Üsteğmen
Üyelik tarihi: Mar 2009
Mesajlar: 425
Tesekkür: 590
607 Mesajinıza toplam 3,768 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Eskilerim ; 01-06-2007 ey gururlu MüNZeVi;
kaldır başını biraz...gözlerin haketmedi mi artık, yerin kahverengisi yerine göğün özgür mavisini?!
unut göz yaşının tadını...sil kalbinin tellerinden bildiğin tüm notaları...göm aşkı en derine...yalnızlıktan başka yoldaş arama yanına...gururundan başkasını duyma...kapat tüm sözlere kulağını...onlarca tecrübe, fısıldasın sana hayatın TEK doğrusunu...
itibar etme yaldızlı iltifatlara...insanın başkasında sevdiği şey, kendi aksidir...oyalanma aynalarla artık! sırrın ötesine bak sen...suretlerle dolsa da dört yanın, asl'a dik gözlerini korkusuzca...
sessizliğini armağan et, kalbini isteyenlere...cesedini sun hayatını çekiştirenlere...sorularını yut, cevaplar sahte...cevap verme hiçbir çelişkiye...hayal kırıklığı bekleme artık duvarına tuğla eklemek için...senin hayal kırıklıklarınla surlar yükselirdi taa vadedilen cehenneme kadar...
öyle yükseltki kaleni, ışık bile sızmasın içeriye...hayatın göz kamaştıran sahteliğine aldanma, yolunu bulduracaktır en karanlıkta bile, onurunun nuru...
kalabalıklar giremesin yalnızlıkla arana...bilmesin SIRrını en usta sevgi arsızları bile...etrafın insan yığınlarıyla doluyken öyle maharetle gizlen ki ruhunun KUYTUsuna, göremesin en keskin gözlü dostluk avcıları bile...
hadi tak şimdi maskeni, çekil usulca iNZiVaYa, ıssızlığının hira'sında... 02-06-2007 öyle bir gitmelisin ki, yeni geliyorsun sanmalılar...
sen gülümserken kaygısızca, onlar da gülmeli ''anlamsızca''...
incitmemeli gidişin, sende de incinecek birşey kalmamış olmalı arkada kalandan...
sessizce olmalı gidişin, cümlelerini hakedene, anlayabilene saklamalısın...
veda edenin olmamalı sen giderken, her veda yeni bir ''hoş geldin'' i kabul ediştir...olmamalı senin geri dönüşlerin...
şimdi susmalı biraz, kapatmalı gözlerini yalanlara...
ama boyun eğdiğinden değil, değmediğinden!
sır olmalı gidişin, mesela bir gece yarısı.... 04-06-2007 ölmek lazım...nedensiz...neden aranmayacak kadar silikce...aniden...vedaya zaman bırakmadan...basitce...ayak altı edilmiş yükseklerin inadına basitçe...göze alarak gözden yitmeleri...sessizce...ruhunun geveze çığlıklarına yastık kapayıp...hasretten kaçarak en çok, ama hasret bırakmadan...
ölüm pek nazlı...benim cesaretim kaçak...beklemek esaret, gün yüzü görmemiş...
bitkin düştüm özlemekten...ve bu sabah hayata gömdüm kendimi!... 06-06-2007 neden hayatın tam tersi istikamette yürüdüğünde ölüme varmazsın?
hayatla bu kadar alakasız olman, hayatın senle tanıştığına memnun olmaması neden ölümle ''haşır-neşir'' etmez seni?
hayatla hasımsan ölümle neden hısım değilsin?
sorular neden var?
ya cevapları? onlar neden yok?!! 27-06-2007 düşüyorum hızla !..yüz yıldır düşüyormuşçasına yorgunum...ya da bu düşüşün içinde doğdum...gözlerim sımsıkı kapalı...nereye çarpacağımı görmek korkusundan...ve ellerim...boşlukta tutunacak yer aramak yerine göğsümde kavuşturulmuş sımsıkı...inatla...umutsuzlukla...
hızla açıyorum gözlerimi !..aynı anda doğruluyorum yattığım yerden...tam karşımda açık bir pencere...gri tülleri uçuşuyor rüzgarla...ağaç kokuyor rüzgar, toprak kokuyor...ve insan kokuyor; kalabalık, umursamaz, uzak...tutuyorum nefesimi...bilincim aydınlanıyor...
saçlarım uzamış...hangi zamandayım?zeminde halı yok...oysa sevmem çıplak odaları bilirsin...sen kimsin?ayaklarım...üşüyor ayaklarım...duvarları neden mavi ve griye boyamışlar?enine anlamsız bir çizgiyle ayırıp, mavi-gri...bir okullarda böyle boyanır duvarlar, bir de......hastanelerde...çelikten bir korku eziyor hücrelerimi...hislerinin, mesela korkunun cisimleştiği oldu mu hiç?senin kadar canlı, senin kadar somut, senden daha güçlü !...korkun çelik grisi, utancın duvar mavisi, kimsesizliğin beton karası...üzerine yürürler bir hastane odasının arsızlığıyla...
ve sorular...odanın ortasına üst üste yığılmış, karmakarışık, dikenli, kördüğüm sorular...her biri sırasını bekler zamana eziyet etmenin sadist keyfiyle...sırası geldikçe her bir soru işareti çengelinden asar seni mavi-gri odanın tavanına...cevapsızlıkla idam edilirsin yüzlerce defa !...
ben dışında her nesne cisimleşip üstüme geldikçe...korkuyorum bu kabusun asırlık tanıdıklığından...düşmek istiyorum geriye doğru, bilinmezin serin huzuruna...huzur !! neden uzak bu kadar? neden cismi yok huzurun?neden umut yalancı bir bulut gibi çekiliverdikçe önümden, kafamı çarpıyorum köksüzlüğün duvarına?her kabus böylesine maddeyken, benim maddem nerde?ellerim..?..göğsümde kavuşturulmuş sımsıkı...inatla...umutsuzlukla.........zorla !..
bağırıyorum maddemin güçsüz fısıltısıyla !..binlerce çığlığın uğultusu doluyor kulaklarıma...susuyorum bildiğim en tiz tonda...yenilmişliğim saçlarımı okşuyor rüzgarın elleriyle...nasırlı, güçlü, alaycı...
bilincim tanıdık kabusların eski ninnileriyle uyutuyor beni...itirazlarım açık pencereden uçup gidiyor insan kokan sokaklara...göz kapaklarım kabullenişin gölgeli ağırlığıyla kapanıyor...ben, cisimleşiyor ağır ağır...çaresizliğin olanca yüküyle...tanıyorum kendimi...yüzlerce var benden dışarıda...umursamaz bir maddeyim şimdi...hiçlik kadar saydam, yokluk kadar varım...hiç olmadığım kadar yokum şimdi... 28-06-2007 hiçlik kadar saydam, yokluk kadar varım...hiç olmadığım kadar yokum şimdi... 30-06-2007 yokluğa adım adım...adım aşk'tı doğarken...gördük yaşadıkça...adım ÖLÜM şimdi...
neyim varsa sana miras kalsın...tüm varlığım; kırık dökük kelimelerim...ben beceremedim anlatmayı, sen anladın mı ? 01-07-2007 GİT !..
Artık ödeyecek bedel kalmadı yaşadığım birkaç mutlu an'a karşılık...canımdan başka !...
onu da hediye sunarım sana, sen GİTtiğinde...
GİTMEzsen komadan çıkamayacak bu kalp...bak çoktan kan kaybetmeye başladı hayat...
GİT yoksa ''arkası yarın''ı olmayacak bu filmin...
her gelişin savurdu bahar çiçeklerimi...aşka kıyam duran ruhumu secde ettirdi gururuna...GİT, ben gitmeden kendimden !...
baharlar tükendi sen varken, cennet serabı gitgide uzaklaştı varlığının çöllerinde...ve içim buz tuttu sevginin hararetinden !...GİT ki yeniden huzur bulayım cehennemimde !...
GİT sadece...hişşttt sessizce !...ruhum duymasın sakın !... 09-01-2008 çöz zincirlerimi artık hayat ! düş yakamdan..ben gitmek istedikçe oyalama sahte renklerinle..hayal kurmanın faydası yok; al pembelerini-mavilerini-beyazlarını benden...bırak beni karalarımla...bırak beni benimle ! kendim bile kalabalıkken kendime, katlanamam başka zamirlere..soy beni gölge benlerden..en yalın halde kalayım, farketmez kürkler içinde ya da yalınayak..ben olayım..
ben susmak istedikçe yana yakıla, her besteden aynı nakaratı dinletme..dursun ruhumun şarkısı..eşlik edesim yok çok zamandır..
yalvarırım sustur içimdeki deliyi ! ne şiirler adasın artık sahte tanrılara, ne methiyeler düzsün uyduruk meleklere..ya aynımdan çıkar karşıma, ya yordurma beni kalpsizlere aşk anlatmaya !
kopar bağlarımı senden hayat..bırak gideyim, arkama bakmama izin verme..artık yanılgılarla yolumdan çevirme beni..hep-si ay-nı..sıyır beni aynılardan..ne varsa bende onlardan iz, süpür kalbimden..insan kokusu kalmasın üstümde..
