Cevap: SEN NASIL OLMAK İSTİYORSUN? Öfkenin tedavisi
İnsanı heyecanlandıracak herhangi bir sebep meydana geldiğinde kötü bir iş yapma zorunda kalmaması için kişinin o anda sebat edip hiddete kapılmaması, sabretmesi farz olur. Heyecan esnasında öfke; ancak ilim ve amel macunlarıyla tedavi edilir.
İlimle tedavi yöntemlerine gelince, bunlar bir kaç sınıfta incelenebilir:
Birinci olarak; kişinin öfkesini yutmasına karşılık alacağı sevabı, öfkeyi yutmanın fazileti hakkında mevcut olan ayet ve hadisleri düşünmesi, kişiyi öfkeye kapılmaktan alıkoyacak en büyük etkenlerdendir.
İkinci olarak; kişi muhattabına öfkelenirse ve bu öfkesinin gereği olarak ona azap ederse, Allah’u Teala’nın da kendisini azaplandırabileceğini düşünmeli, nefsini bununla korkutmalıdır. Şiddetli bir azaba düccar olmaktansa, nefis öfkesini yutma yolunu tercih edecektir.
Üçüncü olarak; kişi, işin dünyevi zararlarını da düşünmelidir. Muhattabına öfkesini kusarsa muhatabının da intikam alabileceğini, işlerini engelleyebileceğini, hiç olmazsa başına gelecek bir musibetle muhattabının sevineceğini düşünmesi de, kişiyi öfkesini dindirmeye sevk edecektir.
Dördüncü bir yöntem ise; başkasının öfkelendiğinde çehresinin aldığı çirkin şekli hatırlayarak, kızdığı zaman kendi yüzünün de aynı duruma geldiğini düşünmelidir. Öfkeli kişinin yüzünün rengi değişir, hatları bozulur ve yırtıcı bir hayvanı andırır.
Oysa öfkesine hakim olan, hilm gösteren insanlar parlak çehreli olurlar. Bakanlara İslamı hatırlatır. Elbette nefs, hayvanlara benzemek gibi kötü bir duruma düşmek istemeyecektir.
Beşinci yol ise; kendisini öfkeye iten sebep hakkında düşünmesidir. Bu konuda düşünen insan, çoğu zaman ortada büyütülecek bir sebebin olmadığını, ama şeytanın dürtmesiyle şişirildiğini görecektir. Şeytanın arzusuna uyan kimse iflah olabilir mi? Genellikle öfkesini teskin etmek istiyen kimseler, şeytanın “Sen aciz veya korkak mısın ki intikam almayıp vageçiyorsun?” gibi telkinleriyle tekrar öfkelenir ve kendilerine hakim olamazlar. Oysa insanlar nazarında zillet gibi görülen “Öfkesini yutma” ile kişi, Allah’ın nezdinde izzet ve şeref sahibi olur. Bunun bilincinde olan kişi öfkesini yutma yoluna gidecektir.
Son bir yöntem ise; öfkelenmesine sebep olan olayın Allah’ın takdiri ile gerçekleştiğini ve öfkesini yenmenin rıza haline daha uygun olduğunu düşünmesiyle olur.
Ameli açıdan tedavi yöntemlerine gelince, hadis-i şerflerinde ve ashabın uygulamalarında bunun birçok çeşidine rastlamak mümkündür. Örneğin kişi öfkelendiğinde “Euzu billahi mineşşeytanirrecim” diyerek Allah’a sığınmalıdır.
Hadiste tavsiye edilen şu duayı okumak da nefsi teskin edecek dualardandır: “Allah’ım! Ey Muhammed Peygamberin Rabbi! Günahımı bağışla, kalbimin kinini gider ve beni fitnelerin saptırmalarından koru.”
Yine kişi öfkelendiği andaki halini değiştirmelidir. Ayakta ise oturmalı, oturmakta ise yan yatmalı, hatta yüzünü - yanak kısmını - toprağa koymalıdır. Bu şekil nefsini zelil etmiş olacak, sukunete erecektir. Abdest almak veya en azından buruna su vermek, veya başka bir cisime temas etmek suretiyle vucudunun ateşini düşürmeye çalışmak da öfkenin dindirilmesinde kullanılan genel ve etkin yöntemlerdir. Konuyla ilgili olarak Resullullah (sav)’dan rivayet edilen şu hadisi zikretmek de faydalı olacaktır inşaallah: “Gazap kalpte tutuşturulmuş bir özdür. Sizler öfkelenen kişinin şah damarlarının şiştiğini ve gözlerinin kızardığını görmezmisiniz? Biriniz böyle bir şey hissettiğinde ayakta ise otursun, oturuyorsa yatsın. Bununla da öfkesi dinmezse soğuk su ile abdest alsın veya gusul yapsın. Çünkü ateşi sadece su söndürür.”
Esma'ül Hüsna |