Günaydın hepinizin günü aydınlık yolu açık olsun.Ben dün günlükleri gezerken defdurunun günlüğüne canım yavrumun benim için yazdıklarını okudum.Bir anne için bundan güzel ödül olamaz.Canımın içi onu çok seviyorum.Defduruyada benim kızımla olan ilişkimizinde bu hale gelmesinde ikimizin de çok çabası var diyorum.Ben nekadar şanslıyımki kızımla böyle biriletişim kurabildimDArısı herkesin başına diyorum.Dün televizyonda Sunay Akını seyrederken Adile Naşiti andılar.Onun o kuzucuklarım diye masal anlatmasından bahsederken acaba o kuzular büyüyüp koyunmu oldular diye bi konuşma geçti .Sunay Akını izlerseniz bu aralar sanki hayatımızdaki yanlış imgelemeler hakkında yavaş yavaş hatırlatmalar yapıyor.Geçenlerdede ağustos böceiğini aşaladığı için lafontene kızıyordu.Ondada ağustos böceği yıllarca toprağın altında yaşadıktan sonra büyük bi gayret göstererek hayatına başlarmış ve sadece14 gün yaşarmış.Böyle bi hayvanı aşaladı için kızıyor oradaki yalnış imgeleme ağustos böceğinin sanatçı olması bakın sanatçı olursanız açkalısınız bakın çalışkan karınca gibi olursanız birşey olmazsınız demek istemiş ama zaten ağustos böceği kışı görecekkadar yaşamaz bırakında o kısacık ömrüde istediği gibi yaşasınlar.Pazar günü gazetelere şöyle bi göz gezdirdim.Bi yazı çok dikkatimi çekti daha ne yapsınlar diye okudukça hayret ettim.Of ya ne hale geldik bizler ailemizin ilgisizliğinden şikayet ederken şimdiki çocuklarda ailelerin fazla ilgisinden şikayet edecekler.Çocukların haftalık yaptıkları faliyetleri belki ben hayatımda hiç yapmadım belkide ancak rüyamda görürüm.Neymiş efendim bale, ata binme ,piyano ve keman ,tenis,bazı dersler için özel ders bakıyorsunuz çocuklar için nefes alacak zaman yok.Ben asla yapılanları küçümsemiyorum ama bi çocuğada bu kadar yüklenilsin bilemiyorum ancak yaşayıp göreceğiz.İnsan bu yapılanları isterse herzaman yapa bilir.Kendi mükemellerimizi çocuklarımıza dayatmak nekadar doğru olur bilemem.Benim bitane yiğenim var,erkek kardeşimin oğlu.Kardeşim tek çocukları olduğu için ona biçok şeyi birden verdi her istediğini anında yaptılar .Çocuk yemek istemezse yemedi oturmak istemezse gidilen yerden kalkıldı yani kısacası hayatlarını çocuk eksenli yaşadılar ama çocuk mutsuz ,herşeyden bıkmış, doyumsuz bihalde.Çocuklarımızı sevelim onları şımartalım ama bizim anne baba olduğumuzu da unutturmayalım.Çünki onlar o küçüçük haleriyle ancak bizim rehberliğimizde yollarını bula bilirler.Bu gün artık çocuklarıma kuzucuğum ,bebişim gibi sıfatlar kullanmamaya karar verdim.Onlar küçükken pek kullanmazdım.Demekki kullandığımız sıfatlarda yanlış olumlama ola biliyor.Okuduklarımız ,dinlediklerimiz ,seyretiklerimiz ne çok şeyde yanlış yönlendirmeler var.mesela star tv televizyonu seviyoruz diye bi yazı geçiyor sevmesenizde seveceksiniz.Ben inşallah sedona ile bu pirinçleri ayıklayacağım.Hepimin günü gönlümüzce olsun.