lutfet hayat, susmama fırsat ver..al kelimelerimi benden, sil sözlerimi, unuttur bu lügati...anlayan çıkmadı...ya yoket sesimi, ya onların dilini öğret bana ! yalanı öğret, vefasızlığı, düşüncesizliği, anlayışsızlığı öğret ! al insanlığımı !...
boşa beni hayat ! ben çok aldattım seni ölümle...at beni en uzağına...bir daha da yüzüme gülme !... 09-01-2008 elimdeki tek şeydi adanmış kelimeler yığını..bir çift gözden yayılan umut için kurban edildi..boğazlandı itirazsız, en güzel yerinden..ve bir meçhul parmakla sürüldü alnıma aşk kırmızısı..
-bana senin olmadığın bir yer söyle !
..ya da çek gözlerini gözlerimden, kırma, ölme direncimi..
kaç kurban daha vermeliyim anlaman için, söz öbeklerinden ?
kaç darağacı daha kurmalı gönlünün bahçesine, gözlerinin önünde kaç sehpa daha çekmeliyim ayaklarımın altından, bir cellat soru işaretinin çengeliyle ??!
-sana benim olmadığım bir yer bul...herhangi bir yer, mesela kalbinin kardan everesti !
aşktanbirvahiy;
''ölmek midir dilediğin ?
-aşık ol ! sev ! sürün !
aşkı bilmek midir istediğin ?
-korkma öl !..''
başı önüne düştü kulun..her ceset kaldıramazdı böyle bir hayat yükünü !..sonra kalbini yokladı; o, çoktan ölmüştü................... 09-01-2008 sustur sözlerini şimdi...dinleyen, anlamaya yanaşmıyorsa neye yarar kitaplar dolusu yazsan ?! zaten yazamazsın istesen de...ilaçlar...cümlelerin sonuna geldiğinde başı hatırlanmıyor asla...ve uygun kelime bulunamıyor hiçbir boşluğa...beynim ......r etti, kalbim de buna kaza süsü verdi...
-''falanca'' şahsın beyin ölümü gerçekleşti ! bir süredir kullandığı yüksek dozda (...) ilacı nihayet beklenen etkiyi gösterdi ! Falanca, el kol hareketleriyle yaptığı açıklamada; ''ötenazi hakkımı kullandım..pişman değilim !'' dedi...
masal, burdan çooookkk uzaklara gitti, kalanlara acil mutluluklar diler, kurbağalarda ısrar edenlere, yanılgıdan uzak, bol sabırlı günler temenni ederiz... 09-01-2008 kalmamış senle başlayan cümle dilimde...
senle ya da ''hiçkimse''yle..
nedir benimle alıp veremediğin, aşk denen yüreksiz ?!
çoktan susmalıydın belki de...
böyle de ölünür bak, senle ya da sensiz !...
uyuyor musun ? ses ver !..
hayır, korkmuyorum ! kısa sürmesi için dua ediyorum sadece...
kaç can daha koparacaksan kopar benden hadi...temiz bitir işini, kalmasın tek iz hafızamda...
BİTTİĞİMDE HABER VER... 23-03-2008 ben yeniden doğdum...cesaret istiyordu, ama ben cesur değildim...şans istiyordu, ben şanssızdım...umut istiyordu, umutsuzdum...ama başlamam gerekiyordu bir yerden...
şimdi, elektrik süpürgesinin kordonu evin bir ucundaki prizdeyken fişin yerini değiştirmeden tamamını süpürebildiğim bir evde yaşıyorum...bir elektirik kordonu boyunda, bir oda bir salon...ama her santimetrekaresi huzur dolu...akşam üstlerinin o kabus karanlığı çökmüyor üstüme, kötü sürprizler bozamıyor düzenimizi...ve ''biz'' gülümsüyoruz..
meleklerim ve ben mutluyuz...çünkü bedelini ödedik... 26-03-2008 ve beni yok sayanların hiç olmadıkları kadar varım ben...görmezden gelecek kadar korkak değil, affedecek kadar cesurum!...
__________________ Evrenin sonsuz seçenek ve sınırsız bolluktan oluştuğunu biliyorum. Ben, yaratılışım itibarıyla, hayatta her şeyin en iyisini hak ediyorum… Sonsuz bolluk içinde, benim ve ailemin ihtiyaçları fazlasıyla ve kolaylıkla karşılanır ve ben sevgiyle hayatıma alırım. Ben, şimdi, kendim ve ailem için, zenginlik ve refah içinde olmanın özgürlük ve güven duygusunu hissetmeyi seçiyorum.(ismira insanından hediyedir!) |