40.Gün
En üst düzey bakış açısı takdirdir. Bu Tanrı’nın bakış açısıdır.
Bu olumlama yaratıcılıkla ilgilidir. İnsanlar Tanrı’ya çeşitli ibadet yollarıyla yaklaşmaya çalışır; Tanrısal zihnin nasıl çalıştığını anlamaya uğraşır böylece kendi yaşamlarında kutsal olacaklardır. Bize Tanrı’nın dünyayı yarattığı sonra da zamanını, iyi yaptığını düşündüğü işini seyretmeye ayırdığı söylendi. O takdir edicidir. Takdir genellikle ruhsal bir durumu tanımlamakta kullanılmaz ama takdir birçok durumda en yüksek aşamadır. Egonuz tehlikede değil. Takdir, evrene sevgi dolu farkındalık getirir. Bir şeyin ne kadar güzel olduğunu görmekle ilahi bakıyorsunuz. Takdiriniz derinleştikçe daha çok ruhun gözüyle bakmaya başlarsınız. 41.Gün
Kendimi acımla birlikte takdir ediyorum.
Her şey ben’in varlığına eklenir.
Bu olumlama alçakgönüllülükle ilgilidir. Alçakgönüllülük evrenin ne kadar sonsuz bolluğu olduğunu anladığınızda gelen tevazudur. Hindistan’da alçakgönüllülüğün, Tanrı’nın önünde olgunlaşmış meyvelerle dolu bir ağaç gibi eğildiği söylenir. Ego aciz duruma düşmekten korkar. ‘Ben’ güvensizdir ve daha düşük bir konuma alınmayı istemez. Bu davranıştan kaçınmanın yöntemi ben’inizin zenginliğini takdir etmektir. İç dünyanızda yaşamın dramaları sanki başka kimse aynı durumda değilmiş gibi yaşanıyor. Acı ve üzüntü deneyimi de içinde olmak üzere, deneyimin tüm dizisine ulaşabilirsiniz. Kendinizi iyileştirmek için harekete geçtiğinizde bile ışığın ve karanlığın yaşamın zenginliğine eklendiğini unutmayın. 42.Gün
Gölge Ben’in dışarıya çıkmasını diliyorum.
Bu onu iyileştirmenin ilk adımı.
Bu olumlama ‘karanlık yan’ ile ilgilidir. Hepimiz, nefret, korku ve saldırganlık da dahil bazı karanlık itkilerimiz olduğunu biliyoruz. Bu itkiler bilinçsiz yanımızdan çıkar ve onlara karşı normal tepkimiz onları orada tutmaktır. Karanlık yanı göz önünden kaldırırız ama onlar yine de gitmiş olmazlar. Tüm enerjilerin yapacağı gibi ifade edilmek isterler. İyileşme içeride tutulduğu sürece olası değildir. İyileşmeye başlamak için gölge ben’inizi farkındalık düzeyine çıkartın. Bu nefret, dehşet ya da kinle davranmakla aynı şey değildir. Bu, sadece gölge ben’inizden uzakta durmadığınızı belirten bir mesaj yolladığı anlamına gelir; onun varolma hakkını kabul ediyorsunuz.
__________________
Ben Tanrı'nın bir çocuğuyum ve Dünya denen bu yerde olmaya layığım. Ruhun adına, şifamı birlikte-yaratıyor ve titreşimimin değişmesini seçiyorum. Tanrım, kontratımı gerçekleştirebilmem için bilmemi istediğin şey nedir?