Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| ÇEKİM YASASI – SECRET ÇEKİM YASASI – SECRET
Hayatın en büyük hediyesini verir.
Büyük bir sırrın ipucunu .... Sırrın .... tarihte görmek sırra gömüldü. Sırra hasret edildi. Sır ... Sır hiçbir zaman açıklamayacaktı.
Sır size her istediğinizi verir, mutluluk , sağlık, servet. Ne isterseniz yapabilir ya da sahip olabilirsiniz. Neyi seçersek ona sahip olabiliriz. Nasıl bir evde yaşamak istersiniz? Milyoner olmak ister misiniz? Nasıl bir iş sahibi olmak istersiniz? Daha başarılı olmak ister misiniz? Gerçekten ne istiyorsunuz.
İnsanların hayatlarında gerçekleşen bir çok mucize gördüm. Finansal mucizeler, ruh ve beden sağlığı ya da insan ilişkileri ile ilgili mucizeler. Bütün bunlar sırrın nasıl uygulanacağını bilmekle ilgili.
Büyük yaşam sırrı.
Sır tüm olmuşların, olanların ve olacakların cevabıdır.
Muhtemelen sırrın ne olduğunu merak ediyorsunuz. Size nasıl anladığımı söyleyeceğim.
Hepimiz tek bir sonsuz güçle çalışıyoruz. Hepimiz aynı şekilde yolumuzu buluyoruz. Evrenin doğası o kadar kesin ki hiç zorlanmadan uzay gemileri yapıyor, aya insan gönderiyor, iniş anını saniyelik bir farkla bilebiliyoruz. Kim olduğunuz önemli değil. Avustralya, Hindistan, Londra, Montreal, New York ta olabilirsiniz. Hepimiz tek bir güçle çalışıyoruz.
Tek yasa Çekim Yasası.
Başınıza gelen her şeyi siz hayatınıza çekiyorsunuz ve hepsi zihninizde tuttuğunuz suretlerden dolayı size geliyor ve bu düşüncelerinizdir. Ne düşünürseniz kendinize çekersiniz. Eskinin bilge insanları bunu bilirlerdi. Bunlar toplumun küçük seçkin bir kısmıydı. Sizce neden dünya nüfusunun %1’i maddi gelirin %96’sını kazanıyor, tesadüf olduğunu mu düşünüyorsunuz. Hayır değil. Düzen böyledir onlar bir şeyleri anlamışlardır. Onlar sırrı biliyorlar. Şimdi sizde sırra ulaşıyorsunuz. Bana göre çekim yasasına en basit bakış şekli kendimi mıknatıs gibi düşünürsem biliriz ki mıknatısın bir çekim gücü vardır. Burada bir düşünce düzeyinden bahsediyoruz. Bizim işimiz insanlara istedikleri şeyi düşünmeyi öğretmek. İstediğimiz şeyi zihnimizde netleştirmek ve bu noktadan sonra evrenin en güçlü yasası işlemeye başlar, çekim yasası en çok neyi düşünürseniz onu kendinize çekersiniz ve o hale gelirsiniz. Düşündüğünüz şey elinize geçer. Bu prensip 3 basit kelimeyle açıklanabilir. Düşünceler, nesnelere dönüşür. Her düşüncenin bir frekansı vardır. Bir düşünceyi ölçebiliriz. Bir düşünceyi tekrar tekrar düşünürseniz ya da sürekli hayalini kurarsanız istediğiniz yeni arabayı almayı, ihtiyacınız olan parayı, ruh ikizinizi bulmayı bunların hayalini kurarsanız o düşünce ile ilgili frekansı uygun bir temele yerleştirirsiniz. Düşünceler etrafa manyetik bir sinyal yayarlar. Bu sinyaller tekrar size döner. Bolluk içinde yaşadığınızı düşünün. Kendinize çekeceksiniz. Bu her zaman herkeste işe yarar.
Sorun şu ki çoğu insan istemedikleri şeyi düşünür ve başlarına niye tekrar tekrar geldiğini merak eder. Çekim yasası sizin bir şeyi iyi ya da kötü algılamanızla veya olmasını isteyip istememenizle ilgilenmez sadece düşüncelerinize cevap verir. Eğer bir şeye bakıp kendinizi berbat hissediyorsanız evrene yolladığınız sinyal budur. Bunu benliğinizin tüm katmanlarında hissedersiniz ve bu size fazlasıyla geri döner.
İstediğiniz bir şeye bakıp evet dediğinizde bir düşünceyi harekete geçirirsiniz. Çekim yasası bu düşünceye cevap verir ve uygun şeyleri size getirir. İstemediğiniz bir şeye baktığınızda ve ona hayır diye bağırdığınızda onu uzaklaştırmaz aksine onunla ilgili düşünceyi harekete geçirirsiniz ve bu defa çekim yasası o düşünceyle ilgili şeyleri önünüze sıralar. Evren çekim yasasını temel alıyor. Her şey çekim yasası ile ilgili. Çekim yasası her zaman işliyor, inanın inanmayın, anlayın ya da anlamayın her zaman işler. Geçmişi, bu anı, geleceği düşünüyor olabilirsiniz. Bu esnada dahi o düşünceyi harekete geçirirsiniz ve evrenin en güçlü yasası olan çekim yasası bu düşüncenize cevap verir. Yaratım her an devam ediyor. Her anın kendi düşüncesi ya da sürekli bir kuantsal düşünce şekli vardır. Sürekli yaratım sürecindedirler. Çünkü çekim yasası neyi düşünür ya da odaklanırsan onu alırsın der. Ondan yakınıyor olman, yakındığını sana daha çok yaklaştırır.
Çok pozitif bir yönelimimiz olabilir ve pozitif kişi olay ya da durumları kendimize çekeriz veya negatif yönelimli ve kızgın olabiliriz. Bu durumda da olumsuz kişi ya da koşulları kendimize çekeriz. Bilinçli veya bilinçsiz aklınızda tuttuğunuz sizi etkileyen düşüncelerden kurtulun. Asıl zorluk budur.
Sırra dikkatli baktığınızda düşüncenin gücüne günlük hayatınızda her an etrafımızda tek yapmamız gerek gözlerimizi açıp bakmak. Çevrenizde çekim yasasının kanıtların görürsünüz. En çok hasta olan hastalıkta en çok bahsedendir. Bolluktan en çok bahseden bolluk içindedir.
Çekim yasası her yerde aşikardır. Eğer ne olduğunu anlarsanız siz bir mıknatıssınız. Düşünceleri, insanları, olayları hayatınıza çekersiniz. Yaşadığınız her olayı bu güçlü çekim yasasıyla kendinize çekersiniz. Size sadece istekli düşünce veya hayal çılgınlığından bahsetmiyorum. Size derin, temel anlayıştan bahsediyorum. Kuantum fiziği gerçekten tam da bu keşfi işaret etmeye başlıyor. Akıl olmadan bir evren düşünemezsiniz diyor. Aslında algılanan her şeyi akıl şekillendirir. Anlamamız reddetmemiz anlamına gelmez. Elektriğin nasıl oluştuğunu da anlamazsınız. İlk başta kimsenin elektriğin ne olduğunu bilmesine gerek yoktur. Ama herkes ondan faydalanır. Nasıl çalıştığını biliyor musunuz? Ben bilmiyorum ama bilirim ki elektrikle bir adama yemek pişirebiliriz. Ayrıca adamı da pişirebiliriz. İnsanlar çekim yasasını anlamaya başladıkça çoğunlukla önceden sahip oldukları olumsuz düşünceler nedeniyle korkarlar. 2 şeyden uzak olmalısınız. Bilimsel olarak açıklanmıştır ki yapıcı düşünce olumsuz düşünceden 100 kat güçlüdür. Bu birçok endişeyi yok eder. Zaman tamponu olan bir gerçeklikte yaşıyoruz. Ve bu gerçekten işimize yarıyor. Düşüncelerimizin anında gerçekleştiği bir çevrede yaşamak istemez miydiniz?
