17-03-2008, 10:04 PM
|
#2 (permalink)
|
Teğmen
Üyelik tarihi: Jun 2007 Bulunduğu yer: denizli
Mesajlar: 87
Tesekkür: 16
26 Mesajinıza toplam 132 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: büyükler ne demiş.. bir baba evlenmek üzere olan oğluna tavsiyelerde bulunuyormuş. ''son tavsiyemi mutfakta anlatmak istiyorum '' demiş.
mutfağı ve yemek yapmayı bilmeyen delikanlı ''olur '' demiş,
çekine çekine.
baba ocağa aynı büyüklükte üç kap koymuş, hepsini suyla doldurup üçünün de altını yakmış.
'' şimdi, istediğim herşeyden iki tane vereceksin bana'' demiş oğluna.
sırasıyla havuç, yumurta ve kahve çekirdeği istemiş..
oğlu hepsinden ikişer tane vermiş babasına.
adam iki havucu birinci kaba,
iki yumurtayı ikinci kaba
ve kavrulmamış iki kahve çekirdeğini üçüncü kaba koymuş
her üçünü de 20 dakika kaynatmış.
daha sonra kapları indirip yemek masasına buyur etmiş oğlunu.
Yemek masasında üç tabak duruyormuş.
Kaplarda kaynayan havuçları, yumurtaları ve kahve çekirdeklerini özenle tabaklara yerleştirmiş.
Sonra oğluna dönüp sormuş: '' ne görüyorsun?'' dusun oğlu düşünürken açıklamaya başlamış. ''Havuçlar haşlandıkça aslını kaybedip yumuşamış.
Yumurtalar görünüşte aynı ama içleri katılaşmış.
kahve taneleri ise olduğu gibi duruyor, başta neyseler sonun da da öyleler''
sonra asıl tavsiyesine sıra gelmiş:
'' Evlilikte aşk ve şevkat birlikte olmalıdır.
Aşksız evlilikte her iki eş de şu gördüğün havuçlar gibi birbirlerini tüketirler, eskitirler, pörsütürler.
şevkatsiz bir evlilikte ise ne kadar birbirlerine tahammül etseler de, şu gördüğün yumurta gibi içten içe katılaşırlar, birbirlerinden uzaklaşırlar
Aşkın da şevkatin de olduğu bir evlilikte ise şartlar ne olursa olsun, eşler tıpkı şu kahve taneleri gibi, birbirlerinin yanında kalırlar, kendi kişiliklerini yitirmezler.
kahve tanelerinin tekrar kaynatılmaya hazır olmaları gibi,
onlar da birbirleri ike başbaşa uzun yıllar geçirmeye isteklidirler.''
Oğlu aldığı bu dersten tatmin olmuşa benziyormuş. ''Asıl ders bu değil'' demiş baba.
Oğlunun elinden tuttu, ocağın üzerinde bıraktığı kapların içindeki kalan suları göstermiş.
'' Havuçlardan ve yumurtalardan arta kalan suya bak...
ikisinde de tat yok''
Kahve çekirdeklerinin çıkardığı kaptaki suyu yavaşça bir fincana boşaltmış.
Mis gibi taze kahve kokan fincanı oğluna uzatmış. ''içmek istersin herhalde '' demiş.
oğlu kahvesini yudumlarken konuşmasını sürdürmüş:
'' Kahve çekirdekleri gibi birbirlerini tüketmeyen eşlerin paylaştığı yuva da işte böyle olur.
Mis gibi, temiz, huzur verici.
herkesin fincanına koyup yudumlayacağı taze kahve gibi...
çünkü onlar birbirlerini harcamayarak, birbirlerine aşkla ve şefkatle davranarak hayata kendi tatlarını, kokularını ve renklerini katmayı başarırlar.''
Kahve tanelerini gibi olabileceğiniz bir yaşam dilekleriyle..
Alıntı |
Offline
| |