Cevap: Mesut'un Günlüğü Bu yazıları okuyunca çocukluğum aklımdan geçti.Bir o kadar yakın bir o kadar uzak.Sanki düşüncelerimde çocukluğum bir film şeridi gibi aklımdan geçti.utangaçtım ben.Hiç unutmam birgün traş olmuştum.İki numara.Gülerler diye sınıfa şapka ile gitmiştim.Öğretmenimiz şapkanı çıkarsana dedi Mesut.Çıkardım.Öğretmenimiz ise ne kadar yakışıklı olmuşsun bak dedi.Ama herkes gülüyordu benim yüz esmerden kırmızıya döndü:)) 23 Nisan da savaşı canlandırıyoruz.elimizde mantar silahlar.O dönemi yansıtan kıyafetler.Düşmanla savaşıyoruz rol icabı.Çocuğun yanına geliyorum.Çocuk kalıplı benden.Sanki düşman benim çocuk düşmüyor.Çocuğa diyorum düşssene :)) neyse sonra düştü.savaşı kazandık.Küçükken çernobil faciası olmuştu.Çay doğru dürüst içilmiyordu.Nasıl kafamıza sokmuşlarsa ben sıcak suya şeker koyup içiyordum çay niyetine :)) Hiç sigara içmedim.ama çocukluğumda gazete kağıdı sarmalayıp yakıyodum sonra sigaar içer gibi çekiyordum.Tabi sonra öhöö öhööö öhööö.Hep bi özenti içindeymişiz.O zmaan bu kadar görsel yayında yok.Şimdi çocukları daha iyi anlıyorum.O kadar etkilenecekleri şey var ki.Oyunlarımız meşhurdu.Sek sek oynardık ne kaadr kız oyunu olsa da :)) arasıra evcilik oyunu :)) çivi saplama,beş taş,pil vurma,dizili taşları vurma,kayıs vurma,saklambaç... olmazsa olmazı futbol.aklıma gelenler.Benim çocukluğum köyde geçti.Hayvancılık yaptık babamda zaten kasaptı.bir koç vardı çok saldırgandı.Hatta bi kadını çok kötü boynuzlamıştı.Sonra babam kesmişti.Bi gün kardeşimle koyun otlatıyoruz.Canım sıkılıyor.Keşke o koç olsaydı peşimize verseydi diyorum.Sonra Allahım bi koyun çıksın peşimize versin diyorum sürüden bi koyun çıkmaz mı :)) hala arasıra anlatır güleriz.Sonra bugün ki gibi herkesin ayrı bir odası yoktu.Biz dört kişi aynı yatakda yatardık.Annem bizi dışarda yıkardı bir metal leğenin içinde :)) Erzincan'da bi kar yağardı kaç ay hiç gitmezdi.Sonra mevsimlerde bozuldu herşey gibi.Karda oynamak en büyük zevkimizdi.Ellerimiz donardı umrumuzda olmazdı.Kayardık düşerdik kaleler kurardık.Köye giderdik yazları.3 ay boyunca yaylaya çıkardık.Çadırda kalırdık.Gökgürültüsü olunca ne kadarda korkardım.düşünsene bi taraftan yağmur yağıyo fırtına şeklinde bi taraftan gökgürültüsü.Çadırın içi parlayıp parlayıp duruyodu.Sonra atımız vardı.adı prensesti.Amcamınoğlu bizden büyüktü ata biniyordu.Çocukları sırasıyla ata bindiriyordu.ne büyük zevkti.gece yıldızlara bakardım arasıra kayan yıldızları dağın arkasına düşüyo zannederdim :)) ve gökyüzüne bakarak bu yuvarlağın bir sonu olduğunu düşünürdüm.Yaylaya babamın gelmesine çok seviniyordum.Çünkü bize sakız bisküvi filan öyle şeyler getiriyordu.Babamın gelmesine de seviniyoruzdur canım :)) öğretmenler gününde öğretmenime sigara almıştım :)) demekki sigara içerken çok görmüşüm en iyi hediye bu demişim.Anneme anneler gününde ya selpak ya da tütün kolanyası alırdım :)) birgün top oynuyoruz adamın biri geldi kulağımdan kaldırdı beni şaşırdım kaldım kulağım hafif yırtıldı.Meğer adamın camı kırmışlar bana benzetmiş.Sonra annem babamdan özür diledi.Bana çikolata aldı.Ben sevindim ama olan kulağıma olmuştu :)) Bizim köpek beni ısırdı yanağımdan hala muamma bend etam hatırlamıyorum ama nedense yediğim iğneleri iyi hatırlıyorum göbekten hemde. sonra köpeğin kuduz olmadığı anlaşıldı boşuna yemişim iğneleri :)) Bayramalrda köyün nerdeyse hepsini gezerdik.Poşetimiz dolardı.Çocukluğum aklıma geldi paylaşıyım dedim.daha bisürü şey var.çocukluğumu özledim o zaman ki içtenliği özledim... |