Düşüncelerimizin ortaya çıkışı biraz zaman alır ve bu iyi bir şeydir. Düşüncelerinizi fark etmeli, seçmeli ve bundan hoşlanmalısınız. Çünkü siz kendi hayatınızın şaheserisiniz. Siz hayatınızın michealangelo’susunuz. Ve bunu düşüncelerinizle yapıyorsunuz. Geçmişte bu sırrı bilen liderler sırrı sakladılar ve insanlar bu sırrı bilmediler. İşe gittiler, eve geldiler, çalışmaya devam ettiler güçleri olmadan koştular. Çünkü sırrı çok az insan biliyordu.
Yasaları olan bir evrende yaşıyoruz. Mesela yerçekimi yasası. Eğer bir binadan düşerseniz iyi veya kötü olmanız fark etmez yere düşersiniz. Hayatınızdaki her şeyi yakındıklarınız dahil hayatınıza siz çektiniz. İlk bakışta bunu duymaktan nefret edeceğinizi biliyorum. Trafik kazasını ben çekmedim, bu durumu ben çekmedim ya da yakındığınız herhangi bir şeyi çekmediğinizi söylersiniz. Bu noktada söylemeliyim ki EVET hepsini siz çektiniz. Bu anlaması en zor olan kavramdır. Ama bir kez kavranırsa hayat değiştirir. Bu büyük sırrın bir parçasıdır. Bir çoğumuz bir tersliği çekeriz ve bunu kontrol edemeyeceğimizi düşünürüz. Duygu ve düşüncelerimiz değişir ve her şey bu terslikte bozulur. Bunu ilk kez duyuyorsunuz. Düşüncelerimi değiştirmek zor olacak diyorsunuz. İlk bakışta öyle gelecek ama sonra eğlenceli olacak. Sizden düşüncelerinizi yönetmenizi istemiyoruz. Bu sizi çılgınlığa iter. Zihninize farklı yönlerden, farklı objelerden farklı o kadar çok düşünce gelir ki burada duygusal rehberlik sistemimiz devreye girer. Bu rehber yani duygularınız ne düşündüğünüzü anlamanızı sağlar. Düşünceleriniz duygularınızı oluşturur. Duygularımız neyi kendimize çektiğimizi anlamamıza yardım ederler. Bize göre 2 duygu vardır. İyi ve kötü. Mesela suçluluk, öfke, gerilim gibi tüm olumsuz hisler aynı şekilde kendimizi kötü hissettirir. Tüm bu hisler bize o anda düşündüğümüzün istediğimiz türden bir şey olmadığını söyler. Bunlara kötü frekans ya da kötü dalga da denebilir. İyi hisler sevgi, mutluluk, umut gibi bize düşüncemizin isteyeceğimiz türden şeyleri getireceğini söyler. Yani şu anda neyi kendime çekiyorum sorusunun cevabı hislerinizdir. Eğer iyi hissediyorsanız devam edin doğru yoldasınız.
Duygularımız bize yol gösterici birer geri dönüş mekanizmasıdır. Daha iyi hissettikçe istediklerimize daha yakın, kötü hissettikçe de daha uzak oluruz. Şu anda yaptıklarınız düşüncelerinizin ortaya çıkışıdır ve bunlar gelecek yaşantınızı da oluştururlar ve hislerinizi gözlemleyerek karşılaşacağınız durumun sizi memnun etmeyeceğini anlayabilirsiniz. Şu anki hissiniz oluşmakta olanın mükemmel bir yansımasıdır. Aslında düşündüğünüzden daha çok hissettiğinizi alırsınız. Bu yüzden insanlar yataktan kötü kalkarlarsa bir döngü başlatırlar ve bütün gün öyle gider. Hislerindeki basit değişimlerin günlerini veya hayatlarını etkileyeceğini bilmezler. Eğer gününüze iyi başlar mutlu bir ruh hali içinde olursanız herhangi bir şeyin ruh halinizi değiştirmesine izin vermediğiniz sürece çekim yasası ile mutlu ruh halinizi sürdürecek durum ve kişilerle karşılaşırsınız. İyi ve kötü günlerin hepsi bu insanların çoğunlukla nasıl hissettiklerine bağlıdır. Şimdi kendini sağlıklı, mutlu, sevgi dolu hissetmeye başlayabilirsiniz. Şu anda gerçek olmasa bile evren ruhunuzla duygularınızla haberleşecek ve hissettiğiniz yönde izhar edecek. Temel olarak duygu ve düşüncelerinizle neye odaklanırsanız onu hayatınıza çeker ve yaşarsınız. İsteseniz de istemeseniz de.
Duygu ve düşünceleriniz her zaman oluşanlarla denktir. İstisnasız her an anlaması zor ama kendimizi açmaya başlayabilirsek düşüncelerimizin hayatımıza yaptıkların farkındalığımızdaki bu değişimle engelleyebiliriz. Yaşam boyu kendi evreninizi kendiniz yaratırsınız. İyi hissetmeniz gerçekten önemli. Çünkü bu his evrene bir sinyal olarak yayılır ve daha fazlasını size çeker. Ne kadar iyi hissederseniz o kadar çok mutluluğu kendinize çekersiniz ve bu gittikçe artar. Hüzünlü olduğunuzda bunu kolayca değiştirebileceğinizi biliyor musunuz? Onun yerine bir müzik koyun şarkı söylemeye başlayın. Bu duygularınızı değiştirir yada güzel bir şey düşünün. Bir bebek düşünün gülen bir bebek olsun geri kalan her şeyi unutun. Sadece onu düşünün. Garanti ederim ki kendinizi iyi hissedeceksiniz. Mesela evcil hayvanlar harikadır. Size kendinizi harika hissettirirler. Evcil hayvanınız sevdiğinizde bu duygu hayatınıza iyilik getirir. Bu çok güzel bir hediyedir. Hisleriniz aracılığıyla düşüncelerinizi yönlendirmeye başladığınızda ve duygu, düşünceleriniz ve başınıza gelenler arasındaki uyumu fark ettiğinizde kendi gerçekliğinizin yaratıcısı olduğunuzu bilirsiniz. Ve uzaktan bakanlar yaşadığınız mükemmel hayata hayret ederler. Bu sırrı öğrenip uygulamaya başladıktan sonra hayatım rüya gibi oldu. Herkesin istediği gibi bir hayatım var, büyük güzel bir evde yaşıyorum, harika bir eşim var, dünyanın değişik yerlerinde tatile çıkıyorum ve bütün bunlar devam ediyor çünkü sırrı nasıl uygulayacağımı biliyorum.
Hayat gerçekten harikulade olabilir ve olmalıdır da ve olacak. Sırrı kullanmaya başladığınızda. Sırrı nasıl kullanacağız? Çoğu insan bana yaratım sürecinde kendilerinin ve evrenin rolünü sorar. Şimdi buna bakalım. Şu örnek üzerinden anlatalım. Sihirli lambayı duymuşsunuzdur. Sihirli lambadan cin çıkar. Cin hep aynı şeyi söyler. Dileğin benim için emirdir.Hikayenin kökenine inerseniz dilekler 3 tane ile sınırlı değildir. Tamamen limitsizdir. Şimdi bu örneği hayatınıza uygulayalım. Evren her dileğinizi gerçekleştirecek devasa bir cin gibidir. Adına ne derseniz deyin. Hep aynı şeyi söyler. Dileğin benim için emirdir. Yaratım süreci 3 adımdan oluşur.
1. adım : İstemek.
İstemek için kelimelere ihtiyacınız yok. Evren tamamen düşüncelerinize cevap verir. Gerçekten ne istiyorsunuz oturun bir kağıda yazın. Yazarken şimdiki zaman kullanın. Çok mutluyum yazın ve hayatınızın nasıl olmasını istiyorsanız yazın. Bu çok eğlencelidir. Evren önünüze açılmış bir katalog gibidir ve siz istediğiniz kişi, durum, olayları seçersiniz. Evrene sipariş verirsiniz. Bu kadar kolaydır.
2. adım : Cevaptır.
İsteğinize cevap verilmesidir. Burada evren sizin için devrededir. Evrendeki tüm güçler isteğinize cevap vermek için devrededir. İsteğin beni için emirdir. Ve evren isteğinizin oluşması için ayarlamalara başlar. Çoğumuz gerçekten ne istediğimizi söyleyemeyiz. Çünkü nasıl da oluşabileceğini görmemiz biraz araştırırsanız göreceksiniz ki bir şeyi başaran herkes nasıl yapacaklarını bilmeseler de başaracaklarını biliyorlardı. Nasıl gerçekleşeceğini bilmenize gerek yok. Bir şekilde size ulaşacaktır. Bir şeyler yanlış gidiyor. İstiyorum ama istediğim olmuyor diye sorarsanız deriz ki istiyorsunuz evren cevap veriyor her zaman. Ama anlamanız gereken 3. bir adım daha var.
