Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03-05-2008, 12:03 AM   #2 (permalink)
sanemce
Moderator
 
sanemce - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2008
Mesajlar: 2,721
Tesekkür: 16,247
1,756 Mesajinıza toplam 14,576 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
sanemce has a reputation beyond reputesanemce has a reputation beyond reputesanemce has a reputation beyond reputesanemce has a reputation beyond reputesanemce has a reputation beyond reputesanemce has a reputation beyond reputesanemce has a reputation beyond reputesanemce has a reputation beyond reputesanemce has a reputation beyond reputesanemce has a reputation beyond reputesanemce has a reputation beyond repute
Standart En İyi Laf Oturtanlar

Sokrat Ölüme mahkum edildiğinde, eşi:
- Haksız yere öldürülüyorsun, diye ağlamaya başlayınca, Sokrat:
- Ne yani, demiş. Birde haklı yere mi öldürülseydim!
---

Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü
filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka
hiçbirşeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe
geçmek mümkün değildir... Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa: "Ben
bir serserinin önünden kenara çekilmem" der. Diyojen, kenara çekilerek
gayet sakin şu karşılığı verir:

- Ben çekilirim!!
---

Bir şemsiye tamircisi, yazmış olduğu şiirleri incelemesi için
Sheaksper' a gönderdiğinde, ünlü yazarın cevabı şu olur:
- Dostum siz şemsiye yapın, hep şemsiye yapın, sadece şemsiye yapın..
---

Meşhur bir filozofa:
- Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar
fakirsiniz? diye sorulduğunda:
- Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan, demiş.
---

Dostlarında biri, Fransız kralı 15. Lui' ye:
- Majesteleri, demiş. Akıl vergisi almayı hiç düşündünüz mü? Hiç kimse
budalalığı kabul etmeyeceğine göre, herkes böyle bir vergiyi seve
seve öder.
Kral, alaylı alaylı gülerek:
- Hakikatten enteresan bir fikir, cevabını vermiş. Bu buluşunuza
karşılık, sizi akıl vergisinden muaf tutuyorum.
---

Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon' un bir muharebede tenkide
kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek:
- Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini
zaptetmeliydiniz, gibi fikirler belirtmeye başlayınca, Napolyon:
- Evet, demiş. Onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım.
---

Bir toplantıda bir genç M. Akif küçük düşürmek için:
- Afedersiniz, siz veterinermisiniz? demiş. M. Akif hiç istifini
bozmadan şu cevabı vermiş:
- Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?
---

İdam edilmek üzere olan bir mahkuma:
- Diyeceğin bir şey var mı? diye sorduklarında:
- Bu bana iyi bir ders oldu!!
---

Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı
yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri
ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
- Sen sır saklamayı bilir misin? diye sormuş. Vezir:
- Evet hünkarım, bilirim dediğinde, Yavuz cevabı yapıştırmış:
- Bende bilirim.
---

Sultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken,
keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla:
- 300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor, der.
Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der:
- Bizde onlara yaklaşıyoruz.
---

Bir filozofa sormuşlar: Şansa inanırmısınız?
Filozof: Evet, yoksa sevmediğim insanların başarısını neyle
açıklardım

---

Adamın biri Nazım Hikmet'e sakal bıraktığı için Maymuna Dönmüşsün demiş.O da cevaben:
--İyi o zaman başka tarafa döneyim
demiş ve başka tarafa dönmüş

---

Köylü, yeni doğan bir sıpayı kucağına almış evine dönerken, iki ortaokul öğrencisi kendisine takılır
ve: Hayrola amca, derler. Oğlunu nereye götürüyorsun böyle? adam, kendine yapılan bu terbiyesizliğe aldırmamış görünerek cevap verir:
-- Gittiğiniz okula kaydını yaptıracağım.

---

Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü olan Galile'ye hasımlarından biri: Üstad, demis. Kulaklarınız bir insan için biraz büyük değil mi? Galile:
-- Doğru, demiş. Benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama, seninkiler de bir eşek için fazla küçük sayılmaz mi?

---

Amerikalı is adamı, Çinliyle alay ederek sormuş: Mezarlariniza koyduğunuz pirinçleri, ölüleriniz ne zaman yiyecek? Çinli, başını kaldırmadan cevap vermiş: :
-- Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman.

---

İngiliz’in biri bir Türk lokantasında Türk garsona "Türkleri pek sevmem çünkü Çanakkale'de bizim kardeşlerimizi katlettiler demiş. Bizimki de:
--Ne işiniz vardı orda?
demiş

---

Profesör öğrenciye "ulan eşeği bağlasan buraya o bile okulu bitirirdi demiş. Öğrenci de cevaben:
--Bitirirdi tabi, hatta bikaç sene daha okurdu Profesör olurdu
demiş

---

Hocası derse girmeyen öğrenciye yokmu dersin? diye sorunca . O da cevaben:
--yok derim
demiş

---

Dersten sıkılan bi öğrenci "Hocam amma da uzattın" demiş. O da cevaben:
--Hadiya oraya kadar geldi mi?
demiş

---

Churchill, avam kamarasında konuşurken, muhalif partiden bir kadın milletvekili, Churchill' e kızgın kızgın şöyle seslenir:
- "Eğer, karınız olsaydım, kahvenizin içine zehir karıştırırdım."
Churchill, oldukça sakin kadına döner ve lafı yapıştırır:
- "Hanımefendi, eğer karım siz olsaydınız, o kahveyi seve seve içerdim."

---

Sokrates ve eşi bir türlü iyi geçinemezlermiş. Bir gün eşi Sokrates'e verip veriştirmiş, ağzına
geleni söylemiş. Bakmış kocası hiç bir tepki göstermiyor; bir kova suyu alıp başından aşağı
boşaltmış. Sokrates, gayet sakin:
- "Bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağanak zaten bekliyordum" demiş.

---

Bernard Shaw ile Churchill hiç geçinemez ve sık sık
birbirlerini iğnelermiş. Bernard Shaw, bir oyununun ilk gecesine, Churchill' i davet etmiş ve
davetiyeye de bir pusula iliştirmiş:
- "Size iki kişilik davetiye gönderiyorum. Bir dostunuzu alıp
gelebilirsiniz. Tabii dostunuz varsa." Churchill, hemen cevap
göndermiş:
- "Maalesef o gece başka bir yere söz verdiğim için oyununuzu
seyretmeye gelemeyeceğim. İkinci gece gelebilirim, tabii oyununuz ikinci gece de oynarsa."

---

Bir gün Eflatun, talebelerinden birini kumar oynarken yakalamış ve şiddetle azarlamış. Talebesi:
- "İyi ama ben çok az bir paraya oynuyordum" diye itiraz edecek
olunca Eflatun cevap vermiş:
- "Ben seni kaybettiğin para için değil, kaybettiğin zaman için azarlıyorum

---

ATATÜRK ün yanına ziyarete gelen iran kralı sohbet esnasında sürekli Atatürk e
laf göndermesi yapmaya çalışır ve tam kahve içeceklerken asker kahveyi kazayla Atatürkün üzerine döker .. İran kralı :Sayın Atatürk Türk milletini iyi eğitememişsiniz.ATATÜRK: Ben Türk milletine her şeyi öğrettim bir uşaklığı öğretemedim ......
__________________
sanemce isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla