Konu: Bir kac Soz
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 30-04-2009, 12:51 PM   #14 (permalink)
roxie
Guest
 
Mesajlar: n/a
Standart Cevap: Bir kac Soz

Alıntı:
Godot Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Oncelikle cevaplar icin tesekkur ederim.

Cocukluk sihirlerim siyahcaninkilere benzer. Ben o zamanlar hayal kirikligi diye bir sey bilmezdim.

Bence durum soyle. Yaratilirken belli yetiler ve belli eksiklerle yaratiliyoruz. Benim yetilerim beni iyi yerlere tasidi. Ancak, eksikler ve aktarimlar dususu belirledi. Eksikler yaratilisdan ve tipki yetiler gibi astroloji ile iliskisi var. Astrolojiye ben yetenek ve eksiklik gruplandirmasi olarak bakiyorum. Atfettigim onem bu cercevede!..

Diger taraftan, ailemizden ozellikle annemizden aldigimiz aktarimlar feci etkili. Bunu kendim cozdum ve daha sonra Doc Nusret Kaya`nin yaklasimi ile bilimsel olarak konfirme ettim.

Bir bireyin saglikli olabilmesi icin annesinin hamilelikte cok mutlu olmasi lazim. Bunun tersi durumda felaket durumlar soz konusu cok ornek var gorebildigim.

Aslinda bence eksikler konusunda da aktarimlar konusunda da destek ve tedavi mumkun. Bireysel olarak bu chekuplar yapilmali.

Ben kisisel olarak auramin zayif oldugunu dusunuyorum. Bu eksiklik 6 aylikken beni olumun kiyisina goturmus.

Ben bir yildizname kitabina bakiyorum. Tehditler ve dusmanlar kismi aynen gerceklesti.Sasiriyorum. Ama sanirim bu gruplandirma bazi seylerin olasiligini veriyor.

Bu durumda her zaman bir astrolog ve pskolog chekupi gerekli galiba :)

Ben de annemin pek de mutlu bir hamilelik geçirdğine inanmıyorum şahsen... Zaten ben doğduktan sonra 3 yıl gibi bir süre içinde de ağır depresyona girdi... Hep kendimi suçlamışımdır, annemi hayata bağlayamadım bana rağmen yenik düştü hayata... Ki bana çok bağılıdır, hatta bağımlıdır, beni bir anne çocuğunu ne kadar severse o kadar sever, önemser... Ama benim çocukluğumu elimden aldı... Belki de bu yüzdendir çocuk sihri nedir bilmemem. Çok erken büyüdüğümdendir... Ve çocuk aklıyla kimse tarafından sevilmediğimi istenmediğimi düşünmemdendir...

Annemin depresyona girdiği dönemde babam bir çok kez evi terketti kısa süreler için. Bir keresinde o gene giderken, kapıda bacaklarına sarılıp "beni de götür" diye yalvarmıştım. O da "sen de beni üzüyorsun bu aralar, annenle kalacaksın" demişti. Babam beni hiç sevmiyor diye düşünmüştüm. Annem zaten sevgisini gösterecek halde değildi. O günden bugüne ömrümü hep beni seven birilerini arayarak geçirdim. İlişkim olmuyor diye üzülüşüm de bundan. Sevilmemezlik ve bunun getirdiği özgüvensizlik, değersizlik hissi.

Ama sanırım sevgi konusunda çekim yasası işlemiyor... Çünkü ben onu ne kadar çok istersem, ne kadar çok düşünürsem uzaklaşıyor benden.. Ve etrafıma bakıyorum, erkek arkadaşlarına ne kadar kötü davranan, onları önemsemeyen, onlara köpekmiş gibi davranan kız arkadaşım varsa erkekler onların peşinde koşuyor, onlar için ölüp bitiyor... Dünya sevgi dünyası değil ki, egolar dünyası... Ama ben bir türlü ezip geçemiyorum kendimle ilgili korkularımı...


Bu arada günlüğünü ağlama duvarına çevirdik Godot, ama anlattıkların öyle şeylere dokunuyor ki... Bir an yaşadıklarım gözümün önüne geldi ve paylaşmadan edemedim, şu anda da hala ağlıyorum bunları yazarken.. Kendim için Siyahça için... Çocukluğunu yaşayamamış herkes için... :(
  Alıntı ile Cevapla