3. adım : Kabul etme :
Kendinizi isteğinizle aynı hatta getirmeniz gerekir. İsteğinizle aynı hattaysanız kendinizi harika hissedersiniz. Bu duyguların gücüdür ama korku, öfke, umutsuzluk hissederseniz bunlar isteğinizle aynı hatta olmadığınızın güçlü göstergeleridir. Hissettiklerinizin önemini fark ettiğinizde ve düşüncelerinizi hislerinize dayanarak yönlendirdiğinizde yavaş yavaş görürsünüz ki düşünceniz oluşturmaya başlayacaktır. Bir hayali gerçeğe dönüştürdüğünüzde daha büyük hayalleri gerçekleştirebilecek durumdasınızdır ve dostum işte bu yaratım sürecidir. Çekim yasasının uygulamasında, duygularınızı düzenlemede isteğinizle ilgili hareketler size yardım eder. O arabayla deneme sürüşüne çıkın, o ev için alışverişe gidin, evin içine girin, onu kendinize çekecek duyguları oluşturmak için ne gerekirse yapın. Bir bakarsınız karşınızdadır ya da aklınıza bir fikir gelir ve harekete geçersiniz. Fakat kesinlikle bunu şöyle yapabilirim ama diye çelişkiye düşmeyin, hareket bazen gereklidir. Evrenin size ulaştırmak istediğiyle aynı hattaysanız eğlenceli olur, zaman durur bütün gün aynı şeyi yapabilirsiniz. Evren hızı sever. Ertelemeyin. Fırsat oluştuğunda harekete geçin. Tek yapmanız gereken bu. İstediğiniz her şeyi kendinize çekeceksiniz. Para, insanlar, ihtiyaç duyduğunuz bir kitap ne isterseniz kendinize çekeceksiniz. Neyi çektiğinize dikkat etmelisiniz. Çünkü zihninizde tuttuğunuz görüntüleri kendinize çekersiniz. Fiziksel dünya seninle birlikte ve sana doğru hareket eder ve bu yasa sayesinde gerçekleşir. Başlangıçta hiçbir şeyiniz olmayabilir. Hiçbir yolda olmayabilir. Bir yolu bulunacaktır. Karanlık yolda giden bir arabayı düşünün, sadece birkaç metre önünü görür. California’dan New York’a tüm yolu sadece bu birkaç metreyi görerek gidebilirsiniz. Hayatta böyle ilerler görmesek de yolun devam edeceğine inanırsak hayat bizi gerçekten gitmek istediğimiz noktaya götürecektir. Çünkü siz böyle olmasını istersiniz. İlk adımı inançla atın. Merdivenin tümünü görmeniz gerekmez. İlk adımı atın yeter. Merak edilen diğer bir konuda oluşumun ne kadar zaman alacağı. Araba, ilişkiler ya da olması istenen şeyler ne zaman gerçekleşecek. Bunun bir kuralı yok. 3. dakika, 3 gün, 30 gün olabilir. Bence bu daha çok sizin evrenle ne kadar aynı hatta olduğunuzla ilgili. Evren için boyutların bir önemi yoktur. Bilimsel olarak size göre devasa bir şeyle size göre çok küçük bir şeyi kendinize çekmek arasında fark yoktur. Evren hepsini de hiç çaba harcamadan gerçekleştirir. Çimenler hiç çaba harcamadan çıkar. Evrenin müthiş bir düzeni vardır. Her şey zihnimizdedir. Bu çok büyük olması zaman alır diyende bu ufak bir şey hemen olur diyen de biziz. Bunlar bizim tanımladığımız ölçütlerdir. Evrene göre böyle kurallar yoktur. Eğer hemen olmasıyla ilgili duygular üretirseniz cevap verir. Bazı insanlar ufak şeylerle daha rahat olurlar. Ufak bir şeyle başla, bir fincan kahve al deriz. Uzun zamandır görmediğiniz bir arkadaşınızı düşünün onunla konuşmak isterseniz o kişi sizi arayacaktır. Mektup yazacaktır. İnsanlar hep şaşırıyorlar. Nasıl oluyor da araban için kolaylıkla park yeri buluyorsun diye oysa ben bunu sırrı anladığım andan beri yapıyorum. İstediğim yerdeki bir park yerini önceden tasavvuf ediyorum ve %95 düşündüğüm park yeri boş bir şekilde beni bekliyor olur. Bana sadece park etmek kalıyor. Kalan %5’lik kısımda ise düşündüğüm yerdeki aracın sürücüsü bir iki dakika içinde gelir o arabasını çıkarmak için sürerken ben aynı yere park etmek için sürerim. Çok fazla insan mevcut koşullarında kendini kıstırılmış sıkışmış hisseder. Şu anki koşullarınız ne olursa olsun o sadece şu anki gerçekliğinizdir. Ve şu anki gerçeklik bu sırrı öğrenmenizle beraber değişmeye başlayacak. Bazen bu sizin yüzünüzdendir. Çünkü aynı şeyleri tekrar tekrar düşünürsünüz ve aynı sonuçları tekrar tekrar yaşarsınız. Sebebi şudur ki çoğu insan düşüncelerinin büyük kısmını gözlemlerine dayanarak oluşturur. Baktığınızı düşünürsünüz ve çekim yasası size daha fazlasını getirir ve bu tekrar tekrar devam eder. Karşınıza çıkana olumlu bir yönden bakmanın bir yolunu bulmalısınız. Birçok insan mevcut durumlarına bakıp ben buyum der. Siz bu değilsiniz. Siz geçmişte böyle idiniz. Şu anki durumunuza bakarsak diyelim ki bankada çok paranız yok ya da ilişkileriniz sağlınız istediğiniz gibi değilse bu sizin geçmişteki düşünce ve hareketlerinizle ilgilidir. Sürekli bu döngüyü tekrarlarsınız. Kendinizi şu andaki koşullarınızla tanımlarsanız gelecekte de aynılarını yaşamaya kendinizi mahkum edersiniz.
Yaşadıklarımız düşündüklerimizin sonucudur. Hayatınızı düzenlemek için şimdi ne yapabilirsiniz. Size şunu önerebilirim, minnettar olduğunuz şeylerin listesini yapmaya başlayın. Çünkü bu düşüncenizi ve enerjinizi değiştirir. Bu egzersizden önce istemediklerinize, sorunlarınıza odaklanıyor olabilirsiniz. Bu egzersizden sonra farklı bir yöne dönersiniz. Hoşlandığınız her şey için minnettar olmaya başlarsınız. Minnet gerçekten de daha fazlasını hayatınıza getirir. Herkes bilir küçük şeyler için şükretmek daha fazlasını istemektir. Her zaman şükretmek kaynakları size doğru çeker. Düşündüğümüz ve şükrettiğimiz şeyleri kendimize çekeriz. Bu hepimizin her gün yapması gereken çok güçlü bir egzersiz. Her sabah kalkıp şükretmek diş fırçalarken şükrettiğim şeyleri düşünmek sabah rutin işlerimi yaparken bu minnet duygusunu hissetmek sahip olduklarınızla ilgili hisleriniz ne kadar çabuk değiştirirseniz minnet duyduklarınızı o kadar çabuk hayatınıza çekersiniz. Çünkü istediğim arabaya sahip değilim, istediğim eve sahip değilim vs. derseniz durun durun bunlar istemediğiniz şeyler. Sahip olduğunuz için şükrettiğiniz şeylere odaklanın. Mesela bu filmi izleyecek gözleriniz var ya da sahip olduğunuz giysiler, sahip olduğunuz için şükrederseniz kısa süre sonra daha iyisine kavuşursunuz.
Herkesin işlerinin kötü gittiğini düşündüğü zamanlar olur. Ben de böyle bir zamanımda bir taş buldum. Beni bu taşı tutarken görebilirsiniz. Bu taşı cebime koydum. Bu taşa her dokunduğumda şükrettiğim bir şeyi düşünürüm. Her sabah kalktığımda cebime koyarım şükrettiklerimi düşünürüm, gece tekrar çıkarırım. Bununla ilgili farklı deneyimlerim oldu. Mesela Güney Afrikalı bir arkadaşım vardı. Bu taşı düşürdüğümü gördü ne olduğunu sordu. Ona bunun bir şükran taşı olduğunu söyledim. 2 yıl sonra bana Güney Afrika’dan bir e-mail attı. Oğlu çok nadir bir hastalıktan ölmek üzereymiş. Benden 3 tane şükran taşı istedi. Şükran taşı yolda bulduğum sıradan bir taştı. Dışarıya taş aramaya çıktım. Güzel 3 tane taş buldum ve yolladım. 4-5 ay sonra ondan bir e-mail aldım. Oğlum iyi her şey yolunda diyordu. Tanesi 10 dolardan 100’den fazla şükran taşı sattık ve paranın hepsiyle bağış yaptık çok teşekkür ederim. Şükretmek çok önemli.
Hayatınız değiştirmeye başlamak için önereceğim bir diğer şey ne kadar etkili olduğunu kelimelerle tarif edemem. Tasavvur etmek. Tasavvur etme yöntemini apollo programından aldım ve 1980 – 90’lar boyunca olimpik programa uyguladım. Görsel prova adını aldı. Tasavvur ettiğinizde gerçekleştirirsiniz. Olimpik kafileleri biyolojik olarak gözlemlediğimiz bir ortama aldıktan sonra onları önce koşturduk sonra koşmayı düşünmelerini söyledik. Sonuç inanılmazdı. Zihinlerinde koşarken de aynı kaslar aynı zamanda kasılıyordu. Bu nasıl olabilir. Zihin bunun gerçek bir koşu ya da bir egzersiz olup olmadığını ayırt etmez. Bence bir şey zihninizde oluyorsa madden de olacaktır. Tasavvur ederken, zihninizde o resmi canlandırırken her zaman ve sadece sonucu düşünün. Örneğin şimdi ellerinize bakın, gerçekten ellerinize bakın ve gözlerinizi kapamadan önce rengini, kıvrımlarını, benlerini tırnakları tüm detaylarıyla inceleyin ve elinizi parmaklarınızı direksiyonda hissedin. Bu gerçek holografik bir deneyimdir. O kadar gerçektir ki o an arabaya ihtiyaç duymazsınız. Çünkü zaten arabanız vardır. Çekimi harekete geçiren bu histir. Yani sadece düşünceyle ilgili resim değildir. İnsanlar olumlu düşünüp tasavvur ederlerse yeterli olacağını düşünürler ama bunu hissetmezlerse çekim gücünü yeterince oluşturamazlar. Burası sırrın gerçekten harekete geçtiği andır. Kendinizi arabanın içinde hissedersiniz. Arabayı beğenme veya bir gün satın alacağım konumunda değil. Çünkü siz şu an ile ilgili bir his içindesinizdir. Gelecekle ilgili değil aksi halde isteğiniz hep gelecekte kalacaktır.
Eğlenceyi ve mutluluğu hissedin. Ne kadar aptalca gelse de bağırın. Bunu yapın. Birçokları hadi ama bunu yapmam şart mı diyecek. Değişimi ne kadar istediğinize bağlı. Bu duygu evrenin gücünü göstermesine bir geçit olacak. Bu gücün ne olduğunu söyleyemem. Tek bildiğim varolduğu. Bizim işimiz nasıl olacağını bilmek değil. Nasıllar evrenin işi. Evren hayalinizle aranızdaki en kısa ahenkli hızlı yolu her zaman bilir. Beklediğinizde evrenin size getirdiğine hayran kalacaksınız. Burada mucizeler olur. Beklediğinizde evrenin size getirdiğine hayran kalacaksınız. Burada mucizeler olur. Her gün bu tasavvur etme egzersizini yapacaksınız. Şunun altını çizeyim. Sırla ilgili buradaki en önemli nokta gerçekten mümkün olduğu kadar iyi hissetmeniz gerektiği. Gerçekten bu yönde yaşayan insanlarla hayatın sihrini yaşamayan insanlar arasındaki tek fark bu sihri yaşayan insanlar bu yöntemleri hep kullanırlar ve sihir onlar için bir kez değil her zaman gerçek olur. İnsanlar bu işi çözdüm hayatımı değiştirmeye başlayacağım derler ve henüz sonuçlar oluşmaya başlarken yüzeysel bir bakışla bu yöntem işe yaramıyor derler. Ve evren de derki isteğin benim için emirdir ve her şey başa döner.
Çekim yasasıyla ilgili bir örnek verirsem 1995 de kendime bir hayal panosu yaptım. Bu panoya sahip olmak veya ulaşmak istediklerimin resimlerini astım. Ev, para, araba vs. ve her gün ofisimde otururken panoya bakarak isteklerimi tasavvur ettim. Sonra taşınırken tüm eşyaları kutulara kaldırdık ve 5 yıl içinde 3 ayrı yere taşındık ve en son California’daki bu eve. Eski evimizdeki eşyalar kutularla geldi. Bir sabah 7.30 da oğlum ofisime girdi. Kapı önündeki 5 yıldır taşınan bir kutuya oturdu. Baba bunun içinde ne var dedi. İçinde hayal panom var dedim. Hayal panosu nedir. Ulaşmak istediğim hedefleri yerleştirdiğim bir pano dedim. Tabi sadece 5 yaşında olduğundan beni anlamadı. Ona göstermek daha kolay bir yol olacaktı. Kutuyu açtım panoları çıkarttım ve şok oldum. Biz o evde yaşıyorduk. Haberim bile yoktu ama tamamen aynı evi almıştım. Eve bakıp ağlamaya başladım, dağılmıştım. Neden ağlıyorsun. Nihayet çekim yasasını tamamen anladım, nihayet kuvvetle hayal etmeyi anladım, nasıl istediklerini anladım. Benim hayatımda işe yaradı. Hayalimdeki evi almıştım, haberim bile yoktu. Tasavvur her şeydir. Hayatın gelecek etkilerinin ön izlemesidir. Ne istediğinize karar verin, elde edeceğinize inanın, hak ettiğinize inanın ve mümkün olduğuna inanın ve günde birkaç kez gözlerinizi kapatıp hayal edin. Hayalinizi elde ettiğinizdeki duygularınızı hissetmeye çalışın. Ondan sonra şu anda sahip olduğunuz için minnettar olduklarınıza odaklanın ve bundan zevk alın. Evrene bunu yapın. İnanın evren bunu nasıl oluşturacağını bilir.
Paranın sırrı : Benim babam çok olumsuz bir insandı. Zenginlerin diğer insanları aldatan, kandıran insanlar olduklarını düşünürdü. Paranın insanı bozduğuna dair ve benzeri düşünceleri vardı. Para ağaçta yetişmiyor beni milyoner mi sanıyorsun en sevdiği sözlerdendi. Abi bende hayatın zor olduğuna inanarak büyüdüm. Hayat zor ve mücadele doluydu. Ancak W. Clement Stone ile tanıştıktan sonra hayatımı değiştirmeye başlayabildim. İnsan zihni düşünebildiği her şeye ulaşabilir. C.Stone ile çalışırken bana gerçekleştiği zaman beni hayrete düşürecek şeyleri hedeflememi söyledi. Oluştuğu zaman bileceksin ki gerçekleşti. Çünkü sen onu istedin o zaman yılda 8000 dolar kazanıyordum. Yılda 100.000 dolar kazanmak istiyorum dedim. Nasıl gerçekleşeceği ile ilgili bir fikrim yoktu. Herhangi bir fikrim ya da stratejim yoktu. Sadece olacağına inandım ve bu düşünceyi oluşturdum. Benden her gün gözlerimi kapayıp hedeflerime ulaştığımı hayal etmemi istedi. Kendime bir 100.000 dolar yaptım ve tavana yerleştirdim. Böylece sabah uyandığımda ilk dikkatimi çeken o oluyordu ve gözlerimi kapatıp 100.000 dolara sahip olduğumu hayal ediyordum. 30 gün boyunca bir şey olmadı. Müthiş bir fikir veya para teklifi gelmedi. Sonra bir gün duşta aklıma 100.000 dolarlık bir fikir geldi. Bir kitap yazmıştım ve eğer kitabım 100.000 satarsa bu parayı kazanabilirim dedim. Kitabım vardı ama hiç böyle düşünmemiştim. Bence aklınıza bir fikir geldiğinde ona güvenmeli ve uygulamalısınız. Nasıl olup da kitabımın o kadar satacağını bilmiyordum. Sonra bir markette National Enquirer’i gördüm ve kitabım orda tanıtılırsa o kadar çok satılabilir. 6 hafta sonra New York’ta bir konuşma yaptım. Bir hanım yanıma geldi harika bir konuşmaydı sizi tanıtmak isterim kartımı vereyim dedi. Nerede yazıyorsunuz. Serbest çalışırım ama çoğunlukla National Enquirer’e yazarım. Zihnimde bir film müziği duymaya başladım. Bu gerçekten işliyor. Kitabım satmaya başladı. Söylemek istediğim hayatıma tüm bunları çeken bendim ve kısa kesmek gerekirse 100.000 dolar değil ama 92.327 dolar kazandık ve bu harikaydı. Sonra eşim bana dedi ki 100.000 dolarda işe yarıyorsa neden 1 milyon dolarda yaramasın. Bence de neden denemeyelim. Yayıncım ilk Tavuk suyuna çorba kitabıma gülen yüz olan 1 milyon dolarlık çek yazdı. Ben bu sırrın işe yarayıp yaramadığını test ettim ve işe yaradığını kendim yaşadım. Ve sonraki her günümü bu şekilde yaşadım.
