deli'' yaftası olmadığı yere...sevmelere bedel ödettirilmeyen yere...olmayan yere...hiçliğe!...

koca bir vicdan yarasıyla nereye kadar sürüklerim bu cesedi?hayat aktı gitti çoktan gözlerimden...acının tortusunu bırakarak geriye...katmerleşmiş irinleşmiş nasırlaşmış bir derin acı...


bahar var orda bir yerde, biliyorum...sonsuz...''sonsuz''un can yakmadığı bir bahar...yeterince derin uyursam görür müyüm?





05-05-2007

garipti bu sefer...şaşılacak kadar huzurluydum...ılık bir yerdi...üşütmeyen ve terletmeyen bir iklim...üzerimdeki giysiler varla yok arası, ipek gibi bir dokumaydı...vücudumu hissetmiyordum...daha doğrusu kendimi vücudumdan ayrı algılıyordum...kendime yukarıdan bakabiliyordum...hiçbir acı yoktu...alabildiğine huzur...hem şaşkındım hem gitgide tedirgin oluyordum...kafamda bunca düşünce varken, içim bu kadar yaralıyken böylesine huzurlu olamazdım...bir gariplik vardı...insan tüm kaygılarından ancak öldüğünde arınır...işte o zaman ölmüş ya da ölmek üzere olabileceğim geldi aklıma...korktum!...sorgulanacak mıydım?cezalandırılacak mıydım?O beni sevmezdi pek...haklıydı!ama...sevmese şu ömrümce görmediğim huzuru hediye eder miydi bana?belki yanılsama...ama burda şimdi...huzur benimle kalabilirdi, onu sorularımla bozan bendim!cenneti cehenneme çeviren vicdanımdı!rahatladım anlayınca...huzur ne değerli, ne lezzetli bir şeymiş...ve geriye kalan herşey ne önemsizmiş...sustum ve teşekkür ettim...

sonra...uyandım...uyandığımda vicdanım yanımdaydı...sarıldım üşümemek için...ateş olduğunu bile bile...


__________________

Evrenin sonsuz seçenek ve sınırsız bolluktan oluştuğunu biliyorum. Ben, yaratılışım itibarıyla, hayatta her şeyin en iyisini hak ediyorum… Sonsuz bolluk içinde, benim ve ailemin ihtiyaçları fazlasıyla ve kolaylıkla karşılanır ve ben sevgiyle hayatıma alırım. Ben, şimdi, kendim ve ailem için, zenginlik ve refah içinde olmanın özgürlük ve güven duygusunu hissetmeyi seçiyorum.(ismira insanından hediyedir!)
Siyahça isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla