hayalayaz

ablam hiç bir şey için acele etme..( senin işine karışmak değil amacım.naçizane fikirlerimi söylüyorum) acele etme..telkinlerini dinle, şöyle iyice özümse onları..eşinle konuştuğun zaman, ayakların yere tam bassın..bak bir arkadaşımız daha vardı şimdi adını söylemeyeyim..o, bu işi doğru zamanda yapmak için bekledi, ve karşısında onu suçlayacak kimse yoktu konuşmaya başladığı zaman..çünkü konuşmaya başladığı zaman suçlamaların ötesinde sadece kendi tesbitlerini ve kararlarını bildirdi..karşısındaki insanada sadece özür dilemek ve zaman vermesini rica etmek düştü..evet rica etmiş...daha önce olsaydı arkadaşımız, o, ilk karmakarışık haliyle konuşsaydı hak ettiği bu saygıyı göremezdi..bu tür konuşmalarda kesinlik çok önemli, eğer illa konuşacaksan..onu suçlamadan konuşmaya çalış.biz kadınlar, böyle konuşmalarda hep öfkemize yeniliz her şeyi yapacağımızı söyleriz..bunlardan ilki boşanmaktır, ama hatanın tekrarında, çocuklarımız için, ailemiz için, veya allah kahretmesin toplumda dul kalmaktan korktuğumuz için hep geri adım atarız.( bunları kadınları kınadığım için söylemiyorum..dul olarak yaşamak her baba yiğidin harcı değildir..korkmakta yerden göğe kadar hakkımız var..hele ciğerpareleri analı babalı öksüz bırakmamayı istemek yapılacak en doğal şey ) ama erkekler bunu bildikleri için..her haltı yiyiyorlar..ben bir abla olarak sana şunu söyleyeyim..tabiiki boşanma, ama konuşmayı yaptıktan sonra, aynı şey tekrarlanırsa..arkana bakmadan çıkıp gidebileceksen konuş, yoksa hiiiiç yüzgöz olma..taş yerinde ağırdır..otur çocuklarının başında, kendinide üzme, eşin veya bayan arkadaşı seni aptal yerine koyduklarını düşünerek ne kadar büyük bir aptallık yaptıklarının farkında değiller..sabır et kendi iyiliğin için sabır et..eşinin karşısına çıktığında..kendi gücünün farkında ol..senin yaydığın güçlü enerjiden anlasın..artık köprülerin altından daha berrak suların aktığını..bak bakalım o zaman seni paranoyaklıkla suçlayabiliyormu..biraz dur sinirlerin iyice bir güçlensin..acele etme..emi ablam..