Bu filmi izleyen birçok kişinin şöyle dediğini duyar gibiyim. Hayatıma daha fazla parayı nasıl çekerim. Nasıl daha çok kazanırım. Nasıl daha fazla bolluk ve servet sahibi olurum. Nasıl işimi sever, kredi kartlarıyla baş ederim. Nasıl daha fazlasına sahip olurum. Niyet edin bu yine sır ile ilgili konuştuklarımıza çıkar. Yapmanız gereken evrenin kataloğun’dan isteklerinizi seçmek ve nakit bunlardan biriyse ne kadar istediğinizi söyleyin. Önümüzdeki 30 gün içinde beklenmedik bir yerden 250.000 dolar gelmesini istiyorum deyin veya her neyi istiyorsanız birçok insanın hedefi borçlarını ödemektir. Oysa bu düşünce şekli sizi hep borçlu tutacaktır. Düşündüğünüz şeyi kendinize çekeceksiniz. Ama ben bundan kurtulmayı düşünüyorum derseniz bir önemi yok. Onu düşünüyorsunuz ve kendinize çekeceksiniz. Kendinize günlük bir program yapın ve bolluğa odaklanmaya başlayın. Birçokları bana seneye kazancımı ikiye katlamayı istiyorum der ama hareketlerini ve bunun gerçekleşmesi için gerekli olanları yapmadıklarını gördüğünüzde ya da bunu yapamam dediklerinde bilin bakalım ne olur. İsteğin beni için emirdir. Yeterli para olmadığından yakınırken, arkadaşınıza bundan bahsederken, bundan dolayı mutsuzken bununla ilgili düşüncenin oluşumunu sürdürürsünüz ve bu izlediğiniz bir şeyi istemekten çok farklıdır. Daha fazla para istemek yerine ne kadar az olduğuna odaklanırsınız.
Bu sırrı ilk anladığımda birçok fatura ödüyordum. Bunu nasıl değiştirebilirim dedim. Çekim yasası neye odaklanırsan elde edersin der. Bir banka belgemi aldım. Mevcut bakiyemi istediğim miktarla değiştirdim ve bana sadece çeklerin gönderildiğini hayal ettim. 1 ay içinde işler değişmeye başladı. Artık sürekli çek alıyorum. Fatura da geliyor ama daha çok çek alıyorum.
Para kazanmak zordur inancıyla büyüdüm. Bunu para kolay ve sık kazanılır düşüncesiyle değiştirdim. Başlangıçta yalan gibi gelir. Beyninizin bir kısmı seni yalancı para zor kazanılır der. Bir süre bu düşünceler zihninizde bir nevi tenis macı yapar.
Servet yaratmaya gelince tamamı nasıl düşündüğünüzle ilgilidir. Birebir konuşmalarla yaptığım danışmanlığın %80 i düşünme şekli ve psikolojileriyle ilgilidir. Dinleyenler ben bunu yapamam der oysa herkesin parayla ilişkisini düzenleyecek kapasitesi vardır. Parayla hiçbir sorunu olmayan ama ilişkileri dökülen pek çok insan tanıyorum. Bu da kötüdür. Paraya odaklanarak kendinize çekebilirsiniz ama bu varlıklı olacağınız anlamına gelmez. Tabi ki para zenginliğin bir parçasıdır ama sadece bir parçasıdır. Çok maneviyatı olan ama her zaman hasta ve kırgın olan insanlar tanıyorum. Bu da varlık değildir. Hayat her alanıyla birbirine bağlıdır. Birçok insan başarılı olup istediği işe, eve sahip olmak ister ama tüm bunlara sahip olmak asıl istediğimiz olan mutluluğu bize garantilemez. Bunlar iç huzuru bize getirmez. Tersine iç huzuru ve mutluluğu sağlamak kendimize bunları çeker.
İlişkilerin sırrı : Benim için sır şudur ; hepimiz bu evrende yaratıcıyız ve meydana getirmek istediğimiz her dilek gerçekleşecek. Duygu düşünce ve dilekleriniz çok önemli. Çünkü oluşacak. Bir gün eve gittim. Ev sahibi ünlü bir sanat yönetmeniydi. Her köşede güzel, çıplak ve sırtını dönmüş sana bakmam der gibi oturan kadın resimleri vardı. Bence aşk hayatınızda sorun yaşıyorsunuz dedim. Açıklar mısınız? Tam yedi yerde aynı kadın resmi var. Resim yapmayı seviyorum hepsini kendim yaptım. Bu daha kötü dedim. Çünkü tüm yaratıcılığınızı buna koymuşsunuz. İşi gereği etrafı aktristlerle doluydu ama romantizm yaşamıyordu. Haftada 3 kadınla buluşmak istiyorum. Tamam kendinizi 3 kadınla resmedin ve evin her köşesine koyun. 6 ay sonra ona tekrar rastladım ve aşk hayatını sordum. Harika. Sürekli arıyor buluşmak istiyorlar. Çünkü siz dilediniz. Haftada 3 randevum oluyor. Sizin adınıza sevindim ama artık düzenli bir ilişki istiyorum, evlilik istiyorum ve de romantizm. O zaman resmini yapın. Böylece kendini güzel, romantik bir ilişkide resmetti. 1 yıl sonra evlendi ve çok mutlu. Çünkü farklı bir dilek ortaya koydu. Aslında yıllardır istiyordu ama gerçekleşmemişti. Çünkü dileği kendi oluşturduğu dış koşullar nedeniyle oluşmamıştı. Evi kendisini her zaman engellemişti. Bu bilgiye sahipseniz onunla oynamaya başlayın. İlişkilerde önemli olan kimin ilişkiye girdiğidir. Burada sizden bahsediyorum karşınızdakinden değil. Siz kendinizden hoşlanmazken nasıl bir başkasının hoşlanmasını beklersiniz. Çekim yasası size istediğinizi getireceğine göre şu soruya cevap vermelisiniz. Kendinize diğerlerinin size davranmasını istediğiniz gibi mi davranıyorsunuz? Kendi kendinizin çaresisiniz. Karşıdan beklemeyin. Onun yerine zamanınızı kendinize istemeye ayırın. O bolluğu hissedin ve istekleriniz size aksın.
Partnerimin bana güzelliğimi göstermesini beklediğim ilişkilerim oldu. Onun bana güzelliğimi göstermesine ihtiyaç duyuyordum. Çünkü kendimi güzel hissetmiyordum. Çünkü büyürken ki idollerim Charlie’nin melekleri Wonderwoman idi. Hepsi harika kadınlardı ve ben hiçbirine benzemiyordum ve bu böyle devam etti. Ta ki ben lisa’ya olduğu gibi aşık olana dek. Bundan sonra dünyanın geri kalanı lisa’ya aşık olmaya başladı. Sizinle ilgili harika bir şey söyleyeceğim. Kendimle tam 44 yıl çalıştım. Kendimi öpmek istiyorum. Çünkü siz kendinizi seveceksiniz. Burada kibirden değil sağlıklı bir ruh halinden bahsediyorum ve kendinizi sevdikçe başkalarını da seversiniz. Bazen işteki insanlar çok negatif, birlikte yaşadığım adam çok asabi, çocuklarımla başım dertte derler. Kendinizi etrafınızdaki insanların en iyi yönlerini görmeye alıştırın. Birlikte çok zaman geçirdiğiniz insanların iyi yönlerinin bir listesini yapın. Kötü bir olay yaşadığımız kötü bir ilişkimiz olan biri olabilir. Zihninizde biraz çabayla onun en sevdiğiniz yönlerine odaklanırsanız size daha çok öyle davranır. Bunu gerçekleştiremeseniz bile ondan beklediğiniz davranışları göstermeyecekse çekim yasası sizi aynı ortamda tutmayacaktır. Frekanslarınız tutmayacaktır. Mutlu olma potansiyelinizi fark ediyorsunuz. İyi hissetmek için kimseden değişmesini istemezsiniz. Özgür kalırsınız. Dünyayı, eşinizi, çocuğunuzu kontrol etme isteğinin verdiği imkansızlık hissinden kurtulursunuz. Kendi gerçekliğinizi yaratan sadece sizsiniz. Bunu sadece siz yapabilirsiniz, başkası değil. Sadece siz.
Sağlığın sırrı : Vücudumuz düşüncemizin bir ürünü olduğuna göre modern tıpta artık anlıyoruz ki düşüncelerimiz vücudumuzun görüntüsünü, işleyişini ve sağlığını etkiliyor. İyileştirme yöntemlerinde plasebo etkisi diye bir kavram olduğunu biliyoruz. Plasebo herhangi bir etkisi olmayan içi şeker dolu kapsüllerdir. Hastaya bunun etkili olduğunu söylersiniz. Bazen plasebo o etki için tasarlanan ilaçtan daha fazla etki gösterir. İyileşmede en önemli faktör insan zihnidir. Bazen ilaçtan daha çok işe yarar. Hasta olan kişinin zihninde bunu yaratan düşünceyi araştırma seçeneği vardır. Önce tıbbı kullanarak. Tıp bize zihnin neyi ortaya çıkardığını anlamamızda yardımcı olur. İyileşmenin her yolu işimize yarar. Mutluluğun tek bir akımı vardır. Tek bir pozitif enerji akımı vardır ve tüm evren bununla doludur. Burası temelleri refaha dayalı bir dünya. Refah her yerde bulunur. Bu refahın ve bolluğun size akmasına izin verirseniz çok çok iyi hissedersiniz. Ve bunu reddederseniz pek de iyi olmaz. Kabul ya da reddettiğimiz tek bir bolluk ve refah akımı vardır ve duygularınız size ne yapacağınızı söyler. Bu akıma direnebilir ya da izin verebilirsiniz.
Son dönem hastalarını görmüşsünüzdür. Binlerce hastalık ve tedavi şekli var. Ama hepsi tek bir şeyin sonucudur. Stres. Bir zincire ya da düzeneğe yeterince stres uygularsanız kırılır. Psikolojimiz hastalıkları yaratır. Bu şekilde yeterince mutlu ve minnettar olmadığımızı kanıtlar. Vücudumuzun belirti ve işaretleri kötü bir şey değildir. Bir hastalığı ortaya çıkan kişinin sıkça sorduğu soru düşünce yöntemleriyle bunu yenip yenemeyeceği. Cevabı evet yenebilirsiniz.
23 kasımda meme kanseri olduğumu öğrendim. Güçlü bir inançla ve tüm kalbimle zaten iyileşmekte olduğuma inandım, gün boyunca iyileştiğim için şükrettim. Tekrar tekrar iyileştiğime şükrettim. İyileştiğime tüm kalbimle inandım. Sanki hiç kanser olmamış gibi düşündüm. Bu süreçte iyileşmeme yardımcı olmak için komedi filmleri izledim. Bol bol güldük. Hayatımıza hiç stres sokmadık. Çünkü stresin iyileşmeye çalışan biri için en kötü şey olduğunu biliyorduk. Tanı konduktan sonra iyileşmem yaklaşık 3 ay sürdü ve kemoterapi ve radyoterapi almadım. Kendini iyileştirmeye dair temel bir yapımız var. Bir yarayı kapatabilirsiniz. Bir enfeksiyon kaptığınızda bağışıklık sisteminiz onu yok eder. Bağışıklık sistemimiz kendimizi iyileştirmek için vardır. Hastalık sağlıklı ruh hali olan bir vücutta var olamaz. Vücudunuz her saniye milyonlarca hücreyi yok edip yenilerini yapıyor. Vücudunuzun bazı parçaları kendilerini birkaç günde, bazıları birkaç ayda, bazıları birkaç yılda yeniler. Yani birkaç yılda yepyeni bir vücudumuz olabilir. Bir hastalığınız varsa ona odaklanıp insanlara bundan bahsediyorsanız daha fazla hasta hücre üretirsiniz. Kendinizi çok sağlıklı farz edin. Hastalıkla ilgilenmeyi doktora bırakın. Kalçanızdaki ağrı nedeniyle korku hissetmekle o ağrıya olumlu yaklaşmak arasındaki farka dikkat edin. Korku ve umut arasındaki fark iyileşmek ya da iyileşmemektir. Daha mutlu düşünceler daha mutlu bir vücut biyokimyası oluşturur. Ve bu da daha sağlıklı ve daha mutlu bir beden yaratır. Tam tersi olumsuz düşünce ve stres vücudu düşkün kılar. Çünkü düşüncelerimiz vücudumuzu tekrar tekrar yaratır, düzenler, kurar. Kendimizi psikolojik stresten uzak tutarsak vücut programladığını yapar. Kendini iyileştirir. Yenilenen böbrekler gördüm. Geri gelen veya düzelen görme yetisine tanık oldum. İyileştirilemez bir şey olmadığını göreceksiniz. Kendinizi iyileştirip hayatınızı iyileştirebilirsiniz.
Hikayem asla unutamayacağım o gün başladı. Bir uçak kazası geçirdim. Hastanede gözlerimi açtığımda tamamen felçtim. Yutma fonksiyonum bozulmuştu. Öyle ki bir şey yiyip içemiyordum. Kendi kendime nefes bile alamıyordum. Tek yapabildiğim göz kırpmaktı. Hayatımın geri kalanında sadece gözlerimi kullanabilecektim. Bana çizilen tablo böyleydi. Ama onların ne düşündüğünün bir önemi yoktu. Benim düşündüğüm tek bir şey vardı. Noel’e kadar yürüyeceğim. Zihnimde kendimi hastaneden yürüyüp çıkan sağlıklı bir insan olarak resmettim. Hastanede yapabildiğim tek çalışma zihnimi bu yönde çalıştırmak oldu. Doktorlar bir daha normal soluk alıp veremeyeceğimi çünkü diyaframımın zedelendiğini söylemişlerdi ama bir gün kendim soluk alıp vermeye başladım ve onlar buna bir açıklama bulamadılar. Beni hedefimden uzak düşürecek hiçbir düşünceyi zihnimde tutmadım. Noel de hastaneden yürüyerek çıkmak hedefimdi. Hastaneden kendin ayaklarımın üstünde yürüyerek çıktım. Onlar bunun mümkün olmadığını söylemişlerdi. O günü asla unutamam. Bu filmi şu anda izleyenlere hayatımı beş altı kelimeyle özetleyecek olursam insan neyi düşünürse başına gelir.
Dünyanın sırrı : Etrafımızda koşullu yaşayan birçok insan var. Etraflarındaki güzelliklere evet derler. Bunun için mücadele etmeye, enerjimizi vs. harcamaya devam edeceğiz ve etraflarında istemedikleri şeyleri görünce kendilerinin ya da başkalarının yasamasını istemedikleri korkunç olayları görünce bunlardan kurtulmak için bir şeyler yapmamız lazım derler. Bilmezler ki istenmeyeni ittikçe ona güç verirler. Bu dünyada savaş var güce karşı, kansere karşı, erken gebeliğe karşı, terörizme karşı, şiddete karşı tekrar belirtelim terörizme karşı. Tüm bu girişimler sadece daha fazlasını doğuruyor. Çünkü hayır deyip ortadan kaldıramazsınız. Hayır diye bağırdığınızda çekim yasası onu oluşturur. Neye direnç gösterirseniz varlığını sürdürür. Çünkü bunu istiyorum. Bana kötü hissettiriyor dediğinizde o güçlü ruh hali ile bu durumun yaratılmasına kaynak oluşturursunuz. Savaş karşıtı hareket daha çok savaş yaratır, uyuşturucu karşıtı hareket eden daha fazlasını yaratır. Çünkü istemediğimizin üzerine odaklanmış oluruz. İnsanlar bunlar gerçek niye bu konuya odaklanmayalım derler. Bu aynı şunun gibidir. Biri yapılmasını istemediği bir davranışa fazlaca dikkatini verirse bir zaman sonra bunu ben de yapmalıyım der. Gerçekten bu mantığı anlamıyoruz.
Rahibe teresa savaş ortamında bulunmazdı. Barış ortamı varsa beni davet edin derdi. Sırrı biliyordu, anlamıştı. Dünyaya yaydığı düşünceye bakın. Eğer savaş karşıtıysanız barış için çalışın, eğer açlığı karşıysanız insanların daha çok yiyecek bulması için çalışın, eğer kötü politikacılara karşıysanız rakibi için çalışın. Sıklıkla seçimleri insanların gerçekten karşı olduğu adaylar kazanır. Çünkü tüm enerji üzerinde toplanmıştır. İstemediğinize değil istediğinize odaklanmalısınız. Tabi ki istemediğinize bakacak tam tersini arayıp ne istediğinizi bulup onu oluşturacaksınız. Gerçek şu ki istemediğinizden ne kadar fazla bahsedip yakınırsanız onunla ilgilenip ne kadar korkunç derseniz ondan daha fazla yaratırsınız. Bazen derler ki ama bilgilenmeliyim. Tabi ki bilgilenin ama onun bir parçası olmanız gerekmez. Sakin olmayı ama dikkatinizi istemediğiniz durumdan uzak tutmayı öğrenin ve tüm enerjinizi yaşamak istediğiniz deneyime yönlendirin. Dışarıdan gelen düşüncelerden çok iç sesiniz ve iç görünüzü derinleştirmeye başlarsanız hayatınızı siz yönetirsiniz. Tüm dünyayı istediğiniz şekle sokmak için doğmadınız. Kendi dünyanızı seçtiğiniz şekilde yaratmak için doğdunuz. Diğerlerine de kendi seçtikleri dünyayı yaratmaları için izin vermelisiniz. Şu anda sizin aklınıza gelmese de biri soruyordur. Herkes bu sırrı öğrenir ve evreni bir katalog olarak kullanırsa herkes istediğini alırsa geriye ne kalır. Bu sırla ilgili en güzel bilgi herkes için hepsinden fazlasıyla olduğudur. İnsanlığın beyninde bir virüs gibi yaşayan bir yalan var. Bu yalan hiçbir şeyin yeterince iyi olmadığı düşüncesi. Bu yalan insanları korkuya, açgözlülüğe sürükler ve bu duygular onların yaşantıları olur. Böylece dünya bir kabus hapı almış gibi olur. Gerçek şu ki etrafta ihtiyaçtan fazla iyilik var. İhtiyaçtan fazla yaratıcı düşünce var. İhtiyaçtan fazla güç var. İhtiyaçtan fazla sevgi var. İhtiyaçtan fazla neşe var. Tüm bunlar kendi sonsuz doğasının farkında olan bir akıldan ortaya çıkar. Dünyaya gelmiş her büyük öğretici hayat bolluk için iyi halde oluşturulmuştur der. ...ni mevcut kaynağımızın yetersiz kaldığını fark edince hedefimize ulaşmak için yeni bir kaynak buluruz. Kendimizi çaresiz hissettiğimizde aslında etrafımızdakileri görmüyoruzdur.
İnsanların kalplerinden geçeni yapmaya başlayınca aynı şeyleri yapmak istemezler. Bunun güzelliği buradadır. Hepimiz aynı kişi olmak istemeyiz, aynı deneyimleri yaşamak istemeyiz, hepimiz aynı giysileri istemeyiz. Bu herkese yeter. İnanır ona göre hareket ederseniz size görünecektir. Gerçek bu. Gerçekliğinizin çeşitliliği sizi özgür bıraksın ve istediklerinizi seçin ve yaşamak istediğiniz bir şey gördüğünüzde onu düşünün, onunla ilgili duyguyu bulun ve o duyguya bürünün. Ondan bahsedin onunla ilgili yazın onu kendi gerçekliğinize dönüştürün ve yaşamak istemediğiniz deneyimleri görünce onunla ilgili konuşmayın, yazmayın, endişelenmeyin, tepki vermeyin, görmezden gelmek için kendinizi zorlayın, dikkatinizi vermeyin. İstediklerinize olan dikkatinizi bölmeyin.
Geçmişteki liderlerin çoğu sırrın en önemli parçası olan insanlarla paylaşmayı esgeçtiler. Şimdi tarihte yeni bir sayfa açmak için en iyi zaman. Çünkü ilk defa bilgiye parmaklarımızın ucundan ulaşabiliyoruz.
Sizin sırrınız : Etrafımıza hatta kendimize baktığımızda gördüklerimiz buzdağının görünen kısmıdır. Bir saniye elinizi tutun ve bakın. Eliniz bu şekilde görünüyor ama aslında öyle değil. Elinize bir çeşit mikroskopla bakarsanız sadece enerji dalgaları görürsünüz. Eliniz, yıldızlar ya da okyanus hepsi aslında aynı şeyden meydana geldi. Her şey enerjidir. Şöyle anlatabilirim, evren, galaksimiz, Samanyolu, gezegenimiz, insan vücudu, vücudumuzdaki organ sistemleri, hücreler ve molekülleri, atomları ve işte sonunda enerji. Hakkında konuşulacak çok fazla seviye var. Evrendeki her şey enerjidir. Hangi şehirde yaşarsanız yaşayın vücudunuzda tüm şehri yaklaşık 1 hafta aydınlatacak kadar potansiyel enerji var. Çoğu insan kendini bu beden olarak tanımlar. Siz bu beden değilsiniz. Mikroskop altında bir enerji alanısınız. Bir kuantum fizikçisine dünyayı yaratan ne diye sorarsanız size enerji der ve enerjiyi şöyle tarif eder. Yaratılamaz, yok edilemez, her zaman var oldu, var olan hiçbir şey yok olmaz, form değiştirebilir, bir formdan bağımsız var olabilir. Çok güzel. Aynı soruyu bir din adamına sorduğunuzda size tanrı diye cevap verir ve tanrıyı şöyle tarif eder. Her zaman var oldu, var olacak, yaratılamaz, yok edilemez, herhangi bir şekilden bağımsızdır. Görüyorsunuz tarifler aynı sadece terimler farklı. Eğer kendinizi biraz geniş buluyorsanız tekrar düşünün. Siz ruhsal bir varlıksınız. Hepimiz birbirimize bağlıyız. Sadece bunu göremiyoruz. Birbirinden ayrı bir dışarısı ve içerisi yok. Evrendeki her şey birbiriyle bağlantılı. Tek bir enerji alanı var. Siz bir enerji kaynağının uzantısısınız ve burada bu harika bedeninizle bulunuyorsunuz ama bedenleriniz sizi çoğunlukla gerçekte ne olduğunuzdan uzak tutar. Siz enerjinin kaynağısınız. Siz sonsuz varlıklarsınız. Siz tanrının gücüsünüz. Tanrıya ne duyarsanız siz o sunuz. Diyebiliriz ki bizler tanrının hayali ve suretiyiz. Diğer bir deyişle evrenin kendisi bir bilinçtir. Açığa çıkan olasılıkların sınırsız hissedişiyiz ve hepsi gerçeğe dönüşecek. Bütün bu öğretiler yaratıcı gücün hayalinde ve suretinde yaratıldığınızı söyler. Siz kendi dünyanızı yaratabilecek potansiyel yaratıcı güce sahipsiniz ve yaratıyorsunuz. Belki şimdiye dek kendiniz için mükemmel şeyler yarattınız ya da yaratmadınız. Sizden gerçek isteklerinizi ve hayatınızdakilerin size layık olup olmadığını düşünmenizi istiyorum. Eğer değillerse şimdi değiştirmenin tam zamanı. Bunu yapacak güce sahipsiniz. Tüm güç içinizdedir ve bu yüzden kendi kontrolümüzdedir.
Birçok insan hayatta kendini kurban olarak görür. Sıklıkla geçmişteki bir olayı gösterirler. Mesela çok meşgul ebeveynlerle işlevsiz bir ailede büyümek. Burada şunu belirtmeliyim çoğu psikolog ailelerin yaklaşık %85 inin işlevsiz olduğuna inanıyor.
Babam bana küfrederdi. Annem ondan boşandığında 6 yaşındaydım. Ciddi bir motosiklet kazası geçirdim. Bir noktada evsizdim. 15 yıl Houston da fakirlik içinde yaşadım. Çocukken öğrenme güçlüğü çekiyordum, öğrenme yeteneğimin olmadığı söylendi, okuyamaz, yazamaz, iletişim kuramaz, kendi başına yaşayamaz kabul edildim. Herkesin hikayesi birbirine benzer. Önemli olan şimdi ne yapacağınız, neyi seçtiğiniz. Ona da odaklanabilirsiniz, istediğinize de odaklanabilirsiniz. İnsanlar istediklerine odaklanınca istemedikleri uzak düşer. İstediğiniz oluşur, diğeri ise kaybolur.
Düşüncelerinizi kasten ortaya çıkarmaya başladığınız, düşüncelerinizi bir amaç için kullandığınız, kendi deneyimlerinizi yaratmaya başladığınız noktaya gelmenizi istiyoruz. Çünkü düşüncenizi siz yönetirsiniz. Çekim yasasının güzel tarafı olduğunuz yerden başlayabilmenizdir. Düşünmeye gerçekten düşünmeye başlayabilirsiniz. Kendi içinizde mutluluk ve ahenk hislerini üretmeye başlayabilirsiniz. Yasa buna cevap verecektir. Artık farklı inançlar geliştirmelisiniz. Evrende ihtiyaçtan fazlası var ya da benim için her şey yolunda gibi. Yaşlanmıyorum, gençleşiyorum gibi. Çekim yasası ile tüm isteklerimizi oluşturabiliriz. Kendinizi kültürel engellerinizden, sosyal inanışlarınızdan kurtarabilirsizin. Bir kez daha sizdeki gücün dünyadakinden fazla olduğunu anlarsınız.
Şimdi şöyle düşünebiliriz. Bu çok güzel ama yapamam, o yapmama izin vermez, bunu yapacak kadar param yok, bunu yapacak kadar güçlü değilim, yeterince zengin değilim, değilim, değilim, değilim, değilim. Her bir değilim yaratımdır. İster yapabileceğinizi ister yapamayacağınızı düşünün haklısınız. Bir sınır var mı kesinlikle yok. Bizler sınırlandırılmamış varlıklarız. Yetenek, güç ve kapasite bir tavanımız yok. Bu gezegendeki her bir yaratılmış varlık sınırsızdır.
Hayatın Sırrı : Gökyüzünde tanrının sizin hayattaki amacınızın yazdığı bir yazı tahtası yok. Gökyüzünde şöyle diyen bir tahta yok, neale donald walsch yakışıklı adam. 21.yy’ın yarısında yaşadı ve gerisi boşluk. Tek yapmam gereken gerçekten niye burada olduğumu anlamak için o yazı tahtasını bulmak ve tanrının benim için ne planladığını öğrenmek. Ama öyle bir yazı tahtası yok. Yani amacınızı siz seçersiniz. Hedefinizi kendiniz belirlersiniz. Hayatınız kendi yarattığınız gibi olur ve kimse sizi eleştiremez. Bunu anlamam yıllarımı aldı.
Yapmam gereken bir şeyleri yapmadığımda tanrının mutsuz olacağı düşüncesi ile büyümüştüm. .......ana amacım iyi hissetmek olduğunu anladığımda bana mutluluk getiren davranışlarda bulunmaya başladım. Sevgi, mutluluk, özgürlük, neşe, kahkaha hissedilmesi gereken bunlar. Eğer salamlı sandviçten zevk alıyorsanız yiyin. Kedimi severken haz duyuyorum. Doğa yürüyüşünü yapmaktan haz alıyorum. Kendimi sürekli o ruh halinde tutmak isterim. Böylece istediğimi kendime çekecek etkiyi yaratırım ve istediğim oluşur. Başarının koşulu iç mutluluktur. Sizi mutlu eden her şeyin daha fazlasını size çekecektir. Şu anda bunu dinliyorsunuz. Bunu hayatınıza siz çektiniz. Size iyi geliyorsa hayatınıza geçirmeyi seçersiniz. İyi gelmiyorsa bırakırsınız ve size iyi gelecek bir şeyi bulun.
Saadetinizi izleyin. Sadece duvarların olduğu bir yerde evren size kapılar açacaktır. Joseph Campbell saadetinizi izleyin demiş. Bence bu bir insanın ağzından çıkan en iyi kelimelerdir. Eğer biri mutluluğu izleyebiliyorsa siz de her konuda bolluk ve refahın izini takip edebilirsiniz. Hayatın tadını çıkarın. Çünkü hayat muhteşem bir yolculuk. Farklı bir gerçeklikte farklı bir hayat yaşayacaksınız. İnsanlar size bakıp benden farklı ne yapıyorsun diyecek. Farklı olan tek şey siz sırra göre hareket ediyorsunuz. Böylece insanların sizin için imkansız dediklerini gerçekleştirir veya sahip olursunuz.
Yeni bir çağ başlıyor. Bu sınırı uzay değil akıl olan bir çağ. Sınırsız olasılıkların, sınırsız potansiyelin olduğu bir gelecek görüyorum. İnsanların zihinlerindeki potansiyelin en fazla %5 ini kullanabilirler. Uygun eğitimin sonunda zihnin potansiyelinin %100 ü kullanılabilir. İnsanların tüm zihinsel ve duygusal potansiyellerini kullandıkları bir dünya düşünün her yere gidebilir, her şeyi yapabilir, her şeye ulaşabilir. Kendinizi istediğiniz ile farz edin. Her din bize bunu söyler, her önemli felsefe kitabı, her büyük lider bize aynı şeyi söyler. Geçmişteki bilge insanları araştırın. Birçokları size bu programda tanıtıldı. Hepsi sırrı anlamıştı. Şimdi siz de anlıyorsunuz. Daha fazla kullandıkça daha fazla anlayacaksınız.
Bu sözleri hayatınızın ilk gününde duysaydınız her şeyin daha kolay olacağını hissediyor olabilirsiniz ve eğer hayatınızın ilk gününde konuşsaydık dünyaya hoş geldin derdik. Yapıp, ulaşıp, olamayacağın hiçbir şey yok. Sen muhteşem bir yaratıcısın. Güçlü ve kesin. Burada olma arzunun sonucunda buradasın. Peşinden git. İstediğini düşünerek. Ne istediğine karar vermene yardım edecek hayat deneyimini kendine çek ve bir kez karar verince bütün düşünceni ona ver. Zamanının çoğu bilgi toplamakla geçecek. Bilgi istediğinin ne olduğuna karar vermeni sağlayacak ama asıl iş ne istediğine karar verip ona odaklanmak ve ona odaklanarak onu kendine doğru çekmek. Yaratım süreci budur. Harika olduğunuza inanıyorum. Muhteşem bir tarafınız var. Hayatta başınıza ne gelirse gelsin, ne kadar genç ya da yaşlı olduğunuzu düşünüyor olursanız olun. İçinizde dünyadan daha güçlü bir kuvvet olduğunu düşünmeye başladığınız an ortaya çıkmaya başlayacak. Hayatınızı değiştirecek, sizi doyuracak, giydirecek, koruyacak, yol gösterecek. Eğer izin verirseniz varlığınızı besleyecek. Kesin olarak bildiğim bu...
Anne bunun yardımı olur...
İyi hisset... Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana |